Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/408 E. 2023/49 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/408 Esas
KARAR NO : 2023/49

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 01/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirket tarafından, müvekkili şirket aleyhine İzmir 10. İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasında ilamsız takip yapıldığını, ilamsız takibe müvekkili şirketin kendi içinde yaşamış olduğu irtibatsızlıktan dolayı süresi içinde itiraz edilemediğini, takibe dayanak olarak bedelleri toplamı 502.602,00-TL olan 8 adet senedin gösterildiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete hiç bir borcu bulunmadığını, takibe dayanak senetlerdeki imzaların müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, takibe konu 8 adet senetteki şirket kaşesi üzerindeki imzaların o dönemde şirkette mali müşavir olarak çalışan … tarafından imzalandığını, müvekkili şirket yetkilisi… tarafından 23.12.2011 tarihinde dava dışı …’a 23.12.2011 tarihli vekaletname verildiğini, ancak vekaletnamede, kambiyo senedi imzalama yetkisinin bulunmadığını, senetlerin yetkisiz kişi tarafından imzalanması nedeniyle müvekkili şirkete borç yüklenmesi ve aleyhine icra takibine girişilmesinin hatalı olup, müvekkili şirket yetkilisi tarafından imzalanmayan senetlerden dolayı müvekkili şirketin, davalıya borcunun bulunmadığını, senetlerin vade tarihleri üzerinden dokuz on yıl geçtikten sonra başlatılan takibin iyiniyetli olmadığını, üç yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle belgelerin kambiyo vasfını yitirdiğini, zamanaşımına uğramış senetlerin icra takibine konu edilmesinin mümkün olmadığını, senetteki imzaların keşidecisi müvekkili şirket ait olmaması nedeniyle kambiyo vasfını yitiren senetlerin yazılı delil başlangıcı sayılmasının da mümkün olmadığını, 03.08.2012 tanzim ve 08.03.2013 vade tarihli 70.000,00-TL bedelli senedin daha önce İzmir 13. İcra Dairesi … sayılı dosyasında takibe konulması nedeniyle mükerrer olarak icra takibine konu edildiğini, bu borca ilişkin menfi tespit davası açma haklarını saklı tuttuklarını, yasa ve yerleşik içtihatlar doğrultusunda alacaklının yazılı delil başlangıcı vasfında dahi olmayan senetlerdeki vade tarihinin, icra takibinde temerrüt tarihi olarak esas alınmasının ve asıl alacaktan daha yüksek miktarda faiz talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin işletilen faizlerden dolayı da borçlu olmadığını bildirmiş, davaya konu icra takibine dayanak 8 adet senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin iptaline, yargılama sırasında borcun ödenmesi halinde davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, davalı tarafın alacağın %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı taraf, cevap dilekçesi sunmamış, davalı vekili duruşmadaki beyanlarında senetleri imzalayan kişinin vekaletname nedeniyle yetkili olduğunu düşündüklerini bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; dava konusu icra takibinin dayanağı olan senetlerdeki keşideci imzasının, davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davacı şirketin takibe dayanak senetler nedeniyle davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davaya konu İzmir 20. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasında; davalı şirket, davacı hakkında takibe dayanak sekiz adet zamanaşımına uğramış bonodan kaynaklanan alacağının ödenmediği iddiasıyla ilamsız icra yolu ile 08.04.2022 tarihinde takip yapmış, davacıya 21.04.2022 tarihinde ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal süre içinde itiraz edilmemesi nedeniyle takip kesinleşmiştir.
Davacı taraf, icra takibine dayanak sekiz adet senetteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığı, vekil tayin edilen şirket muhasebecisi … tarafından imzalandığı iddiasında bulunmuş, davalı taraf bu iddiaya uygun şekilde senetlerin şirket yetkilisi tarafından değil, şirket adına hareket eden ve ticari vekil olarak atanan … tarafından imzalandığını bildirmiş, buna göre tarafların bu konudaki açıklama ve kabullerinin uyuşması nedeniyle icra takibine dayanak bonolardaki imzanın şirket yetkilisine ait olup olmadığı konusunda imza incelemesi yoluna gidilmemiş, şirket muhasebecisi … adına şirket yetkilisi tarafından ticari vekil olarak atanmasına ilişkin 23.12.2011 tarihli vekaletnamenin varlığı ve içeriği konusunda da taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığından davaya konu senetleri davacı şirket adına keşide eden …’un vekaletname içeriğine göre ticari temsilci veya ticari vekil olup olmadığı, belirlenecek sıfatına göre davacı şirket adına davaya konu kambiyo senetlerini tanzim etmeye yetkili olup olmadığının, buna bağlı olarak davacı tarafın, davaya konu senetler nedeniyle davalı tarafa karşı sorumlu olup olmadığının belirlenmesi ve uyuşmazlığın çözümü için dosyada toplanan deliller ve vekaletname içeriği ile uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler ve yerleşmiş yargı kararları dikkate alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Davacı, anonim şirket olup, TTK’nun 359(1) maddesi uyarınca anonim şirketi temsile yetkili yönetim kurulunun esas sözleşme ile atanabileceği veya genel kurul tarafından seçilebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında tüzel kişi tarafından belirlenen sadece bir gerçek kişinin de tescil ve ilan olunacağı düzenlenmiştir. Somut dava yönünden vekaletnamenin düzenlendiği 23.12.2011 tarihinde vekaletnamede imzası bulunan… davacı şirketi münferiden temsile yetkili yönetim kurulu başkan yardımcısıdır. 23.11.2011 tarihli vekaletname ile davacı şirketi temsile yetkili yönetici tarafından … vekaletnamede belirtilen işlemlerle sınırlı olarak şirketi temsile yetkili kılınmıştır. Senetlerin tanzim tarihi 03.08.2012’dir. …’un vekaleten temsil görevinin belli bir süre ile sınırlandırılmadığı gibi görevden azledildiğine dair bir belge dosyaya sunulmamıştır. Ticaret Sicil Kayıt örneklerinden …’un ticari vekil olarak atandığına dair kararın tescil edilmediği belirlidir. Vekaletname içeriğinde ticari vekil olarak atanan …’un şirket adına hangi iş ve işlemleri yapabileceği ayrıntılı olarak sayılmış, vekaletnamenin birinci paragrafında şirkete ait banka hesaplarından para çekme ve yatırma, hesap açma ve kapatma, evrak ve çek imzalama, çek tahsil etme, havale alma, ibra verme, bilimum çek, poliçe, emre muharrer senetleri ilgili bankaya tahsil ve teminata verme, protestolarını talep etme, bu hususlarda gerekli iş ve işlemleri yapma yetkisi verilmesine rağmen bono ve kambiyo senedi düzenleme yetkisi verildiğine ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için davacı şirket yetkilisi tarafından 23.12.2011 tarihli vekaletname ile atanan …’un ticari temsilci mi yoksa ticari vekil mi olarak atandığının belirlenmesi zorunludur.
Türk Borçlar Kanununun 547 ve devamı maddelerinde ticari temsilcilik, 551.maddesinde ise ticari vekilliğe ilişkin hükümler düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanununun 547.maddesinde Ticari temsilcinin, işletme sahibinin ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça yada örtülü olarak yetki verdiği kişi olarak tanımlanmış, işletme sahibinin ticari temsilcilik yetkisi verildiğini, ticaret siciline tescil ettirmek zorunda olduğu vurgulanmıştır.
Türk Borçlar Kanununun 551.maddesinde ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişi olarak tanımlanmış, bu yetkinin işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsayacağı, ancak ticari vekilin, özel yetki verilmedikçe tacir adına ödünç alamayacağı, kambiyo taahhütlerinde bulunamayacağı, davacı veya davalı olarak mahkemelerde taciri temsil edemeyeceği belirtilmiştir.
Anonim şirketler yönünden şirketi temsile yetkili organ veya yönetici tarafından ticari mümessil ve ticari vekil atanması mümkündür. Ticari mümessil, bir işletmenin tüm işlerini idare etmekle görevlendirildiğinden onun, işletmenin hem olağan hem olağanüstü nitelikteki bütün işlerini yapmaya yetkisi vardır. Buna karşılık genel yetkili ticari vekil, işletmenin sadece olağan işleri ile sınırlı temsil yetkisine sahiptir. Olağanüstü işlemleri yapabilmesi için işletme sahibinin özel yetkisine ihtiyaç vardır. Belli bir işin ya da işlemin ifası ile görevlendirilen sınırlı yetkili vekillerin sahip oldukları temsil yetkilerinin kapsamı ise kendilerine bırakılan iş ya da işlemin niteliğine göre belirlenir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16.10.2012 tarih …….. esas ve ……. karar sayılı ilamında olağanüstü işlemleri kapsamayan bazı işleri yapmakla sınırlı olarak atanan ticari vekilin açıkça yetki verilmedikçe şirket adına kambiyo taahhüdünde bulunması, çek, poliçe ve emre muharrer senetlerin keşide edilmesi konusunda her biri için özel yetki verilmemesi halinde ticari vekilin çek, poliçe ve emre muharrer senet tanzim etmesinin mümkün olmadığı vurgulanmıştır.

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, yerleşmiş yargı kararları ile somut dava yönünden toplanan tüm deliller ve özellikle 23.12.2011 tarihli vekaletname içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu senetlerde davacı şirket adına keşideci olarak imzası bulunan …’a, davacı şirkete ait olağan ve olağanüstü işlemlerin tümünü kapsayan yetkilerin verilmeyip yalnız vekaletnamede belirtilen konularla sınırlı tutularak temsil yetkisi verildiği, ticari vekil atamaya ilişkin kararın ticaret sicil müdürlüğüne tescil edilmediği, buna göre …’un ticari mümessil olarak değil ticari vekil olarak atandığının açık ve anlaşılır olduğu, TBK’nun 551.maddesi uyarınca ticari vekilin, özel yetki verilmedikçe tacir adına kambiyo taahhütlerinde bulunamayacağı, 23.12.2011 tarihli vekaletnamede ticari vekil …’a, davacı şirket adına kambiyo taahhütünde bulunma ve bono düzenleme ve imzalama yetkisinin verilmediği, davacı şirket adına imzalanmış bonoların lehtar sıfatıyla teslim alan davalı şirketin, bonoların şirket yetkilisi veya ticari temsilcisi veya özel yetki verilmiş ticari vekil tarafından imzalanıp imzalanmadığını, araştırma ve kontrol etme konusunda basiretli tacir gibi davranma ilkesi gereği sorumluluğunun bulunduğu, davaya konu icra takibinin taraflar arasındaki fatura veya herhangi bir ticari ilişkiye dayalı olarak değil yalnız zaman aşımına uğramış dava konusu senetlere dayalı olarak yapıldığı, buna göre davaya konu icra takibinin dayanağı ve sebebi senetlerdeki keşidecisi imzasının davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmaması nedeniyle davacı tarafın davaya konu senetler nedeniyle davalı tarafa bir sorumluluğunun ve borcunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, davacının, davaya konu icra dosyasına konu alacak ile icra dosyasına dayanak sekiz adet bono nedeni ile davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafın kötü niyetle hareket ettiğine dair iddiasının davacı tarafça kanıtlanamaması ve bu konuda dosyada bir delil toplanmadığı dikkate alınarak davacı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ İLE;
Davacının, davaya konu İzmir 20. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına konu alacak ile icra dosyasına dayanak sekiz adet bono nedeni ile davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 75.526.28-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 8.583,19-TL harç ile 10.298,38-TL tamamlama harcından oluşan 18.881,57-TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 56.644,71‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı yararına A.A.Ü.T.’nin 13 (1) maddesi uyarınca takdir edilen 1.105.640,13-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 80,70-TL başvurma harcı, 8.583,19-TL + 10.298,38-TL tamamlama harcı, 53-TL yedi adet elektronik tebligat gideri, 112-TL iki adet tebligat gideri, 3,5-TL dört adet kep reddiyatından oluşan toplam 19.050,07‬‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/02/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip…
e-imza