Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/146 E. 2022/394 K. 06.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/146
KARAR NO : 2022/394

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararlarının Batıl Olduğunun Tespiti ve/veya İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 17/02/2022
KARAR TARİHİ : 06/05/2022

Davacılar vekili tarafından davadan feragat ettiklerini bildirir 05/05/2022 tarihli dilekçe ve davalı vekili tarafından sunulan aynı tarihli feragatin kabulüne ilişkin dilekçenin dosyaya sunulması üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olup, 05.10.2021 tarihli ihtarname ile şirket yönetim kurulu tarafından 22.10.2021 tarihinde toplantıya çağrıldığını, bu toplantıda alınan 7 nolu, esas sözleşme’nin 6. maddesinde yer alan sermayenin arttırılmasına ve ana sözleşmenin 6.maddesinin tadiline ilişkin olarak alınan genel kurul kararının kanuna, esas sözleşmeye ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, şirketin hakim hissedarları ve yönetim kurulu üyeleri olan … ve …’ın gizli ortağı oldukları ve/veya işbirliği içerisinde oldukları … Endüstri A.Ş. ve … Ltd.Şti.’ye Şirket’in kaynaklarını aktardıklarını, bu şirketleri taşeron olarak kullandıklarını, davacıların bu ilişkiyi sorgulamaya başlamaları sonucu yönetim kurulundan uzaklaştırıldıklarını, akabinde şirketin … Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … A.Ş ile olan iş ilişkilerini … Endüstri A.Ş. ve … Ltd.Şti. adlı şirketlere kaydırdıklarını, 27.10.2020 tarihli olağanüstü genel kurulunda yönetim kurulu üyeleri … ve …’a TTK m. 395-396 kapsamında izin ve yetki verilmesine ilişkin alınan kararının iptali için İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası ile açılan davada mahkeme tarafından kararın yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi üzerine … Endüstri A.Ş. ve … Ltd.Şti. adlı şirketlerdeki durumları resmileştiremediklerini, bunun sonucunda şirketi tasfiye ederek diğer ortaklardan ve rekabet yasağı kısıtlamalarından kurtulmaya çalıştıklarını, ancak genel kurulda tasfiyeye ilişkin 6. nolu gündem maddesinin gerekli karar nisabın oluşmaması nedeni ile alınamadığından şirketin sermayesini arttırarak akabinde yapılacak olağanüstü genel kurul toplantısında şirket tasfiyesine ilişkin karar nisabını elde etmeye çalıştıklarını, aynı genel kurulda önce şirketin tasfiyesinin istenilmesi akabinde de sermaye artışına ilişkin gündem maddesi konulmasının dahi yönetim kurulu üyelerinin çelişki içinde olduklarını ve kötü niyetli hareket ettiklerini ortaya koymak bakımından yeterli olduğunu, şirketin sermayeye ihtiyacının olmadığı, sermaye ihtiyacının stoklardan ve dağıtılmamış kardan karşılanabileceğini, 2019 yılı olağan genel kurul toplantısının 6 nolu kararı ile de sermaye artışına gidilmesine gerek olmamasına rağmen ve gündeme aykırı bir şekilde sermaye artış kararı alındığını, anılan karara karşı İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında iptal istemi ile dava açıldığını, bu dosyanın İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini ve davaların derdest olduğunu, asıl amacın sermaye arttırmaktan ziyade yönetim kurulu üyelerinin paylarının arttırılarak şirketin tasfiyesi için karar nisabını sağlamak olduğu ve rekabet yasağı izni ile şirketin işlerinin ilintili şirketler üzerinden yapılarak şirketin içininin boşaltılıp, davacıları devre dışı bırakarak diğer büyük ortakların kendilerini nemalandırmak ve müvekkillerin zarara uğramalarını sağlamak olduğunu, davaya konu 9 nolu kararın yoksunluk ve kanunda öngörülen nisabın sağlanmamış olması nedeni ile kanuna açıkça aykırı olup yoklukla malul olduğunu, TTK 436(1) maddesine aykırı olarak yönetim kurulu üyelerinin kendileri için yapılan oylamada oy kullandıklarını, 27.10.2020 tarihli olağanüstü genel kurulunda yönetim kurulu üyeleri … ve …’a TTK m. 395-396 kapsamında izin ve yetki verilmesine ilişkin alınan kararın iptali için İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında açtıkları davada kararın yürütmesinin durdurulmasına karar verildiğini ve bu kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmesine rağmen aynı konuda karar alınmasının mümkün olmadığını bildirmiş, davaya konu 7 ve 9 nolu genel kurul kararlarının kanuna, esas sözleşmeye ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeni ile batıl olduğunun tespiti veya iptaline, kötüniyetli olarak dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle davalının HMK’nun 329.maddesi uyarınca disiplin cezası ile sorumlu tutulmasına, karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; şirketin ulaştığı ciroların hiç sermaye artışı ve yatırım yapmadan ulaşılmasının şirketin kötü değil iyi yönetildiğinin kanıtı olduğunu, şirketin kendi sermayesinin yatırım yapmaya yetmemesi, ortakların sermaye artışına ve yatırıma karşı çıkması nedeniyle banka kredisi kullanamaması ve sermaye koyacak yeni ortak alınamaması nedenleriyle, sözleşmesinin fesh edilmemesi için tek çare olarak tedarikçiler bulup fason üretim yaptırarak taahhütlerini yerine getirdiğini, davacıların, ortak …’ın fason üretim yaptırılan şirketlerin gizli ortağı olduğu iddialarının abesle iştigal olup, bu durumu yasaklayan hiç bir kanunun bulunmadığını, üretim yaptırılan firmaların aynı ürünü aynı pazar için üretmeyip, müvekkili şirkete fason üretim yaptıklarını ve müvekkili şirketin mal sattığı hiç bir firmaya mal satmadıklarını, iddiaların tümünün iftira niteliğinde olup somut gerekçe ve delillerin ileri sürülmediğini, davacıların açtığı özel denetçi atanması talepli davada, müvekkili şirketin bilgisayarlarına el konularak imajlarının alınması sonucunda en büyük mal satışını yaptığı savunma sanayine üretim yapan firmanın siparişlerini durdurduğunu, müvekkili şirketin neredeyse üretiminin % 95’ini sattığı müşterisini kaybettiğini, üretim yapamayan yapsa bile pazarını kaybeden müvekkili şirketin yüksek personel sayısı ve giderleri nedeniyle sermayesini kaybetmekle karşı karşıya kaldığını, bu gelişmeler üzerine, sermaye artışı gündemiyle olağanüstü genel kurul toplantısı çağrısı yapıldığını, şirket ortağı …’ın genel kurulda bir seçenek olarak şirketin tasfiyesini talep ettiğini, ancak bu talebin kabul edilmediğini, şirketin içine girdiği finansman darboğazından kurtulmak için sermaye artışı kararı alındığını, davacıların sermaye artışının şirketin feshini sağlamak için yapıldığı iddiasının gayri ciddi olduğunu bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davacıların ortağı olduğu davalı şirketin, 20/11/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 7 ve 9 nolu kararlarının batıl olduğunun tespiti veya iptali istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, tahkikat aşamasında uyap sistemi üzerinden sunduğu 05/05/2022 tarihli dilekçesinde tarafların dava konusu talepler konusunda sulhen mutakabata vardıklarını, karşılıklı olarak masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, davadan feragat ettiklerini ve bu kapsamda gereğini talep etmiştir.
Davalı vekili uyap sistemi üzerinden sunduğu 05/05/2022 tarihli dilekçe ile davadan feragat edilmesi nedeniyle karşı taraftan mahkeme masrafı ve avukatlık ücreti talepleri bulunmadığını, buna göre karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.
HMK’nun 311(1) maddesi uyarınca feragatın kesin hüküm gibi sonuç doğurması yanında aynı yasanın 309(2) maddesi uyarınca feragat karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına da bağlı olmamakla davanın feragat nedeniyle reddine, davalı tarafın davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirmesi nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
22/03/2022 tarihli karar ile davaya konu genel kurul karalarının TTK’nun 449.maddesi uyarınca yürütmesinin geri bırakılmasına karar verilmiş ve davalı tarafın itirazı üzerine duruşma açılarak itirazın değerlendirilmesine karar verilmiş ise de, davacı tarafça davadan feragat edilmesi üzerine ihtiyati tedbirin kaldırılması gerektiği ve itirazen duruşmalı olarak incelenmesinin bir anlamının kalmadığı göz önünde tutularak ihtiyati tedbir kararının davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin kararla birlikte kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Davaya konu genel kurul kararlarının yürütmesinin dava sonuna kadar geri bırakılmasına ilişki verilen 22/03/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına,
Taraflarca talep edildiği takdirde kararın gereğinin yerine getirilmesi için Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alınmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı taraf lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/05/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza