Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/211 E. 2022/907 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/211 Esas
KARAR NO : 2022/907
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 09/03/2022
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’a ait kendi sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … ve … plakalı araçların 22/04/2021 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, mülkiyeti …’e ait sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkili …’a ait … plakalı aracın arka kısımlarına çarpması ve çarpmanın etkisiyle … plakalı aracın da sürücü … idaresindeki … plakalı aracın arka kısımlarına çarpması sonucu kazanın zincirleme bir şekilde oluştuğunu, hasarın meydana gelmesinde … Sigorta Şirketince ZMMS ve Genişletilmiş Kasko Sigortası tanzim edilen … plakalı araç, önde bulunan müvekkili …’a … plakalı araca aynı yönde seyir halindeyken arkadan çarpması nedeniyle önem asli kusurlu olduğunu, … Sigorta A.Ş ise kazada aslı kusurlu olan … plakalı aracı … nolu poliçe ile ZMMS Sigorta poliçesini ve … nolu poliçe ile Kasko Sigorta Poliçesini tanzim eden şirket olup, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasarın tamamından sorumlu olduğunu, müvekkiline ait aracın … Sigorta Ekpertizlik Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından incelenerek 407 rapor numarası ile oluşturulan 26.05.2021 tarihli raporda kaza nedeniyle araçta oluşan genel toplam hasar bedeli 93.850,36 TL olarak tespit edildiğini, raporun 11/06/2021 tarihinde davalı sigorta şirketine tebliğ edildiğini, şirketten dönüş alınamadığını, tekrar başvuru yapılarak 24/01/2022 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı sigorta şirketinin kanuni süreler geçmesine rağmen herhangi bir yanıt alamadıklarını, arabuluculuk yolundan da netice alınamadığını bildirmiş, oluşan hasar bedeline mahsuben 10,00-TL, değer kaybına mahsube 10,00-TL olmak üzere toplamda 20,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile, yargılama gideri, eksper ücreti ve vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirket nezdinde sigortalı … plakalı aracın herhangi bir kusuru bulunmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte mahkemece müvekkili şirketin sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde teminat limiti ile sorumluluklarının bulunduğunu, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının talep etmiş olduğu maddi hasar ve değer kaybı tutarının uzman bilirkişi tarafından hesap edilmesinin gerektiğini, sigortalı aracın poliçe başlangıç tarihinin 01.06.2015 tarihinden sonra olduğu için yapılacak hesaplamada ZMMS Genel Şartları’ndaki kriterlerinin esas alınması gerektiğini bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilaf, 22/04/2021 tarihinde meydana gelen çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybının belirlenmesi ile bunların ZMMS ve genişletilmiş kasko kapsamında davalı sigorta şirketinden tahsil edilip edilemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, davaya konu kazada sürücülerin kusur durumları ile tazminat miktarının tespiti açısından rapor aldırıldığı, dosyaya verilen 28/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda, olay yeri ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS trafik sigortası ile sigortalı olan sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın 2918 sayılı KTK’nın madde 52/b “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar”, madde 56/1-c”Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.”, madde 84/d“Arkadan çarpma” hız, yakın takip kurallarını ihlal ettiği kanaatine varıldığını, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü araç sürücüsü davacı … ve … plakalı araç sürücüsü … 2918 Sayılı Karayolu Trafik Kanununu ve diğer trafik düzenlemelerini ihlal eden bir davranışının bulunmadığı kanaatine varıldığını, … plaka sayılı aracın 22.04.2021 tarihinde meydana gelen kazada eksper raporu, araç resimleri, kaza tutanağındaki sürücü beyanları ile kaza krokisindeki araçların çarpışma konum ve noktaları ile tüm dosya teknik olarak incelendiğinde yukarıdaki gerekçelerde belirtildiği üzere, hasar noktası, oluşan hasar, kazanın oluş şekline, fizik kurallarına, yolun geometrik yapısıyla, kaza tespit tutanağı, sürücü beyanları ve araçta oluşan hasar ile uyumlu olamayacağı kanaatine varıldığını, şayet Mahkeme aksi kanaatte ise, … plaka sayılı araçtaki toplam hasar bedelinin KDV hariç 3.005,25 TL veya KDV dahil 3.546,20 TL olabileceği kanaatine varıldığını, … plaka sayılı araçta değer kaybı meydana gelemeyeceği kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Mahkememizin 15/09/2022 tarihli oturumunda taraf vekillerinin kök rapora karşı beyan ve itirazları doğrultusunda mevcut dosya kapsamına göre bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Dosyaya verilen 03/10/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda, taraf vekillerinin itiraz ve beyanları ile tüm dosya teknik olarak yeniden irdeleyip, incelendiğinde; davacı vekili dosyaya kök raporumda değişikliği gerektirecek hiçbir bilgi ve belge sunmadığını, kök raporda dosyaya sunulmuş olan fotoğraflar üzerinden detaylı olarak irdeleyerek belirlediği şekilde araçtaki hasar bedeli belirlendiğini, bu nedenlerle kök raporda değişikliği gerektirecek bir husus olamayacağı kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın1409/1. maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı kanunun 1409/2. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerektiği, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi hâlinde ise bu oluş şeklinin teminat dışında kalan hâllerden olması gerektiği, 6102 sayılı TTK’nın 1446. maddesi uyarınca sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı olacak şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse, ispat külfeti yer değiştirip, oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçeceği, bu kapsamda yapılan incelemede dava konusu olayda davacıya ait aracın arka tamponunda çarpma izi, emaresi görülmediği ve arka tamponda çarpma olması halinde de tampon bağlantılarında deforme ve açılma olması gerekirken olmadığı, çarpışmanın etkisi ile etki-tepki prensibine göre araçlar birbirlerine değecek şekilde olmayıp, uzakta duracak şekilde son duruşa geçmeleri gerekirken kaza sonrası olay mahallinde çekilen ve araçların son duruşlarının gösterildiği gibi durmalarının mümkün olamayacağı, söz konusu eksper raporu, araç resimleri, çarpma ve hasar noktası, oluşan hasar, kazanın oluş şekli, fizik kuralları, kazaya karışan araçların konumu, kaza tutanağındaki sürücü beyanları ile kaza krokisindeki araçların çarpışma konum ve noktaları, araçların kaza sonrası durumları..vb tüm teknik incelemelerle kazanın ihbar şeklinin fizik kurallarına uygun düşmediği, kazanın davacının ileri sürüdüğü şekilde gerçekleşmediği, taraflar arasında düzenlenen kaza tespit tutanağının olayın gerçekleşme şekli ile örtüşmediği, kaza ile zararın uyumsuz olduğu dolayısıylı ispat külfetinin yer değiştirdiği ve davacıya geçtiği, rizikonun gerçekleştiğini ve gerçekleşen bu rizikonun teminat kapsamı içinde kaldığını davacının ispatlamak zorunda olduğu, davacının bu yönde herhangi bir delil sunmadığı, mahkememizce alınan gerekçeli, objektif, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı itibariyle davacının davalının sorumluluğunu ortaya koyamadığı/ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili taraflara iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesap ve takdir edilen 20,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/11/2022

Katip
e-imza

Hakim
e-imza