Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/155 E. 2023/138 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/155
KARAR NO : 2023/138

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 13.04.2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi akdedildiğini, iş bu eser sözleşmesi gereğince “Coristeam” isimli yazılımın yapılması için müvekkil tarafından davalıya 10.000-Euro + kdv (ödeme tarihlerindeki TL karşılık toplamıyla) 63.657,84-TL ödeme yapıldığını, eserin meydana getirildiğini, bakım/hosting hizmetinin de davalı şirketten alınması sebebiyle yazılım/eser müvekkiline hiçbir zaman teslim edilmediğini, söz konusu yazılımın müvekkili şirket tarafından aisistans yazılımı olarak kullanıldığını, sağlık verileri de dahil olmak üzere tüm veriler de iş bu yazılım içerisinde saklandığını, bakım/destek hizmetinin aylık 4.145,92-TL ödeme karşılığında davalıdan alınmaya başlandığını, buna karşılık yazılımı idare etme yetkisi tanındığını, müvekkili şirket tarafından 25.08.2021 tarihinde davalıya uhdesinde bulundurduğu tüm verileri bedelini ödeyerek müvekkili şirkete yazılım iadesi istenmesine rağmen iade edilmediğini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, …… nolu dosyası açıldığını, eser sözleşmesinde yüklenici asi yükümlülüğü olan teslim borcunu yerine getirmediğini, müvekkiline ait olan ve bedeli 10.000-Euro olan yazılım/eserin bedelini talep etme zarureti doğduğunu, yazılım bedelinin davalıya ödendiği tarihlerdeki TL karşılığı olan 63.657,84-TL + 1.226,94-TL (25.08.2021 tarihinden takip tarihine dek işlemiş avans faizi) olmak üzere sadece toplam 64.884,78-TL davalı aleyhine İstanbul ….. İcra Dairesinin …… Esas sayılı dosya ile başlatılan takipte yetkiye ve borca itiraz edildiğini, İzmir ….. İcra Dairesinin …… Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine istinaden davalı yine haksız ve mesnetsiz takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 13.04.2018 tarihinde “Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkil şirket tarafından yapılan Aprılteam adlı bir bilgisayar yazılımı geliştirlmiş ve kullanımına sunulduğunu, davacı şirket iş bu yazılım programını 13.04.2018-07.09.2021 tarihleri arasında hiçbir sorun olmadan kullandığını, müvekkil şirketten kusursuz hosting ve destek hizmeti aldığını, davacı şirket yazılımın kaynak kodlarını kendisine verilmesini e-mail yoluyla bildirdiğini, Beyoğlu …… Noterliğinin 14.09.2021 tarih …. yevmiye nolu ihtanamesiyle bu hususları tekrarladığını, devamında müvekkil şirket aleyhine icra takibine giriştiğini, icra takibine itiraz üzerine iş bu haksız davayı ikame ettiğini, dava konusunun Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında olup 8. maddesi uyarınca eserin sahibi eseri meydana getiren olduğunu, yazılım müvekkili şirkete ait olan diğer müşterilerine de sunduğunu, CRM modülün davacı şirketin taleplerinin uyarlanmasıyla oluşturulduğunu, davacı şirkete arz edilen 13.04.2018 tarihli sözleşme ile yazılımın çalışan kısmının sunulmasından ibaret olduğunu, davacı şirketten bu işlemleri yapabilmesi için gerekli ve yetkili FTP hesapları müvekkil şirket tarafından 11.11.2018 tarihinde şirket yetkililerinden Akın İpeker isimli kişiye verildiğini, 25.08.2021 tarihinden sonra yazılıma girişin Akın İpeker’in sunucuya 07.09.2021 tarihine kadar 8.000’den fazla kez iletişim sağlandığını, söz konusu veriler FTP hesabı kullanılarak her zaman yedeklenebilir olduğunu, bu sebeplerle davanın usulden, aksi kanaat halinde davanın esastan reddine, davacı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun ….. Dosya ….. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir ….. İcra Dairesinin …… Esas sayılı dosyası,
3-Davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar,
4-Davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler,
5-Davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları,
6-Davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları,
7-İstanbul ….. İcra Dairesinin ……. Esas sayılı icra dosyası,
8-İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının …….. Soruşturma numaralı soruşturma dosyası,
9-Taraflar arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi,
10-Davacı şirket tarafından sözleşme gereğince davalı şirkete yapılan ödemelere ilişkin dekont suretleri,
11-Beyoğlu …… Noterliğinin 14/09/2021 tarih ve …… yevmiye numaralı ihtarnamesi,
12-Taraflar arasındaki yazışma kayıtları,
13-Davalı vekili tarafından 14/04/2022 tarihli beyan dilekçesi ekinde sunulan taraflar arasındaki yazılım hizmeti ilişkisine dair log, IP ve sair kayıtları içerir bir adet flash bellek,
14-‘Coris Team’ yazılımının mevcut olduğu davalı şirkete ait bilgisayar ürünleri,
15-Talimat mahkemesi aracılığıyla alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 13/10/2022 havale tarihli raporu,
16-Yazılım mühendisi bilirkişi, fikri ve sinai haklar alanında uzman bilirkişi ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 16/01/2023 havale tarihli raporları,
17-Sair deliller.

DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi gereğince davalı şirket tarafından meydana getirileceği ve bakım destek hizmetinin davalı şirket tarafından verileceği kararlaştırılan ‘Coris Team’ yazılımının, sözleşmenin davacı tarafından Covid-19 salgınından kaynaklanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle feshedilmesi neticesinde davacı şirkete teslim edilmesi gerekmesine rağmen davalı şirket tarafından davacı şirkete teslim edilmemesi ve davalı şirketin uhdesinde kalması neticesinde davacı şirketin kendisine ait olan ‘Coris Team’ yazılımını kullanamadığından bahisle, davacı şirket tarafından sözleşme kapsamında davalı şirkete ödenen 10.000,00-EUR+KDV bedelinin ödeme tarihlerindeki kur karşılığı 63.657,84-TL’nin davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).

İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve ……. E., ….. K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir …. İcra Dairesinin …… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı şirket olduğu, borçlunun davalı şirket olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 63.657,84-TL asıl alacak ve 1.226,94-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.884,78-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Davalı vekilinin dava konusunun bilgisayar yazılımından kaynaklanması sebebiyle Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle mahkememizin görevine itiraz ettiği ve görevsizlik kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmakla; davaya konu uyuşmazlığın, taraflar arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi gereğince davalı şirket tarafından meydana getirileceği ve bakım destek hizmetinin davalı şirket tarafından verileceği kararlaştırılan ‘Coris Team’ yazılımının, sözleşmenin davacı tarafından Covid-19 salgınından kaynaklanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle feshedilmesi neticesinde davacı şirkete teslim edilmesi gerekmesine rağmen davalı şirket tarafından davacı şirkete teslim edilmemesi ve davalı şirketin uhdesinde kalması neticesinde davacı şirketin kendisine ait olan ‘Coris Team’ yazılımını kullanamadığından bahisle, davacı şirket tarafından sözleşme kapsamında davalı şirkete ödenen 10.000,00-EUR+KDV bedelinin ödeme tarihlerindeki kur karşılığı 63.657,84-TL’nin davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1/B-a. maddesine göre eserin; sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri olarak, 1/B-b. maddesine göre eser sahibinin; eseri meydana getiren kişi olarak, aynı Kanun’un 1/B-g. maddesine göre ise bilgisayar programlarının; bir bilgisayar sisteminin özel bir işlem veya görev yapmasını sağlayacak bir şekilde düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesi ve bu emir dizgesinin oluşum ve gelişimini sağlayacak hazırlık çalışmaları olarak tanımlandığı, Kanun’un 2. maddesinde İlim ve Edebiyat Eserlerinin; herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları olarak düzenlendiği, yine aynı Kanun’un 6. maddesinde de bir bilgisayar programının uyarlanması, düzenlenmesi veya herhangi bir değişim yapılması işinin, diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilipte bu esere nispetle müstakil olmayan, tahdidi olarak belirlenen ve işlenme sayılan yazılı fikir ve sanat mahsulleri arasında belirtildiği, ancak talebin taraflar arasındaki sözleşmeye binaen davacı şirkete ait olduğu iddia edilen ve davacı tarafa teslim edilmesi gereken bilgisayar yazılımının davacı tarafa teslim edilmediği ve davacı tarafın kullanımına kapatıldığı iddiası çerçevesinde taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile davacı şirket tarafından sözleşme bedeli olarak davalı şirkete ödenen bedelin davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi olduğu, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda hak sahiplerinin açabilecekleri davaların tahdidi olarak sayıldığı, davacı vekilinin talebinin bu davalara yönelik olmadığı gibi, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 470. maddesi hükmünde tanımlanan eser sözleşmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın tacir sıfatını haiz olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu dikkate alındığında mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
05/04/2022 tarihli duruşma tutanağının 7 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı şirkete ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
05/04/2022 tarihli duruşma tutanağının 8 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davalı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davalı şirkete ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmiş, davalı vekili davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
Davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılması amacıyla İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, İzmir 14. İcra Dairesinin 2021/14273 Esas sayılı dosyası, İstanbul …. İcra Dairesinin ….. Esas sayılı icra dosyası, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ……. Soruşturma numaralı soruşturma dosyası, taraflar arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi, davacı şirket tarafından sözleşme gereğince davalı şirkete yapılan ödemelere ilişkin dekont suretleri, Beyoğlu ….. Noterliğinin 14/09/2021 tarih ve ….. yevmiye numaralı ihtarnamesi, taraflar arasındaki yazışma kayıtları ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi gereğince davalı şirket tarafından meydana getirileceği ve bakım destek hizmetinin davalı şirket tarafından verileceği kararlaştırılan ‘Coris Team’ yazılımının davalı şirket tarafından meydana getirilmesi ve yazılım açısından bakım destek hizmeti verilmesine ilişkin hizmetin alınması karşılığında davacı şirket tarafından davalı şirkete ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hangi miktarda ödeme yapıldığı, her bir ödemenin hangi tarihte yapıldığı, ödemelerin hangi isim adı altında yapıldığı, ürün bedeli ve hosting hizmeti bedellerinin hangi tarihlerde ödendiği, sözleşmenin devamı sırasında davalı şirket tarafından verildiği iddia edilen hosting hizmeti bedellerinin davacı şirket tarafından ödenip ödenmediği, davacı şirket tarafından sözleşme kapsamında davalı şirkete yapılan son ödemenin hangi tarihte gerçekleştirildiği, sözleşmenin feshedildiği tarih ve öncesinde davacı şirketin ekonomik durumunda herhangi bir bozulma olup olmadığı, davacı şirketin ödeme güçlüğü yaşayıp yaşamadığı, 25/08/2021 tarihinden sonra davacı şirketin ticari faaliyetlerinde olumsuz yönde herhangi bir gelişme yaşanıp yaşanmadığı, davacı şirketin belirtilen tarihte ödeme güçlüğü veya imkansızlığı içinde olup olmadığı, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri kapsamında davacı şirketin taraflar arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesinin feshi neticesinde davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir 13/10/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı tarafından, sözleşme kapsamında davalı şirketçe düzenlenen faturalara karşılık ödemiş olduğu 63.657,84-TL mahkeme tarafından “CorisTeam” yazılıma ait olduğuna ve iş bu yazılımın davacıya teslim edilmemiş olduğuna karar vermesi hainde davacının takip tarihi itibari ile 63.657,84-TL asıl alacak ile 1.226,94-TL işlemiş faiz alacağının olacağını mütalaa etmiştir.
Davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi akabinde davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin de incelenmesi, ayrıca uyuşmazlığa dayanak sair teknik hususlarda inceleme yapılması amacıyla dosyanın mahkememizce re’sen belirlenecek bir yazılım mühendisi bilirkişi, bir fikri ve sinai haklar alanında uzman bilirkişi ile bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, İzmir ….. İcra Dairesinin ……. Esas sayılı dosyası, İstanbul ….. İcra Dairesinin …… Esas sayılı icra dosyası, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/173864 Soruşturma numaralı soruşturma dosyası, taraflar arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi, davacı şirket tarafından sözleşme gereğince davalı şirkete yapılan ödemelere ilişkin dekont suretleri, Beyoğlu …. Noterliğinin 14/09/2021 tarih ve …… yevmiye numaralı ihtarnamesi, taraflar arasındaki yazışma kayıtları, davalı vekili tarafından 14/04/2022 tarihli beyan dilekçesi ekinde sunulan flash bellek, ‘Coris Team’ yazılımının mevcut olduğu internet ortamında bulunan yazılım kayıtları, ‘Coris Team’ yazılımının mevcut olduğu davalı şirkete ait bilgisayar ürünleri ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere taraflar arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi gereğince davalı şirket tarafından meydana getirileceği ve bakım destek hizmetinin davalı şirket tarafından verileceği kararlaştırılan ‘Coris Team’ yazılımının sözleşmede belirlenen nitelik ve niceliklere uygun olarak meydana getirip getirilmediği, yazılımın sözleşmede kararlaştırılan şartları taşıyıp taşımadığı, ‘Coris Team’ yazılımının hangi usul ile oluşturulduğu, yazılım hangi tarihte oluşturulduğu ve hangi tarihte davacı şirketin kullanımına sunulduğu, davacı şirketin hangi tarihler arasında yazılıma konu uygulamaya erişim sağladığı, davacı şirketin dava konusu yazılım ile oluşturulan uygulamayı hangi tarihlerde kullandığı, davacı şirketin dava konusu yazılım ile oluşturulan uygulamaya kaç kez erişim sağladığı, sözleşmede kararlaştırıldığı üzere yazılıma ilişkin bakım destek hizmetinin davalı şirket tarafından sağlanıp sağlanmadığı, bakım ve destek hizmetinin sözleşmeye ve genel uygulamaya uygun şekilde verilip verilmediği, dava konusu yazılıma davacı şirkete ait hangi verilerin depo edildiği, hangi verilen dava konusu yazılımda kayıtlı olduğu, yazılımın oluşturulduğu tarihten itibaren kim tarafından idare edildiği, yazılıma erişim sağlanması amacıyla gerekli tüm bilgi ve belgelerin davalı şirket tarafından davacı şirkete verilip verilmediği, davacı şirketin dava konusu yazılıma erişiminin davalı şirket tarafından engellenip engellenmediği, engellenmiş ise hangi tarihte engellendiği, dava konusu yazılıma ait kaynak kodlarının ne işe yaradığı, kaynak kodları olmaksızın yazılıma erişim sağlanması ve uygulamanın kullanılmasının mümkün olup olmadığı, dava konusu yazılıma depolanan verilerin hangi aralıklarla yedeklendiği, depolanan verilerin davacı şirket tarafından kendi diskine yedeklenmesi ve yazılıma ait bilgileri yönetilmesinin mümkün olup olmadığı, depolanan verilerin davacı şirket tarafından kendi diskine yedeklenmesi ve yazılıma ait bilgileri yönetilmesi açısından gerekli olan FTP (File Transfer Protokol) hesaplarının davalı şirket tarafından davacı şirkete veya herhangi bir yetkilisine verilip verilmediği, davacı şirketin daha önce dava konusu yazılıma benzer mahiyette herhangi bir program kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise daha önce kullandığı programda yer alan verileri CorisTeam sistemine yükleyip yüklemediği, yüklemiş ise hangi tarihte yüklediği, davacı şirkete ait tüm verilerin davacı şirketin erişimine açık olup olmadığı, 25/08/2021 tarihinden sonra davacı şirket tarafından dava konusu yazılıma erişim sağlanıp sağlanmadığı, sağlanmış ise hangi tarihlerde kaç kez erişim sağlandığı, davacı şirketin hosting hesabının davalı şirket tarafından kapatılıp kapatılmadığı, kapatılmış ise hangi tarihte kapatıldığı, taraflar arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi gereğince davalı şirket tarafından meydana getirileceği ve bakım destek hizmetinin davalı şirket tarafından verileceği kararlaştırılan ‘Coris Team’ yazılımının davalı şirket tarafından meydana getirilmesi ve yazılım açısından bakım destek hizmeti verilmesine ilişkin hizmetin alınması karşılığında davacı şirket tarafından davalı şirkete ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hangi miktarda ödeme yapıldığı, her bir ödemenin hangi tarihte yapıldığı, ödemelerin hangi isim adı altında yapıldığı, ürün bedeli ve hosting hizmeti bedellerinin hangi tarihlerde ödendiği, sözleşmenin devamı sırasında davalı şirket tarafından verildiği iddia edilen hosting hizmeti bedellerinin davacı şirket tarafından ödenip ödenmediği, davalı şirketin ticari defter ve belgeleri kapsamında davacı şirketin taraflar arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesinin feshi neticesinde davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği, ‘Coris Team’ yazılımının oluşturulduğu usul ve sözleşme hükümleri gözetildiğinde yazılımın mülkiyetinin kime ait olduğu, davalı şirket tarafından taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı şirkete verilen hizmetin mahiyetinin ne olduğu, dava konusu yazılımın davacı şirkete teslim edilmesinin gerekip gerekmediği, sözleşme hükümleri dikkate alındığında dava konusu yazılıma ait kaynak kodlarının davacı şirkete verilmesinin gerekip gerekmediği, davalı şirketin yazılıma ait kaynak kodlarını davacı şirkete verme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı hususlarının belirlenerek talimat dosyası ve içeriğinde yer alan bilirkişi raporu da gözetilerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 16/01/2023 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, görevlendirme kapsamında sorulan sorular ve Analiz ve Araştırma bölümünde bu sorulara verilen yanıtlara göre davalı firma sözleşme kapsamında taahhüt ettiği işleri ve sonrasında da bakım hizmetlerini verdiğini, davalı firma sistemin yönetimi ve yedeklenmesi adına uygulamanın yüklü olduğu sisteme erişim ile ilgili bilgileri davacı firmaya verdiği, davacı bu bilgileri kullanarak sisteme erişim sağladığını, davalı firma tarafından davacı için geliştirilen parçaları ile birlikte sistem davacı tarafından itilaf oluşup barındırma hizmetinin alınamadığı tarihe kadar kullanılabildiğini, davacı firmanın bu sistemi başka bir sunucuya taşıyıp orada kullanıma devam etmesi için kaynak kodlara ihtiyacı olmayıp benzeri bir ortamı sağlayan herhangi bir hosting firması ile (veri tabanı, işletim sistemi gibi) anlaşmasının yeterli olduğu, ancak davacının uygulama ile ilgili isteyebileceği geliştirme ya da hata giderme talepleri sadece davalı firma tarafından karşılanabileceğini, davacı ile davalı arasında yapılan satış sözleşmesi maddeleri içerisinde açık ya da kapalı bir şekilde kaynak kodların da teslimine ilişkin bir madde bulunmadığını, yazılım firmalarının doğal işleyişi itibari ile kaynak kodlar aksi bir anlaşma maddesi bulunmadığı müddetçe üretici, yani yazılım firmasına ait olup müşteri ya da hizmeti alan uygulamanın kullanım hakkını elde ettiğini, yazılım ile üretilen verilerin sahibi hizmet alan olup bu verilerin saklanması, yedeklenmesi vs. gibi işlemler yapılabilecek bakım anlaşmaları ile üretici ya da müşteri sorumluluğunda olabileceğini, özellikle bulut uygulamalarının çalıştırılması için alınacak hosting hizmeti üretici firmadan bağımsız olup üretilen yazılımın konfigürasyon gereksinimleri karşılandığı müddetçe herhangi bir sağlayıcı tercih edilebileceğini, davaya konu edilen bilgisayar programının FSEK anlamında objektif/kanuni unsuru ile subjektif unsuru (hususiyet) mevcut olduğundan dava konusu yazılım programının FSEK m. 2. kapsamında ilim ve edebiyat eseri başlığı altında eser olduğu kabul edildiğini, davalı şirketin, davaya konu bilgisayar programı üzerinde manevi hak sahibi olmadığını, mali hak sahibi olduğunu, davalı sıfatının bulunduğunu, davacı şirketin manevi hak sahipliği iddiasının olmadığını, davacı ile davalı arasındaki 13.04.2018 tarihli “Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi” ile eser niteliğindeki yazılım programının davalı tarafından davacıya devredileceği veya mali haklarının devredileceği belirtilmediğinden; ruhsat işlemi amaçlanmış ise ruhsat veya benzer ifadelere yer verilmediği ruhsatın tam mı basit mi olacağı ifade edilmediğinden; eser (bilgisayar programı) ile ilgili kullanım izni verilen ya da devredilen haklar tek tek (devredilen ya da lisanslanan haklar şayet işleme, temsil, çoğaltma ise) yazılmadığından; sözleşmede yer, süre, sayı sınırları yapılmadığından FSEK 48 ila 52 maddeleri kapsamında mali hakların devrinin söz konusu olamayacağını, davalı şirket tarafından taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı şirkete verilen hizmetin hukuki değerlendirmesinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu, davalının bilgisayar programı içeriğinde ve üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan, davacının kullanmasını kabul ettiğini, davalı şirket tarafından taraflar arasındaki 13.04.2018 tarihli sözleşme kapsamında davacı şirkete verilen hizmetin mahiyetinin FSEK anlamında devir veya lisans olamayacağını, dava konusu yazılımın ve kaynak kodlarının davacı şirkete teslim edilmesinin gerekmediğini, davalı şirketin yazılıma ait kaynak kodlarını, davacı şirkete verme yükümlülüğünün bulunmadığını, davacı tarafından, 30.12.2020 tarihinde yapılan 4.026,71-TL ödeme unutulduğundan bahisle davalı kayıtlarına 2022 yılında alınmış, 31.12.2022 tarihi itibariyle davalı alacağı 4.805,70-TL olduğunu, davacı kayıtlarında 2021 yılı sonu itibariyle davalıya 4.805,71-TL borç yer aldığını, taraf kayıtlarının birbirini teyit ettiğini mütalaa etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun ….. Dosya ….. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir …… İcra Dairesinin …… Esas sayılı dosyası, davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, İstanbul ….. İcra Dairesinin …… Esas sayılı icra dosyası, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ……. Soruşturma numaralı soruşturma dosyası, taraflar arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi, davacı şirket tarafından sözleşme gereğince davalı şirkete yapılan ödemelere ilişkin dekont suretleri, Beyoğlu …… Noterliğinin 14/09/2021 tarih ve …… yevmiye numaralı ihtarnamesi, taraflar arasındaki yazışma kayıtları, davalı vekili tarafından 14/04/2022 tarihli beyan dilekçesi ekinde sunulan taraflar arasındaki yazılım hizmeti ilişkisine dair log, IP ve sair kayıtları içerir bir adet flash bellek, ‘Coris Team’ yazılımının mevcut olduğu davalı şirkete ait bilgisayar ürünleri, talimat mahkemesi aracılığıyla alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 13/10/2022 havale tarihli raporu, yazılım mühendisi bilirkişi, fikri ve sinai haklar alanında uzman bilirkişi ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 16/01/2023 havale tarihli raporları ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi gereğince davalı şirket tarafından meydana getirileceği ve bakım destek hizmetinin davalı şirket tarafından verileceği kararlaştırılan ‘Coris Team’ yazılımının, sözleşmenin davacı tarafından Covid-19 salgınından kaynaklanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle feshedilmesi neticesinde davacı şirkete teslim edilmesi gerekmesine rağmen davalı şirket tarafından davacı şirkete teslim edilmemesi ve davalı şirketin uhdesinde kalması neticesinde davacı şirketin kendisine ait olan ‘Coris Team’ yazılımını kullanamadığından bahisle, davacı şirket tarafından sözleşme kapsamında davalı şirkete ödenen 10.000,00-EUR+KDV bedelinin ödeme tarihlerindeki kur karşılığı 63.657,84-TL’nin davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, İzmir 14. İcra Dairesinin 2021/14273 Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 63.657,84-TL asıl alacak ve 1.226,94-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.884,78-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde davalı şirket tarafından sözleşme kapsamında düzenlenen faturalara davacı şirket tarafından 63.657,84-TL ödeme yapıldığının tespit edildiği,
davacı şirket ile davalı şirket arasında tanzim olunan 13/04/2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi hükümlerinde kaynak kodların da satın alana teslimine ilişkin bir madde bulunmadığı, bilirkişi heyeti tarafından mütalaa olunduğu üzere yazılım firmalarının doğal işleyişi itibari ile kaynak kodlar aksi bir anlaşma maddesi bulunmadığı müddetçe üreticiye, yani yazılım firmasına ait olduğu, müşteri ya da hizmeti alanın sadece uygulamanın kullanım hakkını elde ettiği, yazılım ile üretilen verilerin sahibi hizmet alan olup bu verilerin saklanması, yedeklenmesi vs. gibi işlemler yapılabilecek bakım anlaşmaları ile üretici ya da müşteri sorumluluğunda olabileceği, özellikle bulut uygulamalarının çalıştırılması için alınacak hosting hizmeti üretici firmadan bağımsız olup üretilen yazılımın konfigürasyon gereksinimleri karşılandığı müddetçe herhangi bir sağlayıcı tercih edilebileceği, davacı şirketin manevi hak sahipliği iddiasının olmadığı, davacı ile davalı arasındaki 13.04.2018 tarihli Yazılım Geliştirme ve Hizmet Satış Sözleşmesi ile eser niteliğindeki yazılım programının davalı tarafından davacıya devredileceği veya mali haklarının devredileceği belirtilmediğinden; ruhsat işlemi amaçlanmış ise ruhsat veya benzer ifadelere yer verilmediği ruhsatın tam mı basit mi olacağı ifade edilmediğinden; eser (bilgisayar programı) ile ilgili kullanım izni verilen ya da devredilen haklar tek tek (devredilen ya da lisanslanan haklar şayet işleme, temsil, çoğaltma ise) yazılmadığından; sözleşmede yer, süre, sayı sınırları yapılmadığından Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 48. ila 52. maddeleri kapsamında mali hakların devrinin söz konusu olamayacağı, davalı şirketin bilgisayar programı içeriğinde ve üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan, davacı şirketin kullanmasını kabul ettiği, davalı şirket tarafından taraflar arasındaki 13.04.2018 tarihli sözleşme kapsamında davacı şirkete verilen hizmetin mahiyetinin Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu anlamında devir veya lisans olamayacağı, dava konusu yazılımın ve kaynak kodlarının davacı şirkete teslim edilmesinin gerekmediği, davalı şirketin yazılıma ait kaynak kodlarını davacı şirkete verme yükümlülüğünün bulunmadığı, davacı şirket tarafından 30/12/2020 tarihinde yapılan 4.026,71-TL ödemenin unutulduğundan bahisle davalı şirket kayıtlarına 2022 yılında alındığı, 31/12/2022 tarihi itibariyle davalı şirket alacağının 4.805,70-TL olduğu, davacı kayıtlarında 2021 yılı sonu itibariyle davalıya 4.805,71-TL borç kaydının yer aldığı, bu kapsamda davalı şirketin davacı şirket ile aralarındaki sözleşme hükümlerine uygun olarak kararlaştırılan satışı işlemini gerçekleştirdiği ve hizmeti verdiği, davacı şirket tarafından satış ve hizmet bedelinin davalı şirkete ödendiği, yapılan ödemeler neticesinde tarafların birbirlerine karşı hak ve alacaklarının bulunmadığı, davalı şirketin sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği gözetildiğinde davacı şirketin hizmeti kullanamadığından bahisle davaya konu ettiği bedel iadesi talebinin yerinde olmadığı, icra takibinin ve davanın ikame edilmesi hususunda davacı şirketin kötü niyetli olduğunu ispata elverişli herhangi verinin dosya muhteviyatında yer almadığı gibi kötü niyet iddiasının davalı tarafça da ispatlanamadığı, kaldı ki hak arama özgürlüğü çerçevesinde tarafların sahip olduklarını düşündükleri haklarını davalara konu edebilecekleri, itirazın iptali davalarında kötü niyet tazminatının hüküm altına alınabilmesi için davacının kötü niyetli olduğunun davalı tarafından ispatlanması gerektiği dikkate alındığında davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacı şirketten alınarak davalı şirkete verilmesi talebinin REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 1.108,07-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 928,17-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı şirketin kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 10.381,56-TL vekalet ücretinin davacı şirketten alınarak davalı şirkete verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacı şirketten tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine marşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/03/2023

Katip…..
e-imzalı

Hakim ……
e-imzalı