Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/234 E. 2022/268 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/765
KARAR NO : 2022/162

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/07/2017
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

İzmir 3. Tüketici Mahkemesinin 21/09/2021 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Genel Müdürlüğüne ait … plakalı aracın müvekkili tarafından … poliçe ile sigortalandığını, 18/08/2010 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı araçların trafik kazası yaptığını, … Genel Müdürlüğüne ait … plakalı araç sürücüsü …’in kaza yerini terk ettiğini, bu nedenle trafik görevlilerince trafik kaza tespit tutanağının düzenlenemediğini, kaza neticesinde … plakalı araç sürücüsü …’ın yaralandığını, davalı aleyhine İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesi …/… Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını, müvekkili şirketin 166.759,79-TL ödeme yaptığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 133.407,83-TL’nin 29/08/2016 ödeme tarihinden itibaren banka reeskont faizi, masraflar ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; idarenin karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına aykırı bir işlem veya eylemi bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-… Sigorta Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 18/08/2010 tarihli trafik kazasında yaralanan dava dışı … tarafından yapılan başvuru dilekçesi ile başvuru neticesinde açılan hasar dosyası,
2-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
3-18/08/2010 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
4-İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası,
5-İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığının 06/11/2012 tarihli ve… sayılı maluliyet raporu,
6-İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 30/09/2013 tarihli maluliyet raporu,
7-İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 15/05/2014 tarihli maluliyet raporu,
8-İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında icra edilen keşif tutanağı,
9-İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 13/06/2013 tarihli raporu,
10-İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 11/06/2015 tarihli kusur raporu,
11-İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde görevli bilirkişi heyetinin 23/10/2015 tarihli kusur raporları,
12-İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan Karayolları Genel Müdürlüğü Fen İşleri Heyetinin 18/01/2016 tarihli kusur raporu,
13-İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 21/06/2016 havale tarihli raporu,
14-Davacı sigorta şirketi ile dava dışı … arasında imzalanan İbraname-Feragatname ve Makbuz başlıklı belge,
15-Hasar dosyası kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı …’a yapılan ödemelere ilişkin dekont suretleri,
16-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 18/08/2010 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanan dava dışı …’a, davalı … … Genel Müdürlüğüne ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında ödenen tazminat bedelinin, davalı … … Genel Müdürlüğüne ait … plakalı araç sürücüsü …’in kaza mahallini terk etmesi sebebiyle davalı … … Genel Müdürlüğünden rücuen tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
18/08/2010 tarihinde dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı … Genel Müdürlüğünün maliki olduğu ve ihbar olunan … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışmaları sonucunda maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kaza neticesinde dava dışı …’ın yaralandığı anlaşılmaktadır.
Davacı … Sigorta Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin incelenmesinde, poliçenin 30/01/2010 ile 30/01/2011 tarihleri arasında geçerli olduğu, poliçe teminatının kişi başı sakatlık ve ölüm açısından 150.000,00-TL olduğu görülmektedir.
Dava dışı …’ın 18/08/2010 tarihli maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanması sebebiyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatları ile tedavi giderleri ve manevi tazminat talepleri çerçevesinde maddi ve manevi tazminat davası ikame ettiği anlaşılmaktadır.
İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında, maluliyet oranının belirlenmesi amacıyla alınan Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığının 06/11/2012 tarihli ve… sayılı maluliyet raporunda …’ın meslekte kazanma gücünde azalma oranının %50 olarak belirlendiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 30/09/2013 tarihli maluliyet raporunda …’ın 18.08.2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen arızası sebebiyle %43,2 oranında maluliyet oranının sürekli olduğu, iyileşme süresinin 18.08.2010 tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceğinin, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 15/05/2014 tarihli maluliyet raporunda …’ın 18.08.2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen arızası sebebiyle %51 oranında maluliyet oranının sürekli olduğu, iyileşme süresinin 18.08.2010 tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, maluliyet raporları çerçevesinde mahkemece 18/08/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle …’ın gözünden yaralandığı ve %43,2 oranında malul kaldığı yönünde kabul kanaati ile yargılamaya devam ettiği, trafik kazasının oluşumundaki kusur oranlarının belirlenmesi amacıyla alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 13/06/2013 tarihli raporunda davacı … 3/8 oranında %37,50 kusurlu ve otobüs şoförü davalı … ise 5/8 oranında %62,50 oranında kusurlu bulunduğunun, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 11/06/2015 tarihli kusur raporunda davacının %15 kusurlu ve davalı otobüs sürücüsünün %85 kusrulu bulunduğunun, İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde görevli bilirkişi heyetinin 23/10/2015 tarihli kusur raporlarında ise davacının %50 ve davalı otobüs sürücüsünün %50 olacak şekilde eşit şekilde kusurlu bulunduklarının, Karayolları Genel Müdürlüğü Fen İşleri Heyetinin 18/01/2016 tarihli kusur raporuna göre davacı sürücü ile davalı otobüs sürücüsünün %50 nispetinde eşit kusurlu olduklarının tespit edildiği, maddi tazminat hesabı yönünden alınan aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 21/06/2016 havale tarihli raporunda davacının belgelenmiş tedavi harcamalarının toplamının 6.550,00-TL, geçici iş görmezlik zararının 1.827,33-TL, sürekli iş görmezlik zararının 155.766,03-TL olduğunun, davacının yaralanması seebebiyle oluşan maddi zararının toplamda 164.143,36-TL olduğunun, %50 kusur kabul edildiği takdirde davalı sürücünün sorumluluğunun 82.071,68-TL mertebesinde bulunduğunun tespit edildiği, mahkemenin trafik kazasının her iki sürücünün %50 oranında eşit kusuru neticesinde meydana gelmesi sebebiyle yargılama sonunda … plakalı araç sürücüsünün kusur durumuna göre sorumluluk miktarının 82.071,68-TL olduğunun kabulü ile yargılamaya devam ettiği, ancak …’ın maddi zararlarının sigorta şirketi tarafından karşılandığını ve bu taleple ilgili vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmesi sebebiyle maddi tazminat talebi açısından davanın konusu kalmadığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 24/09/2019 tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile mahkeme kararının 12/11/2019 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
Davacı sigorta şirketi ile dava dışı … arasında imzalanan İbraname-Feragatname ve Makbuz başlıklı belgenin incelenmesinde, tarafların, 18.08.2010 tarihinde, … plaka sayılı aracın yapmış olduğu trafik kazası neticesinde malul olan … tarafından … Sigorta Şirketi aleyhine İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasından açılan tazminat davasında 157,593,36-TL asıl alacak, 15.357,44-TL ilam vekalet ücreti, 31.600,43-TL işlemiş faiz, 15.111,00-TL icra vekalet ücreti olmak üzere toplamda 219,662,23-TL tazminatın ödenmesi hususunda karşılıklı ve sulhen mutabık kalındığı ve 219.662,23-TL’nin tahsili ile …’ın anılan kaza sebebiyle, mezkur poliçeden ve söz konusu davadan dolayı başkaca hiçbir hak ve alacağı kalmadığından, açtığı ve açacağı tüm davalardan, açtığı ve açacağı tüm icra takiplerinden ve keşide ettiği ve edeceği ihtarnamelerden fazlaya dair haklarını da kapsar şekilde feragat ettiği, … Sigorta Şirketini tamamen gayri kabili rücu olmak üzere mutlak ve kesin şekilde ibra ettiğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı sigorta şirketi ile dava dışı …’ın mutabakat sağlamaları neticesinde, davacı sigorta şirketinin … Bankası Anonim Şirketi aracılığıyla 29/08/2016 tarihinde ‘Tazminat Ödemesi’ açıklaması ile … vekili …’e 219.662,23-TL tutarında havale/EFT işlemi gerçekleştirdiği görülmektedir.
Yine dava dilekçesi ekinde bulunan bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere … vekili … tarafından davacı … Sigorta Şirketine 31/01/2017 tarihinde ‘… 12 Asl Huk …/… Vek Ücr İadesi Protokol Gereği’ açıklaması ile 9.357,44-TL havale/EFT işlemi gerçekleştirdiği, yine … tarafından davacı … Sigorta Şirketine 01/02/2017 tarihinde ‘İzmir 12. Asliye Hukuk …-… E Dosyası Protokol Gereği İade Ödemesi’ açıklaması ile 43.845,00-TL havale/EFT işlemi gerçekleştirdiği, bu kapsamda davacı sigorta şirketi tarafından hak sahiplerine ödenen 219.662,23-TL tazminat bedelinin (43.845,00-TL+9.357,44-TL) 53.202,44-TL’sinin iade edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen banka aracılığıyla yapılan ödemelere ilişkin dekont suretlerinde bulunan bedellerden anlaşıldığı üzere davacı sigorta şirketi ile dava dışı … arasında imzalanan İbraname-Feragatname ve Makbuz başlıklı belge çerçevesinde davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı …’a ödenen bakiye bedelin (219.662,23-TL-53.202,44-TL) 166.459,79-TL olduğu hesaplanmıştır.
Sigortacının rücu hakkı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinde ; ”Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda, 22/03/1944 tarih ve 1944/37 Esas 1944/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında aynen; “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” rücu davaları açısından görevli mahkemenin belirlenmesinde esas alınması gereken kıstaslara dikkat çekilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde; ”Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Sigorta hukukunda asıl olan, sigorta poliçesi kapsamında kalan rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın sigortacı tarafından karşılanmasıdır. Ancak bazı durumlara ilişkin kanuna veya poliçe genel şartlarına hükümler konularak, zarar teminat dışına çıkarılabilmektedir. ZMMS genel şartlarının B.4 maddesinde de teminat harici olan hususlar düzenlenmiş olup, bunlardan bir tanesi de kazadan sonra olay yerinin terk edilmesidir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4/f. bendi kapsamında sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için iki sebebin bir arada bulunması gerekmektedir.
Bunlardan ilki meydana gelen trafik kaza sonucunda “bedeni hasar”ın doğmasıdır. Poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı “bedeni hasar ile” sınırlandırılmış olup, düzenleyici, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaları özellikle rücu kapsamına almamıştır. Kural, riskin gerçekleşmesi halinde zararın karşılanması olduğundan ve teminat dışı olan durumlar istisna olduğundan, maddi hasarlı trafik kazalarında, sigortalı sürücüsü tarafından olay yerinin terkinin genişletici yorumla rücu kapsamına alınması mümkün değildir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4/f. bendi düzenlenirken zarar gören üçüncü şahıslara yapılan ödemenin türü ve niteliği dikkate alınmamış, aksine “trafik kazası”nın türü esas alınmıştır. Davacı sigorta şirketinin dava dışı zarar görene maddi hasar sebebiyle ödemesi yapmış olması sigortalısına rücu hakkını engellemeyecektir.
Rücu için gerekli olan ikinci sebep ise, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden birine dayanması gerekmektedir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak soruşturma dosyası kapsamında alınan şüpheli beyanları, davalı araç malikinin sürücüsü ihbar olunan …’in davalı kurum nezdinde verdiği yazılı ifade tutanağı, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında alınan kusur raporlarına göre kazanın … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün %50 oranında eşit kusurları neticesinde meydana geldiği, kazanın vuku bulması akabinde … plakalı araç sürücüsü ihbar olunan …’in olay yerini “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden biri bulunmaksızın terk ettiği, …’in olay yerini herhangi bir haklı sebep olmaksızın terk ettiği, dava konusu trafik kazası neticesinde dava dışı …’ın bünyesinde bedeni zararın oluştuğu ve davacı sigorta şirketi yönünden rücu şartlarının vuku bulduğu mahkememizce kabul görmüştür.
Davacı sigorta şirketi ile dava dışı … arasında imzalanan İbraname-Feragatname ve Makbuz başlıklı belgede mutabakatın 157,593,36-TL asıl alacak, 15.357,44-TL ilam vekalet ücreti, 31.600,43-TL işlemiş faiz, 15.111,00-TL icra vekalet ücreti olmak üzere toplamda 219,662,23-TL üzerinden sağlandığı ve ödemenin bu bedel esas alınarak yapıldığı anlaşılmakta ise de, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde mahkemenin de vuku bulan kanaati neticesinde kabulü yönünde gerekçesini oluşturduğu üzere trafik kazasının her iki sürücünün %50 oranında eşit kusuru neticesinde meydana geldiği, 18/08/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle …’ın gözünden yaralandığı ve %51 oranında malul kaldığı, aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin raporu çerçevesinde davacının yaralanması seebebiyle oluşan maddi zararının toplamda 164.143,36-TL olduğunun, %50 oranında kusur atfı dahilinde davalı sürücünün sorumluluğunun 82.071,68-TL olduğunun tespit edildiği, mahkemenin trafik kazasının her iki sürücünün %50 oranında eşit kusuru neticesinde meydana gelmesi sebebiyle yargılama sonunda … plakalı araç sürücüsünün kusur durumuna göre sorumluluk miktarının 82.071,68-TL olduğunu kabul ettiği, her ne kadar mahkemece …’ın sürekli iş göremezlik oranının %43,2 olarak kabul edildiği belirtilmiş ise de aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 21/06/2016 havale tarihli raporunda sürekli iş göremezlik oranının %51 olarak kabul etmek suretiyle raporunu tanzim ettiği, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında alınan maluliyet raporlarından İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 15/05/2014 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik esas alınarak ve …’ın mesleğinin şoför olarak kabulü ile düzenlenmesi sebebiyle yargılamaya esas alınmasının daha yerinde olduğu, belirtilen sebepler dahilinde davacı sigorta şirketi tarafından davalı araç malikine rücu edilebilecek maddi tazminat bedelinin 82.071,68-TL olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından ödenen bedel olan 82.071,68-TL üzerinden yapılan hesaplamada bu bedel açısından …’ın hak edeceği vekalet ücreti bedelinin 2016 yılı itibariyle 9.315,73-TL olduğu, ancak davacı sigorta şirketi tarafından ibraname kapsamında … vekiline ödenen vekalet ücretinin 15.357,44-TL olduğu ve bu bedelin 9.357,44-TL’sinin davacı sigorta şirketine iade edildiği dikkate alındığında davacı sigorta şirketi tarafından ibraname gereğince ödenmiş olan bakiye vekalet ücreti bedelinin 6.000,00-TL olduğu, %50 oranında kusur kabulü sebebiyle davalı araç malikinin ödenen vekalet ücretinden sorumlu olduğu miktarın (6.000,00-TL*%50) 3.000,00-TL olduğu, trafik kazasında yaralanan … tarafından İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasındaki dava ikame edilmeden önce davalı sigorta şirketine başvuru yapılmadığı, bu kapsamda dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri de dikkate alınarak sigorta şirketinin temerrütünün İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasındaki dava tarihi olan 20/02/2012 itibariyle vuku bulduğu değerlendirilmiş, davalı araç malikine rücu edilebilecek tazminat bedeli olan 82.071,68-TL açısından, …’ın haksız fiil tarihi itibariyle tazminata hak kazandığı dikkate alınarak kaza tarihi olan 18/08/2010 tarihinden ibraname tarihi olan 23/08/2016 tarihine kadar işlemiş faiz bedelinin, kaza tarihi olan 18/08/2010 tarihinden ibraname tarihi olan 23/08/2016 tarihine kadar geçen 2198 gün ile yasal faiz oranı %9 esas alınarak mahkememizce resen yapılan hesaplama sonucunda (82.071,68*9*2198/36500) 44.480,00-TL olduğu, ancak tarafların işlemiş faiz bedeli açısından 31.600,43-TL üzerinden mutabakat sağladıkları ve davacı sigorta şirketinin … vekiline bu bedel üzerinden ödeme yaptığı dikkate alındığında, … plakalı araç sürücüsünün kusur durumuna göre davalı araç malikinin sorumluluk miktarının 15.800,22-TL olduğu, …’ın maddi tazminat alacakları bakımında davacı sigorta şirketi aleyhinde başlatmış olduğu herhangi bir icra takibi bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda, sigorta şirketinin ibraname çerçevesinde …’a ödediği 15.111,00-TL icra vekalet ücreti bedelini davalıdan talep edemeyeceği, netice itibariyle ödeme miktarları ve kusur durumu çerçevesinde davacı sigorta şirketinin davalı araç malikine rücu edebileceği tazminat bedelinin 82.071,68-TL maluliyetten kaynaklanan maddi tazminat, 3.000,00-TL ilam vekalet ücreti ve 15.800,22-TL maddi tazminatın işlemiş faizi olmak üzere toplamda 100.871,90-TL olduğu sonucuna varılarak, bu doğrultuda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Davalı idare açısından temerrüt olgusunun, davacı sigorta şirketi tarafından hak sahibine yapılan ödeme tarihi itibariyle vuku bulduğu, ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte sorumluluğu bulunan davalı idareden talep edilebileceği ortadadır.
Davacı sigorta şirketinin anonim şirketi olması hasebiyle tacir sıfatının bulunduğu, keza davalı idareye ait aracın da ticari faaliyet kapsamında kullanılan otobüs mahiyetinde olması sebebiyle ticari vasfını haiz olduğu, bu sebeple davacı sigorta şirketinin dava dışı hak sahibine ödediği bedeli avans faizi ile birlikte davalı idareden talep edebileceği kanaati hasıl olmuştur.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, … Sigorta Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 18/08/2010 tarihli trafik kazasında yaralanan dava dışı … tarafından yapılan başvuru dilekçesi ile başvuru neticesinde açılan hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 18/08/2010 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığının 06/11/2012 tarihli ve… sayılı maluliyet raporu, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 30/09/2013 tarihli maluliyet raporu, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 15/05/2014 tarihli maluliyet raporu, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında icra edilen keşif tutanağı, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 13/06/2013 tarihli raporu, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 11/06/2015 tarihli kusur raporu, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde görevli bilirkişi heyetinin 23/10/2015 tarihli kusur raporları, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan Karayolları Genel Müdürlüğü Fen İşleri Heyetinin 18/01/2016 tarihli kusur raporu, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası kapsamında alınan aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 21/06/2016 havale tarihli raporu, davacı sigorta şirketi ile dava dışı … arasında imzalanan İbraname-Feragatname ve Makbuz başlıklı belge, hasar dosyası kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı …’a yapılan ödemelere ilişkin dekont suretleri ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 18/08/2010 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanan dava dışı …’a, davalı … … Genel Müdürlüğüne ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında ödenen tazminat bedelinin, davalı … … Genel Müdürlüğüne ait … plakalı araç sürücüsü …’in kaza mahallini terk etmesi sebebiyle davalı … … Genel Müdürlüğünden rücuen tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, 18/08/2010 tarihinde dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı … Genel Müdürlüğünün maliki olduğu ve ihbar olunan … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışmaları sonucunda maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kaza neticesinde dava dışı …’ın yaralandığı, davacı … Sigorta Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin 30/01/2010 ile 30/01/2011 tarihleri arasında geçerli olduğu, poliçe teminatının kişi başı sakatlık ve ölüm açısından 150.000,00-TL olduğu, dava dışı …’ın 18/08/2010 tarihli maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanması sebebiyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatları ile tedavi giderleri ve manevi tazminat talepleri çerçevesinde maddi ve manevi tazminat davası ikame ettiği İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde maddi tazminat talebi yönünden …’a yapılan ödeme sebebiyle davanın konusu kalmadığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 24/09/2019 tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile mahkeme kararının 12/11/2019 tarihinde kesinleştiği, davacı sigorta şirketi ile dava dışı … arasında yapılan anlaşma uyarınca İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasından açılan tazminat davasında 157,593,36-TL asıl alacak, 15.357,44-TL ilam vekalet ücreti, 31.600,43-TL işlemiş faiz, 15.111,00-TL icra vekalet ücreti olmak üzere toplamda 219.662,23-TL tazminatın ödenmesi çerçevesinde …’ın davacı sigorta şirketini gayrikabili rücu ibra ettiği, 219.662,23-TL tazminat bedelinin … Bankası Anonim Şirketi aracılığıyla 29/08/2016 tarihinde ‘Tazminat Ödemesi’ açıklaması ile … vekili …’e ödendiği, akabinde ödenen tazminat bedelinin (43.845,00-TL+9.357,44-TL) 53.202,44-TL’sinin … ve vekili tarafından davacı sigorta şirketine iade edildiği, … ve vekili tarafından davacı sigorta şirketine yapılan iade ödemeleri neticesinde davacı sigorta şirketi ile dava dışı … arasında imzalanan İbraname-Feragatname ve Makbuz başlıklı belge çerçevesinde davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı …’a ödenen bakiye bedelin (219.662,23-TL-53.202,44-TL) 166.459,79-TL olduğu, kazanın … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün %50 oranında eşit kusurları neticesinde meydana geldiği, kazanın vuku bulması akabinde … plakalı araç sürücüsü ihbar olunan …’in olay yerini “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden biri bulunmaksızın terk ettiği, …’in olay yerini herhangi bir haklı sebep olmaksızın terk ettiği, dava konusu trafik kazası neticesinde dava dışı …’ın bünyesinde bedeni zararın oluştuğu ve davacı sigorta şirketi yönünden rücu şartlarının vuku bulduğu, yukarıda detayları ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere ödeme miktarları ve kusur durumu çerçevesinde davacı sigorta şirketinin davalı araç malikine rücu edebileceği tazminat bedelinin 82.071,68-TL maluliyetten kaynaklanan maddi tazminat, 3.000,00-TL ilam vekalet ücreti ve 15.800,22-TL maddi tazminatın işlemiş faizi olmak üzere toplamda 100.871,90-TL olduğu, davalı idare açısından temerrüt olgusunun, davacı sigorta şirketi tarafından hak sahibine yapılan ödeme tarihi itibariyle vuku bulduğu, ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte sorumluluğu bulunan davalı idareden talep edilebileceği, davacı sigorta şirketinin dava dışı hak sahibine ödediği bedeli avans faizi ile birlikte davalı idareden talep edebileceği anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Rücuen tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 100.871,90-TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 29/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … … Genel Müdürlüğünden tahsili ile davacı … Sigorta Şirketine verilmesine, 32.535,93-TL maddi tazminat bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 6.890,56-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 2.278,28-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.612,28-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 48,00-TL elektronik tebligat, 109,00-TL tebligat, 146,50-TL posta masrafı, 2.278,28-TL peşin harç ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.613,18-TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 1.975,87-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 13.532,83-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan … vekilinin yüzlerie karşı, ihbar olunan … Anonim Şirketi vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.