Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/326 E. 2023/40 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/326
KARAR NO : 2023/40
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİH : 16/04/2022
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından sigortası düzenlenen … plakalı aracın tam kusurlu olarak müvekkiline ait … plakalı araca 23/12/2021 tarihinde çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin aracında değer kaybı meydana geldiğini, İzmir adli bilirkişi listesinde kayıtlı bir bilirkişiden uzman görüşü raporu alındığını, rapora göre 50.000,00-Tl değer kaybı hesaplandığını, bu rapor için 1.000,00-TL fatura düzenlendiğini, ayrıca müvekkilinin aracının onarımının uzun sürmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla 10,00-TL değer kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, ayrıca şimdilik 10,00-TL ikame araç bedelini kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; sorumluluklarının kusur oranı ve bakiye poliçe limiti dahilinde olduğunu, poliçe limitinin 43.000,00-TL olduğunu, değer kaybı talebi yönünden davacıya 3,186,00-TL ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-… Arabuluculuk Bürosunun 2022/2109 Dosya 2021/38018 Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi,
3-Hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-23/12/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
6-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
7-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
8-Bilirkişi heyetinin 21/11/2022 havale tarihli raporları,
9-Davacı vekilinin 26/12/2022 havale tarihli dava değer artırım dilekçesi,
10-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 23/12/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar sebebiyle oluşan değer kaybı ve dava konusu aracın tamirat işlemleri sırasında davacı tarafından edinilmek zorunda kalındığı iddia olunan ikame araç bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek değer kaybı bedelinin davalı … yönünden haksız fiil tarihi olan 23/12/2021 tarihinden, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise temerrüt tarihi olan 07/01/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, ikame araç bedelinin ise haksız fiil tarihi olan 23/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Noterler Birliğine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketine müzekkere yazılarak, davalı … T.C. kimlik numaralı …’e ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu 23/12/2021 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak davacı … T.C. kimlik numaralı … tarafından şirkete yapılan başvuru dilekçesinin, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evraklarının, yapılan başvuru sonucunda açılan hasar dosyasının ve varsa davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtların eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir trafik alanında uzman bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 23/12/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, dava konusu araca ait tamirat evrakları, ekspertiz raporu, dava dilekçesine ekli fotoğraflar, dava dilekçesine ekli uzman görüşü raporu ile sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücülerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu olan ve 23/12/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar sebebiyle aracın makul tamirat süresinin ne kadar olacağının, aracın tamiratı süresince edinilecek ikame araç bedelinin yabancı ülke şartlarına göre ne kadar olduğunun, ayrıca hasar sebebiyle dava konusu araçta varsa oluşan değer kaybı bedelinin yabancı ülke koşullarına göre yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda aracın dava konusu kazadan önceki hasarsız ikinci el bedeli ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el bedeli arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 01/11/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak; davalı sürücü …’in 2918 Sayılı KTK’nun 56/e. ve 52/a-b. maddelerini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna tamamen hatası ile etken olduğunu, davacı sürücü … kazanın oluşumunda atfedilecek her hangi bir hatası ve kural ihlali görülmediğini, davaya konu aracın kaza öncesi rayiç değeri ile kaza ve onarım sonrası rayiç değeri arasındaki fark alınarak yapılan (20.000 EUR – 19.500 EUR) değer kaybı tespitinde aracın davaya konu kazadaki değer kaybı bedelinin 500,00-EUR olduğunu, davaya konu aracın makul onarım süresinin 7 gün olduğunu, benzer nitelikte, sınıfta ve konforda ikame bir aracın Almanya koşullarında günlük kira bedelinin 80,00-EUR olduğunu, buna göre toplam ikame araç bedelinin 7 gün onarım süresi için 560,00-EUR olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekilinin 08/06/2022 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde değer kaybı bedeli yönünden 10,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 6.505,60-TL olarak, ikame araç bedeli yönünden 10,00-TL olarak belirttikleri dava değerini ise 7.286,27-TL olarak arttırdıklarını beyan ettiği ve arttırılan dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmüştür.
Davalı …’in dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın maliki olduğu gözetildiğinde, bahsi geçen davalının haksız fiil tarihi olan 23/12/2021 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü izahtan varestedir.
Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 29/03/2022 tarihi itibariyle sigorta şirketine tebliğ edildiği, sigorta şirketi açısından temerrütün rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 11/04/2022 tarihinde vuku bulduğu anlaşılmaktadır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesinde; ”Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez. Hükümlerin tavzihine ilişkin istemlerin ret veya kabulü halinde de avukatlık ücretine hükmedilemez.
Buna karşılık, icra takipleriyle, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştayda temyizen ve bölge idare ve bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusu üzerine görülen işlerin duruşmaları ayrı ücreti gerektirir.” hükmüne yer verilmiş olup, avukatlık ücretinin kapsadığı işlere yer verilmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 16. maddesinde ise ‘Arabuluculuk, Uzlaşma Ve Her Türlü Sulh Anlaşmasında Ücret’ hususunda; ”1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 7.200,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.080,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek bu Tarifeye göre belirlenir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yine her ne kadar davacı vekilince dava dilekçesinde, arabuluculuk vekalet ücretinin hüküm altına alınması talep edilmiş ise de, yukarıda yer verilen kanun ve tarife hükümleri kapsamında, avukatlık ücretinin kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığı olduğunun, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukatın ücrete hak kazanacağının, ancak bu ücretin asıl alacağı geçemeyeceğinin, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücretin (c) bendine göre ödediği maktu ücretin mahsup edilmesi ile bu tarifeye göre belirleneceğinin düzenlendiği, avukatın müvekkili olan tarafın yargılama sonucunda vekili olan avukata ödeyeceği vekalet ücretinin, anlaşmazlık ile sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti kapsamında ödemesi gereken vekalet ücreti miktarının mahsup edilmesi neticesinde hesaplanacak bakiye bedelden ibaret olduğu dikkate alındığında, yapılan yargılama neticesinde ödenecek vekalet ücreti açısından avukatın müvekkili olan tarafa anlaşmazlık ile sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin ek bir külfet olarak yüklenmediği, müvekkili tarafından ödenecek sonuç vekalet ücreti içerisinde arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin de yer aldığı, belirtilen sebepler dahilinde arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin, yargılama sonucunda hüküm altına alınan vekalet ücretinden hariç tutulduğuna dair herhangi bir düzenlemenin yer almadığı, aksine arabuluculuk vekalet ücretinin, avukatın yargılama sonucunda hak edeceği vekalet ücreti içerisinde yer alacağının düzenlendiği, ilgili kanun ve mevzuat hükümleri kapsamında avukatın müvekkiline yüklenmeyen arabuluculuk vekalet ücretinin karşı taraftan tahsilinin talep edilmesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceği gibi iyi niyet kurallarına da aykırılık teşkil edeceği ve hukuk düzeni tarafından korunmasının mümkün olmadığı göz önünde bulundurularak, davacı vekilinin arabuluculuk taraf vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun 2022/2109 Dosya 2021/38018 Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 23/12/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, bilirkişi heyetinin 21/11/2022 havale tarihli raporları, davacı vekilinin 26/12/2022 havale tarihli dava değer artırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 23/12/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar sebebiyle oluşan değer kaybı ve dava konusu aracın tamirat işlemleri sırasında davacı tarafından edinilmek zorunda kalındığı iddia olunan ikame araç bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek değer kaybı bedelinin davalı … yönünden haksız fiil tarihi olan 23/12/2021 tarihinden, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise temerrüt tarihi olan 07/01/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, ikame araç bedelinin ise haksız fiil tarihi olan 23/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, dava konusu trafik kazasının davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … Bulvarından … istikametine seyir halinde iken kaza mahalline geldiğinde aracının ön kısımlarını önü ile aynı istikamette seyir halinde olan davacı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … yabancı plaka sayılı aracının arka kısımlarına çarpması sonucunda meydana geldiği, kazanın arkadan çarpma şeklinde meydana geldiği gözetildiğinde … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kaza neticesinde davacıya ait … plakalı araçta oluşan hasar sebebiyle meydana gelen değer kaybının 500,00-EUR olduğu, davacıya ait araçta oluşan hasarın tamirat süresinin 7 gün olduğu, aracın muadillerinin kaza tarihindeki günlük kiralama bedellerinin 80,00-EUR olduğu, tamirat süresince davacı tarafça edinilmek durumunda kalınan ikame araç bedelinin (80,00-EUR*7) 560,00-EUR olduğu, davacı vekilinin 08/06/2022 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde değer kaybı bedeli yönünden 10,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 6.505,60-TL olarak, ikame araç bedeli yönünden 10,00-TL olarak belirttikleri dava değerini ise 7.286,27-TL olarak arttırdıklarını beyan ettiği ve arttırılan dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, davalı …’in dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın maliki olduğu gözetildiğinde, bahsi geçen davalının haksız fiil tarihi olan 23/12/2021 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 29/03/2022 tarihi itibariyle sigorta şirketine tebliğ edildiği, sigorta şirketi açısından temerrütün rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 11/04/2022 tarihinde vuku bulduğu, açıklanan gerekçeler dahilinde davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-a)Değer kaybı bedeli tazminatı talebinin KABULÜNE, 6.505,60-TL maddi tazminatın davalı … yönünden haksız fiil tarihi olan 23/12/2021 tarihinden, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 11/04/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
b)İkame araç bedeli tazminatı talebinin KABULÜNE, 7.286,27-TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 23/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 942,12-TL karar ve ilam harcından, 80,70-TL peşin harç ile 235,20-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 626,22-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta Anonim Şirketi 295,39-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 64,50-TL elektronik tebligat, 177,00-TL tebligat, 2,25-TL (KEP) posta masrafı, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti, 80,70-TL peşin harç, 80,70-TL başvurma harcı ve 235,20-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.040,35-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta Anonim Şirketi 962,43-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta Anonim Şirketi 6,505,60-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta Anonim Şirketi 735,85-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/01/2023

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.