Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/19 E. 2022/5 K. 07.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/19 Esas
KARAR NO : 2022/5

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 06/01/2022
KARAR TARİHİ : 07/01/2022

Mahkememiz tevzi edilen Şirketin İhyası istemli dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
DAVA:
Davacı şirket yetkilisi, dava dilekçesinde; davacı şirketin yetkilisiyken şirketin 11/03/2014 tarihinde kapanmak suretiyle faaliyetinin tamamen sona ermesine rağmen şirket adına kayıtlı … plaka sayılı bir araç bulunduğunu bildirmiş, aracın satışına izin verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, TTK’nun 547.maddesi hükmü çerçevesinde tasfiyesinin kapanmasından sonra davacı şirket adına kayıtlı araç ile ilgili ek tasfiye işlemlerinin yapılması amacıyla şirketin, yeniden tescili istemine ilişkindir.
Ticaret Sicil kayıt örneklerinden ihyası talep edilen Merkez -105230 sicil numarasında kayıtlı …’nin ortaklar kurulu kararı ile 16/09/2008 tarihinde tasfiyeye geçtiği, tasfiye memuru olarak …’nın seçildiği, tasfiye geçiş kararının tescil edildikten sonra 10/03/2014 tarihli tasfiye sonu kapanış kararı ile tasfiye memurunun ibra edilmesine, tasfiyenin sonuçlandırılmasına ve tasfiye bilançosunun kabulüne karar verildiği, tasfiyenin kapanışının Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 11/03/2014 tarihinde sicile tescil edilerek unvan ve işletme kaydının sicilden silindiğinin ilan edildiği görülmüş, şirketin 11/03/2014 tarihinde tasfiye nedeniyle terkin edildiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin açıklama ve talep bölümünde; şirketin ihyası isteminden söz etmeksizin şirket adına kayıtlı bulunan aracın satış işlemine ilişkin izin kararının verilmesi talep edilmiş ise de; somut olayda tasfiyesi tamamlanan ve terkin edilen bir şirketin adına kayıtlı bir mal varlığının satışı konusunda mahkemenin izninin gerekmediği, ancak TTK’nun 547.maddesi hükmü uyarınca aracın satışı ile ilgili ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için şirketin ihyasına karar verilmesinin mümkün bulunduğu, hukuki tavzifin hakime ait olup dilekçe içeriğine göre talebin şirketin ihyası istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla; dava, şirketin ihyası istemine ilişkin dava olarak değerlendirilmiştir.
TTK’nun 547 (1) maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde; son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin, yeniden tescilini isteyebilecekleri düzenlenmiştir.
Ticaret şirketinin, tasfiyesinin tamamlanıp ticaret sicilinden terkin edilmesi ile birlikte hukuki ehliyetinin ve tüzel kişiliğinin sona erdiği tartışmasızdır.
Dava, terkin edilen şirketin terkin edilmeden önceki yetkilisi ve tasfiye memuru olarak seçilen … tarafından, tasfiye memuru veya terkinden önceki şirket yetkilisi sıfatıyla kendi adına değil, terkin edilen şirket adına açılmıştır.
Terkin edilen şirketin, terkin ile birlikte tüzel kişiliği sona erip hukuki ehliyeti bulunmadığından terkin edilen şirket adına herhangi bir dava açılamaz. Bunun yanında TTK’nun 547.maddesi hükmü uyarınca açılacak davaların Ticaret Sicil Müdürlüğü yanında tasfiye memuruna yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup hasımsız açılıp görülmesi mümkün değildir.
Davacı tarafın, hukuki ehliyetinin bulunmaması HMK’nun 114 (1/d) maddesinde dava şartı olarak düzenlenmiş, HMK’nun 115 (1) maddesinde dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağı, 2.fıkrasında dava şartının noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddine karar verileceği belirtilmiştir.
Açıklanan yasal düzenlemeler ile somut davaya ilişkin maddi vakıalar birlikte değerlendirildiğinde; davanın hukuki ehliyeti bulunmayan terkin edilen şirket adına açıldığı, hukuki ehliyeti bulunmayan davacı yönünden HMK’nun 114 (1/d) maddesi uyarınca dava şartının oluşmadığı, bu durumun tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde de olmadığı, davanın hasımsız açılmış olması nedeniyle dilekçeler teatisi yapılmasına gerek bulunmadığı, HMK’nun 138 (1) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gereken somut davada ön incelemenin dosya üzerinden yapılarak karar verilmesinin mümkün bulunduğu ve usul ekonomisi gereği duruşma açılmasına yer olmadığı göz önünde tutularak; davacının hukuki ehliyetinin bulunmaması nedeniyle, HMK’nun 114 (1/d) maddesinin yollamasıyla, davanın, HMK’nun 115 (2) maddesi uyarınca, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerektirici Nedenlerle:
1-Davacı şirketin, hukuki ehliyetinin bulunmaması nedeniyle, HMK’nun 114 (1/d) maddesinin yollamasıyla, davanın, HMK’nun 115 (2) maddesi uyarınca, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken karar ve ilam harcı peşin alınmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/01/2022

Başkan …
e-imza
¸
Üye …
e-imza
¸
Üye …
e-imza
¸
Katip …
e-imza
¸