Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/213 E. 2022/289 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/23
KARAR NO : 2022/203

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı faaliyet konusu itibari ile sektörde yer alan tek Ar-Ge merkezi olduğunu, yazılım geliştirme, web tasarımı, bilişim, iletişim hizmetleri, internet ve yazılı/görsel medya reklamcılığı ve bu işlerin pazarlanması işi yaptığını, davalının müvekkili şirkette veri analiz uzmanı pozisyonunda 11/07/2017 tarihinden 16/11/2018 tarihine kadar çalıştığını, veri analiz uzmanları Ar-Ge projelerinde yer almak, müşterilerin talepleri doğrultusunda yazılım geliştirmek, müşteri, portföyü yönetmek, internet üzerinden müşterilerin reklam hesaplarını oluşturmak ve yönetmekle görevli olduklarını, işleri gereği müşterileri tanıdıklarını ve müşterilerle doğrudan temas kurduklarını, veri analiz uzmanları ile yapılan iş sözleşmelerinde rekabet yasağı hükümlerine yer verildiğini, sözleşmede yer alan rekabet yasağı mevzuata uygun olarak 2 yıl ve müvekkil şirketin ofislerinin bulunduğu İzmir ve İstanbul şehirleri ile sınırlandırıldığını, davalının hem aktif olarak rol aldığı projelere ve hem de müvekkili şirketin daha önce geliştirmiş olduğu çıktılara rahatlıkla ulaşabilecek bir pozisyonda veri analiz uzmanı olarak çalıştığını, davalının iş sözleşmesinde uzmanların rekabet yasağına aykırı davranması durumunda 150.000,00-TL tutarındaki cezai şartı işverenin herhangi bir ihtarına gerek kalmaksızın talep üzerine itiraz etmeksizin peşinen ödemeyi, ayrıca işverenin uğrayacağı her türlü zararı tanzim etmeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, davalının 16/11/2018 tarihinden sonra işe gelmediğini, ihbar süresi tamamlamadan müvekkili şirketten hemen ayrılmak için ihbar tazminatını ödemeyi tercih ettiğini, davalının müvekkili ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketinde çalıştığının öğrenildiğini, söz konusu şirketin davalının kardeşi adına kurulduğunu, 05/12/2018 tarihinde tescil edilerek Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, müvekkili şirketin elektronik posta adresine yanlışlıklı geldiği anlaşılan elektronik postalardan daha önce müvekkili şirketin müşterileri olan ve davalı tarafından takip edilen … Avukatlık Adi Ortaklığı ile … Telif Hakları Marka Patent Limited Şirketinin dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi ile çalışmaya başladığının tespit edildiğini, müvekkili şirketin adı geçen müşterilerini kaybettiğini ve bundan dolayı sadece bu şirket özelinde bile aylık ortalama 15.000,00-TL civarında kazan kaybına uğradığını, bahsi geçen şirket dışında davalının aktif olarak ilgilendiği 100’e yakın müşteri bulunduğunu ve bu müşterilerin bir çoğunun dava dalının işten ayrılması sonrasında müvekkili şirketle olan çalışmalarını sonlandırdıklarını, bu şirketlerin dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine geçip geçmediklerinin iki şirketin mali kayıtları üzerinde yapılacak inceleme sonucunda tespit edileceğini, davalının müvekkili nezdinde olan müşterileri dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine çektiğini belirterek iş sözleşmesinden kaynaklanan 150.000,00-TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmitşir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 11.7.2017-16.11.2018 tarihleri arasında davacı şirket bünyesinde çalıştığını, ancak davacının, müvekkilin veri analiz uzmanı olarak şirket bünyesinde çalıştığı yönündeki iddiaları gerçeği yansıtmadığını, her ne kadar şirket ile müvekkili arasında yapılmış olan belirsiz süreli sözleşmede müvekkilinin pozisyonu veri analiz uzmanı olarak geçmekte ise de gerçekte şirket bünyesinde satış ve pazarlama işleri ile görevlendirildiğini, ayrıca bu süre boyunca müvekkiline verilen görev ve işleri eksiksiz ve kusursuz bir biçimde yerine getirdiğini, ki müvekkilinin 16.11.2018 tarihinde kendi isteğiyle işten ayrıldığını, ayrıldığı tarihe kadar satış ve pazarlama işlerinden sorumlu olduğundan davacı yanın iddia etmiş olduğu şekilde şirket bünyesinde veri analiz uzmanı olarak çalışmakta olan diğer çalışanlar gibi şirketi zarara uğratabilecek bilgilere vakıf dahi olamadığını, dolayısıyla da zaten sahip olmamış olduğu bilgileri sızdırması veya başka şirketler tarafından kullanılmasını sağlaması da söz konusu olmamakla birlikte zaten mümkün de olmadığını, davacı yanın bu yöndeki iddiaları mesnetsiz olup hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı şirkette yaşadığı bazı olumsuzluklar nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığını, işten ayrıldıktan sonra hayatını devam ettirebilmek ve zorunlu giderlerini karşılayabilmek amacıyla tekrar çalışma gayesi içinde hareket ettiğini, bu süreçte daha önceki iş tecrübelerinden farklı olmak üzere … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketinde şirketinde fotoğrafçı olarak işe girdiğini, müvekkilinin davacı şirkette çalıştığı pozisyon ve hali hazırda çalıştığı yerde yaptığı işler birbirinden oldukça farklı olduğunu, sadece bu halde bile davacı yanın iddia ettiği gibi bir rekabet söz konusu olmadığını, davacı tarafın dayandığı fesih durumunda müvekkilinin belirli süre ile çalışma alanını sınırlayan sözleşme maddesi (md.14/b) hukuka aykırı olduğunu, uygulanması durumu zayıf durumda olan müvekkilinin hayattaki varlığını sürdürmesini imkansız kıldığını, müvekkili ile davacı arasında akdedilen iş sözleşmenin 14. maddesi haksız rekabeti ve bunun sonuçlarını düzenlendiğini,. Madde 14/b’de sözleşmenin feshi halinde müvekkilin işten ayrılması durumunda 2 yıl süre İzmir ve İstanbul illerinde ile aynı sektörde iş kuramayacağını, aynı sektörde işlerde çalışamayacağını öngördüğünü, davacı yanın mevcut sözleşme ile müvekkilinin anayasal hakkı olan çalışma hakkına engel olmaya çalışmakta olduğunu, bu madde ile müvekkilinin ekonomik özgürlüğünün kısıtlandığını, ayrıca davacı tarafından müvekkilinin ekonomik geleceğinin sınırlandırmak istendiğini, bu durumun Anayasa’ya aykırı bir durum olduğunu, sözleşmedeki ceza koşulunun geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayalı alacak talebinin yerinde olmadığını, bahsi geçen İş sözleşmesinde belirtilen rekabet yasağı karşılığında işveren herhangi bir karşı edim üstlenmediğini, dolayısıyla da herhangi bir yükümlülük altına girmediğinin anlaşıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte sözleşmede kararlaştırılan cezai şart koşulu fahiş olup hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı taraf her ne kadar müvekkilinin müşterilerini çaldığı iddiasında bulunmuşsa da bu iddianın asılsız, yersiz ve art niyetli olduğunu, bahsi geçen dava dışı … Avukatlık Adi ortaklığı ile davacı şirket arasındaki ilişki, müvekkilinin davacı şirketten ayrılmasından önceki bir dönemde zaten sona erdiğini, … Avukatlık Adi ortaklığı davacı şirket ile iş ilişkisini şirketten memnuniyetsizliği sebebiyle sonlandırdığını ve çalışabileceği yeni bir firma arayışı içine girdiğini, zaten müvekkili ile … Avukatlık Adi ortaklığının yollarının kesişmesinin de bu sebeple tesadüfi bir şekilde oluştuğunu, dolayısıyla hiç bir şekilde müşteri çalma gibi bir eylem söz konusu olmadığını, ayrıca 200’den fazla müşterisi olan davacı şirket süreç içerisinde izlemiş olduğu yanlış şirket politikaları yüzünden kaybetmiş olduğu müşterileri kayıplarının nedenlerini kendi içinde aramayıp, müvekkilinin üstüne yüklemeye çalıştığını, müvekkilinin bu anlamda kötü niyetli olsaydı davacı şirkette çalıştığı dönemde irtibatta olduğu bu 200’ye yakın firmanın bir çoğuyla iletişim geçer hatta yeni firmadaki portföyüne ekleyebilme ihtimalinin olduğunu ancak sadece bir firmanın tesadüf eseri müvekkilinin çalıştığı yeni firmayla iş ilişkisi olması müvekkilinin müşteri çalma gayesi içinde hareket etmediğinin açık kanıtı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davalı …’ye ait hizmet döküm cetveli,
3-Davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler,
4-Dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine ait ticari defter ve belgeler,
5-Tanık beyanları,
6-Bilirkişi heyetinin 27/09/2021 havale tarihli raporları,
7-Bilirkişi heyetinin 08/02/2022 havale tarihli ek raporları,
8-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasındaki 21/09/2018 tarihli belirsiz iş sözleşmesi kapsamında 11/07/2017-16/11/2018 tarihli arasında davacı şirkette veri analiz uzmanı pozisyonunda çalıştığı iddia edilen davalının iş sözleşmesinin sonlanması neticesinde rekabet yasağı hükümlerine aykırı fiil ve davranışlarda bulunduğu iddiasıyla sözleşmede yer alan 150.000,00-TL cezai şart bedelinin davalıdan tazmini talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız rekabet kuralları, rekabet hakkının dürüstlük kuralları çerçevesinde kullanılmasını sağlamak ve rekabet hakkının kötüye kullanılmasını engellemek amacı ile sevk edilmiştir. Bu kurallar genel nitelikli ve her alanda uygulanabilecek hükümler içermekle birlikte rekabet hakkının, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesi gereğince dürüstlük kurallarına uygun şekilde kullanılmasını sağlamaya çalışmaktadır (Arkan, Sabih: Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2018, s. 350.).
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 396. maddesi uyarınca işçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez.
İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür.
Diğer taraftan rekabet yasağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Genel Hizmet Sözleşmesi hükümleri içinde 444 ila 447’nci maddelerinde düzenlenmiştir. Bunun nedeni ise rekabet etmemenin sadakat borcunun bir gereği olmasıdır. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir.
İş sözleşmesinin kurulması ile doğan sadakat borcu, işçi tarafından işverenin çıkarlarını koruma ve gözetme borcudur. Rekabet etmeme borcu ise, iş sözleşmesinin sonuçlarından olan; işçinin işverene sadakat borcu içinde yer alan alt bir yükümlülüktür. Taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş sözleşmesine konulmasına veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. İş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olmaktadır. Rekabet yasağının ihlaline bağlı taraflarca kararlaştırılmış olan belli bir ödemeyi öngören yaptırım, niteliği itibarıyla bir cezai şart hükmüdür.(YHGK. 27.02.2013 gün ve 2012/9-854 E, 2013/392 K).
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444. maddesi; ”Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmünü haiz olup, anılan madde hükmü uyarınca rekabet yasağının işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması halinde geçerli olacaktır.
Anılan düzenleme ile işçinin, işverenle ilişkide olan müşterileri tanıdığı hallerde, iş sözleşmesinin sona ermesi ardından işverenle rekabet oluşturacak şekilde kendi namına iş yapmaması, rakip bir firmada ortak olamaması ya da iş sözleşmesiyle çalışmaması şeklinde şart içeren sözleşmeler yapabileceği düzenlenmiş olup, rekabet yasağı kaydının geçerlilik ve sınırlandırılmasına ilişkin koşullar da ayrıca yasada belirtilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 445. maddesinde ise; ”Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.
Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Serbest piyasa ekonomilerinin temel prensibi olan çalışma ve rekabet özgürlüğü, Anayasa’nın 48/1. maddesinde “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.” denilmek suretiyle vurgulanmıştır. Ancak çalışma ve rekabet özgürlüğü, sınırsız rekabet hakkının bulunduğu anlamına da gelmemektedir. Bu nedenle haksız rekabeti düzenleyen kuralların amacı ve içeriği de rekabet özgürlüğünün sınırlarını göstermek ve bu sınırların aşılması durumunda başvurulabilecek hukuki yolları tespit etmektir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti” başlığı altında düzenlenen 48 ve devamı maddelerinde herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu belirtilerek, bu husus anayasal teminat altına alınmıştır.
Dava dilekçesindeki iddialar çerçevesinde davalı …’ye ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davacı şirket ile davalı arasında imzalanan 11/07/2017 tarihli iş sözleşmesinin incelenmesinde, davacı şirketin işveren davalının ise işçi olduğu, sözleşmenin belirsiz süreli olduğu, çalışan davalının görev unvanının Das:Veri Analiz Uzmanı olarak belirlendiği, sözleşmenin 14. maddesinde ”Çalışanın, İşyerine Ve İşverene, Sadakat – Haksız Rekabet – Rekabet Memnuniyeti Borcu” hükümlerinin düzenlendiği, madde hükmüne göre çalışanın, işverenin yanından ayrıldıktan sonra iş sözleşmesinin işverence haklı nedenle feshi veya çalışan tarafından haksız olarak feshi hallerinde, fesih tarihinden itibaren 2 yıl boyunca, işin mahiyeti itibariyle işverene zarar verme olasılığının söz konusu olduğu İzmir ve İstanbul illeri coğrafi sınırları içinde, işverence 3. maddede belirtilen iştigal konularından iştigal konusu Google ve Facebook vs. reklamcılığı olan kişi, kurum, ajans özel ve tüzel kişiliklerde, 3. dereceye kadar yakın hısım ve akrabalarının kurmuş olduğu veya kuracağı şahis firmalarında ya da ortağı olduğu şirketlerde, iş-imalatı yapan başka bir işverenin yanında aynı konumda çalışmamayı veya aynı konuda kendisi bir iş kurmamayı, bayi, acente, distributör, pazarlamacı, satıcı, dağılıcı, üretici, şirket ortağı olmamayı kabul ve taahhüt etttiğinin, çalışanın …’nin müşterisi olan ya da … müşteri veri tabanında yer alan şahıs firması veya şirketlerde işbu sözleşmenin 3. Maddesinde sayılan işlerin tamamı ile ilgili olarak çalışmayacağını kabul beyan ve taahhüt ettiğinin, işin mahiyeti itibariyle özel ihtisas gerektirmesi sebebi ile …’nde alınan özel eğitim sayesinde çalışanın genel anlamda mesleki bilgi ve tecrübesinin arttırılması sonucunda şirketin çalışma prensipleri, işin devamı için … tarafından dijital ortamda oluşturulan sistemin taklit edilmesi ya da müşteri bilgi datalarının ve şirket içi glzli bilgilerin kötü niyetli çalışanlar tarafından işin mahiyeti itibariyle kullanılmaya açık olması ve kullanılması halinde …’nin telafisi güç zarara uğrayacağı hususunda kendisinin bilgilendirildiğini ve işin mahiyeti gereği bu hususların tamamına azami özeni göstereceğini kabul beyan ve taahhüt ettiğinin, çalışan, Türk Ticaret Kanununun haksız rekabet ile ilgili, 54 – 5$ – 56 – 57 ve S8. maddelerine aykırı davranmamayı şimdiden kabul ve taahhüt ettiğinin, eğer bu yasa maddelerine aykırı dayranması hedeniyfe, işverene karşı 3. kişiler tarafından davalar açılırsa, bu nedenle işverenin ödemek zorunda kalacağı tazminatları çalışan ödemeyi (işverenin kendisine rütu etmesini) şimdiden kabul ve taahhüt ettiğinin, ayrıca yine Türk Ticaret Kanunu’nun 57 maddesine göre işveren alayhine 3. kişiler tarafından davalar açılmasına çalışan sebebiyet vermiş ise bu nedenle işverenin ödemek zorunda kalacağı tazminatları çalışan ödemeyi (işverenin kendisine rücu etmesini) şimdiden kabul ve taahhüt ettiğinin, çalışanın işbu 13. madde hükümlerine aykırı davranması halinde, 150.000,00-TL tutarında bir cezai şartı, işverenin herhangi bir ihtarına gerek kalmaksızın işverenin talebi üzerine itiraz etmeksizin peşinen ödemeyi kabul beyan ve taahhüt ettiğinin kararlaştırıldığı görülmektedir.
Dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi ile davalı arasında imzalanan 01/03/2019 tarihli iş sözleşmesinin incelenmesinde, dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketinin işveren davalının ise işçi olduğu, sözleşmenin belirsiz süreli olduğu, yapılacak işin fotoğrafçılık olduğu, işçinin çalışma yerinin işverenin İzmir sınırları içindeki değişik iş yerlerinde işveren veya vekilinin göstereceği yerler olarak kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
21/01/2021 tarihli duruşmada davacı tanığı … aynen; ”Ben davacı şirkette veri analiz ekibi takım yöneticisi olarak çalışıyorum, davalı şirkette çalıştığı zamanda kendisinin yöneticiliğini yaptım, davalı veri analiz ekibinde çalışıyordu, davacı şirket sanayi bakanlığı onaylı AR-GE araştırma iş yapan bir şirkettir, aynı zamanda Google reklamcılığı ve aynı zamanda sosyal medya hesap yönetimi ve reklam işi de yapmakta olan bir şirkettir, biz davalının da dahil olduğu veri analiz ekibi olarak TUBİTAK ve üniversiteler tarafından destekli olarak projeler üretmekte ve geliştirmekteyiz, davalı davacı şirkette çalıştığı dönemde hem bu AR-GE projelerinde aktif olarak çalışmakta hem de dahil olduğu ve dahil olmasa da geliştirdiğimiz projelerin hepsine erişimi vardı, davacı şirketin anlaşmalı olduğu premium şirket dediğimiz potansiyeli yüksek olan şirketlerin proje ve reklamlarını da veri analizi ekibi olarak biz yürütüyorduk, şirketlerin bize ulaşmaları neticesinde veri analiz ekibinde çalışmakta olan çalışanlar olarak öncelikle şirketlerin taleplerini öğreniyoruz akabinde talepleri doğrultusunda reklam stratejilerine karar veriyoruz, çalışmalar bittikten sonra da firmamızla görüşme gerçekleştirip proje onaylandıktan sonra projeyi hayata geçiriyoruz, bu husus tek seferlik bir durum olmayıp proje hayata geçirildikten sonra da müşteri olan şirketler ile görüşmelerimiz devamlılık arz ediyor devamlı olarak yapılan reklamların geri dönüşleri müşteri memnuniyeti hususlarında görüşmeler sağlıyoruz, davalı davacı şirkette çalıştığı süre boyunca bahsi geçen premium şirketler ile çalışıyordu, davalının yapmış olduğu görüşmelere ilişkin kayıtlar ve reklamlara ilişkin olarak düzenlenen teknik raporlar vs. davacı şirket bünyesinde bulunmaktadır, sonuç olarak davalı premium şirketler ile görüşmeler yapıp anlaşma sağlanan şirketlerin google ve sosyal medya reklam işlerini yapmış ve ilgili şirketler ile sürekli olarak görüşme halinde bulunup reklam desteği sağlamış ve de müşteri portföyünü koruma amaçlı hareket etmiştir bu sebeple davacı şirketin tüm bilgi belge ve projeleri ile müşteri portföyü bilgilerine erişimi bulunmaktaydı, davalı bir gün takım yönetici olmam sebebiyle bana gelerek yüksek lisans yapmak istediğini ve bu sebeple şirketten ayrılmak istediğini bildirdi ben yöneticilerimiz ile görüştüm, kendisinin ihbar süresi tamamlayacağı hususunda anlaşma sağlamamıza rağmen davalı kendisi ile yaptığımız görüşmenin ertesi günü işe gelmedi, davalının şirketten ayrılmasından sonra 1 aylık bir süre geçmesi akabinde bizim müşterimiz olan bir firmanın davalının hali hazırda çalışmakta olduğu firmaya vereceği reklam işi açısından davalıya atacağı bir mailin yanlışlıkla bizi de ekleyerek göndermeleri sonucunda biz müşterimiz olan şirketin davalının hali hazırda çalıştığı şirket ile reklam işi yapmak üzere anlaştığı hususunda bilgi sahibi oldum, davalının müşterinin tüm bilgi ve belgeleri ve de yaptığımız işten beklentilerine ve maliyetine yönelik verilere erişim sahibi olması sebebiyle müşteri ile iletişime geçerek hali hazırda çalıştığı şirkete transferini sağlama hususunda etkili olduğu kanaatindeyiz, davalının yeni çalıştığı şirkete çektiği premium şirket yüksek portföylü bir şirket olup verilen hizmet karşılığında ödenen hizmet bedeli de yüksektir, aynı zamanda AR-GE projeleri de yüksek maliyetli ve bedelli projeler olduğu için ayrıldıktan sonra bu projelerden bahsetmesi de projeleri değersizleştirmiş olup davacı şirketin bu yönden de zararı bulunmaktadır, davalının yaptığı işler ve ulaşabileceği verilere ilişkin kayıtlar şirket sisteminde bulunmaktadır, veri analiz uzmanları olarak yaptığımız işin mahiyeti gereği çeşitli eğitimler almamız gerekmekte olup davalı da şirket bünyesinde çalıştığı süre boyunca hem İstanbul’da hem de ofiste verilen eğitimleri aldı, ilgili eğitimlerin masrafları şirket tarafından karşılanmaktadır, davalı almış olduğu eğitimler sayesinde tamamen yetişmiş ve şirkete fayda sağlayabilecek bir eleman mahiyetindeydi, şirket bünyesinde farklı birimler bulunmakta olup AR-GE gelişim merkezinde hem yazılım ekibi hem de veri analiz ekibi bulunmaktadır, veri analiz ekibi olarak işin mutfak tarafındayız, müşterilerin projeleri ve projelerin yönetimi bu ekibe aittir, şirket bünyesinde aynı zamanda satış ve pazarlama birimi de bulunmakta olup ilgili birim talebi olan şirketler ile ilgilenmektedir, satış pazarlama ekibi müşterinin başvurusu sonucunda müşterinin taleplerine uygun olarak reklam bütçesi önerip satış sürecini tamamlıyorlar, CR ekibi düşük portföylü şirketlerin reklam işleri ilgilenmektedir, teknik anlamda veri analiz ekibiyle çalışıyorlar, yüksek portföylü şirketlerin talepleri vs. Tüm işlemleri veri analiz ekibi olarak bizim tarafından yapılıyordu, 2016 yılında yürürlüğe giren KVKK Kanunu kapsamında veri analiz ekibinin müşteri bilgi ve portföylerine erişimi herhangi bir engel gelmemiştir, ilgili kanun kapsamında yetki matrisi uygulansa da bu matris veri analiz ekibine yasal şartlar düzenlenmek suretiyle uygulanmamıştır, veri analiz ekibi olarak sözleşmelerimiz de zaten gizlilik maddesi bulunmaktadır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yine 21/01/2021 tarihli duruşmada alınan beyanında davacı tanığı … aynen; ”Ben davacı şirketle tam zamanlı olarak muhasebe sorumlusu sıfatı ile çalışmaktayım, finans insan kaynakları ve şirketin genel muhasebesi ile ben ilgileniyorum, davalı 2017 yılı Temmuz ayı ile 2018 yılı Kasım ayı arasında davacı şirkette AR-GE veri analiz uzmanı olarak görev yaptı, davacı şirket bilim ve sanayi bakanlığı onaylı olarak AR-GE merkezi olarak çalışmaktadır, KOSGEB ve TÜBİTAK’a projeler geliştiririz, onun yanında google Türkiye Premier partner firması olarak çalışmaktayız, davalı AR-GE merkezinde veri analiz uzmanı olarak görev yapmaktaydı, şirket bünyesinde pazarlama ve AR-GE proje geliştirme birimleri farklı katlarda bulunup farklı işler yapmaktadır, davalı şirketin projelerinde yer alır, premium şirketlerin projelerini yönetmekteydi, davalı yetkisi gereğince şirket bünyesinde bulunan hassas ve gizli bilgiler içerir proje ve müşteri veri tabanına ulaşabilmekteydi, veri analiz ekibi tüm şirketin veri tabanına hakim olup hangi müşterinin ne kadar ciro getirdiği, hangi mecrada reklam verdiği ne kadar kar kazandırdığı, ilgili kazançlar bakımından müşteriye ne teklif verildiği, vs. Belgelere erişimi bulunmaktaydı, davalı yüksek lisans yapmaya karar verdiğini ve mühendis olarak iş hayatına devam etmek istediğini, çalışırken bunun mümkün olmadığını belirterek istifa dilekçesini yazdı, dilekçesini yazdığı gün ihbar süresini tamamlayacağını söyledi ancak kendisi bir daha işe gelmedi, davalı şirketten ayrıldıktan sonra bizim portföyümüz de yer alan bir müşterimizden bir mail aldık, maili gördüm ancak mailin içeriğini bilmiyorum, veri analiz ekibinden duyduğum kadarıyla davalının … isimli bir şirket kurduğu ve davacı şirketin veri tabanında yer alan müşteriler ile çalışmak için iletişime geçtiği ve teklif yaptığı duyumunu aldık, veri analiz ekibimiz uzman bir ekip olup bu ekipte yer alan kişiler eğitim süreçlerinden geçerler ve bu eğitim bedellerini davacı şirket karşılar, kendisi de İstanbul’da 3 eğitim, İzmir’de de bir çok kez eğitim almıştır, davalı veri tabanına erişebildiği için tüm müşterilerin maliyet hesaplarına vakıf olup tüm müşterilerin ihtiyaçlarını bilmektedir, muhasebe departmanı AR-GE departmanı ile aynı katta olacak şekilde şirket binasının 36. Katındadır, şirkette şirket binasının 25. Katında pazarlama birimi, 36. Katta AR-GE birimi bulunmaktadır, şirket bünyesinde veri analiz ekibi haricinde herkesin yetki matrisi bulunmaktaydı, veri analiz ekibi müşterilerin taleplerini karşılamak amacıyla müşterilerle birebir iletişime geçiyorlardı.” demiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
18/03/2021 tarihli duruşmanın 3 numaralı ara kararı gereğince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere davacı vekiline 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, davacı vekili davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
18/03/2021 tarihli duruşmanın 4 numaralı ara kararında ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere davalı vekiline 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş ve davalı vekili dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini ile tanık beyanlarının alınması akabinde dosyanın mahkememizce re’sen belirlenecek bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi, bir bilişim alanında uzman bilirkişi ve bir Rekabet Hukuk alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı şirkete ve dava dşı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine ait ticari defter ve belgeler, dosya arka kapağına sabitlenmiş olan 1 adet flash bellek, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine ait ticari sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, davalıya ait vukuatlı nüfus aile kayıt örneği, davalıya ait SGK kayıtları, taraflar arasında imzalanan 21/09/2018 tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi, davalının dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi ile imzalamış olduğu Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi, davacı şirket ile dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine ait veri tabanı, tanık beyanları, davacı şirket ile davalı … ve dava dışı … Ajans Bilim Hizmetleri Limited Şirketine ait sosyal medya hesapları ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacı şirket ile dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davacı şirket ile dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine ait ticari defter ve belgelerin açılış kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, davacı şirketin hangi faaliyet kolunda hizmet verdiği, davalı …’nin taraflar arasında imzalanan 21/09/2018 tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi kapsamında davacı şirket bünyesinde hangi sıfatla çalıştığı, davalının davacı şirket bünyesinde çalıştığı süre dahilinde davacı şirketin ticari sırlarına ve müşteri portföyüne erişim yetkisi ve imkanı bulunup bulunmadığı, davalının davacı şirketin projelerine erişim yetkisi ve imkanı bulunup bulunmadığı, davalının davacı şirket bünyesinde çalıştığı süre dahilinde hangi gerçek ve tüzel kişiler ile birebir iletişim kurduğu ve hangi gerçek ve tüzel kişilere birebir hizmet verdiği, davalı tarafından davacı şirket bünyesinde çalıştığı süre boyunca gerçek ve tüzel kişilere verilen hizmetin mahiyetinin neler olduğu, davacı şirket ile dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketinin faaliyet alanlarının aynı veya benzer olup olmadığı, davalının davacı şirket bünyesinden ayrıldıktan sonra dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi ile imzaladığı Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi kapsamında dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi bünyesinde hangi alan ve faaliyet kolunda çalıştığı, davalının dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi bünyesinde çalışmaya başlamasından sonra davacı şirkete ait müşterileri dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi ile çalışmaya yönlendirmesinin mümkün ve muhtemel olup olmadığı, davalının dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi ile imzaladığı Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi akabinde davacı şirkete ait müşterilerin dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi bünyesine geçip geçmedikleri, geçmişler ise kaç adet müşterinin dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi bünyesine geçtiği, dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine ait instagram hesabında davacı şirket ile çalışan ancak davalının şirketten ayrılarak dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine geçen şirketlere ait video kayıtlarının bulunup bulunmadığı, bu doğrultuda neticeten davalının taraflar arasında imzalanan 21/09/2018 tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi hükümlerinde yer alan rekabet yasağını ihlal edip etmediği hususlarının eksiksiz olarak belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 27/09/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, davalının davacı şirketin projelerine erişim yetkisi ve imkanı bulunduğu, davalının şirket bünyesinde çalıştığı süre dahilinde 391 gerçek ve tüzel kişiye birebir hizmet verdiği, 29 Ağustos 2017 – 15 Kasım 2018 tarihleri arasında müşteriler ile yapmış olduğu 5748 konuşma kaydının yer aldığı, toplam süre olarak 773871 saniye (12897 dakika veya 214 saat) müşterilerle konuşmasının bulunduğu, davalının çalıştığı süre içerisinde 9,386,879 TL davacı şirket olan “…” ne kazanç sağladığı, davacı şirket olan … bünyesinde Veri Analiz Uzmanı (Das) pozisyonunda çalıştığı, Ar-Ge faaliyetlerinde Ar-ge personeli olarak çalıştığı, çalıştığı süre dahilinde davacı şirketin ticari sırlarına ve müşteri portföyüne erişim yetkisinin bulunduğu, davacı şirket olan … Anonim Şirketinin verdiği hizmetler bakımından Dijital Pazarlama, Yazılım, Mobil Uygulama, Sosyal Medya Yönetimi yönünden dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketinin faaliyet alanlarının benzer olduğu, davalı …”’nin dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi Bünyesinde fotoğrafçı olarak çalıştığı, dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketinin anlaşma sağladığı müşteriler ile fotoğraf ve video çekimi üzerine olan işlerini yürüttüğü, davalının dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi Bünyesinde çalışmaya başlamasından sonra davacı şirkete ait olan müşterileri dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi ile çalışmaya yönlendirmesinin mümkün ve muhtemel olduğu, davalının davacı şirketin projelerine erişim yetkisi ve imkanı bulunduğunu, davalının şirket bünyesinde çalıştığı süre dahilinde 391 gerçek ve tüzel kişiye birebir hizmet verdiğini, 29 Ağustos 2017 – 15 Kasım 2018 tarihleri arasında müşteriler ile yapmış olduğu 5748 konuşma kaydının yer aldığını, toplam süre olarak 773871 saniye (12897 dakika veya 214 saat) müşterilerle konuşmasının bulunduğunu, davalının çalıştığı süre içerisinde 9.386.879,00-TL davacı şirkete kazanç sağladığını, davacı şirket olan … bünyesinde Veri Analiz Uzmanı (Das) pozisyonunda çalıştığı, Ar-Ge faaliyetlerinde Ar-Ge personeli olarak çalıştığını, çalıştığı süre dahilinde davacı şirketin ticari sırlarına ve müşteri portföyüne erişim yetkisinin bulunduğunu, davacı şirket olan … Anonim Şirketinin verdiği hizmetler bakımından Dijital Pazarlama, Yazılım, Mobil Uygulama, Sosyal Medya Yönetimi yönünden dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketinin faaliyet alanlarının benzer olduğunu, davalı …’nin dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi Bünyesinde fotoğrafçı olarak çalıştığını, dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketinin anlaşma sağladığı müşteriler ile fotoğraf ve video çekimi üzerine olan işlerini yürüttüğünü, davalının dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi Bünyesinde çalışmaya başlamasından sonra davacı şirkete ait olan müşterileri dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi ile çalışmaya yönlendirmesinin mümkün ve muhtemel olduğunu, davalının dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi ile imzaladığı Belirsiz süreli İş Sözleşmesi akabinde davacı şirkete ait müşterilerden sadece … Avukatlık Adi Ortaklığının dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi bünyesine geçtiğini, davalının işten ayrılmasından sonra davacı şirket tarafından … Avukatlık Adi Ortaklığı ile yapılan telefon görüşmeleri sonucunun olumsuz sonuçlandığını, herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine ait sosyal medya sitelerinde herhangi bir video kaydının bulunmadığının tespit edildiğini, … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketinin defter kayıtları ile davacı … Yazılım Tasarım Bilişim İletişim ve Reklam Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin defter kayıtları incelendiğinde, davalının, davacı bünyesinde çalıştığı dönemde, davacının müşterisi olan ve daha sonra … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi ile çalışmaya başlayan firmaların, … Avukatlık Otaklığı, … Telif Hakları Marka Patent Limited Şirketi, …, … Lojistik ve Ticaret Anonim Şirketi, … – …, … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi ve … Tur. Seyh. Limited Şirketi firmaları olduğunu, davalının, davacı şirketle kurmuş olduğu iş sözleşmesinin 14. maddesi içeriğinde oldukça detaylı olarak çalışanın yani davalının, işyerine ve işverene sadakat, haksız rekabet etmemesine ilişkin olarak oldukça detaylı bir düzenleme yer aldığını, hukukunun genel ilkeleri çerçevesinde konu ile ilgili istikrarlı yargı kararları düşünüldüğünde bu hükümlerin davalıya yükümlülük getirebilmesi için işverene de, aynı konularda kendisini kısıtlayıcı karşılıklılık ilkelerine uygun hükümlerin yani davalının yükümlülükleri kadar onu koruyacak hükümlerin de aynı sözleşme içeriğinde işverene yükümlülük verecek şekilde düzenlenmiş olması gerekeceğini, oysa davacı ve davalı arasında iş sözleşmesinin içeriğinde böyle bir düzenleme yapılmadığını, bu nedenle davalının anılan sözleşme gereğince bu yönden tazmini yükümlülüğünün bulunduğunu söylemenin mümkün olmayacağını, muhasebesel inceleme sonucunda davacı şirketin kayıtlarına göre 5835 adet müşterisi bulunduğunu, davalının çalıştığı işyerine 6 müşterinin geçtiği anlaşıldığını, bu sayının 6 olarak belirtilmesinin nedeni … isimli iki ayrı işyeri görünmekle beraber tek merkezli oldukları düşüncesi ile tek sayıldığını ve toplam 6 olarak düşünüldüğünü, bu sayı 7 olarak kabul edilse bile davacıdan davalının çalıştığı şirkete geçen firma sayısı toplamın binde biri oranında olduğunu, davacı taraf esasen … Avukatlık Ortaklığının gidişi üzerinde durduğunu, davacı şirketten giden şirketlerin davalının çalıştığı işyerine gidişinin, sadece ve sadece davalının gayreti ve zorlaması neticesinde gerçekleştiğinin kanıtlanmasının gerekli olduğunu, bu hususun mahkemenin takdirinde olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekilinin itirazları üzerine dosyanın 27/09/2021 havale tarihli raporu tanzim eden bilirkişi heyetine tevdi ile davacı vekilinin itirazları değerlendirilmek suretiyle düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş olup, bilirkişi heyeti 08/02/2022 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, 27/09/2021 tarihli rapordaki beyanlarını tespit ettiklerini ve raporda yer alan kanaatlerinde bir değişiklik olmadığını mütalaa etmişlerdir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10/02/2021 tarih ve 2019/3450 Esas 2021/1073 Karar sayılı ilamında aynen; ”…taraflar arasında imzalanan taahhütnamede cezai şartın sadece davalı işçi açısından düzenlenmiş olduğu, davacı işveren açısından taahhütnamede cezai şart anlamında herhangi bir hüküm bulunmadığı, bu haliyle taahhütnamenin davalı işçi aleyhine tek taraflı yaptırım içerdiğinden yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince hukuken korunamaz nitelikte olduğu, soyut olarak her çalışanın işten ayrıldıktan sonra aynı sektörde başka bir firmada işe girmesinin haksız rekabet tehlikesi doğurmayacağı, kaldı ki taahhütname içeriğinde haksız rekabet yasağına ilişkin belirli bir bölge belirlenmediği, bu nedenle taahhütnamenin Anayasa’nın çalışma özgürlüğü ilkesine aykırı olduğu, haksız rekabetin varlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır…” ibarelerine yer verilmiş, her çalışanın işten ayrıldıktan sonra aynı sektörde başka bir firmada işe girmesinin haksız rekabet tehlikesi doğurmayacağına dikkate çekilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/1641 Esas 2022/66 Karar sayılı kararında da aynen; ”…öncelikle davalının işyerindeki görevinin davacının müşteri çevresine, üretim sırlarına ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlayıp sağlamadığı, sağlamakta ise bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olup olmadığının incelenerek rekabet yasağına ilişkin kaydın geçerli olup olmadığının belirlenmesi, geçerli olduğu sonucuna varılması halinde ise devam eden 445. madde koşulları ve yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir…” gerekçeleri bulunmakta olup, rekabet yasağına aykırı hareket ettiği iddia edilen çalışanın görevinin işverenin müşteri çevresine, üretim sırlarına ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı bulunup bulunmadığı, var ise bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olup olmadığının incelenmesi gerektiğinden bahsedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davalı …’ye ait hizmet döküm cetveli, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine ait ticari defter ve belgeler, tanık beyanları, bilirkişi heyetinin 27/09/2021 havale tarihli raporları, bilirkişi heyetinin 08/02/2022 havale tarihli ek raporları ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki 21/09/2018 tarihli belirsiz iş sözleşmesi kapsamında 11/07/2017-16/11/2018 tarihli arasında davacı şirkette veri analiz uzmanı pozisyonunda çalıştığı iddia edilen davalının iş sözleşmesinin sonlanması neticesinde rekabet yasağı hükümlerine aykırı fiil ve davranışlarda bulunduğu iddiasıyla sözleşmede yer alan 150.000,00-TL cezai şart bedelinin davalıdan tazmini talebine ilişkin olduğu, davalının davacı şirket bünyesinde, taraflar arasındaki 11/07/2017 tarihli iş sözleşmesi çerçevesinde Das:Veri Analiz Uzman görev alanı dahilinde çalışma gerçekleştirdiği, dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi bünyesinde ise fotoğrafçı sıfatıyla çalışmak üzere iş sözleşmesini imzaladığı, bilirkişi heyeti raporunda da tespit edildiği üzere davacı şirketin kendi kayıtlarına göre 5835 adet müşterisi bulunduğu, davalının sözleşmesinin feshi üzerine imzaladığı iş sözleşmesi ile çalışmaya başladığı dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine daha önceden davacı şirketin müşterisi olan … Avukatlık Otaklığı, … Telif Hakları Marka Patent Limited Şirketi, …, … Lojistik ve Ticaret Anonim Şirketi, …- …,… Sanayi Ticaret Anonim Şirketi ve … Turizm Seyahat Limited Şirketi olmak üzere altı adet müşterinin geçtiği, davalının çalışmaya başlamasından sonra davacı şirketin müşterilerinden dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketine geçen firma sayısının, davacı şirketin müşteri sayısının binde biri oranında olduğu, serbest piyasa koşulları dikkate alındığında bu oranda bir kaymanın makul olduğu, bahse konu şirketlerin sadece davalının dava dışı … Ajans Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi bünyesinde çalışmaya başlaması sebebiyle bu şirket ile çalışmaya başladıklarına ilişkin herhangi bir delilin taraflara ait ticari defter ve belgeler bünyesinde mevcut olmadığı gözetildiğinde, davacı tarafın iddiasını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatlayamadığı kanaatine varılmakla, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında yatırılan 2.561,63-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.480,93-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 18.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/03/2022

Katip …
(E-İMZA)

Hakim …
(E-İMZA)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.