Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/57 E. 2023/289 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/57 Esas
KARAR NO : 2023/289
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2022
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04.11.2021 tarihinde davacıya ait … plakalı araç ile davalı şirket sigortalısı …’a ait … plakalı aracın çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı araç sürücüsü %100 oranında kusurlu olup araç davalı sigorta şirketine ZMSS trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketine yapılan ihbar neticesinde … no.lu hasar dosyası açıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, görevlendirilen sigorta eksperi raporunda, iskonto uygulayarak 3.001,41.-TL hasar gören parça ve 4.350,00- TL işçilik olmak üzere, genel toplam 7.351,41.-TL hasar bedeli tespit edildiğini, davacının aracı, … …. … Sit. … Blok …. Sk. No:… …/İZMİR adresinde onarıldığını, hasar onarım bedeli olarak davacı adına KDV dahil 14.655,90.-TL, 17.11.2021 tarihli proforma fatura düzenlendiğini, davalı sigorta şirketi 19.11.2021 tarihinde 7.351,41.-TL hasar tazminatına ilişkin ödeme yapılmış olup iş bu ödeme davacının zararını karşılamamakla birlikte yetersiz olduğunu, eksik ödenen hasar tazminatının ödenmesi için davalı sigorta şirketinin … adresine yazılı talepte bulunulmuş ancak tarafımıza olumlu yada olumsuz bir cevap verilmediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile 6100 Sayılı HMK 107. Maddesine uygun olarak kusurunun bulunmadığı, davacıya ait … plakalı aracın zarara uğraması sebebiyle eksik ödenen hasar tazminatı olarak şimdilik 100,00.-TL’nin Yargıtay kararları uyarınca iskontosuz gerçek zarar fiyatları ve rakama KDV dahil hesabı ile temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması sebebiyle karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT tarifesi 16/2-c gereğince maktu vekalet ücretinin davalı yana hükmedilmesine, yargılama giderleri ile mahkeme vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı araç, davalı şirkete 09/09/2021 – 09/09/2022 tarihleri arasında … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile Kadir Sallantı adına sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluğumuz, sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına azami 86.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması sebebiyle karar tarihinde yürülükte olan aaüt tarifesi 16/2-C gereğince maktu vekalet ücreti talebi trafik sigortası teminatı dışında olduğunu, talep edilen hasar bedelinin davacı tarafından ödendiğine ilişkin dosyada belge bulunmadığını belirterek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
3-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-04/11/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
6-Bilirkişi heyetinin 12/01/2023 havale tarihli raporları,
7-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 04/11/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli ve hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin belirlenmesi ile belirlenecek hasar bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Türkiye Noterler Birliği Başkanlığına müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Somut olay mahkememizce değerlendirilerek dosya, Trafik Hasar Uzmanı ve Sigorta Hesap Uzmanı bilirkişilerine tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır. 12/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Hukuki nitelendirme, delillerin takdiri ve nihai değerlendirme tamamen mahkemenize ait olmak
üzere; Dosya içeriğindeki mevcut belge, bilgi ve yukarıdaki bölümlerde yapılan açıklamalar
sonucunda dava konusu … model …. aracının 4.11.2021 tarihli maddi hasarlı trafik kazasında;
Bakiye Hasar bedeli ve Değer Kaybı Açısından;
Dava konusu aracın hasarının onarımı için aracın yaşı, kullanılmışlık düzeyi ve kaza
geçmişleri de dikkate alınarak orijinal parçaların takılmasının zorunlu olmadığı, 2 el veya
muadili veya yerli üretim parçalarla onarımının yapılabileceği, ancak davalı sigorta
tarafından orijinal parçaların iskontolu olarak temin edildiği, parça bedeli ve işçilik giderin
toplamı olan KDV hariç 7.351,41 TL bedelin mutabakat kapsamında onarımı yapan firmaya
sigorta tarafından ödendiği, dikkate alınırsa, dava konusu aracın hasar onarımının
gerçekleştirildiği ve bakiye hasar bedelinin kalmadığı,hasar bedelinin Mahkemeniz tarafından belirlenecek olan kusur dağılımı ölçüsünde
saptanabileceği, dava konusu araçta Yargıtay içtihadına uygun yapılan hesaplama sonucunda kaza tarihi
itibariyle hasarsız değerinin 188.500,- TL ve hasarlı bedelinin 175.300 TL olabileceği,
Dava konusu araçta Yargıtay içtihadına uygun yapılan hesaplama sonucunda oluşan
değer kaybının mahkemeniz tarafından belirlenecek olan kusur dağılımı ölçüsünde değer kaybının belirlenebileceği,
dosyadaki belgelerden anlaşıldığı üzere, kazaya karışan … plakalı aracın 09.09.2021-2022 tarihleri arasında geçerli ve … numaralı poliçe ile Türkiye Sigorta Şirketi tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminat örüntüsüne alındığı, ZMM Genel şartları çerçevesinde, hasar ve değer kaybı zararlarının teminat kapsamında olduğu,
Davalı sigorta şirketi tarafından davacı yana 19.11.2021 tarihinde 7.351,41.-TL sı ödeme
yapılmakla hasar bedelinin sigorta teminat kapsamında olduğunun kabul edildiği, Davacı tarafça bakiye hasar bedelinin talep edildiği, ancak heyetimiz teknik ekibi incelemesinde bakiye zararın tespit edilmediği hususlarında kanaatlerini içerir raporlarını dosyaya sunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamından, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; 4.11.2021 tarihli maddi hasarlı trafik kazasında; dava konusu araçta davalı sigorta tarafından orijinal parçaların iskontolu olarak temin edildiği, parça bedeli ve işçilik giderin toplamı olan KDV hariç 7.351,41 TL bedelin mutabakat kapsamında onarımı yapan firmaya sigorta tarafından ödendiği dikkate alındığında dava konusu aracın hasar onarımının gerçekleştirildiği ve bakiye hasar bedelinin kalmadığı kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 179,90-TL harçtan mahkememiz dosyasında peşin olarak alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20‬-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca hesap ve takdir olunan 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/04/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı