Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/599 E. 2022/826 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/599 Esas
KARAR NO : 2022/826

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/07/2022
KARAR TARİHİ : 19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketin, 27.05.2022 tarihli genel kurul toplantısında yeni müdür ataması yapılarak ortaklardan …’ın şirket müdürü olarak seçildiğini, müvekkilinin de 27.05.2022 tarihli genel kurul toplantısına katıldığını ve muhalefet şerhi kullandığını, Menderes 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında …’a ait 800 adet hissenin muvazza sebebi ile tasarrufun iptali için dava açılmış olup hisselerin rızai satışının önlenmesi için hisseler üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu, …’ın şirketteki pay oranının muvazza davası sebebi ile şaibeli olduğunu, müvekkilinin duyumlarına göre toplantıyı yöneten kayyım …’in genel kurul toplantısı tarihinde bilirkişi listesinde bulunmaması nedeniyle yetkisiz olduğunu, bu sebeplerle genel kurul kararının iptalinin gerektiğini bildirmiş, davaya konu genel kurul kararının yürütmesinin durdurulması ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kayyımın görevinin geçerli olması yanında kayyım sıfatı olmasa dahi genel kurul toplantısının yetkili bir biçimde yönetmesi ve oy birliği ile divan başkanı olarak seçilmesi karşısında kayyıma ilişkin yapılan itirazın usul ve esastan reddinin gerektiğini, TTK m.622 ve TTK m.446(1)/a uyarınca, iptal davasının muhalefet şerhi koydurmuş kişilerin açabileceğini, davacının olumlu oy kullanıp, muhalefet şerhi koydurmamış olması nedeniyle, kayyımın başkanlığının usulsüzlüğünü ileri sürebilmesinin hukuki dayanağı bulunmadığını, kayyım olarak atanan kişilerin bilirkişi listesi veya kayyım listesinden seçilmesi gibi yasal bir zorunluluğun bulunmadığını, mahkemenin yetkisini kullanarak kayyım atadığını, kayyımın listede bulunmasına ilişkin bir emredici ve kamu düzenine ilişkin düzenleme olmaması nedeniyle, kayyımın yönetiminde yapılan işlemlerin hukuka uygun ve geçerli olduğunu, TTK 445.maddesi uyarınca iptal davasının kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılık sebepleri ile sınırlı olarak açılabilmesi nedeniyle, davacı tarafın şaibeli payların bulunduğu iddiasının iptal davası yolu ile ileri sürmesinin hukuken mümkün olmadığını, tasarrufun iptali davasının mülkiyet değişikliği yaratmayan, niteliği nedeniyle alınan kararlara ve oy nisabına etkisinin bulunmadığını, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu bildirmiş, ihtiyati tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; davacının ortağı olduğu, davalı limited şirketin, 27.05.2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Dava, T.T.K’nun 445.maddesinde ön görülen hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Ticaret Sicil kayıt örneklerinden, davaya konu genel kurul toplantısı öncesinde ve dava tarihinde, limited şirket niteliğindeki davalı şirketin iki ortaklı olup %49 oranındaki payın davacıya, %51 oranındaki payın dava dışı ortak …’a ait olduğu görülmüştür.
İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında; davacı …’ın talebi üzerine 08.12.2021 tarihli kararla
TTK’nun 411 ve 412.maddeleri uyarınca şirket mali dengesinin ve ekonomik işleyişinin görüşülmesi ile yeni müdür atanması gündemli olarak genel kurul toplantısı yapılması için kayyım …’in görevlendirilmesine karar verilmiş, davaya konu genel kurul toplantısı bu karar uyarınca yapılmıştır.
Davacı taraf, dava dilekçesinde iptal sebepleri olarak; genel kurul toplantısını yöneten kayyımın, bilirkişi listesinde yer almaması nedeni yetkisiz olarak toplantıyı yaptığı ve dava dışı ortak …’ın hisselerine ilişkin olarak görülmekte olan tasarrufun iptali davası nedeniyle hisselerinin şaibeli olduğu iddialarına dayanmıştır.
Toplantı tutanağının 2. maddesinde divan başkanlığına ve oy toplama memurluğuna seçim için oylama yapıldığı, divan başkanlığına …’in, oy toplama memurluğuna … ve …’in oy birliği ile seçildiği, 3.maddesinde tutanaklara imza yetkisinin oy birliği ile kabul edildiği, 4.maddesinde ise; mali evrakların incelenmesinden sonra şirket yöneticisi davacının görev süresinin 11/01/2022 tarihinde sonra ermiş olması nedeniyle şirket müdürü oylamasının yapılmasına davacının itiraz ettiğine ilişkin oylamadan önce beyanda bulunduğu, oylamanın yapıldığı, oy çokluğu ile ortak …’ın şirket müdürü seçildiği, ardından şirket müdürünün yetkilerinin belirlenmesine ilişkin oylama yapılarak şirket müdürünün tutanakta belirtilen yetkilerinin oy çokluğu ile kabul edildiği, davacının oylama yapılan 2, 3 ve 4 nolu kararların hiçbirinin alınmasından sonra muhalefet şerhini tutanağa yazdırmadığı görülmüştür.
TTK’nun 447.maddesinde; pay sahibinin genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarının kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararların batıl olduğu, TTK’nun 622(1) maddesinde ise; TTK’nun anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümlerinin, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanacağı düzenlenmiştir.
TTK’nun 622 ve 647.maddeleri göz önünde tutulduğunda davaya konu genel kurul toplantısında butlan hükmüne tabi kararların alınmadığı gibi davacı tarafça da bu yönde bir iddiada bulunulmamış, dava dilekçesinde alınan kararların iptali talep edilmiştir.
TTK’nun 446 (1/a) maddesi uyarınca genel kurul toplantısında hazır bulunan ortakların alınan kararlara karşı iptal davası açabilmeleri için ret oyu kullanmış ve muhalefetlerini de toplantı tutanağına kaydettirmiş olmaları gerektiği düzenlenmiştir.
TTK’nun 422., 647. ve 446. maddeleri birlikte dikkate alındığında davacının, dava konusu genel kurul kararlarının iptalini talep edebilmesi için kararlara ilişkin red oyu kullanması ve muhalefet şerhini toplantı tutanağına yazdırmış olması özel dava şartıdır.
TTK’nun 422., 647. ve 446. maddeleri hükümleri uyarınca davaya konu 27.05.2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağında butlana tabi nitelikte kararların alınmaması karşısında dava dilekçesinde toplantının bilirkişi listesinde yer almayan kayyım tarafından gerçekleştirilmesi ve ortak …’ın payı hakkında açılmış tasarrufun iptali davasının varlığı nedeniyle ortaklığının şaibeli olduğu gerekçeleriyle alınan kararların iptalinin gerektiği iddia edilmiş ise de; davaya konu genel kurul toplantısının TTK’nun 412.maddesi uyarınca mahkeme kararı ile yapılıp, görevlendirilen kayyım tarafından genel kurul toplantısının düzenlendiği ve icra edildiği, buna göre toplantının yetkili kayyım tarafından yapıldığı, genel kurul toplantısı yapılması için görevlendirilen kayyımın bilirkişi listesinden seçileceğine ilişkin amir bir hüküm bulunmadığı gibi görevlendirmenin kararı veren mahkeme tarafından yapılmış olması nedeniyle kayyımın yetkisiz olduğunun iddia edilmesinin mümkün bulunmadığı, görevlendirilen kayyımın bilirkişi listesinde yer alıp almamasının yokluk veya iptal sebebi olmadığı, davacı tarafın aksi yöndeki iddiasında bir haklılık bulunmadığı gibi ortak …’ın usulüne uygun devir işlemi ile şirket ortaklığını devralıp, toplantıdan önce ticaret sicilinde kayıtlı ortak olması nedeniyle payına ilişkin açılan davanın varlığının, adı geçen ortağın genel kurul toplantısına ortak sıfatıyla katılmasına bir engel teşkil etmediği, ortak …’ın toplantıya katılmasının önlenmesi konusunda yetkili ve görevli mahkeme tarafından bir ihtiyati tedbir kararı da verilmediği göz önünde tutulduğunda davacı tarafın yalnız davanın varlığı sebebiyle toplantı kararlarının iptalinin gerektiğine ilişkin iddiasında bir haklılık bulunmadığı, bununla birlikte dava konusu genel kurul kararlarının butlan hükmüne tabi olmaması karşısında davacının iptal davası açabilmesi için dava konusu kararlara ret oyu kullanıp kararların alınmasından sonra her bir karar için veya bütün kararlar için muhalefet şerhi yazdırmasının zorunlu olmasına rağmen 2 ve 3 nolu kararların oy birliği ile alınması yanında 2, 3 ve 4 nolu kararların hiçbirinde davacının kararlara muhalefet ettiğine ilişkin şerhi toplantı tutanağına yazdırmadığı, bu nedenle özel dava şartının yerine getirilmediği, dava şartının tamamlanabilir dava şartı olmaması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiği anlaşılmakla HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın, HMK’nun 114(2) maddesinin yollaması ile TTK’nun 446(1/a) maddesinde düzenlenen özel dava şartı yokluğuna bağlı olarak HMK’nun 115(2)maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken karar ve ilam harcının peşin alınması nedeniyle başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı yararına A.A.Ü.T.’nin 7(2) maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza