Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/178 E. 2022/322 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/178
KARAR NO : 2022/322

DAVA : Şirketin İhyası (TTK’nun Geçici 7. Maddesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2022
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası (TTK’nun Geçici 7. Maddesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, terkin edilen ve unvanı … Tekstil…Şirketi olarak değiştirilen … Konfeksiyon Sanayi…Şirketinde 03.07.2001 tarihinde, engelli kadrosunda çalışmaya başladığını, 400 çalışma gününün sigortasının terkin edilen işveren tarafından ödenmemesi nedeniyle terkin edilen şirketinde davalı olduğu İzmir 9.İş Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyasında hizmet tespiti davası açtıklarını, yargılama sırasında şirketin sicil kaydının silindiğinin tespit edildiğini, mahkemenin ihya davası açmak üzere bir aylık kesin süre verdiğini, davanın görülebilmesi ve sonuçlandırılabilmesi için şirketin ihyasının gerektiğini, müvekkilinin % 70 zihinsel engelli olup, geçiminin ailesi tarafından sağlandığını, başkaca bir gelirinin ve mal varlığının bulunmadığını bildirmiş, …..Şirketinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde: …..Şirketinin, en son tescil edilen genel kurulunun 07/01/2005 tarihinde yapılması ve bu tarihten sonra herhangi bir genel kurul tescilinin yapılmaması nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7. Maddesi uyarınca çıkarılan Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ gereği, 14/05/2013 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresine ihtarda bulunulduğunu, ihtarın sicil gazetesinde yayımlandığını, yasal süre içinde ihtara cevap verilmemesi nedeniyle şirketin sicil kaydının … tarihinde resen silindiğini, davanın, TTK geçici 7/(15) maddesi uyarınca beş yıllık yasal süre içinde açılmaması nedeniyle süre yönünden reddinin gerektiğini, yasal düzenlemelere uygun olarak işlemlerin yapıldığını, şirket yetkililerinin ihtarnamelere rağmen herhangi bir başvuruda bulunmadığını, adres değişikliğini bildirmeyen şirketlerin sicilde kayıtlı adreslerine gönderilen tebligatların yapılmış sayılması gerektiğini, terkin tarihinde şirket hakkında dava olup olmadığının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını bildirmiş, müdürlüğün yasal hasım olması ve dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, TTK’nun geçici 7.madde hükmü uyarınca ticaret sicilinden resen silinen ve İzmir 9. İş Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyasında davalı ….Şirketi hakkında davanın görülüp sonuçlandırılabilmesi ve ilamın infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyası istemine ilişkindir.
Davacı, adli yardıma muhtaç olduğu iddiası ile adli yardım talebinde bulunmuş HMK’nun 335 (1)/ a, b ve c bentlerinde sayılan hallerle sınırlı olarak adli yardımdan yararlandırılmasına karar verilmiştir.
Davaya konu İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün Merkez … sicil no’sunda kayıtlı ….Şirketi’nin, TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sicil kaydı … tarihinde resen terkin edilmiştir.
TTK’nun geçici 7 (15) maddesinde; “Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü düzenlenmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında davacı ve davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
TTK’nun 7 (15) maddesinde düzenlenen beş yıllık süre, hak düşürücü süre niteliğindedir. Terkin işlemlerinin Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından kanunda aranan nitelikte yapılmaması, eksik ya da hatalı işlemler sonucunda terkinin yapılması halinde bu durumun hak düşürücü süreye etkili olmadığı yerleşmiş yargı kararları ile kabul edilmiştir. Hak düşürücü sürenin uygulanmayacağına ilişkin istisnai hal terkin edilen şirket hakkında terkin tarihinde görülmekte olan bir davanın bulunmasıdır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14/10/2021 tarih 2021/2387 esas ve 2021/6034 karar sayılı ilamı ile 11/02/2020 tarih 2020/288 esas ve 2020/1181 karar sayılı ilamlarında ve benzer çok sayıda ilamlarında da şirket alacakları ve hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren TTK’nun geçici 7.maddesinin 15.fıkrası son cümlesi uyarınca 5 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri kabul edilmiştir.
Davacının, ihyası talep edilen şirketin geçmişte işçi sıfatıyla çalışanı olup, hizmet tespiti istemli dava açmasına bağlı olarak şirketin terkin edilmesi nedeniyle ihya davasını açmak zorunda kaldığı, şirketin ihya edilmeksizin taraf teşkilinin sağlanamayacak olmasına göre hizmet tespiti istemli davanın görülmesinin mümkün bulunmadığı, çoğu zaman işçinin emekli olabilmesi için fiilen çalışma süresi içinde hak düşürücü sürenin dava açılmadan sona erdiği birlikte değerlendirildiğinde, durumu açıklanan koşullara uygun işçiler yönünden hak düşürücü sürenin uygulanmaması gerektiği düşünülse dahi TTK’nun 7 (15) maddesinde açıklanan nitelikte bir istisnaya yer verilmediği ve bu durumda olan işçi statüsündeki kişilere hak düşürücü sürenin uygulanmayacağına dair yerleşmiş yargı kararlarının bulunmadığı, İhyası talep edilen şirketin, … tarihinde terkin edildiği, mahkememizdeki ihya davasının
TTK’nun 7 (15) maddesinde düzenlenen beş yıllık hak düşürücü süreden sonra 28/02/2022 tarihinde açıldığı, bu davanın dayanağı olan İzmir 9. İş Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyasında açılan hizmet tespiti davasının dahi beş yıllık süre sonrasında 04/05/2018 tarihinde açılmış olduğu, hak düşürücü süre uygulamasına engel olur şekilde ihyası talep edilen şirket hakkında terkin tarihinde görülmekte olan bir davanın bulunmadığı, buna göre davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı anlaşılmakla; davanın, hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7(15).maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının adli yardımdan yararlanmış olması nedeniyle HMK’nun 339 (1) maddesi uyarınca Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70-TL başvurma harcı ile 80,70-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Adli yardımdan karşılanan ve 13,00 TL iki adet elektronik tebligat ücreti, 0,75 TL bir adet kep ücreti ve 31,00 TL bir tebligat ücreti olmak üzere toplam 44,75 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Adli yardım masasından gönderilen 150,00 TL’den geriye kalan 105,25 TL’nin Hazineye iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza