Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/517 E. 2022/585 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/517 Esas
KARAR NO : 2022/585

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 23/06/2022
KARAR TARİHİ : 28/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait olan Türkiye Ziraat Bankası A.Ş. Bornova Ata/İzmir Şubesi … IBAN; … çek seri nolu; Türk Ekonomi Bankası A.Ş. Gündoğdu Şubesi … hesap … çek seri nolu; Halbank A.Ş. Özkanlar Şubesi … hesap, … çek seri nolu çeklerin 23.06.2022 tarihinde müvekkili şirket yetkilisinin ziyaret için gitmiş bulunduğu Behçet Uz Hastanesinde bulunan İl Sağlık Müdürlüğünün İşitme Cihazı Ruhsat biriminde gerçekleşen hırsızlık olayı sonucu çalındığını, buna ilişkin Kantar Polis Merkezi Amirliği ……. Olay-Evrak Numaralı şikayetçi ifade tutanağı dilekçe ekinde sunulduğunu belirterek ilgili çekler hakkında tedbiren ödemeden men kararı verilerek ilgili bankaya müzekkere yazılmasına; belirtilen çeklerin iptaline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, Türkiye Ziraat Bankası A.Ş. Bornova Ata/İzmir Şubesi … IBAN; … çek seri nolu; Türk Ekonomi Bankası A.Ş. Gündoğdu Şubesi … hesap … çek seri nolu; Halbank A.Ş. Özkanlar Şubesi … hesap, … çek seri nolu çeklerin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 757. maddesi uyarınca zayi nedeniyle iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 818/1-son. maddesinin atfı ile aynı yasanın 757/1. maddesi uyarınca iradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten men edilmesini isteyebilir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/04/2012 tarih ve ………. Esas ….arar sayılı ilamı ile de kıymetli evrakın zayi nedeniyle iptaline ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu belirlenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/11-1884 Esas 2015/1059 Karar sayılı ilamında aynen; ”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun iptali düzenleyen “Önleyici önlemler” başlıklı 757. maddesinde;
(1) İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir
(2) Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir.” hükmü düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “İade davası” başlıklı 763. maddesinde ise;
” (1) Elden çıkan poliçe mahkemeye sunulursa, mahkeme, iade davası açması için dilekçe sahibine uygun bir süre verir. Dilekçe sahibi bu süre içinde dava açmazsa, mahkeme, poliçeyi, sunmuş olana geri verir ve muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “İptal kararı” başlıklı 764. maddesi uyarınca;
”Elden çıkan poliçe, verilen süre içinde mahkemeye sunulmazsa, iptaline karar verilir.
Poliçenin iptaline karar verilmiş olmasına rağmen, dilekçe sahibi kabul edene karşı poliçeden doğan istem hakkını ileri sürebilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 651/2 maddesi uyarınca, kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyanın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi senedin iptalini karar verilmesini isteyebilir.” denilmiştir.
Anılan maddeler ve Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca, çekin iptaline ilişkin dava açma hakkı çeki kaybeden hamile aittir. Çekin hamili çekin iptal davasını olumlu şekilde sonuçlandırdıktan sonra çek bedelini çekin keşidecisinden talep edebilir.
Dava konusu çekin keşidecisinin davacı olduğu dikkate alındığında, davacının iş bu dava açısından aktif husumet ehliyeti bulunmadığı izahtan varestedir.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (kesin hüküm gibi). Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan da denir.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
Esasa ilişkin nihai karar ile taraflar arasındaki uyuşmazlık (esastan) sona erer ve hüküm kesinleşince (kesin hüküm ortaya çıkınca), artık o uyuşmazlık (dava konusu) hakkında, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava açılamaz; açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir (HMK m.303) (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s.3005).
Tarafların, dava ve taraf ehliyetine sahip olmaları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114.1-d. maddesinde belirtilmiş olup dava şartlarındandır.
Yine aynı kanunun 115. maddesinde ise; ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamı, davacı tarafından sunulan dava dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, kıymetli evrakın iptaline ilişkin davanın, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 563/2. maddesi uyarınca zayi edildiği anda kıymetli evrak üzerinde hak sahibi olan kişi, bir diğer söyleyişle kıymetli evrakın iptali davasının ancak yetkili hamil tarafından açılabilmesinin olanaklı olduğu, davacı KDO…Şirketinin dava konusu çeklerin keşidecisi ve bu çeklerin ait olduğu çek hesabının sahibi olduğu, beyaza imzalı şekilde cirolanmaya hazır şekildeyken şirket yetkilisinin yedindeyken çalındıkları, ayrıca yalnızca toplam bedelleri bilinen her birinin tek tek bedeli belli olmayan boş çek yapraklarının kıymetli evrak vasfının bulunmaması yanında aktif husumet ehliyeti göz önünde bulundurulduğunda davanın hak sahibi olan kişi, ancak yetkili hamil tarafından açılabilmesinin olanaklı olduğu, davacının yetkili olmadığı anlaşılarak açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1–Açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle REDDİNE,
2-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluklarında dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/06/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
¸ e-imza