Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/388 E. 2022/613 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/388 Esas
KARAR NO : 2022/613

DAVA : Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı Yapılması İstemli (TTK’nun 411 ve 412. Maddelerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2022
KARAR TARİHİ : 19/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı Yapılması İstemli (TTK’nun 411 ve 412. Maddelerinden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 2016 yılında, mali sıkıntıya girmesi üzerine, müvekkilinin sermaye ihtiyacı için yeni ortaklık arama sürecine girdiğini, müvekkilinin hisselerinin bir kısmını, eşinin ve oğlunun hisselerinin tamamını, 2016 ve 2017 yılında ….’ya devrettiklerini,….’nın, …’nın kardeşi olup hali hazırda …… Şirketinin 475 pay sahibi ……..Şirketinin yetkilisi ve tek ortağı olduğunu, ortaklık yapısının tespiti ile ilgili İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/911 esas sayılı dosyasında derdest davanın bulunduğunu, hisse devirlerinden sonra müvekkilinin şirketin yönetim kurulu başkanlığını bir süre daha devam ettirdiğini, ……’nın yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevini üstlendiğini, 3.06.2020 tarihinde ……’nın tüm hisselerini abisinin şirketi olan ….. Şirketine devrettiğini, hali hazırda ….. Şirketinin 75 pay sahibi olduğunu, …… ve ……’nın ortak hareketleri ile ……. Şirketinin, …… Şirketine 85.967.301,53 TL borçlandırıldığını, 07/08/2020 tarihli genel kurulda, şirketten olan alacaklarının sermayeye ilavesi yoluyla, müvekkilinin pay oranını düşürmek kastıyla şirketteki payını %95,32’ye yükseltmek için genel kurul kararı alındığını, bu kararın iptali için İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinde …. esas sayılı dava açtıklarını, davalıların davayı kabul ettiklerini, müvekkilinin 10/03/2021 tarihinde şirket hisselerinin %12,5’lık kısmını üçüncü kişye devrettiğini, ihtarname ile bildirmelerine rağmen pay defterine işlenmediğini, 8 gün sonra hisseler üzerine haciz uygulandığını, satışa hazırlık işlemlerinin yapıldığını, davalı şirketin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyasında müvekkilini ortaklıktan çıkarma davası açtığını, bu davada müvekkiline ait hisselerin %75 pay sahibi ……Servis… Şirketi adına tescilinin talep edildiğini, bütün bunlarla Yalçınkaya kardeşlerin müvekkiline ait hisseleri ele geçirerek davalı şirketin tek hissedarı olmayı amaçladıklarını, şirketi zarara uğrattıklarını ve uğratmaya devam ettiklerini, …’nın yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde … Towers’ta bulunan 3 adet taşınmaz ile 1 adet yumurta tasnif makinesinin satışından dolayı davalı şirketi 363.750,00 TL zarara uğrattığını, İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında hükme bağlandığını, bu satışlar nedeniyle … ve … hakkında İzmir 48. Asliye Ceza Mahkemesi …….. esas sayılı ceza dosyasında TCK 155/2 ve Ser P.K 110/1-b maddelerinde düzenlenen suçlardan dolayı yargılamalarının devam ettiğini, hali hazırda …’nın davalı şirketin yönetim kurulu başkanı, kardeşi …’nın ise başkan yardımcısı görevini yürüttüklerini, salt şirket aktiflerini azaltmak, müvekkiline ve diğer hissedarlara ait hisselerin düşük gösterilmesi kasdıyla şirket çalışanı … adlı kişiye hiç bir teminat alınmaksızın ticari hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde yüksek miktarda nakden borç verildiğini, akabinde şirketten çıkarıldığını, hakkında göstermelik icra takibi başlatıldığını haricen öğrendiklerini, borç verilmesinin müvekkilini zarara uğratmak kastından başka bir nedene dayanması halinde dahi, yönetim kurulu üyelerinin denetim ve gözetim sorumluluğunu ve görevlerini ihmallerinin gündeme geleceğini, borç para verilmesi ve İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile şirketin zarara uğratılması konularının görüşülmesi amacıyla ihtarname ile genel kurul toplantısı yapılmasını talep ettiklerini, davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen olumlu veya olumsuz bir cevap verilmediğini, TTK’nun 412.maddesi uyarınca mahkemenin iznine ihtiyaç olduğunu, davalı şirket yöneticilerinin vekalet ilişkisini açıkça kötüye kullanmaları nedeniyle atanacak bir kayyım vasıtasıyla çağrı ve gündemin hazırlanarak yapılmasının gerektiğini bildirmiş, öncelikle kayyım atanması, kabul edilmediği takdirde kendilerine yetki verilmesi suretiyle davalı şirketin ihtarnamede belirtilen gündem maddelerinin görüşülmesi amacıyla olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının ileri sürdüğü sebeplerin olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasını gerektirmediğini, toplantıların ne zaman ve hangi hususlarda yapılacağının şirketlerin ana sözleşmelerinde yer alıp, yetkili organın yönetim kurulu olduğunu, TTK’nun 411 ve 412. maddeleri uyarınca toplantının yapılması mahkemenin takdirinde olup toplantıların maliyetli olduğunu, şirketin iç işleyiş ve yapısının bozulmaması adına müzakere edilmesini gerektirmeyen konularda genel kurul toplantısı yapılmaması gerektiğini, olağanüstü toplantıların gerçek anlamda şirketlerin faaliyetlerini yürütmesini engelleyen hususların ortaya çıkması durumunda yapıldığını, …’nın, büyük emek ve özenle şirketin bozulan finansal yapısını düzeltmeye çalıştığını, bu durumu davacının hazmedemediğini, engellemek için her karara muhalif olduğunu, her türlü dava açarak maddi ve manevi anlamda zarar vermeye çalıştığını, borca batık haldeki şirketin üretim faaliyetlerine devam edebilmek adına tedarikçi firma olan ……Servis.. Şirketine yüklü miktarda borçlandığını, borç ödenemeyecek konuma gelince …’nın hisselerinin tamamını …… Servis… Şirketine devrettiğini, yaşanılan mali sorunların davacının döneminden kaynaklandığını, davacının İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dava dosyasında şirketin feshi ve tasfiyesini talep ettiğini, dava sürecinde şirkete kayyım atandığını, bu dava ile şirketin mali yüke sokulup prestij ve güvenilirliğinin zedelendiğini, bankaların kredilerinin ödenmek zorunda kalınması nedeniyle şirketin mevcudunun ciddi oranda azaldığını, davacının fesih davasından feragat ettiğini, bununla tek amacının şirketin maddi ve manevi varlıklarına zarar vermek olduğunu adeta kanıtladığını, yaşanan ekonomik krizler ve gelişmelerin maddi zararları çoğalttığını, davacının hırsları yüzünden finansal anlamda zor günler geçiren şirketin 3 adet taşınmaz mal ile 1 adet yumurta tasnif makinesini satarak bir nebze olsun ekonomik anlamda çıkış yolu aradığını, bu konuda yönetim kurulu kararı alındığını, satışın yapıldığı zamanda davacının yönetim kurulu başkanı olması nedeniyle bir muvazaa iddiasında bulunamayacağını, davacının …’ya zarar verebilmek adına İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile satışı yapılan mecurların düşük bedelle satışlarının gerçekleştirildiği iddiasıyla tazminat davası açtığını, anılan dosyanın 29/09/2021 tarih ve … karar sayılı ilamı ile hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde kabul edildiğini, kararı istinaf ettiklerini, istinaf incelemesi sonucunda bozulması gerektiğini, tehiri icra kararı aldıklarını, bu konunun bu aşamada müzakere edilmesine gerek bulunmadığı, …’ın zimmetine geçirmiş olduğu paralar çerçevesinde şirketin büyük zarara uğradığını, davacının borç para verildiği iddiasının gerçek olmadığını, …’ın tahsilat ve depo sorumlusu olarak çalışmaktayken kayıtlarda usulsüzlükler yaptığını, müşterilerden elden para aldığını, şirketin bilgisi ve talimatı olmadan mal satışı yaparak haksız menfaat temin ettiğinin ortaya çıktığını, bu konuda yaptıkları şikayet üzerine Foça Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ……. soruşturma numaralı dosyası ile soruşturmanın yapıldığını, …’ın haklı ve tazminatsız olarak işten çıkarıldığını, şirketin alacağının bir kısmının yıllık izin ve fazla çalışmalarından mahsup edildiğini, soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporunda suçun tespit edildiğini, …’dan teminat senedi alındığını, HMK’nun 190. maddesi uyarınca davacının iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğunu, ortaklar arası kişisel husumetlerin kayyım atanmasını gerektirir bir durum oluşturmadığını, müvekkili şirketin davacının zararına yönelik şekilde davrandığı iddiasının olayların oluş ve tarihsel süreçlerine göre gerçek olmadığını, haciz işleminin pay devrinden önceki tarihte yapıldığını, davacı ile Haluk Kırıcı arasında gerçekleştiği iddia edilen devir işleminin geçerli ve gerçek bir devir olmaması sebebiyle hüküm ifade etmeyeceğini, ön alım hakkı bulunduğunu bildirmiş, yargılamanın duruşmalı olarak yapılmasını, İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin …. esas sayılı dosyalarının, Foça Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. sayılı soruşturma dosyası ve akabinde açılacak ceza davasının bekletici mesele yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, T.T.K.’nun 411(1) maddesinin yollaması ile 412 (1) maddesi hükmü çerçevesinde davalı anonim şirketin, davacı tarafça talep edilen gündem maddeleri ile ilgili olarak olağanüstü genel kurul toplantısı yapılması konusunda izin verilmesi istemine ilişkindir.
Anonim şirketlerin genel kurula ilişkin hükümlerin düzenlendiği TTK’nun 407 vd. maddelerinde genel kurulun süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabileceği, tasfiye memurlarının görevleri ile ilgili konular için çağrı yetkisinin bulunduğu belirtilmiş olup TTK’nun 411(1) maddesinde; pay oranları gösterilen pay sahiplerinin yönetim kurulundan yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek genel kurulu toplantıya çağırmasını isteyebilecekleri, 412. maddenin birinci fıkrasında ise pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde koymasına ilişkin istemlerinin yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine genel kurulun toplantıya çağrılmasına mahkemece karar verilebileceği düzenlenmiştir.
TTK’nun 412 (1) maddesinde; zorunlu olmadıkça mahkemenin dosya üzerinde inceleme yaparak karar verebileceği belirtilmiştir. Dava dilekçesi, davalı şirkete tebliğ edilerek savunma hakkı tanınmış, müzekkereler yazılarak cevapları alınmış, tarafların iddia, savunma ve delillerini dosyaya sunmuş olmaları ve toplanacak başkaca bir delilin bulunmaması nedeniyle dosyada toplanan bilgi ve belgelerin karar vermek için yeterli olduğu dikkate alınarak duruşma açmayı gerektirir bir zorunluluk hali görülmemekle ve bildirilen tanıkların dinlenmesinin verilecek karara etkili olmayacağı dikkate alınarak tanıklar dinlenmeksizin dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilmiştir.
Davalı tarafça, cevap dilekçesinde bildirilen hukuk davaları ile ceza soruşturmasının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de; davacı tarafın talebi, uyuşmazlık konusu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde hukuk davaları ile ceza soruşturmasının sonucunun beklenmesi için bir yasal neden ve gereklilik bulunmadığı dikkate alınarak davalı tarafın bu konudaki talebi haklı görülmemiştir.
Ticari sicil kayıt örneği ile; davalı şirketin 12/05/2004 tarihinde tescil edilmiş anonim şirket olup, temsilcilerinin münferiden temsile yetkili … ve … olup, davacının şirket ortağı olduğu görülmüştür.
TTK’nun toplantılar başlıklı 409.maddesinin 1.fıkrasında genel kurulların, olağan ve olağan üstü, toplanacağı olağan toplantının her faaliyet dönemi sonundan itibaren 3 ay içinde yapılacağı, 2.fıkrasında gerektiği takdirde olağan üstü toplantı yapılacağı düzenlenmiştir. Kanunda tek tek sayılmak suretiyle hangi hallerde olağanüstü toplantı yapılacağı düzenlenmediğinden her somut olaya göre olağanüstü toplantının yapılıp yapılmaması gerektiği belirlenecektir.
TTK’nun 411 (1)maddesinde; toplantı yapılmasını talep eden ortakların, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirtmelerinin zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Davacı tarafça keşide edilen 17/11/2021 tarihli ihtarnamesi gerek genel kurulun yapılması sebebinin, gerekse hangi gündemle toplanılacağının bildirilmiş olması nedeniyle TTK’nun 411 (1)maddesi hükmüne uygunluk taşımaktadır.
Davacı tarafça, şirketin … adlı çalışanına hiç bir teminat alınmaksızın borç para verdiği konusunun görüşülmesi ile yargılaması yapılan ve şirket yetkilisi …’nın şirketi zarara uğratması nedeniyle hakkında hükmolunan tazminatın tahsili konusunda ne gibi işlemler yapıldığının görüşülmesi amacıyla olağanüstü genel kurul toplantısı yapılması talep edilmiştir.
Toplanan delil ve belge örneklerinden, davacının, şirketin feshi ve tasfiyesi dahil olmak üzere davalı şirket ve yöneticiler ile ilgili olarak çok sayıda dava açtığı, davacı ile diğer ortak ve yöneticiler ile aralarında sorunların yaşandığı anlaşılmaktadır. Ortaklar ile ortak ve yöneticiler arasındaki bütün sorunların kanun çerçevesinde çözümü mümkün olup, bu çözümlerin yolları gösterilmiştir. Şirket çalışanın işten çıkarılması konusunda davalı tarafın yaptığı savunma ve Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturması dahil tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin çalışanına borçlanmadığı, çalışanının zimmetine geçirdiği paralar nedeniyle çalışanından teminat senedi aldığı, işten çıkardığı, işçilik alacaklarından mahsup yaptığı ve ceza soruşturmasının devam ettiğine ilişkin bir kanaatin oluşması yanında davacı tarafça borçlanma iddiasına ilişkin hiç bir delil ve belge sunulmamıştır. Diğer yandan mahkememizce, şirket yöneticisinin tazminatla mahkumiyetine ilişkin verilen kararla ilgili istinaf yoluna başvurulduğu, kararın henüz kesinleşmediği, tehiri icra talep edildiği ve talebin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Her iki konudaki sürecin devam etmesi ve toplanan delillere göre içeriklerinin belirlenebilir olması yanında, davacı tarafın, her iki konuda daha önce bilgi alma ve inceleme hakkı çerçevesinde, davalı şirketin defter ve belgelerini incelemediği ve ya bu konuda davalı şirketten bilgi alma hakkını kullanmadığı gibi, dava dilekçesinde her iki konuda hangi kararlara ihtiyaç duyulduğu da açık ve somut bir biçimde belirtilmediğinden talep edilen konularla ilgili olarak bir genel kurul toplantısı yapılması konusunda bir gereklilik ve ihtiyacın doğmadığı anlaşılmaktadır. Bunun yanında davacı taraf, toplantı nedeni olarak belirtilen her iki konudaki gelişmelerden bütünüyle haberdar olmadığı inancında ise genel kurul toplantısından önce her iki konu hakkında daha kolay ve masrafsız bir yol olan TTK’nun 437.maddesinde düzenlenen bilgi alma ve inceleme hakkı hükümleri uyarınca şirketten bilgi ve inceleme talep etme hakkını kullanıp, gündem konuları ile ilgili tam bilgi sahibi olduktan sonra, olağanüstü genel kurul toplantısında hangi kararlara ihtiyaç duyulduğunun somut ve açık bir biçimde açıklamalı, buna göre olağanüstü genel kurul toplantısına ihtiyaç bulunup bulunmadığı değerlendirilmelidir. Zira, konuların yalnız görüşülmesinin olağanüstü toplantı yönünden bir anlamı bulunmadığı gibi hukuki sonuçlara yol açacak kararların gündeme getirilmesi ve alınması toplanmanın amacına uygun olacaktır. Açıklanan tüm bu nedenlerle, davacının, olağanüstü genel kurul toplantısı yapılması konusunda, bu aşamada bir gerekliliğin doğmadığı ve yasal koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harcın peşin alınması nedeniyle başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı yararına takdir edilen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından arta kalanın HMK 333 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 412 (1/son cümlesi) uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/07/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza