Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/333 E. 2022/754 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/333 Esas
KARAR NO : 2022/754

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin toptan ve perakende su satışı işi ile iştigal ettiğini, davalı şirketin de toptan ve perakende su satış işi ile uğraştığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında davalıya ait ürünlerin İzmir ilinde satılması için anlaşma yapıldığını, davalı şirketten alınan malların bedellerinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine Aydın İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasıyla kötüniyetli olarak bedelsiz senetle icra takibi başlatıldığını, dava konusu senedin teminat senedi olup taraflar arasındaki borç ilişkisinden kaynaklanmadığını belirterek davanın kabulü ile takip hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin dava sonuna kadar durdurulmasına, dava sonucunda müvekkili şirketin davalı şirkete Aydın İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı icra takibinden kaynaklı ve davaya konu senetten kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ile müvekkili şirketin gerçekte bir borcu bulunmamasına rağmen icra takibine devam edildiğinden takibin iptaline, %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatının davalı şirketten alınarak müvekkili şirkete verilmesine yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin borcuna karşılık aldığı senedi Aydın İcra Müdürlüğünün …/… E. Sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu, davacının dilekçesinde iddia ettiği şekilde bedelsiz senet ile icra takibi yapılmadığını, dilekçede beyan edilen hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin senetten kaynaklanan alacağını tahsil etmek amacıyla davaya konu senedi icra takibine koyduğunu, sonrasında borçlu davacının müvekkili şirketin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla davayı açtığını belirterek davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davanın, taraflar arasında verilen teminat senedinden dolayı borçlu olunmadığı yönünde menfi tespite ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Aydın İcra Müdürlüğünün …/… takip sayılı dosyası UYAP üzerinden celbedilerek incelenmiştir.
Bono bir kambiyo senedidir. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden ya da malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir (Reha Poroy, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 11.Bası, s.237 vd.).
İİK’nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra daireleri ve mahkemeleri ile bonoda öngörülen ödeme yeri icra daireleri ve mahkemeleri yetkilidir. TTK m.777/3 maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenleme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden bononun düzenleme yerindeki icra dairesi ve mahkemeleri yetkilidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasında “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir” HMK’nun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca HMK’nun 17. maddesine göre; ”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, Aydın İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası, itiraz dilekçesi ve sair deliller ile birlikte değerlendirildiğinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesinde tacirler veya kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabileceklerinin, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılacağının belirlendiği, davacı şirket yerleşim yerinin Karşıyaka/İzmir olduğu, davalı şirketin ise Nazilli/Aydın’da bulunduğu, davaya konu takip talebinde alacaklı adresinin Aydın olarak gösterildiği, senet üzerinde de Aydın Mahkemeleri’nin yetkilendirildiği, bu bakımdan yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, yetki şartının tarafları bağlayacağı, davalı vekilinin yetki ilk itirazını süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde yetkili mahkemeyi de göstermek suretiyle bildirdiği, yetki ilk itirazının yerinde olduğu bu kapsamda HMK 114-115 maddeleri gereğince yetki yönünden dava şartının mevcut olmadığı, mahkememizin iş bu davaya bakmaya yetkili olmadığı, yetkili mahkemenin tarafların iradeleri doğrultusunda Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu kanaatine varılmakla mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İşbu davada Yetkili mahkemenin AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ olması nedeniyle HMK nun 114(1/ç) maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi ile Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2- HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın kesin yetkili ve görevli AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)