Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/277 E. 2023/405 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/277 Esas
KARAR NO : 2023/405
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait … plakalı araç sürücüsü …, 05.04.2021 tarihinde Abdülkadir Geylani Bulvarı 1237 cadde istikametine seyri sırasında 100.Yıl Bulvarı kavşağında kendisine yeşil ışık yanması nedeniyle geçiş yaptığı sırada sol taraftan gelen davalılardan … ‘ın malik , …’nün sürücüsü olduğu … plakalı aracın çarpması nedeniyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesine davalı sürücü …’nün kusurlu hareketleri neden olduğunu, davacı şirkete ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli, değer kaybı ve kazanç kaybı İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş. sayılı dosyası ile tespit ettirilmiş ve tespit dosyasına verilen raporda; 104.880,00 TL hasar bedeli, 15.000,00 TL değer kaybı ve 20 günlük onarım süresi tespit edildiğini, davacı şiket aracı … Mühendisli San.ve Tic.Ltd.Şti. ye kiralanmış olup, bu nedenle tamir süresince kazanç kaybı oluştuğunu, davacı aracında meydana gelen hasar bedeli, değer kaybı ile ilgili olarak dava dışı … Sigorta A.Ş ‘ne 20/09/2021 tarihinde sigorta poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla başvuru yapılmış olup, herhangi bir ödeme henüz yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile 100,00 TL hasar bedeli, 50,00 TL değer kaybı, 50,00-TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 200,00- TL alacağın hasar tarihi olan 05.04.2021 işleyecek avans faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı yan, her ne kadar dava dilekçesinde, kazanın meydana gelmesinde davalının maliki olduğu, diğer davalı …’nün sevk ve idaresinde olan … plakalı aracın kusurlu hareketlerinin neden olduğunu belirtmiş olsa da tarafımızca davacının iddialarının kabulü mümkün olmadığını, zira, Ankara Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından tanzim edilen Trafik Kaza Tespit Tutanağında yer alan Kazanın Özeti bölümünde iki sürücünün de farklı beyanda bulundukları için kusurlamanın yapılamadığı belirtildiğini, mahkemece, davanın usulden reddedilmemesi veya görevsizlik kararı verilmemesi halinden dosyanın, eksik hususlar giderildikten sonra kusur durumunun belirlenebilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’na gönderilmesini vekil edene talep ettiğini, davacı yan, maddi hasara ilişkin olarak İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin … sayılı değişik iş dosyası üzerinden alınan 29.07.2021 tarihli bilirkişi raporunu delil olarak bildirmiş olsa da, bilirkişi raporunun tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, zira, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava dosyası içerisinde yer alan Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden gelen 22/06/2021 tarihli Oto mecburi mali mesuliyet ekspertiz raporu’nda 35.855.19-TL tutarında hasar hesap özeti tespit edilmesine rağmen aradan 1 ay geçtikten sonra 104.880,12-TL tutarında hasar bedeli tespit edilmesi usule, yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca, davacı tarafından İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin … sayılı değişik iş dosyası üzerinden delil tespiti yaptırılmış olsa da, davalı tarafça delil tespitinin ve bilirkişi raporunun tarafımızca kabulü mümkün değildir, zira değişik iş sayılı tespit dosyasında, ne değişik iş kararı ne de bilirkişi raporu davalı …’a tebliğ olduğunu, davacı araçta 15.000,00-TL değer kaybı oluştuğunu, bu sebeple hasar tarihinden itibaren avans faiz ile birlikte müvekkilden ve diğer davalıdan tahsilini talep ettiğini, ancak, davacının taleplerinin tarafımızca kabulü mümkün değildir. Zira, kabul anlamına gelmemekle birlikte değer kaybı talep edilen aracın öncesinde uyuşmazlığa konu kazada oluşan hasarlar ile aynı parçalarında hasar mevcut olup olmadığı, hasara uğrayan parçaların değer kaybına etkisinin olup olmadığı, mini onarım gerektiren parçalardan olup olmadığı tespit edilmesi gerektiğini, davacı, aracın tamir süresince çalıştırılamadığı bu sebeple kazanç kaybı oluştuğunu iddia etmiştir. Ancak, davacı kazanç kaybı oluştuğuna ilişkin olarak herhangi bir delil sunamadığını, nitekim, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının aracının ZMMS veya Kasko kapsamında çalıştıramadığı süre zarfında yerine ikame araç verilip, verilmediğinin tespitinin sayın mahkemece yapılması gerektiğini, dolayısıyla, tamir süresince davacının sigorta veya kasko şirketince ikame araç verilmesi durumunda zarar oluşmayacağından davacının kazanç kaybı talebinin reddedilmesi gerektiğini, davacı yan her ne kadar, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukatın, 1.350,00 TL. maktu ücrete hak kazanacağını belirtmiş olsa da, tarafımızca davacının taleplerinin kabulü mümkün olmadığını belirterek huzurda açılmış olan davanın hukuki yarar yokluğu ve görevsizlik nedeniyle usulden reddine, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde esastan reddine ve davanın … Anonim Türk Sigorta Şirketi’ne ihbar edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar nispi ticari davalar ve yalnız bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruptan oluşur.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın yasal düzenlemelerce ticari sayılan davalardır. Bu davalar TTK’nun 4(1) , kooperatifler kanununun 99, İİK’nun 154, Finansal kiralama kanununun 31, ticari işletme lehine kanununun 22. Maddelerinde sayılmış olup, bu nitelikteki davaların mutlak ticari dava sayılabilmesi için ilgili özel kanunlarda nitelendirilmesi ya da TTK’nun 4(1) maddesinde sayılmış olması yeterlidir.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili ve tarafların tacir olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Uyuşmazlığın nispi ticari dava sayılabilmesi için bu iki koşulun birlikte varlığı zorunludur.
Üçüncü grup ticari davalar yalnız bir tarafın ticari işletmesini ilgilendirilen havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Bu davalar TTK’daki yasal düzenleme gereği uyuşmazlığını bir yanı tacir olmasa dahi bir yanının tacir olması halinde ticari dava sayılmıştır.
6335 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair kanununun ikinci maddesi ile değişik TTK’nun 5(1) maddesi gereğince ticaret mahkemesi ticari nitelikli davalara ve çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlendirilmiş olup, buna göre Asliye Ticaret Mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki görev ilişkisidir.
Somut olayda, davacı tarafın trafik kazası neticesinde davalı gerçek şahıslara karşı trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat taleplerinin ileri sürüldüğü, uyuşmazlığın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 49 vd. maddeleri ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85 vd. Maddelerinde düzenlenen araç maliki ve işletenin haksız fiil sorumluluğuna dayandığı, bu itibarla davanın mutlak veya nispi ticari dava niteliğinin bulunmadığı, davalıların tacir olmadığı, uyuşmazlığın ticari hiçbir yönünün bulunmadığı, bu nedenlerle davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesinin mümkün olmadığı, uyuşmazlığın çözümü, delillerin değerlendirilmesi ve yargılama görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu takdir ve sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan görev hususu dava şartlarından olup HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekmektedir. Bu yasal düzenlemeler, kabuller ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde huzurdaki davada mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın, dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın ve/veya karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvuru ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/05/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı