Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/481 E. 2022/503 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/481
KARAR NO : 2022/503

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 09/06/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı dava dilekçesinde özetle; … Bank A.Ş’ den kullanılmış olan ticari kredi karşılığı teminat olarak verilen çok sayıdaki gayrimenkule … Bank A.Ş lehine 02/10/2014 tarih ve … yevmiye numarası ile 2.950.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, Ödeme zorluğuna düşmesi nedeniyle ipotekli gayrimenkullerin paraya çevrilmesi için … Bank A.Ş tarafından İzmir 11 İcra Müdürlüğünün …/… E sayılı dosyası ile İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu İle Takip ikame edildiğini, İpotek alacaklısı banka tarafından İzmir 11 İcra Müdürlüğünün …/… E sayılı dosyasını ve ipotek kaynaklı haklarını, yukarıda adı soyadı ve T.C. Kimlik numarası belirtilen … isimli kişiye temlik edildiğini, Temlik edilen İcra takibinde ipotek alacağının tahsili amacı ile gayrimenkullerin satışa çıkarılmış ve ihalelerde aşağıda bilgisi verilen iki gayrimenkul haricindeki tüm gayrimenkullerin alacağa mahsuben … tarafından satın alındığını ve satın alınan gayrimenkullerin … adına tescil edildiğini, İpotek alacağı ile icra dosyasındaki tüm ferilerin alacağa mahsuben alınan gayrimenkuller yolu ile karşılandığından, dosyanın İzmir 11. İcra Müdürlüğü tarafından İNFAZEN işlemden kaldırıldığını, ipotek alacağının tüm ferileri ile birlikte icra takibi yoluyla tamamen karşılanan … ile mülkiyetinde kalan İzmir ili Karabağlar İlçesi, … Mah., … Ada, … Parsel, … ve … numaralı bağımsız bölümler kaydında kalan ipotek şerhlerinin kaldırılmasının istenildiğini, bunun üzerine …’in kendisinden ipotek şerhlerinin kaldırılması için yüklü miktarda para istediğini, aksi halde ipotek şerhini fek etmeyeceğini beyan ettiğini, bu nedenle adına kayıtlı dava konusu gayrimenkullerin kaydında bulunan ipoteğin icra takibi yolu ile ödenmiş olması nedeniyle terkinine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, davacı ile dava dışı … Bank Anonim Şirketi arasındaki ticari kredi sözleşmesi kapsamında davacı tarafından kullanılan ticari kredi borcunu teminat altına almak amacıyla İzmir ili, Karabağlar ilçesi, … Mahallesi, …Ada, … Parsel, … ve … numaralı bağımsız bölümler üzerinde dava dışı … Bank Anonim Şirketi lehine kayıtlı bulunan 02/10/2014 tarih ve … yevmiye numaralı 2.950.000,00-TL bedelli ipoteğin, kredi borcunun alacağı temlik alan davalı tarafından İzmir 11. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası kapsamındaki icra takibi ile tahsil edilmiş olması sebebiyle terkini talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taşınmaz rehni, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 850. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun’un 850. maddesine göre, taşınmaz rehninin ipotek veya ipotekli borç senedi ve irat senedi şeklinde kurulabileceği, başka herhangi bir şekilde kurulamayacağı açıkça ifade edilmiştir. Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere ipotek, taşınmaz rehninin bir türüdür ve bir borcun ödenmesinin taşınmazla teminat altına alınması hukuki ilişkisine dayanır. İpotek, taşınmaza taalluk eden haklardandır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince, ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça tapu memuru, tapu sicilindeki bir kaydın terkinini ancak mahkeme kararıyla yapabilir. Öte yandan, Türk Medeni Kanunu’nun 883. maddesine göre ipoteğin terkinini isteme hakkı ancak borç ödendiğinde mümkündür. Aynı yasanın 888. maddesine göre de, ipotekli taşınmazın devri aksi kararlaştırılmış olmadıkça borçlunun sorumluluğunda ve güvencede bir değişiklik meydana getirmez. Bu nedenle rehin ile temin edilen alacak ödenmedikçe ipoteğin terkini mümkün olmadığından bu gerekçeyle reddi gerekirken bu yönde açılmış bir dava bulunmadığından reddine karar verilmesi ve ipoteğin bedelinin hükmedilen şufa bedeline yansıtılması doğru değildir. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 2010/6706 Esas-2010/9813 Karar)
“Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir.
Bu itibarla;
1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri,
Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan, kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı,
b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı,
c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 numaralı,
d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı,
e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8 numaralı,
f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,” karar verildiği aşikardır.
Yukarıda yer verilen karar kapsamında, davaya konu ipoteğin verilme sebebinin davacı tarafından davalı … Bank Anonim Şirketi nezdinde kullanılan ticari kredi borcunun teminatını sağlamak olduğu, bu kapsamda uyuşmazlığın temelinin davacı ile dava dışı … Bank Anonim Şirketi arasında tanzim olunan kredi sözleşmesi olduğu, İzmir Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının 2021/5828 Muh sayılı 06/12/2021 tarihli yazısı ekinde gönderilen 25/11/2021 tarihli 1232 numaralı Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi Kararı uyarınca talebe konu uyuşmazlık açısından İzmir İlinde İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli kılındığı anlaşılmakla, mahkememizin görevsiz olduğu, göreli mahkemenin ihtisas mahkemesi olarak belirlenen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (kesin hüküm gibi). Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan da denir.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
Esasa ilişkin nihai karar ile taraflar arasındaki uyuşmazlık (esastan) sona erer ve hüküm kesinleşince (kesin hüküm ortaya çıkınca), artık o uyuşmazlık (dava konusu) hakkında, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava açılamaz; açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir (HMK m.303) (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s.3005).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesinde; ”Mahkemenin görevli olması” hükmüne yer verilmiş olup, davanın görevli mahkemede açılması dava şartları arasında sayılmıştır.
Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesinde ise; ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamı ve davacı tarafın iddiaları birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın davacı ile dava dışı … Bank Anonim Şirketi arasındaki ticari kredi sözleşmesi kapsamında davacı tarafından kullanılan ticari kredi borcunu teminat altına almak amacıyla İzmir ili, Karabağlar ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … ve … numaralı bağımsız bölümler üzerinde dava dışı … Bank Anonim Şirketi lehine kayıtlı bulunan 02/10/2014 tarih ve … yevmiye numaralı 2.950.000,00-TL bedelli ipoteğin, kredi borcunun alacağı temlik alan davalı tarafından İzmir 11. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası kapsamındaki icra takibi ile tahsil edilmiş olması sebebiyle terkini talebine ilişkin olduğu, davaya konu ipoteğin verilme sebebinin davacı tarafından davalı … Bank Anonim Şirketi nezdinde kullanılan ticari kredi borcunun teminatını sağlamak olduğu, bu kapsamda uyuşmazlığın temelinin davacı ile dava dışı … Bank Anonim Şirketi arasında tanzim olunan kredi sözleşmesi olduğu, İzmir Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının 2021/5828 Muh sayılı 06/12/2021 tarihli yazısı ekinde gönderilen 25/11/2021 tarihli 1232 numaralı Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi Kararı uyarınca talebe konu uyuşmazlık açısından İzmir İlinde İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli kılındığı, mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin ihtisas mahkemesi olarak belirlenen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, dava şartlarının bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetileceği, dava şartı noksanlığını belirleyen hakimin davayı usulden reddetmekle yükümlü olduğu, usul ekonomisi ve yargılamanın süratle bitirilmesi ilkeleri nazara alınarak yapılan inceleme neticesinde, açılan davanın görev dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın USULDEN REDDİ İLE, davaya konu uyuşmazlığın İzmir Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının 2021/5828 Muh sayılı 06/12/2021 tarihli yazısı ekinde gönderilen 25/11/2021 tarihli 1232 numaralı Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi Kararı uyarınca İzmir İli açısından İhtisas Mahkemesinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi olarak belirlendiği anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 115/2. maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince, tarafların görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceklerinin, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-Tarafların görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri durumunda dosyanın görevli İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.