Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/395 E. 2022/605 K. 13.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/395 Esas
KARAR NO : 2022/605

DAVA : Şirketin İhyası (TTK’nun Geçici 7.Maddesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/05/2022
KARAR TARİHİ : 13/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası (TTK’nun Geçici 7.Maddesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin hem ortağı hem de temsil ve ilzama yetkili olduğu ……. Şirketi’nin, davalı tarafça, TTK’nun geçici 7.maddesi gerekçe gösterilerek 18/08/2014 tarihinde resen hukuka aykırı şekilde terkin edildiğini, terkin işleminde geçici 7.maddenin 4/a bendinde belirtilen prosedüre uyulmadığını, şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ihtar gönderilmesi zorunlu iken müvekkiline ihtar gönderilmediğini, bu nedenle terkin işleminin usulsüz olarak yapıldığını bildirmiş, terkin işleminin iptali ile şirketin yeniden tesciline, aksi halde şirketin yalnız araç, taşınmaz ve marka varlıklarının satılabilmesi ve vergi borçlarının ödenmesi konusu ile sınırlı şekilde ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı, cevap dilekçesinde; ……… Şirketi’nin 13/03/2003 tarihinde tescil edilmesine rağmen sermayesinin 5,000 TL olup, 6103 sayılı Kanunun 20. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca sermayesini zorunlu miktara yükseltmemesi sebebiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7. Maddesi uyarınca çıkarılan Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5. Maddesinin a bendi uyarınca 04/04/2014 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresine ihtarda bulunulduğunu, bu hususun 15/04/2014 tarih 8550 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığını, yasal süre içinde yanıt verilmemesi nedeniyle 12/08/2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiğini, bu hususun da 18/08/2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığını, 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7(15) fıkrası uyarınca davanın silinme tarihinden beş yıl içinde açılmamış olması nedeniyle hak düşürücü süre yönünden davanın reddinin gerektiğini, yapılan işlemlerin tebliğ’de belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde uygulandığını, şirketin tescilli adresine ihtarname keşide edilmesine rağmen ilgililerin basiretli tacir gibi davranarak herhangi bir bildirimde bulunmadıklarını, şirketlerin tescilli adreslerine gönderilen ihtarnamelerin 6102 Sayılı yasanın geçici 7. maddesinde bahsedilen 4. kısmının a bendi gereği tebliğ edilmiş sayılacağının esas olduğunu, terkin işleminin yapıldığı sırada terkin edilen şirket hakkında yapılmış bir icra takibi ve açılmış bir davanın, davalı müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını bildirmiş, davanın öncelikle süre yönünden reddine, müdürlüğün davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olduğundan ve davanın açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında ticaret sicilinden terkin edilen Metin Nakış Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin adına kayıtlı mal varlığı bulunmasına rağmen, mal varlığı tasfiye edilmeksizin ve şirketin usulüne uygun şekilde terkin işlemlerinin yapılmadığı iddiası ile yeniden ihyası, kabul edilmediği takdirde mal varlığının ve borcunun tasfiyesi amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiyesi istemine ilişkindir.
Davaya konu …’nün Merkez-107272 sicil numarasında kayıtlı Metin Nakış Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce sicil kaydı 12/08/2014 tarihinde resen terkin edilmiştir.
Dosyaya gelen kayıt örneğinden … plaka sayılı aracın terkin edilen şirket adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Davalı tarafça, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle reddinin gerektiği iddia edilmiş ise de; TTK’nun geçici 7.maddesinin 15.fıkrasında tasfiye edilmeksizin ünvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığının, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren 10 yıl sonra Hazineye intikal edeceğinin düzenlendiği, ilgili fıkranın son cümlesinde ise ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceklerinin belirtildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14/10/2021 tarih …. esas ve …. karar sayılı ilamı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 13/06/2019 tarih …. esas ve …. karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere TTK’nun geçici 7(15)maddesinde 5 yıllık hak düşürücü süre yanında terkin edilen şirketlerin ortaya çıkacak mal varlıklarının 10 yıl sonra hazineye intikal edeceğinin düzenlenmesi karşısında terkin tarihinden itibaren 10 yıllık süre içinde şirket ortaklarının şirkete ait mal varlığı üzerindeki mülkiyet hakkının devam ettiğinin, bu süre içinde talepte bulunmaları halinde mal varlıklarının tasfiyesi için ihya davası açmaya hakları bulunmasına göre bu sebebe bağlı hak düşürücü sürenin 10 yıl olarak uygulanması gerektiği dikkate alınarak; somut olayda şirketin 12/08/2014 tarihinde terkin edilip dava tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin sona ermediği anlaşılmakla, davalı tarafın aksi yöndeki iddiası haklı görülmemiş ve davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Davacı taraf, şirketin usulüne uygun şekilde terkin edilmemesi nedeni ile öncelikle yeniden ihyasını, bu talep kabul edilmediği takdirde mal varlığının ve borcunun tasfiyesi işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasını talep etmiştir.
İhyası talep edilen şirket, TTK’nun geçici 7.maddesinin birinci fıkrasının a bendi uyarınca sermayesini Kanun Hükmünde Kararname ile öngörülen tutara çıkarmamış olması nedenine bağlı olarak ticaret sicilinden terkin edilmiştir.
Davalının cevap dilekçesindeki anlatımları ile ticaret sicil kayıt örneklerinden TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca davalı tarafça yapılan terkin işleminden önce aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere bir ihtar gönderilmeden terkin işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır.
TTK’nun geçici 7(4/a) maddesi uyarınca terkin işleminden önce şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ihtar yollanacağı amir hüküm olarak düzenlenmiş olup bu düzenlemeye uygun olarak somut olay açısından şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ihtar gönderilmeden işlem yapılmış olması nedeni ile terkin işlemi usulsüz olarak yapılmıştır.
Terkin işleminin usulsüz yapılmış olması nedeni ile ve davacı tarafın şirketin mal varlığını tasfiyesi amacıyla hak düşürücü süre içinde açtığı davada şirketin yeniden ihyasını talep etmesine bağlı olarak davanın kabulü ile usulsüz terkin işlemi nedeni ile şirketin yeniden ihyasına, her ne kadar davalının yasal hasım sıfatı bulunsa da, usulsüz terkin işlemi yaparak dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeni ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın kabulü ile; …’nün Merkez-107272 sicil numarasında kayıtlı iken 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi gereğince sicil kaydı terkin edilen Metin Nakış Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin yeniden Ticaret Sicili’ne yeniden tescili ile ihyasına,
2-Kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken karar ve ilam harcı peşin alınmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı taraf yararına takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 31,00 TL bir adet tebligat ücreti, 13,00 TL iki adet elektronik tebligat ücreti ve 1,50 TL iki adet kep reddiyatından oluşan toplam 206,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı …’nün yokluğunda HMK’nun 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
Katip …
e-imza