Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/318 E. 2023/131 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/318 Esas
KARAR NO : 2023/131

DAVA : TTK’nun 638(2).Maddesi Uyarınca Haklı Sebepler Nedeniyle Ortaklıktan Çıkma İstemli
DAVA TARİHİ : 14/04/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan TTK’nun 638(2).maddesi uyarınca haklı sebepler nedeniyle ortaklıktan çıkma istemli dava yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin %25 oranında payla ortağı olup, ortak ….’ın 20/09/2011 tarihinden itibaren 15 yıl süre ile şirket yetkilisi olarak atandığını, şirketin uzun süreden beri iyi yönetilmediği gibi, müvekkiline bu tarihten itibaren herhangi bir genel kurul çağrısı veya şirketin amacına yönelik faaliyet sürdürüldüğüne ilişkin herhangi bir bildirimin yapılmadığını, usul ve yasaya uygun olarak düzenlenmeyen sözde genel kurul ve de yapılan harici toplantılarda müvekkiline ait olmayan imzalar ile TCK’na aykırı şekilde iş ve işlemler yapıldığının gözlemlendiğini, bunun üzerine davalı şirkete ve yetkilisine 29/01/2018 tarihli ihtarnamenin keşide edilmesine rağmen, şirketin sicile kayıtlı adresinde başka bir firmanın faaliyet yürüttüğünün anlaşılarak ihtarnamenin şirkete ve şirket yöneticisine tebliğ edilemediğini, mevcut durumun, şirketin amaçlarına ulaşmasında fiili bir imkansızlık teşkil etmesi ve davalı şirketin üçüncü şahıslar ve kamuya ilişkin borç ve benzeri konularda müvekkili yönünden risk barındırması hasebiyle ortaklığın sürdürülemez hale geldiğini, müvekkilinin, şirketin işleyişi, yönetimi ve faaliyetleri hakında bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmasını engelleyen şirket yetkilisi ortağın, ortaklığı çekilmez kılacak nitelikte husumete yol açtığını, kağıt üzerinde var olan fakat fiiliyatta herhangi bir faaliyeti bulunmayan davalı şirketin 6102 sayılı ve 6183 sayılı yasalara aykırı iş ve işlemleri nedeniyle müvekkili açısından riskli işlemlerin sonucunun doğucanın da ortaklığın sürdürülebilmesine engel olduğunu, bu konuyla ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasında şirket yetkilisi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkilinin çağrılarının karşılıksız kalıp ortaklıktan dışlandığını, şirket yetkilisinin asli görevlerini ve borçları yerine getirmediğini, şirketin herhangi bir faaliyet göstermediğini ve kuruluş amacı dışında gayri hukuki ve gayri faal durumda bulunduğunu bildirmiş müvekkilinin haklı sebepler nedeniyle davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı tarafın Ticaret Siciline kayıtlı adresine tebligat yapılamaması ve adrese ilişkin binanın yıkılmış olması nedeniyle Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebligat yapılamaması üzerine davalıya ilan yoluyla tebligat yapılmış, davalı taraf, cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, haklı sebep iddiasıyla TTK’nun 638(2) maddesi uyarınca ortaklıktan çıkma istemine ilişkindir.
Ticaret sicil kayıt örneğinden; dava tarihinde, davalı şirketin, iki ortaklı olup ortaklarının davacı ile dava dışı ortak ve şirketi münferiden temsile yetkili …. oldukları, davacının payının %25, diğer ortağın %75 olduğu görülmüştür. Yönetici ortak, 20/09/2011 tarihli kararla, 15 yıl süre ile şirketi münferiden temsile yetkili kılınmıştır.
Davacı taraf, şirketten çıkmak için haklı sebepler olarak; şirketin hakim ortağı ve münferiden temsile yetkilisi …. tarafından şirketin kötü yönetildiği, TTK’nundaki ve TCK’nundaki yasal düzenlemelere aykırı olarak suç oluşturacak nitelikte iş ve işlemler yaptığı, bu konuda suç duyusunda bulundukları, şirket yetkilisinin bu nitelikteki iş ve işlemleri nedeniyle davacının şirket ortaklığına bağlı olarak risk altında bulunduğu, davacının bütün girişimlerine rağmen şirketin iş ve işlemleri ile yönetimi konusundaki uyarılarının yönetici ortak tarafından dikkate alınmadığı gibi davacının şirketten dışlandığı, uzun süreden beri genel kurul toplantılarının yapılmadığı gibi şirketin herhangi bir faaliyet göstermediği, ticaret sicilindeki kayıtlı adresinde bulunamadığı, tüm bu sebeplerle davacı yönünden ortaklığın çekilmez hale geldiği iddiasında bulunmuştur.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmaması nedeniyle davacı tarafça sunulan ve bildirilen tüm deliller toplandıktan sonra şirkete ait defter ve kayıtlar aranmasına rağmen tamamı bulunamamış ancak tüm aramalar sonucunda İzmir depreminde defterlerin şirket muhasebecisinin bürosunda bulunduğu ve binanın ağır hasar görmesi nedeniyle defterlerin zayi olduğu anlaşılmakla şirket mali müşavirinden temin edilen 2013-2013 ve 2014 yılı kurumlar vergisi beyannamesi ile Bornova Vergi Dairesinden temin edilen 2015 yılı kurumlar vergisi beyannameleri ve dosyada toplanan diğer deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen gerekçeli ve hükme elverişli raporunda; davalı şirketin 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait bilanço ve gelir tablosu verileri birlikte değerlendirildiğinde, 2013 yılından itibaren pasif durumda olduğunu, 2013 yılından itibaren faaliyet giderlerinin etkisi ile zarar ettiğini ve 2015 yılında öz kaynağını yitirdiğini, 31/12/2015 tarihi itibariyle vergi dairesi tarafından resen terk işlemine tabi tutulduğunu, şirketin herhangi bir genel kurul toplantısı yapmadığını, genel kurul toplantısı ve diğer toplantılarda davacı yerine atılan imzalarla iş ve işlemler yapılıp yapılmadığı konusunda bir tespit yapılmadığını, davalı şirkete çıkarılan tebligatların sicile kayıtlı adresinde tebliğ edilemediğini, şirket yetkilisinin davacıyı fiilen engelleyip engellemediği ve aralarında husumet bulunduğuna ilişkin bir belgeye rastlanmadığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı, dava dilekçesinde dile getirilen iddialar, dosyada toplanan tüm delil ve belge örnekleri ile mahkememizce usul yasa ve dosya kapsamına uygun görülen ayrıntılı, gerekçeli, hükme ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu ile; dava tarihi itibariyle davalı şirketin iki ortaklı olup, ortaklarının davacı ile dava dışı ortak ve şirketi münferiden temsile yetkili …. oldukları, davacının payının %25, diğer ortağın %75 olduğu, yönetici ortağın şirketi münferiden temsile yetkili olup, görev süresinin 20/09/2026 tarihine kadar süreceğinin kararlaştırılmasına rağmen şirketin 2013 yılından itibaren herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı gibi ticaret sicilindeki kayıtlı adresini dahi terk ettiği, 2015 yılında faaliyetsizlik sebebiyle vergi mükellefiyeti kaydının Vergi Müdürlüğü tarafından resen silindiği, davacının, şirketin yönetimi, iş ve işleyişi ile ilgili şirkete ve yöneticiye keşide ettiği, 29/01/2018 tarihli ihtarnamenin dahi tebliğ edilemediği ve karşılıksız kaldığı, şirketin 2013 yılından sonra sürekli zarar etmesi nedeniyle yılında öz kaynağını yitirdiği, olağan ve olağanüstü hiç bir genel kurul toplantısının yapılmadığı, şirketin iki ortaklı olması yönetici ortağın %75, davacının ise %25 pay sahibi olması karşısında davacının, şirketin faaliyete geçmesi, bir başka yönetimin oluşturulması, önemli konularda veya başkaca konularda karar alınması konusunda etkili olabilecek pay çoğunluğuna sahip olmadığı dikkate alındığında, her ne kadar şirketin feshi konusunda yasal koşulların oluştuğu söylenebilir ise de talebin yalnız ortaklıktan çıkmaya yönelik olması karşısında şirketin dava tarihi itibariyle mevcut durumunun davacı yönünden ortaklıktan çıkma konusunda haklı nedenler oluşturduğu, davacının şirketin faaliyete geçmesi dahi hiçbir konuda karar alınmasını sağlayacak pay çoğunluğuna sahip bulunmadığı, asıl amacı kâr dağıtmak olan şirketin 10 yılı aşkın süre kâr dağıtmadığı gibi öz kaynağını dahi tükettiği birlikte değerlendirildiğinde, davacı yönünden ortaklıktan çıkma talebi yönünden haklı sebeplerin oluştuğu anlaşılmış olmakla, her ne kadar davacı tarafça şirket yöneticisi ortak hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ise de, soruşturmanın hangi nedenle sonuçlanırsa sonuçlansın mahkememizde toplanan delillerin davanın kabulü için yeterli olması karşısında ayrıca soruşturma sonucunun beklenmesine gerek bulunmadığı dikkate alınarak, soruşturma sonucu beklenmeksizin ve davacı tarafça, ayrılma akçesi talep edilmemesi nedeniyle ve bilirkişi raporuna göre davalı şirketin öz kaynağını yitirmiş bulunması nedeniyle bu konuda bir inceleme yapılmaksızın ispatlanan davanın kabulü ile, davacının, davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın ortaklıktan çıkma istemi yönünden KABULÜ İLE; TTK’nun 638(2) maddesi uyarınca davacının ortağı olduğu İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün merkez …. sicil numarasında kayıtlı …’nin ORTAKLIĞINDAN ÇIKMASINA İZİN VERİLMESİNE,
2-Kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL karar ve ilan harcından peşin yatırılan 80,70-TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 90,20-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı yararına takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 0,75-TL kep, 104-TL üç normal tebligat ücreti, 15,50-TL iki elektronik tebligat ücreti, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 7.384,44-TL Basın İlan Kurumu reddiyatından oluşan toplam 8.504,69-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza