Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/33 E. 2022/426 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/33
KARAR NO : 2022/426

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının yurtiçi ve yurtdışına yedek parça üreten bir firma olduğunu, davalı şirkete sigara imalatında kullanılan malzeme ekipman satıp teslim ettiğini, ancak yapılan işin ödemesinin yapılmadığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalının cari hesap ilişkisinden doğan 210.870,00-TL cari hesap bakiyesini ödemediğini, alacağın tahsili için İzmir 10.İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini, davalı itirazıyla takibin durduğunu, arabuluculuk – yoluna gidilmiş ise de sonuç alınamadığını, arz edilen hususlar nedeniyle; davalı itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirketin cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir 10. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-Davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları,
4-Davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları,
5-Davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler,
6-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 04/04/2022 tarihli bilirkişi raporu,
7-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasındaki sigara imalatında kullanılan malzeme ve ekipman alış verişine yönelik ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir 10. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Makina Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, borçlunun davalı … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 210.870,00-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
24/02/2022 tarihli duruşma tutanağının 7 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı şirkete ticari defter kayıt ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, davacı vekili davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
26/10/2021 tarihli duruşma tutanağının 8 numaralı ara kararında ise duruşmada hazır bulunmayan davalı … Makine Tıbbi Malzeme ve Ekipmanları Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına davalı şirkete ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak ya da ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere; “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter ve belgeleri iki haftalık kesin süre içerisinde sunmanız veya bulundukları yeri bildirmeniz, verilen kesin süre içinde ticari defterlerin sunulmaması veya bulunduğu yerin bildirilmemesi durumunda söz konusu ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınız ihtaren bildirilir.” şerhini içeren tebligat çıkartılmasına, çıkartılacak tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi veya bila tebliğ iade edilmesi durumunda duruşma günü beklenilmeksizin davalı … Makine Tıbbi Malzeme ve Ekipmanları Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına davalı şirkete ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak ya da ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca; “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter ve belgeleri iki haftalık kesin süre içerisinde sunmanız veya bulundukları yeri bildirmeniz, verilen kesin süre içinde ticari defterlerin sunulmaması veya bulunduğu yerin bildirilmemesi durumunda söz konusu ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınız ihtaren bildirilir.” şerhini içeren tebligat çıkartılmasına karar verilmiş olup, ilgili tebligatın mahkememizce sehven tebliğe çıkartılmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin tanık dinletme talebinin, dava konusu ve miktarı itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın mahkememizce re’sen belirlenecek Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir 10. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait BA/BS formları, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar, cari hesap kayıtları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflara ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, taraflara ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflara ait ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve cari hesap kayıtlarından kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 04/04/2022 tarihli raporunda sonuç olarak, davalı şirkete, sigara imalatında kullanılan malzeme ve ekipman satılıp teslim edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalının cari hesap ilişkisinden doğan 210.870,00-TL cari hesap bakiye borcunu olduğunu, alacağın tahsili için İzmir 10.İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini, davalı itirazıyla takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna gidilmiş ise de sonuç alınamadığının ifade edildiğini, her iki tarafın kayıtlarının incelenmesinde, davalı tarafından, 2021 yılında davacıya yapılan ödemeler toplamının her iki tarafın kayıtlarında da 107.435,00-TL olduğunu, davacı tarafından, 2021 yılı içinde davalı adına tanzim edilen faturalar toplamının her iki tarafın kayıtlarında da 318.305,00-TL olduğunu, davacıy, davacı kayıtlarında yer almayan, ancak; davalı kayıtlarında yer alan, 2020 yılından devreden 11.977,00-TL borç bulunduğunu, taraf kayıtları karşılaştırıldığında, davacının 2021 yılı kayıtlarında 2020 yılından devreden davacı alacağının; 2021 yılında düzenlenen davacı faturalarının 318.305,00-TL, davalı tarafından 2021 yılında davacıya yapılan ödemelerin 107.435,00-TL, ödenen tutar düşüldüğünde davacı tarafın alacak miktarının 210.870,00-TL olduğunu, davalının 2021 yılı kayıtlarında 2020 yılından devreden davacı alacağının 11.977,00-TL, 2021 yılında davacı tarafça düzenlenen faturalar toplamının 318.305,00-TL, toplam davacı alacağının 330.282,00 TL, davacıya yapılan ödemelerin 107.435,00-TL, yapılan ödemeler düşüldüğünde davalı yanın davacı tarafa ödemesi gereken bakiye borç tutarının 222.847,00-TL olduğunu, Davacı kayıtlarında yer alamayan devreden 11.977,00-TL’nin davalı kayıtlarından düşülmesi halinde (222.847,00-TL-11.977,00-TL) 210.870,00-TL davacı tarafından talep edilen alacağa ulaşıldığını, davacı tarafın takipte, 210.870,00-TL asıl alacak talep etmiş olduğunu, takip öncesine ilişkin faiz talep etmediğini, taraftar arasında sözleşme akdedilmediği gibi, cari hesaba veya faize ilişkin bir düzenlemede bulunmadığını, davalıya ihtar çekilmediğini, temerrüde düşürülmediğini, davalı temerrüdünün takiple birlikte oluştuğunu 25.11.2021 takip tarihi itibaiyle davacı alacağının 210.870,00-TL olduğunun tespit edildiğini mütalaa etmiştir.
Davalı vekilinin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 04/04/2022 havale tarihli raporuna karşı itirazları ile İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması talebinin, davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı, dava konusu faturalara konu olan ve ayıplı olduğu iddia edilen ürünlere ilişkin olarak davalı şirket tarafından davacı şirkete ayıp ihbarında bulunulduğuna dair herhangi bir delilin dosyada mevcut olmadığı, bu kapsamda ayıp iddiası ile buna bağlı olarak İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması talebinin savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağına tabi olduğu, davacı vekilinin davalı vekilinin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 04/04/2022 havale tarihli raporuna karşı itirazlarını içerir dilekçesinde yer alan itirazlara ve ayıp iddiası ile buna bağlı olarak İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması talebine açık bir muvafakat sunmadığı anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı … Makine Tıbbi Malzeme ve Ekipmanları Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına davalı şirkete ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak ya da ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere çıkartılması gereken; “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter ve belgeleri iki haftalık kesin süre içerisinde sunmanız veya bulundukları yeri bildirmeniz, verilen kesin süre içinde ticari defterlerin sunulmaması veya bulunduğu yerin bildirilmemesi durumunda söz konusu ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınız ihtaren bildirilir.” şerhini içeren tebligatın mahkememiz kalemince sehven tebliğe çıkartılmamış, buna rağmen Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 04/04/2022 havale tarihli raporunun yalnızca davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi suretiyle tanzim edilmiş ise de, davalı vekilinin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 04/04/2022 havale tarihli raporuna karşı sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde bu duruma yönelik herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşılmakla, bu hususta herhangi bir ara karar oluşturulmasına yer ve gerek olmadığına, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtların dikkate alınmamasının yerinde olacağı değerlendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir 10. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, davalı şirkete ait BA/BS formları, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 04/04/2022 tarihli bilirkişi raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sigara imalatında kullanılan malzeme ve ekipman alış verişine yönelik ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, İzmir 10. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 210.870,00-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 04/04/2022 tarihli raporunda 25.11.2021 takip tarihi itibariyle davacı alacağının 210.870,00-TL olduğunu mütalaa ettiği, davalı vekilinin ayıp iddiası ile buna bağlı olarak İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması talebinin savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağına tabi olduğu, davacı vekilinin davalı vekilinin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 04/04/2022 havale tarihli raporuna karşı itirazlarını içerir dilekçesinde yer alan itirazlara ve ayıp iddiası ile buna bağlı olarak İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması talebine açık bir muvafakat sunmadığı, davacı şirketin sahibi lehine delil vasfını haiz ticari defter ve belgelerine göre takip tarihi itibariyle davalı şirketten 210.870,00-TL tutarında alacaklı olduğu, takip tarihi itibariyle geçerli olan reeskont faizi oranının %16,75 olduğu, davalı vekilinin ödeme emrine yönelik itirazlarının haksız olduğu, davacı tarafından icra takibinde yer alan ödeme emrine konu edilen alacak bedelinin faturaya dayandığı dikkate alındığında likit mahiyette bulunan alacak açısından icra inkar tazminatı talep edilebileceği anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı … Makine Tıbbi Malzeme ve Ekipmanları Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin İzmir 10. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ İPTALİNE, İzmir 10. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 210.870,00-TL asıl alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %16,75 oranında ve değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 210.870,00-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı … Makine Tıbbi Malzeme ve Ekipmanları Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinden alınarak davacı … Makina Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 14.404,53,00-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 2.546,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.857,74-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 87,00-TL elektronik tebligat, 0,60-TL (KEP) posta masrafı, 700,00-TL bilirkişi masrafı, 80,70-TL peşin harç ve 2.546,79-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.415,09-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 23.210,90-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.