Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/560 E. 2023/141 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/560
KARAR NO : 2023/141

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firma ile müvekkili firma aralarında ticari nitelikteki abonelik sözleşmesi gereği elektrik tüketimi gerçekleştirdiğini, davalının tüketmiş olduğu elektriğin bedeli olan 29/04/2022 tarihli tüketim bedeline ilişkin faturanın ödemesini gerçekleştirmediğini, bu nedenle İzmir 28. İcra Dairesinin … MTS sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazı sebebi ile icra takibinin durduğunu belirterek davalı tarafça yapılan haksız itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere davalı tarafın kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ikame edilen davanın haksız, maddi gerçekten uzak, hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli olduğunu, öncelikle usule ilişkin itirazları olduğunu, esasa ilişkin olarak ise; davacı tarafından sunulan faturada tüketime ilişkin hiçbir veri ve tahakkuk verisi bulunmadığını, müvekkili ile davacı şirket arasında elektrik enerjisi ve/veya kapasitesinin, serbest tüketici niteliğindeki müvekkile satışına ilişkin 04.01.2022 tarihli ikili anlaşma imzalandığını, davacının dava dilekçesinde tüketime ilişkin olduğunu beyan ettiği ve ekte sunmuş olduğu … nolu fatura incelendiğinde … sözleşme numarası için okuma döneminin Şubat ayına ilişkin olduğunun görüldüğünü, işbu sözleşme doğrultusunda Şubat ayında müvekkiline sağlanan elektrik enerjisine ilişkin bedel müvekkile 28.02.2022 tarih ve … nolu fatura ile tahakkuk ettirildiği anılan bu fatura ise müvekkili tarafından tam ve eksiksiz olarak ödendiğini, dolayısıyla … nolu faturanın mükerrer olarak düzenlendiğini, davacının tüketime ilişkin olduğunu beyan ve iddia ettiği dava dilekçesi ekinde ve takibe dayanak olarak sunmuş olduğu … nolu faturanın … nolu fatura ile mükerrer olduğu itirazımızla çelişmemek kaydıyla davaya konu … nolu faturanın 30 Mayıs 2018 Tarihli ve 30436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin Sayaç okuma ve okuma bildiriminin içeriği başlıklı 32, Faturalama esası ve dönemi başlıklı 33 ve Ödeme bildirimi/faturalama içeriği, gönderimi, süresi ve yöntemi başlıklı 34. maddelerine aykırı olduğunu, bu bakımdan sonuç doğurmaya elverişli olmadığını, anılan yönetmeliğin “Faturalarda ve faturalandırmaya esas unsurlarda hata tespiti” başlıklı madde 36/1 son cümlesi “Mükerrer ödeme bildirimi de bu fıkra kapsamında değerlendirilir.” hükmünü; 36/2 “Bu madde kapsamındaki hatalara karşı, tüketici tarafından ödeme bildiriminin yapıldığı tarihten itibaren bir yıl içerisinde tedarikçiye itiraz edilebilir…” hükmünün amir olduğunu, müvekkili şirketin 11.05.2022 tarihli mail ile davaya konu … nolu faturaya ilişkin davacıya mükerrer düzenleme olduğunu beyan ettiğini ve işbu faturaya ilişkin 15.05.2022 tarihli … nolu iade faturası düzenlediğini, davacı tarafın beyan ve iddialarının aksine müvekkili şirketin Şubat ayına ilişkin tüketimine bağlı borcu ödemiş olmasından dolayı davacıya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığı hususunun açık ve net olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir 28. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
3-Davacı şirket nezdinde davalı şirkete ait … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliğine ilişkin kayıtlar, taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 29/04/2022 tarihli ve … numaralı fatura, cevap dilekçesi ekinde sunulan 28/02/2022 tarihli ve … numaralı fatura ve ödeme dekontu,
4-Elektrik mühendisi bilirkişinin 20/01/2023 havale tarihli raporu,
5-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi kapsamında, davacı şirket tarafından … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliği çerçevesinde davalı şirkete ait ticarethaneye sağlanan elektrik tedariki karşılığında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 29/04/2022 tarihli ve … numaralı fatura bedelinin tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir 28. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi olduğu, borçlunun davalı Pelin Yemek Servisleri Gıda Pazarlama Dağıtım Ticaret Limited Şirketi olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 31.319,21-TL asıl alacak, 44,48-TL KDV ve 247,12-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.610,81-TL alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Dosyanın elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir 28. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, davacı şirket nezdinde davalı şirkete ait … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliğine ilişkin kayıtlar, taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 29/04/2022 tarihli ve … numaralı fatura, cevap dilekçesi ekinde sunulan 28/02/2022 tarihli ve … numaralı fatura ve ödeme dekontu ile sair deliller birlikte değerlendirilerek, taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi kapsamında, davacı şirket tarafından … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliği çerçevesinde davalı şirkete ait olarak bulunan ticarethaneye sağlanan elektrik tedariki karşılığında davalı şirket adına düzenlenen 29/04/2022 tarihli ve … numaralı faturada yer alan tüketim verilerinin ve bu veriler karşılığında yer alan elektrik kullanım bedelleri ile sair bedellerin ilgili mevzuata uygun olup olmadığı, davaya konu icra takibine dayanak faturanın 28/02/2022 tarihli ve … numaralı fatura açısından mükerrer olarak düzenlenip düzenlenmediği, cevap dilekçesi ekinde sunulan ödeme dekontu da dikkate alındığında neticeten davacı şirketin 29/04/2022 tarihli ve … numaralı faturadan kaynaklı olarak davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, elektrik mühendisi bilirkişi 20/01/2023 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davaya konu edilen faturada ilk endeks, son endeks, birim fiyat, dağıtım bedeli, vergiler ve KDV gibi bilgilerin ayrı ayrı belirtilmesi gerekirken bu tür bilgilerin faturada yer verilmemiş olması nedeniyle söz konusu faturanın ilgili mevzuata uygun olduğunu teknik anlamda söylemenin mümkün olmadığını, 31.01.2022 tarihine kadar olan faturaların ilk endeks ve son endeks değerlerinin birbirini takip ettiği, 28.02.2022 tarihli faturada ise ilk endeks değerinin 0,004 olarak girildiğinin görüldüğünü, 35262,52-TL tutarlı ve son okuma tarihi 31.01.2022 olan faturada sayaç seri numarasının … olduğu son okuma tarihi 28.02.2022 olan faturadaki sayaç seri numarasının ise … olduğunu, dolayısıyla 31.01.2022 tarihinde abonede bulunan mevcut sayacın sökülerek yerine yeni sayaç takıldığı ve yeni sayaç endeks değeri üzerinden borç tahakkuku yapıldığının anlaşıldığını, bu durumda sayaç endekslerinin birbirini takip ettiği, davaya konu edilen faturada ise endeks değerinin mevcut olmadığını dikkate alarak abonenin 28.02.2022 tarihli faturanın tanzim edilmesi gerektiğini, davaya konu edilen 29.04.2022 tarihli faturanın ise mükerrer olduğunu, dosyaya sunulu Yapı Kredi Bankası “Fatura Ödeme İşlem Dekontu” incelendiğinde 16.03.2022 tarihinde … kodlu 28.02.2022 tarihli faturanın (31.319,21-TL-950,00-TL) 30.369,21-TL olarak ödendiğini, ayrıca … Perakende Anonim Şirketinin 28.11.2022 tarihli yazısı eki Sözleşme Hesabında 30.369,21-TL’nin 16.03.2022 tarihinde denkleştirildiği ve sonrası için bir borç girilmediğinin görüldüğünü, bu nedenle gerek 28.02.2022 tarihli faturanın 16.03.2022 tarihinde ödenmiş olduğu, gerekse sözleşme hesabında 29.04.2022 tarihli faturanın gösterilmediği dikkate alarak davalının 29/04/2022 tarihli ve … numaralı faturadan kaynaklı olarak borcunun olmadığını mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin elektrik mühendisi bilirkişinin 20/01/2023 havale tarihli raporuna karşı itirazlarının, dava dilekçesinde 29/04/2022 tarihli ve … numaralı faturanın davalı şirketim tüketim bedeline binaen düzenlendiğinin açık bir şekilde belirtildiği, itiraz dilekçesinde ise dava konusu faturanın sözleşmenin davacı şirket tarafından haklı sebeple feshedilmesi neticesinde düzenlenen cayma bedeline yönelik olduğunun bildirildiği, bahsi geçen iddianın çelişki oluşturduğu gibi iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı çerçevesinde dinlenilmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki bilirkişi tarafından faturanın mükerrer fatura mahiyetinde olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir 28. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, davacı şirket nezdinde davalı şirkete ait … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliğine ilişkin kayıtlar, taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 29/04/2022 tarihli ve … numaralı fatura, cevap dilekçesi ekinde sunulan 28/02/2022 tarihli ve … numaralı fatura ve ödeme dekontu, elektrik mühendisi bilirkişinin 20/01/2023 havale tarihli raporu, ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi kapsamında, davacı şirket tarafından … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliği çerçevesinde davalı şirkete ait ticarethaneye sağlanan elektrik tedariki karşılığında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 29/04/2022 tarihli ve … numaralı fatura bedelinin tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, İzmir 28. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine toplam 31.610,81-TL alacak bedeli üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, bilirkişi tarafından davacı şirkete ait kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde davaya konu edilen faturada ilk endeks, son endeks, birim fiyat, dağıtım bedeli, vergiler ve KDV gibi bilgilerin ayrı ayrı belirtilmesi gerekirken bu tür bilgilerin faturada yer verilmemiş olması nedeniyle söz konusu faturanın ilgili mevzuata uygun olmadığı, davaya konu edilen 29.04.2022 tarihli faturanın ise mükerrer olduğu, dosyaya sunulu Yapı Kredi Bankası “Fatura Ödeme İşlem Dekontu” incelendiğinde 16.03.2022 tarihinde … kodlu 28.02.2022 tarihli faturanın (31.319,21-TL-950,00-TL) 30.369,21-TL olarak ödendiği, ayrıca … Perakende Anonim Şirketinin 28.11.2022 tarihli yazısı eki Sözleşme Hesabında 30.369,21-TL’nin 16.03.2022 tarihinde denkleştirildiği ve sonrası için bir borç girilmediğinin görüldüğü, gerek 28.02.2022 tarihli faturanın 16.03.2022 tarihinde ödenmiş olduğu, gerekse sözleşme hesabında 29.04.2022 tarihli faturanın gösterilmediği dikkate alarak davalının 29/04/2022 tarihli ve … numaralı faturadan kaynaklı olarak borcunun olmadığının tespit edildiği, dava konusu itirazın yöneltildiği ödeme emrine dayanak faturanın mükerrer fatura olduğu ve asıl fatura bedelinin davalı şirket tarafından ödenmiş olduğu dikkate alındığında, davacı şirketin ödeme emrine dayanak faturadan kaynaklı olarak davalı şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığı, davalı şirketin ödeme emrine itirazının haklı olduğu anlaşılmakla, davacı tarafça usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında yatırılan 539,84-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 359,94-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/03/2023

Katip …….
(e-imzalıdır)

Hakim …..
(e-imzalıdır)