Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/166 E. 2022/649 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/166
KARAR NO : 2022/649

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2022
KARAR TARİHİ : 06/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında geçmiş yıllardan süre gelen bir ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafından atınan mallara ilişkin 270.886,37-TL’nin ödenmediğini, alacağın tahsili için arabuluculuk yoluna gidildiğini, yapılan arabuluculuk toplantılarından sonuç alınamadığı belirterek 270.886,37-TL’nin kanuni faizi ve ferileri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinden fatura karşılığı ücret alacağı bulunduğu iddiaların kabul edilmediğini, zaman aşımı itirazında bulunulduğunu, davaya konu faturaların tek başına alacağın varlığına delil olmadığını, yazılı delil sunulmadığını, faturalara itiraz edilmemesinin alacağın mevcut olduğunu göstermeyeceğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER :
1-Bakırköy Arabuluculuk Bürosunun ……. Dosya ….. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı,
2-Davacı şirkete ve davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları,
3-Davacı şirkete ve davalı şirkete ait vergi sicil kayıtları ile 2019 yılına ilişkin BA/BS formları
4-Davacı şirkete ve davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler,
5-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 22/06/2022 havale tarihli raporu,
6-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklanan toplamda 270.886,37-TL alacak bedelinin davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Satım sözleşmesi, dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 182. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Borçlar Kanunu’nun 182/1. maddesinde düzenlenen satım sözleşmesiyle; alıcı satış bedeli olarak bir miktar para vermeyi borçlanır; satıcı ise satıma konu malı alıcıya teslim ederek mülkiyeti ona geçirme borcu altına girer.
Taşınır bir malın satışına ilişkin sözleşmede satıcının taşınırı teslim etmek ve mülkiyeti alıcının üzerine geçirmek gibi asıl borcu yanında satılan malı saklama ve gerektiğinde taşıma masraflarını ödeme borcu gibi tali nitelikte borçları da bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
21/04/2021 tarihli duruşmanın 7 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı şirkete ait ticari defter kayıt ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, davacı vekilinin davacı şirkete ait ticari defter ve belgeleri verilen kesin süre içerisinde mahkememize sunmuş olduğu görülmüştür.
21/04/2021 tarihli duruşmanın 8 numaralı ara kararında ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davalı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davalı şirkete ait ticari defter kayıt ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, davalı vekili davalı şirkete ait ticari defter ve belgeleri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
Her ne kadar davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla davacı vekili tarafından davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler mahkememize sunulduğu veya davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yerin açık adresi mahkememize bildirildiği takdirde, duruşma günü beklenilmeksizin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş ise de, davacı vekili tarafından davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin mahkememize sunulması sebebiyle bilirkişi incelemesinin İzmir ilinde yapılmasına karar verilmiş ve dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdii ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, taraflara ait ticari defter ve belgeler, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, BA/BS formları, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar, faturalara konu ürünlere ilişkin olarak düzenlenen sevk irsaliyeleri ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflara ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, taraflara ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflara ait ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve cari hesap ekstresinden kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 22/06/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak, taraflar arasında geçmiş yıllardan süre gelen bir ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafından alınan mallara ilişkin 270.886,37-TL’nin ödenmediğini, alacağın tahsili için arabuluculuk yoluna gidildiğini, ancak arabuluculuk yolundan bir sonuç alınamadığını, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde 2018 yılından devreden bakiye davacı alacağının 27.319,22-TL olduğunu, 2019 yılında cari hesap çalışmasının devam ettiğini, 3112.2019 tarihi itibariyle davacı alacağının 154.889,36-TL’ye yükseldiğini, 2019 yılında davacı tarafından yapılan kur değerlemesi ile davalı aleyhine 114.557,50-TL kur farkı tahakkuk ettirildiğini, (154.889,36-TL+114.557,50-TL) 269.446,86-TL alacağın, Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyasına konu edildiğini, davalı şirketin iki ayrı satıcılar hesabında davacı ile olan ticari ilişkisini muhasebeleştirdiğini, 320.01.01.2259 Satıcılar Hesap Kodunda 62.711,51-TL davacıya borç, 320.01.01.5140 Satıcılar Hesap Kodunda 92.148,76-TL davacıya borç, 21.05.2019 tarihli …….sıra nolu 114.557,50-TL kur farkı değerleme faturası toplamı 269.417,77-TL davacıya olan borç olarak muhasebeleştirildiğini, davalı kayıtlarına göre 21.07.2020 takip tarihi itibariyle davacıya 269.417,77-TL borcun olduğunu, davalıya ihtar çekilmediğini, davalı şirketin temerrüte düşürülmediğini, temerrütün takiple birlikte oluştuğunun anlaşıldığını mütalaa etmiştir.
Davalı vekilinin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 22/06/2022 havale tarihli raporuna karşı itirazlarının, davacı vekili tarafından USB bellek içerisinde sunulan belgelerin bilirkişi tarafından incelendiği, davacı tarafından düzenlenen faturaların ve cari hesapta yer alan alacak bedelinin davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerde yer aldığı, bu borç miktarları açısından herhangi bir ödeme kaydına rastlanılmadığı anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Taraflara ait ticari defter ve belgelerin her ikisinde de davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerde alacak bedelinin 269.446,86-TL olarak yer aldığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerde ise borç bedelinin 269.417,77-TL olarak gözüktüğü, aradaki farkın 2019 yılı devir işlemlerinden kaynaklandığı, dava dilekçesi ekinde sunulan sevk faturalar ve sevk irsaliyelerinden anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete satılan malların davalı şirkete teslim edildiği, 269.446,86-TL tutarındaki alacağın varlığının sabit olduğu kanaatine varılarak, bu doğrultuda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, Bakırköy Arabuluculuk Bürosunun ……Dosya ………Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davacı şirkete ve davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, davacı şirkete ve davalı şirkete ait vergi sicil kayıtları ile 2019 yılına ilişkin BA/BS formları davacı şirkete ve davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 22/06/2022 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklanan toplamda 270.886,37-TL alacak bedelinin davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapmak üzere görevlendirilen Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 22/06/2022 havale tarihli raporunda taraflar arasında geçmiş yıllardan süre gelen bir ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafından alınan mallara ilişkin 270.886,37-TL’nin ödenmediğini, alacağın tahsili için arabuluculuk yoluna gidildiğini, ancak arabuluculuk yolundan bir sonuç alınamadığını, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde 2018 yılından devreden bakiye davacı alacağının 27.319,22-TL olduğunu, 2019 yılında cari hesap çalışmasının devam ettiğini, 3112.2019 tarihi itibariyle davacı alacağının 154.889,36-TL’ye yükseldiğini, 2019 yılında davacı tarafından yapılan kur değerlemesi ile davalı aleyhine 114.557,50-TL kur farkı tahakkuk ettirildiğini, (154.889,36-TL+114.557,50-TL) 269.446,86-TL alacağın, Bakırköy ………İcra Müdürlüğünün ………..Esas sayılı takip dosyasına konu edildiğini, davalı şirketin iki ayrı satıcılar hesabında davacı ile olan ticari ilişkisini muhasebeleştirdiğini, 320.01.01.2259 Satıcılar Hesap Kodunda 62.711,51-TL davacıya borç, 320.01.01.5140 Satıcılar Hesap Kodunda 92.148,76-TL davacıya borç, 21.05.2019 tarihli …………sıra nolu 114.557,50-TL kur farkı değerleme faturası toplamı 269.417,77-TL davacıya olan borç olarak muhasebeleştirildiğini, davalı kayıtlarına göre 21.07.2020 takip tarihi itibariyle davacıya 269.417,77-TL borcun olduğunu, davalıya ihtar çekilmediğini, davalı şirketin temerrüte düşürülmediğini, temerrütün takiple birlikte oluştuğunun anlaşıldığını mütalaa ettiği, taraflara ait ticari defter ve belgelerin her ikisinde de davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerde alacak bedelinin 269.446,86-TL olarak yer aldığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerde ise borç bedelinin 269.417,77-TL olarak gözüktüğü, aradaki farkın 2019 yılı devir işlemlerinden kaynaklandığı, dava dilekçesi ekinde sunulan sevk faturalar ve sevk irsaliyelerinden anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete satılan malların davalı şirkete teslim edildiği, 269.446,86-TL tutarındaki alacağın varlığının sabit olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Alacak talebinin KISMEN KABULÜNE, 269.446,86-TL alacak bedelinin dava tarihi olan 23/02/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Ticaret Anonim Şirketinden alınarak davacı… Elektronik Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketine verilmesine, 1.439,51-TL alacak bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 18.405,92-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 4.626,07-TL harcın mahsubu ile bakiye 13.779,85-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 45,50-TL elektronik tebligat, 1,50-TL (KEP) posta masrafı, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 80,70-TL başvurma harcı, 4.626,07-TL peşin harç olmak üzere toplam 5.453,77-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 5.424,79-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 40.722,56-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.439,51-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/09/2022

Katip ….
e-imza
¸

Hakim…
e-imza