Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/270 E. 2023/18 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/270
KARAR NO : 2023/18
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirketten almış olduğu fatura konusu malzemeleri çok kısa bir süre sonra Türkiye Cumhuriyeti … Genel Müdürlüğüne sattığını, edinilen bilgiler neticesinde de Türkiye Cumhuriyeti … Genel Müdürlüğü bu malzemelerin bedelini davalı şirkete hemen ödediğini, yani davalı şirketin müvekkili şirketten almış olduğu ve bedelini ödemediği fatura konusu malzemeleri, devlet kurumu olan Türkiye Cumhuriyeti … Genel Müdürlüğü sattığını, bu kurumdan fatura konusu malzemelerin bedelini almasına rağmen müvekkil şirkete yine de ödeme yapmadığından bahisle İzmir 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının şirketin itirazı neticesinde icra takibinin durduğunu belirterek davalı şirketin icra takibine yapmış olduğu itirazının iptaline, icra takibinin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firma tarafından TCDD…Müdürlüğü … Amirliğine sağlanacak hizmet nedeniyle davacı firmadan 2 adet güç kaynağı satın alındığını, işbu ürünlerin arızalı olması sebebiyle … tarihinde 10 kva güç kaynağı TC… … İskelesinden sökülerek servise verildiğini, işbu ürüne ilişkin servis hizmetinin 2 ay boyunca sağlanamaması ve ürünün de davacı firmada bulunması nedeniyle iade işleminin tamamlandığının karşı yana bildirildiğini, arızalı olan diğer ürüne ilişkin olarak 20 kva güç kaynağının da sökülerek iade edileceği davacı yana bildirildiğini, müvekkil firma işbu arızalı 20 kva güç kaynağı ürünü için … tarihinden itibaren servis alınamaması sebebiyle ürünlerin iade edildiğini, … tarihinde davacı firmaya bildirdiğini, işbu ürünlere ilişkin … tarihli fatura ve … tarihli fatura ile iade edildiğini, ancak davacı firmanın … tarihli fatura ile ürünlerin teslim edilmediğinden bahisle … tarihli, … numaralı iade faturasını iade ettiğini, ürünlerden birinin halihazırda davacı firmada bulunması, diğer ürünün ise sökülmesi için davacı firmaya başvurulması ancak davacı firmanın söküm için tarih vermemesi sebebiyle ürünün iadesinin yapılamaması gerekçeleriyle işbu iade faturası müvekkil firma tarafından kabul edilmediğinden bahisle, davanın reddine ve davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen fatura,
3-Davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen iade faturaları,
4-İzmir 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
5-Davacı şirkete ve davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları,
6-Davacı şirkete ve davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler,
7-Türkiye Cumhuriyeti … Genel Müdürlüğü nezdinde, davalı … Ticaret Anonim Şirketi tarafından Türkiye Cumhuriyeti … Genel Müdürlüğü…Müdürlüğü … Amirliğine sağlanan hizmet kapsamında … 10 KVA 1/1F DSP LCD … ürününün … Ticaret Anonim Şirketinden satın alınıp alınmadıkları, satın alınmışlar ise ürünlerin hangi tarihlerde satın alındıkları, ürün ödemelerinin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemelerin hangi tarihte yapıldığı, ürünlerin hali hazırda kullanımda olup olmadıkları hususlarına ilişkin olarak bulunan tüm evrak ve kayıtlar,
8-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin … havale tarihli raporu,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasındaki güç kaynağı alım satımına ilişkin ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın davalı şirkettten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı şirket olduğu, borçlunun davalı şirket olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 107.582,34-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti … Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, davalı … Ticaret Anonim Şirketi tarafından Türkiye Cumhuriyeti … Genel Müdürlüğü…Müdürlüğü … Amirliğine sağlanan hizmet kapsamında … 10 KVA 1/1F DSP LCD … ürünü ile … ürününün … Ticaret Anonim Şirketinden satın alınıp alınmadıkları, satın alınmışlar ise ürünlerin hangi tarihlerde satın alındıkları, ürün ödemelerinin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemelerin hangi tarihte yapıldığı, ürünlerin hali hazırda kullanımda olup olmadıkları hususlarının mahkememize bildirilmesinin, ilgili tüm evrak ve kayıtların eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup, ilgili evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
… tarihli duruşma tutanağının 6 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı şirkete ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
… tarihli duruşma tutanağının 7 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davalı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davalı şirkete ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmiş, davalı vekili davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın mahkememizce re’sen belirlenecek Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, davacı tarafından davalı şirket adına düzenlenen fatura, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen iade faturaları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflara ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadıkları, taraflara ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadıkları, taraflara ait ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadıkları, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki güç kaynağı alım satımına ilişkin ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklı olarak davacının davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen faturaların haklı olup olmadığı hususları ile sair hususların belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi … havale tarihli raporunda sonuç olarak, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenmiş … tarihli 6.100,00-TL ve … tarihli 107.582,33-TL’lik iki ayrı faturadan ibaret olduğu, … tarihli fatura bedelinin ödendiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, … tarih ve … sayılı 107.582,33-TL’ lik faturanın davalı şirket tarafından düzenlenen … tarih ve … saylı iade faturası ile iade edilmiş olduğunu, davacı tarafından tekrar düzenlenen … tarih ve … sayılı 107.582,33-TL’lik e-faturanın davalı firma tarafından kayda alınmadığını, Türkiye Cumhuriyeti … Genel Müdürlüğü…Müdürlüğü tarafından gönderilen … tarihli yazı incelendiğinde, bahse konu 20 KVA kesintisiz Güç Kaynağının Türkiye Cumhuriyeti … …Müdürlüğü İdari binada, 10 KVA kesintisiz Güç kaynağının … binasında faal olarak kullanılmakta olduğu anlaşıldığından, davaya konu kesintisiz güç kaynakları nedeniyle davacı şirketin davalı şirketten 107.582,33-TL alacaklı olduğunu mütalaa etmiştir.
Davalı vekilinin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin … havale tarihli raporuna karşı itirazlarının, itiraz dilekçesi ekinde sunulan … tarih ve … numaralı Servis Raporunun 6 KVA gücündeki başka bir ürüne ilişkin olduğu, davacı tarafça takibe konu edilen faturalarda yer alan ürünlerle aynı mahiyette olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti … Genel Müdürlüğü tarafından mahkememize gönderilen müzekkere cevabında kullanılmakta olduğu belirtilen güç kaynaklarının davacı tarafça teslim edilmediği, davalı tarafça temin edildiği iddiasının ispat yükünün davalı tarafta olduğu, ancak bahse konu savunmaların usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatlanamadığı anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen fatura, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen iade faturaları, İzmir 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, davacı şirkete ve davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, davacı şirkete ve davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, Türkiye Cumhuriyeti … Genel Müdürlüğü nezdinde, davalı … Ticaret Anonim Şirketi tarafından Türkiye Cumhuriyeti … Genel Müdürlüğü…Müdürlüğü … Amirliğine sağlanan hizmet kapsamında … 10 KVA 1/1F DSP LCD … ürününün … Ticaret Anonim Şirketinden satın alınıp alınmadıkları, satın alınmışlar ise ürünlerin hangi tarihlerde satın alındıkları, ürün ödemelerinin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemelerin hangi tarihte yapıldığı, ürünlerin hali hazırda kullanımda olup olmadıkları hususlarına ilişkin olarak bulunan tüm evrak ve kayıtlar, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin … havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki güç kaynağı alım satımına ilişkin ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın davalı şirkettten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, İzmir 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı şirket olduğu, borçlunun davalı şirket olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 107.582,34-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen … tarihli 6.100,00-TL ve … tarihli 107.582,33-TL’lik iki ayrı faturalardan … tarihli fatura bedelinin davalı şirket tarafından davacı şirkete ödendiği, … tarih ve … sayılı 107.582,33-TL’lik faturanın ise davalı şirket tarafından düzenlenen … tarih ve … sayılı iade faturası ile iade edildiği, davacı tarafından tekrar düzenlenen … tarih ve … sayılı 107.582,33-TL’lik e-faturanın davalı firma tarafından kayda alınmadığı görülmüş ise de, itiraz dilekçesi ekinde sunulan … tarih ve … numaralı Servis Raporunun 6 KVA gücündeki başka bir ürüne ilişkin olduğu, davacı tarafça takibe konu edilen faturalarda yer alan ürünlerle aynı mahiyette olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti … Genel Müdürlüğü tarafından mahkememize gönderilen müzekkere cevabında kullanılmakta olduğu belirtilen güç kaynaklarının davacı tarafça teslim edilmediği, davalı tarafça temin edildiği iddiasının ispat yükünün davalı tarafta olduğu, ancak bahse konu savunmaların usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatlanamadığı, aksine davacı şirketin iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı, alacak bedelinin faturadan kaynaklandığı dikkate alındığında likit mahiyette bulunduğu anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Ticaret Anonim Şirketinin İzmir 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ İPTALİNE, İzmir 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 107.582,34-TL asıl alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %15,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 107.582,34-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı … Ticaret Anonim Şirketinden alınarak davacı …. Sistemleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 7.348,95-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 1.299,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.049,35-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 50,50-TL elektronik tebligat, 3,25-TL (KEP) posta masrafı, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 1.299,60-TL peşin harç ve 80,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.234,05-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 17.137,35-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı….

Katip …]

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.