Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/464 E. 2023/17 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/464
KARAR NO : 2023/17
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2022
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/09/2021 davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile müvekkiline ait … plakalı aracına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı araç sürücüsünün kazada asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkiline ait ve Alman trafiğine kayıtlı aracın masrafının Almanya’da bulunan motorlu araç bilirkişisi … BY. … isimli yetkili ekspertiz firmasına incelettiğini ve maliyetin toplam 10.800,00-EUR olarak tespit edildiğini, ekspertize 1.522,00-EUR ödeme yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100-EUR’un davalı kişiden kaza tarihi itibariyle, davalı şirketten ise şirketin teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren itibaren işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu limitin 41.00,00-TL olduğunu, davaya konu kazada kusur oranının tespiti gerektiğini, yokluklarında tanzim ettirilen ekspertiz raporu için istenen tespit giderinin poliçe kapsamında karşılanabilecek bir meblağ niteliğinde olmadığını, ödenecek hasar bedeli belirlenirken olay tarihindeki döviz kurunun tespit edilerek tazminat bedelinin belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazları olduğunu, aracın kazada sol arka köşesinden hasar aldığını, kaza sonrası Almanya ekspertiz raporuna kadar geçen sürede aracın yeniden başka bir kazaya karışabileceğini, aracın pert olmayacağını, Almanya ekspertiz raporunu kabul etmediklerini, amacın sebepsiz zenginleşme olduğunu, aracın Almanya’daki sigorta şirketine yazı yazılarak buradan ödeme alıp almadığının tespiti gerektiğini, gerçek zararın tespiti gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-… Arabuluculuk Bürosunun 2022/534 Dosya 2022/9597 Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası,
3-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
4-11/09/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
5-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
6-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
7-Bilirkişi heyetinin 24/11/2022 havale tarihli raporları,
8-Davacı vekilinin 30/11/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 11/09/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen hasar bedelinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının davalı … yönünden haksız fiil tarihinden, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Noterler Birliğine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Davalı … vekilinin yetki ilk itirazında bulunduğu, davaya konu uyuşmazlığın, 11/09/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen hasar bedelinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının davalı … yönünden haksız fiil tarihinden, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceğinin belirlendiği, yerleşik ve güncel Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında davalı sigorta şirketinin Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 7. maddesinde birden fazla davalının olduğu davalar açısından davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, bu kapsamda yapılan inceleme sonucunda davalı … Sigorta Anonim Şirketinin … Bölge Müdürlüğünün İzmir İlinde bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda mahkememizin iş bu davaya bakmaya yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekilinin tanık dinletme talebinin, cevap dilekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere davalı tanığının kazanın meydana geldiği ana şahitlik etmediği, dava konusu araçta oluşan araçta oluşan hasar miktarının dava dilekçesi ekinde sunulan fotoğraflar ile ekspertiz raporu üzerinde teknik bilirkişiler tarafından yapılacak inceleme neticesinde belirlenebileceği dikkate alındığında, tanık beyanının yargılamaya herhangi bir katkısı olmayacağı gibi yargılamanın uzamasına sebebiyet vereceği anlaşılmakla; … İl Emniyet Müdürlüğü, … Valiliği ve … Büyükşehir Belediyesi binalarının kamera kayıtlarının celp edilmesi talebinin ise, dava konusu trafik kazasının oluşumu açısından tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları tutanağın mevcudiyetinin yeterli olduğu, tutanak içeriğinde yer alan taraf beyanları çerçevesinde kusur durumunun belirlenebileceği, bilirkişi tarafından gerekli görülmesi halinde kamera kayıtlarının celbi talebinin yeniden değerlendirilebileceği dikkate alınarak bu aşamada reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın mahkememizce resen belirlenecek bir trafik alanında uzman ve bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 11/09/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, hasar dosyası, ödeme evrakları, dava konusu araca ait yurt dışı tamirat evrakları, dava konusu aracın emsallerine ilişkin ilan suretleri ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle 11/09/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar miktarı ve hasar nedeniyle oluşan onarım bedelinin, yurt dışı tamirat evraklarının dava konusu trafik kazası ve hasar ile uyumlu olup olmadığı, araç açısından pert total işlemi uygulanması gerekip gerekmediği, bu kapsamda aracın kaza tarihi itibariyle rayiç değeri ile sovtaj bedelinin ne kadar olduğu, tamirat bedellerinin ve ekspertiz ücreti bedelinin yabancı ülke piyasa koşullarına göre makul olup olmadığının da değerlendirilmesi suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 24/11/2022 havale tarihli raporlarında sonuç olarak; dava konusu trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b. maddesini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının kusur ihlali yapmadığını, aracın onarım masrafının Almanya koşullarında orijinal parça ve işçilik dahil olmak üzere KDV dahil toplam 7.471,51-EUR olduğunu, davacıya ait aracın kaza tarihi itibariyle rayiç değerinin 21.600,00-EUR olduğu gözetildiğinde aracın onarımının ekonomik olacağını mütalaa etmişlerdir.
Davalı … vekilinin bilirkişi heyetinin 24/11/2022 havale tarihli raporlarına karşı itirazlarının, itiraz hususlarının mahkememizin yetkisinde bulunan hukuki değerlendirmelere ve usuli işlemlere yönelik olup, yapılan tespit ve belirlemeler ile hesaplamalara yönelik olmadığı anlaşılmakla, bahsi geçen hususların esas hakkındaki hükümle birlikte mahkememizce değerlendirilmesi gerektiği kanaati asıl olmuştur.
Davacı vekilinin 30/11/2022 havale tarihli dilekçesinde, dava dilekçesinde 100,00-EUR olarak belirttikleri dava değerini 7.471,51-EUR olarak ıslah ettiklerini beyan ettiği ve ıslah edilen bedel üzerinden eksik harç bedelini mahkememiz veznesine yatırdığı görülmüştür.
Davalı … vekilinin ıslah dilekçesine karşı itirazlarının, itiraz hususlarının soyut ve gerekçesiz olduğu, itirazın ıslah edilen bedele yönelik olmadığı anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Davalı …’ın kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu araç sürücüsü ve aynı zamanda … plakalı aracın maliki olduğu dikkate alındığında, davalı … yönünden temerrüt olgusunun haksız fiil tarihi itibariyle oluştuğu izahtan varestedir.
Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 19/01/2022 tarihi itibariyle sigorta şirketine tebliğ edildiği, sigorta şirketi açısından temerrütün rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 01/02/2022 tarihinde vuku bulduğu anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, … Arabuluculuk Bürosunun 2022/534 Dosya 2022/9597 Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 11/09/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, bilirkişi heyetinin 24/11/2022 havale tarihli raporları, davacı vekilinin 30/11/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 11/09/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen hasar bedelinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının davalı … yönünden haksız fiil tarihinden, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, dava konusu trafik kazasının sürücü …’ın idaresindeki … plakalı otomobil ile 11/09/2021 günü saat 18.45 sıralarında …, İli, … ilçesi, … Mahallesi, … Bulvarı, Emniyet Müdürlüğü önüne geldiğinde duramayarak aracının ön sağ kısımları ile kırmızı ışıkta bekleyen sürücü … idaresindeki … plakalı otomobilin arka sol köşe kısımlarına çarpması sonucunda meydana geldiği, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kaza neticesinde davacıya ait araçta oluşan hasarın onarım bedelinin Almanya ülkesi koşullarında KDV dahil toplam 7.471,51-EUR olduğu, davacı vekilinin 30/11/2022 havale tarihli dilekçesinde, dava dilekçesinde 100,00-EUR olarak belirttikleri dava değerini 7.471,51-EUR olarak ıslah ettiklerini beyan ettiği ve ıslah edilen bedel üzerinden eksik harç bedelini mahkememiz veznesine yatırdığı, davalı …’ın kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu araç sürücüsü ve aynı zamanda … plakalı aracın maliki olduğu dikkate alındığında davalı … yönünden temerrüt olgusunun haksız fiil tarihi itibariyle oluştuğu, davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 19/01/2022 tarihi itibariyle sigorta şirketine tebliğ edildiği, sigorta şirketi açısından temerrütün rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 01/02/2022 tarihinde vuku bulduğu, usul ve yasa hükümleri ile yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına uygun şekilde düzenlenen bilirkişi raporu dikkate alındığında, davacı tarafın iddiasını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispat ettiği kanaatiyle, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Hasar bedeline yönelik maddi tazminat talebinin KABULÜNE, 7.471,51-EUR maddi tazminatın, davalı … yönünden haksız fiil tarihi olan 11/09/2021 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise poliçe limiti 43.000,00-TL ile sınırlı olmak kaydıyla ve rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 01/02/2022 tarihinden itibaren, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının, davalı … ve davalı … Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 10.319,80-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 80,70-TL harç ve 2.472,20-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 7.766,90-TL karar ve ilam harcının (Davalı … Sigorta Anonim Şirketi 2.210,68-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 82,50-TL elektronik tebligat, 88,00-TL tebligat, 2,25-TL (KEP) posta masrafı, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti, 15.153,07-TL (749,41-EUR x 20,22-TL (12/01/2023 M.B. Efektif Satış)) Almanya ekspertiz rapor ücreti, 80,70-TL peşin harç, 80,70-TL başvurma harcı ve 2.472,20-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 19.559,42-TL yargılama giderinin (Davalı … Sigorta Anonim Şirketi 5.567,18-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 23.661,09-TL nispi vekalet ücretinin (Davalı … Sigorta Anonim Şirketi 9.200,00-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin (Davalı … Sigorta Anonim Şirketi 444,02-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/01/2023

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.