Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/351 E. 2022/374 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/351
KARAR NO : 2022/374

DAVA : Kooperatifin Feshi ve Tasfiye Heyeti Atanması İstemli
DAVA TARİHİ : 13/01/2016
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememize tevzi edilen Kooperatifin Feshi ve Tasfiye Heyeti Atanması İstemli dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; İzmir ili, … ilçesinde faaliyet gösteren davalı kooperatif hakkında İlçe Müdürlüğü’ne verilen dilekçeye istinaden … Komisyonu tarafından rapor düzenlendiğini, davalının son olağan genel kurul toplantısını 08/02/2012 tarihinde yaptığının, o tarihten itibaren toplantı yapılmadığının ve kanuni organların teşekkül etmediğinin belirlendiğini, Kooperatifler Kanununun 90.maddesi gereğince raporun sonuç bölümünde kooperatifin feshi için mahkemeye başvurulmasının uygun görüldüğünün belirtildiğini, kooperatifin 2010 yılından bu yana herhangi bir faaliyetinin bulunmadığını, Kooperatifler Kanununun 81.maddesinin 2, 4, 6 ve 7.fıkraları gereğince davalı kooperatifin dağılma sebeplerinin oluştuğunun aşikar olduğunu, Kooperatifler Kanununun ek 1.maddesi gereğince davalı kooperatifin feshine karar verilmesinin talep edilmesi zorunluluğunun doğduğunu, kooperatifin tasfiyesi amacıyla tasfiye heyeti atanmasının gerektiğini bildirmiş, SS… İlçe merkezi, …Kalkınma Kooperatifin feshine, tasfiye işlemleri için tasfiye heyeti atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Dosyada toplanan bütün deliller ve belge örneklerinden davalının, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen kooperatif olduğu, dava dilekçesinde gösterilen unvan ile ticaret siciline kayıtlı bulunduğu, davalı kooperatif unvanında adı geçen yerleşim yerlerine göre her biri ayrı davalı imiş gibi kabul edilip, dava dilekçesi tebliğe çıkarılmış ve diğerleri tebliğ edilememesine rağmen davalı …Kalkınma Kooperatifine tebligat yapılmış ise de; bu unvanda kooperatifin davalı olmadığı gibi yapılan tebligatların da dava dilekçesine uygun olmayıp geçerliliğinin bulunmadığı, davalı kooperatife dava dilekçesindeki ve sicilde kayıtlı unvanı ile tebligat yapılmadığı, davalı kooperatifin yönetim kurulu üyesi …’e tebligat yapılmış ise de bu tebliğin usul ve yasaya uygun bulunmadığı, davalı kooperatife tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlanmış ve HMK’nun 27.maddesi çerçevesinde hukuki dinlenme hakkı gereği cevap dilekçesi ve delillerini sunma hakkının verildiğinin kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, nitekim davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi sonrasında Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 07/09/2021 tarihli kararında; tarafın, davalı kooperatif olarak bildirilmesine ve kararın kaldırılmasına rağmen bu karardan sonra oluşturulan dosyanın gönderilmesine ilişkin gerekçeli kararda yönetim kurulu üyesinin davalı olarak gösterildiği, ilgili kişinin davalı sıfatının olmadığı gibi bu sıfatla kararda yer almasının mümkün bulunmadığı, bütün bu gelişmelere göre davanın açılmasından bu yana davalı kooperatife usul ve yasaya uygun şekilde dava dilekçesi ve eklerinin tebliğ edilmediği, davalı kooperatifin duruşmalara katılmadığı gibi cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüş, açıklanan nedenlerle usul ve yasa gereği ve dosya kapsamına uygun olarak karar başlığında davalı olarak kooperatif yönetim kurulu üyesi değil, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen kooperatif, davalı sıfatı ile gösterilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; davalı kooperatifin dağılması konusunda yasal koşulların oluştuğu gerekçesi ile feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı.Karaburun Asliye Hukuk(Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi tarafından, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 nolu Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevrelerinin belirlenmesine ilişkin kararını dayanak göstererek Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsiz hale geldiği gerekçesiyle ve 22/12/2021 tarihli gönderme kararı verilerek dosyanın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ve dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Davanın, Kooperatifler Kanunu hükümleri uyarınca davacıya verilen yetki ve görev çerçevesinde yasal koşulların oluştuğu gerekçesi ile davalı kooperatifin feshi ve tasfiyesi istemine ilişkin olduğu göz önünde tutulduğunda, Kooperatifler Kanunu’nun 99.maddesi hükmü nedeniyle mutlak ticari dava olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur.
Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 08/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 07.07.2021 tarihli 608 numaralı kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresi İzmir ili mülki idare sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmesine ve kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarih, 2017/11-10 esas ve 2019/401 karar sayılı ilamında; Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu tarafından Fikri Sınai Haklar Mahkemesi’nin yargı alanının belirlenmesinden sonra Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde görülmekte olan davalarla ilgili olarak yargılamaya devam edilip edilmeyeceği, dosyaların Fikri Sınai Haklar Mahkemeleri’ne devredilip devredilmeyeceği ile ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlık konusunda yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığına, davaların açıldığı ve görülmekte olan Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğine hükmetmiştir.
04/04/2019 tarihli ilam, somut olaya da ışık tutacak ve uygulanır niteliktedir. Zira, ilama konu yargı alanlarının belirlenmesine ilişkin karardaki düzenlemenin ayrı bir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olan yerlerde bu nitelikteki davalara anılan mahkemelerin, olmayan yerlerde ise hangi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin göreceğine ilişkin bir yargı yeri belirlemesi kararı söz konusu olup, somut olaya konu 07/07/2021 tarihli yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararda da mevcut Asliye Ticaret Mahkemeleri dışında 8 ilde daha Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmasına karar verilmiş olup, mevcut Asliye Ticaret Mahkemeleri ile birlikte yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı yerleri bulundukları il, ilçe Asliye Ticaret Mahkemeleri yönünden ise kararda gösterilen Ağır Ceza Mahkemeleri’nin yargı çevresi olarak belirlenmiştir. Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesi ancak kanunla mümkün olup, her iki karar yalnız yargı alanlarının belirlenmesine ilişkin aynı içerikte kararlardır. İlamda, yargı yerleri belirlenmesine ilişkin kararın göreve ilişkin olmadığı, yalnız yargı yeri belirlenmesi kararı niteliğinde olup, karardan önceki davaların açıldığı mahkemede devam etmesine ilişkin direnme kararı veren ilk derece mahkemesinin gerekçesi doğru bulunmuş, kararda açıklanan yasal düzenlemeler ve hukuk ilkelerine atıf yapılarak oluşturulan gerekçe ile direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
İlamın gerekçesinde; mahkemelerin görevinin kıyas ya da yorum ile genişletilemeyeceği ya da değiştirilemeyeceği, kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görevin genel mahkemelere ait olduğu konusunda 05/12/1977 tarihli, 1977/4 Esas ve 1977/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının bulunduğu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni Hakim Güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesi uyarınca gönderme kararının bu güvenceye aykırılık teşkil ettiği, uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olayın meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabi olup yasal düzenleme ile yeni kurulan veya bir başka mahkeme görevlendirilmediği sürece olayın meydana geldiği zamandaki mevcut mahkemeler tarafından çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 22/11/2021 tarih 2021/1939 esas ve 2021/1732 karar ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 06/12/2021 tarih 2021/2115 esas ve 2021/1979 karar sayılı ilamlarında da 01/09/2021 tarihinden önce görülen davalarda Hakimler Savcılar Kurulu’nun ilgili kararı uyarınca dosyanın bu tarihten sonra görev verilen mahkemelere gönderilemeyeceğine karar verilmiştir.
Bazı Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri tarafından aksi karar verilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 21/02/2022 tarih 2022/1073 esas ve 2022/2686 karar sayılı ilamı ile BAM Hukuk Dairelerinin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde, asliye hukuk mahkemesinin, asliye ticaret mahkemesi sıfatı ile baktığı derdest dosyalar için asliye ticaret mahkemesine devredilerek gönderilmesine ilişkin karar veremeyeceğine hükmetmiştir.
Somut olayda davanın, 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilen ve karara dayanak yapılan 07/07/2021 tarihli yargı alanının belirlenmesine ilişkin karardan önce 13/01/2016 tarihinde açıldığı dikkate alınarak gönderme kararı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni Hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesinde düzenlenen kanuni hakim ilkesine, kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görevin genel mahkemelere ait olduğuna ilişkin 05/12/1977 tarihli, 1977/4 esas ve 1977/4 karar sayılı içtihadı birleştirme kararına, mahkemelerin görevinin kıyas ya da yorum ile genişletilemeyeceği ya da değiştirilemeyeceği ilkesine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun somut olaya uygulanır nitelikteki 04/04/2019 tarih, 2017/11-10 Esas ve 2019/401 Karar sayılı ilamına, ilamın somut olaya uygulanır niteliği olmadığı düşünülse bile ilamda belirtilen yasal düzenlemeler, hukuk ilkeleri ile yargı yeri alanlarının belirlenmesi ile görevli kurumun bu alandaki düzenlemeleri sonucu görülmekte olan davalara ilişkin açık bir yargı yeri belirlenmesi kararı olmaması halinde davaların açıldığı mahkemelerce görülmesine devam edilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun gerekçelerine, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 08/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 07.07.2021 tarihli 608 numaralı kararına uygun olmadığı gibi; 07/07/2021 tarihli kararda, yukarıda açıklanan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere görülmekte olan davaların, 01/09/2021 tarihinden itibaren görev verilen Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne devredileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bunun yanında kararın 07/07/2021 tarihli olup, 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiş olmasına göre; farklı uygulama tarihi belirlenmiş olması ve yalnız yeni mahkemeler kurulmuş olmasının farklı karar ve uygulama tarihini gerektirir bir neden olmadığı dikkate alınarak kararı vermeye yetkili makamın, görülmekte olan davaların Asliye Ticaret Mahkemelerine devredileceğine ilişkin bir kararının bulunmaması yanında, iradesinin de bu yönde olmadığı anlaşılmakla, gönderme kararı usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararın niteliği gönderme kararıdır. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yetki alanlarını belirleyen kararı yalnız ticari nitelikteki davaların yetki alanlarını belirleyen bir karar niteliğinde olup, mahkemelerin görevinin belirlenmesine ilişkin bir karar niteliğinde bulunmadığı, mahkemelerin görevinin ancak kanun ile düzenlenebileceği, davanın Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesinde Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görüldüğü, eldeki davalar için ilgili mahkemenin davalar sonuçlanıncaya kadar bu sıfatının devam edeceği birlikte değerlendirildiğinde karar öncesi açılan davalar için Karaburun Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nin görevsiz hale gelmesinin mümkün olmadığı ve buna bağlı olarak verilen kararın görevsizlik kararı olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Dosyanın usul ve yasaya aykırı gönderme kararına bağlı olarak mahkemesine iadesi için, mahkememizin Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle ve davanın mutlak ticari dava olduğu göz önünde tutulduğunda mahkememizce verilecek kararın niteliği de görevsizlik kararı olması mümkün olmayıp gönderme kararı verilebilmesi mümkündür.
Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yukarıda gerekçeleri açıklandığı üzere gönderme kararının usul ve yasaya aykırı olarak verilmiş olması nedeniyle mahkememizce dosyanın kendi mahkemesine iadesini sağlayacak kararın da ancak gönderme kararı olabileceği göz önünde tutulduğunda her iki mahkeme tarafından verilmiş görevsizlik kararları bulunmamakla birlikte karşılıklı gönderme kararları ortaya çıkmıştır. Davaya hangi mahkemenin devam edeceğine ilişkin uyuşmazlığın çözümü gerekli olup, karşılıklı gönderme kararları nedeniyle bu çözümün ilgili mahkemeler tarafından yerine getirilmesi mümkün değildir. Somut olaydaki gönderme kararlarının mahkemelerin görevi ile ilgili olduğu, göreve ilişkin yargısal kararlarla ilgili uyuşmazlığın ancak bir yargı makamı tarafından çözülebileceği, görevle ilgili uyuşmazlıkların Bölge Adliye Mahkemelerinin görevli Hukuk Daireleri tarafından çözümlendiği birlikte değerlendirildiğinde, görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Gönderme kararına konu, dava dosyasına ilişkin uyuşmazlığı çözme görevinin davanın görüldüğü… Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) ait olması nedeniyle dosyanın Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) gönderilmesine,
2-Esasın, gönderme kararı nedeniyle kapatılmasına,
3-Kararın niteliği itibariyle harç alınmasına yer olmadığına,
4-Yapılacak yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından dikkate alınmasına,
5-Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesi ve mahkememizce verilen karşılıklı gönderme kararları nedeniyle ortaya çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
6-Kararın niteliği, dosyanın sürüncemede kalmaması ve usul ekonomisi gereği taraflara tebliğine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/04/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza