Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/3 E. 2022/155 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/3
KARAR NO : 2022/155

DAVA : İtirazın İptali (Kamu Borçlarının Devri İçin Yapılan Protokolden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2022
KARAR TARİHİ : 18/02/2022

Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının yapılan incelemesi sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin …..Şirketinde maaş karşılığında müdür sıfatıyla yapılan teklifi kabul edip çalıştığını, ayrıca münhasır imalatçılık sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin davalılara vekaletname verdiğini, haricen uzunca bir süre şirketin vergi borçları ile çalışanların sosyal güvenlik primlerinin yatırılmadığını öğrendikten sonra şirketten ayrılıp davaya konu protokolün izmalanmasına rağmen davalılar ve protokolde imzası bulunan kişilerce şimdiye kadar dava konusu alacak ödenmediğini, protokol ile tüm borçlardan dolayı davacının, müvekkil …’un hiçbir sorumluluğu kalmadığının, tüm borçlardan kayıtsız şartsız birincil derecede … A.Ş. ve ortaklarının sorumlu olduğunun, tüm vergi ve SGK borçlarının 22 ay içinde kapatılmasının ve davacının …..Şirketindeki hisse, hak, alacak, aktif-pasif tüm varlığını ve yetkilerinin tamamının gayrikabili rücu … A.Ş. tarafından kendisine en kısa sürede bildirilecek 3. bir kişiye herhangi bir hak ve koşul talebi olmaksızın devir edileceğinin kararlaştırıldığını, devrin yapıldığını, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… Değişik İş sayılı dosyasında vergi dairesi ve SGK’ya olan borç tutarının tespit edildiğini, bu tespit üzerine davaya konu icra takibinin yapıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu bildirmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ve davalının tacir olmadığını, davalının avukatlık yaptığını, bu nedenle uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözülmesinin gerekip, asliye ticaret mahkemesinin görevli olmadığını, alacaklının …..Şirketi olup icra dosyasında alacaklı gösterilmediğini, alacağın zaman aşımına uğradığını, protokolde ….Şirketinin tüm SGK prim ve vergi borçlarının …..Şirketine devredildiğini, kurum alacaklarının üçüncü kişiye devrinin hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple protokol gereği davalıdan talepte bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D. iş sayılı dosyasında müvekkiline tebligat yapılamadığını, müvekkilinin savunma hakkının elinden alındığını, müvekkilinin cevaplarının dinlenmeden yapılan tespiti kabul etmediklerini, davacının kurum ödemelerinin kendisinden tahsil edilmiş gibi rücu talebinde bulunulmasının mümkün olmaması nedeniyle dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davaya konu kamu alacakları için 2020 yılında yapılandırmaya başvurulduğunu, başvuru sonrası bahse konu borçların yeni şirket hissedarlarına geçtiğini, önceki tarihteki borçluluk ortadan kalkması nedeniyle davacının kötü niyetle dava açtığını, vergi ve SGK primi borçların aynı davada dava konusu edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının şirket hissedarı ve yetkilisi olduğu döneme ait borçlardan sorumluluğunun devam edeceğini, protokolde müştereken ve müteselsilen bir kefaletin söz konusu olmadığı gibi belirlenmiş bir net bedelin de bulunmadığını, konusunun dahi eksik olup borcun devrinin yasal unsurları taşımaması nedeniyle geçerli olmadığını, doğmamış bir alacağa ilişkin bir borcun devrinin de hukuken mümkün olmadığını, hisselerin 3. bir kişiye devir tarihinin de belirsiz olup, henüz hisseler devredilmemişken ve bu kişi taraf değilken ilişkinin tasfiyesinin ve ibranın da mümkün olmayacağını bildirmiş davanın reddine dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı tarafın kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; dava dışı …..Şirketinin geçmiş döneme ait SGK prim ve vergi borçlarının dava dışı …..Şirketine devrine ilişkin düzenlenen protokol gereği SGK prim ve vergi borçlarının ödenmediği ve davalının sorumlu olduğu iddiası ile davacı tarafından davalı hakkında yapılan icra takibinde davalı tarafın borca ve ferilerine ilişkin itirazının iptali istemine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar nispi ticari davalar ve yalnız bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruptan oluşur.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın yasal düzenlemelerce ticari sayılan davalardır. Bu davalar TTK’nun 4(1), kooperatifler kanununun 99, İİK’nun 154, Finansal kiralama kanununun 31, ticari işletme lehine kanununun 22. Maddelerinde sayılmış olup, bu nitelikteki davaların mutlak ticari dava sayılabilmesi için ilgili özel kanunlarda nitelendirilmesi ya da TTK’nun 4(1) maddesinde sayılmış olması yeterlidir.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili ve tarafların tacir olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Uyuşmazlığın nispi ticari dava sayılabilmesi için bu iki koşulun birlikte varlığı zorunludur.
Üçüncü grup ticari davalar yalnız bir tarafın ticari işletmesini ilgilendirilen havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Bu davalar TTK’daki yasal düzenleme gereği uyuşmazlığını bir yanı tacir olmasa dahi bir yanının tacir olması halinde ticari dava sayılmıştır.
6335 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair kanununun ikinci maddesi ile değişik TTK’nun 5(1) maddesi gereğince ticaret mahkemesi ticari nitelikli davalara ve çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlendirilmiş olup, buna göre Asliye Ticaret Mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki görev ilişkisidir.
Tüm dosya kapsamı ile; davacı tarafça, davaya ve icra takibine konu edilen alacağın, geçmişte bir dönem davacının müdürü olduğu dava dışı …..Şirketinin geçmiş SGK prim ve vergi borçları olduğu, bu nitelikteki borcun değişik iş dosyası ile tespitinin yapıldığı, dava dışı şirketlerin ve yetkilileri ile vekillerinin imzası bulunan 23/10/2018 tarihli protokol ile dava dışı …..Şirketinin bu borçlarının, davalının ortağı ve yetkilisi olduğu dava dışı ….Şirketi tarafından devralındığı, protokolün tarafının dava dışı şirketler olup davalının protokolün kefili ve garantörü olmadığı, buna göre taraflar arasındaki temel hukuki ilişkinin 23/10/2018 tarihli protokolden kaynaklanmayıp dava dışı şirketlerin SGK prim ve vergi borçlarının devralınmasına ilişkin bulunduğu, dava ve takip konusu yapılan alacağın dava dışı …..Şirketinin SGK prim ve vergi borcu olmasına rağmen bu borçların ilgili kurumlara davacı tarafından ödendiğine dair dosyada bir iddia ve belge bulunmadığı gibi protokolde davalının kefil veya garantör yada başka bir sıfatla borçtan …..Şirketi ile birlikte sorumlu bulunduğuna dair bir hüküm bulunmadığı, buna göre davanın mutlak ticari dava niteliğinin bulunmaması yanında dosyada toplanan delil ve belgeler ile davacı ve davalının tacir olmadığı, davalının avukat olup …..Şirketinin ortağı ve yetkilisi olmasının davalının tacir sayılmasına yol açmayacağı, davacının ve davalının tacir sıfatı ile vergi mükellefiyetlerinin bulunmadığı gibi bir ticari işletmelerinin de bulunmadığı, bu nedenlerle davanın nispi ticari dava niteliğinde de olmadığı birlikte gözetildiğinde davaya konu uyuşmazlığın ticari dava niteliğinin bulunmaması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinde çözülmesi gerektiği, mahkememizin görevsiz olup görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinin zorunlu olduğu, görevin dava şartlarından olup HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın, dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Gerektirici Nedenlerle;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın, dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın ve/veya karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvuru ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/02/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza