Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/443 E. 2022/831 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/443
KARAR NO : 2022/831

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2022
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalıya … sözleşme hesap numaralı aboneliği çerçevesinde elektrik tedariki sağlanmış olduğunu, davalı tarafça ödenmeyen elektrik faturalarının tahsili amacıyla Merkezi Takip Sistemi …/… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının işbu takibe 24/08/2021 tarihinde itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı, dava dilekçesi ve tensip tutanağının kendisine usulüne uygun şekilde tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya numaralı …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davacıya ait vergi sicil kayıtları,
3-Davacıya ait esnaf sicil kayıtları,
4-Davacıya ait ticaret sicil kayıtları,
5-Davacı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi nezdinde davalı …’na ait … sayılı sözleşme numarasına kayıtlı abonelik sözleşmesi, sözleşmeye binaen düzenlenen faturalar ve cari döküm kayıtlarına ilişkin olarak bulunan kayıt ve belgeler,
6-İzmir 28. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı MTS dosyası,
7-Sair deliller.

DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi kapsamında, davacı şirket tarafından … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliği çerçevesinde davalı …’na ait ‘… Mahallesi, … Sokak, No:…/…., …/…’ adresindeki ticarethaneye sağlanan elektrik tedariki karşılığında davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen 31/05/2021 tarihli ve … numaralı fatura, 12/07/2021 tarihli ve … numaralı fatura ve 13/07/2021 tarihli ve … numaralı fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir 28. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 5.264,65-TL fatura tutarı, 3.250,61-TL fatura tutarı, 55,29-TL işlemiş faiz, 9,95-TL KDV ve 93,08-TL geçmiş dönem faizi olmak üzere toplam 8.673,58-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Davacı vekilinin davaya konu Merkezi Takip Sisteminin …/… Esas sayılı icra dosyasında yer alan borç bedelinin dava açıldıktan sonra haricen ödenmesi neticesinde takip dosyasının haricen ödeme sebebiyle kapatıldığından bahisle davanın konusuz kaldığı ve konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi talebini içerir dilekçesi ile taraf vekillerinin 20/10/2022 tarihli duruşmadaki beyanları doğrultusunda icra dosyasının incelenmesi neticesinde, alacaklı vekilinin 01/09/2021 tarihli beyan dilekçesi doğrultusunda dosyanın 02/09/2021 tarihinde haricen ödeme sebebiyle infazen kapatıldığı görülmektedir.
Bu aşamada, davanın konusuz kalması hususunda genel açıklama yapılmasında yarar vardır.
İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır (28/11/1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK). Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.
Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun yada Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Bu durumda, mahkemenin, bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekmektedir.
Borçlunun dava açıldıktan sonra yaptığı ödemeler veya borcu kabul beyanı ise mahkemenin davayı devam ettirip davayı sonuçlandırmasına, takibe yapılan itirazda haksızlık durumuna göre inkar tazminatına hükmetmesine engel teşkil etmez. Ancak verilecek kararda, sonradan yapılan ödemelerin tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi kaydıyla infazda nazara alınması belirtilmelidir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.12.2015 tarih ve 2014/19- 525 E., 2015/2839 K. Sayılı ilamı )
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderlerini düzenleyen 331. maddesinde davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir edeceği düzenlenmiştir.
Davalı, dava açıldıktan sonra borcu ödemekle itirazında haksız olduğunu kabullenmiş bulunmaktadır. Dava konusu alacak, sözleşme ilişkisine dayalı faturaya bağlanmış bir alacak olduğundan likit niteliktedir. Hukuk yargılamasının genel ilkelerinden olan ”Her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır.” ilkesi gereğince itirazında haksız olduğunu kabul etmiş olan davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacağı izahtan varestedir.
Dava dilekçesine konu edilen bedelin faturaya dayalı olduğu dikkate alındığında, davacı şirket tarafından … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliği çerçevesinde davalı …’na ait ‘… Mahallesi, … Sokak, No:…/…., …/…’ adresindeki ticarethaneye sağlanan elektrik tedariki karşılığında davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen 31/05/2021 tarihli ve … numaralı fatura, 12/07/2021 tarihli ve … numaralı fatura ve 13/07/2021 tarihli ve … numaralı fatura kapsamında dava konusu alacak miktarının davalı tarafça bilinebilir ve belirlenebilir olması doğrultusunda likit olduğu kanaatine varılmakla, dava dilekçesinde talep edilen icra inkar tazminatı açısından yasal şartların oluştuğu ve icra inkar tazminatı bedelinin haklı ve yerinde olduğuna karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya numaralı …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davacıya ait vergi sicil kayıtları, davacıya ait esnaf sicil kayıtları, davacıya ait ticaret sicil kayıtları, davacı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi nezdinde davalı …’na ait … sayılı sözleşme numarasına kayıtlı abonelik sözleşmesi, sözleşmeye binaen düzenlenen faturalar ve cari döküm kayıtlarına ilişkin olarak bulunan kayıt ve belgeler, İzmir 28. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı MTS dosyası ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi kapsamında, davacı şirket tarafından … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliği çerçevesinde davalı …’na ait ‘… Mahallesi, … Sokak, No:…/…., …/…’ adresindeki ticarethaneye sağlanan elektrik tedariki karşılığında davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen 31/05/2021 tarihli ve … numaralı fatura, 12/07/2021 tarihli ve … numaralı fatura ve 13/07/2021 tarihli ve … numaralı fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, İzmir 28. İcra Dairesinin…/… Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 5.264,65-TL fatura tutarı, 3.250,61-TL fatura tutarı, 55,29-TL işlemiş faiz, 9,95-TL KDV ve 93,08-TL geçmiş dönem faizi olmak üzere toplam 8.673,58-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu kısmi itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, davacı vekilinin davaya konu Merkezi Takip Sisteminin …/… Esas sayılı icra dosyasında yer alan borç bedelinin dava açıldıktan sonra haricen ödenmesi neticesinde takip dosyasının haricen ödeme sebebiyle kapatıldığından bahisle davanın konusuz kaldığını beyan ettiği ve konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi talep ettiği, icra dosyasının alacaklı vekilinin 01/09/2021 tarihli beyan dilekçesi doğrultusunda dosyanın 02/09/2021 tarihinde haricen ödeme sebebiyle infazen kapatıldığı, bu kapsamda davanın konusuz kaldığı, davalının dava açıldıktan sonra icra dosyasına haricen yapmış olduğu ödeme çerçevesinde borcu kabul ettiği, davalının davanın açılmasına sebebiyet vermesi sebebiyle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği, davacı şirket tarafından … sözleşme hesap numaralı elektrik aboneliği çerçevesinde davalı …’na ait ‘… Mahallesi, … Sokak, No:…/…., …/…’ adresindeki ticarethaneye sağlanan elektrik tedariki karşılığında davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen 31/05/2021 tarihli ve … numaralı fatura, 12/07/2021 tarihli ve … numaralı fatura ve 13/07/2021 tarihli ve … numaralı fatura kapsamında dava konusu alacak miktarının davalı tarafça bilinebilir ve belirlenebilir olması doğrultusunda likit olduğu, belirtilen gerekçe dahilinde icra inkar tazminatı talebi açısından yasal şartların mevcut olduğu göz önünde bulundurularak, açılan davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın konusuz kalması sebebiyle ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 8.673,58-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’ndan alınarak davacı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketine verilmesine,
3-Haricen tahsil kapsamında davanın konusuz kaldığı dikkate alınarak mahkememizin 25/07/2022 tarihli ihtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 80,70-TL harç peşin alındığından ve karşıladığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 8.673,58-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 104,00-TL normal tebligat, 13,00-TL elektronik tebligat, 70,00-TL müzekkere posta gideri, 1,50-TL kep posta gideri, 80,70-TL peşin harç, 80,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplamda 349,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.