Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/125 E. 2023/103 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/125 Esas
KARAR NO : 2023/103

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2022
KARAR TARİHİ : 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında İzmir ……., ………., ….., …… Cadde ve Sokaklarında Küçük ve Orta Ölçekli Bakım Onarım Yapılması İşi ile ilgili 14.02.2018 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin üstlenmiş olduğu işten kaynaklanan 533.540,10-TL hakkediş bedeli nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu, 29.12.2020 tarihli ihtarnamesi ile davalıyı temerrüde düşürdüklerini, tüm uyarılarına rağmen davalının ödeme yapmaması üzerine İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün ……. sayılı dosyasıyla icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazı nedeniyle takibin durduğunu, müvekkilinin alacağının cari hesap hareket dökümü, kayıt ve faturalar ile belli olduğunu, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını bildirmiş, davalı tarafın borca ve ferilerine ilişkin itirazının iptali ile alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın talep ettiği alacakların, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olmakla birlikte zamanaşımına uğradığını, davacı yanın yüklendiği sözleşmeye konu iş kapsamında yaptığı hatalı imalatlar nedeniyle müvekkili şirket tarafından 06.01.2021 tarihli 401.429,70-TL bedelli fatura düzenlendiğini, davacı şirket tarafından bu faturaya karşılık bir iade faturası düzenlenerek müvekkiline gönderildiğini, 12.02.2021 tarihli ihtarname ile iade faturasının kabul edilmediğinin davacıya bildirildiğini, davacı tarafından yapılan işler üzerinde yapılan incelemelerde parke, beton plak, adi kaldırım ve blokaj sökülmesi işlemlerinin imalat tariflerine aykırı yapıldığının tespit edildiğini, bu nedenle sahada fiilen yapılan imalat ile ilgili olarak yeni birim fiyat analizi yapılarak davacı yana bildirildiğini, Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin Atık Taşıma ve Kabul Belgesi Alınması başlıklı 23. maddesinde özetle hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atığı üretenlerin, ürettikleri hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarını, taşıma izni almış nakliye araçlarıyla gerekli izinleri almış depolama sahalarına taşımak veya taşıtmakla yükümlü olduğunu ve atık taşıma ve kabul belgesinin Büyükşehir Belediyelerinde ilçe belediyelerine müracaat edilerek alınacağının belirtildiğini, bu belge kapsamında üretilen hafriyat atık miktarı, atığın nerede üretildiği ve hangi yetkili döküm sahasına döküleceğinin ilgili belgede yer alması gereken bilgilerden olduğunu, ancak müvekkili tarafından ihale edilen yapım işlerinde ortaya çıkan hafriyatın yasal hafriyat alanlarına döküleceğinin teknik ve idari şartnamelerde yazmasına rağmen davacı tarafından yüklenen işte ortaya çıkan hafriyatın nereye döküldüğünün tespiti yapılamadığından ….. Büyükşehir Belediyesi tarafından yayınlanmış olan hafriyat döküm bedelinin alt yüklenici davacı şirketten kesildiğini, sözleşme ve eki şartnamelerdeki tariflerde dolgu malzemesi olarak tuvenan malzeme kullanılması gerekirken fiyatı daha düşük olan elek artığı malzemenin dolgu malzemesi olarak kullanıldığının, ancak ödemelerin tuvenan malzeme bedeli üzerinden yapıldığının anlaşılarak aradaki farkın davacıdan kesilmesinin gerektiğini, davacının yaptığı imalatlar hakkındaki incelemelerin halen devam etmesi nedeniyle tüm ödemelerin yapılmadığını, bu nedenle takibe konu edilen fatura bedellerinin takip tarihi itibariyle henüz vadesinin gelmediğini ve alacağın likit nitelikte olmaması nedeniyle yaptıkları itirazın haklı olduğunu, müvekkilinin temerrütünün bulunmaması nedeniyle işlemiş faiz talep edilemeyeceği gibi talep edilen işlemiş faiz miktarı ve oranının da fahiş olması nedeniyle bu konudaki itirazlarının da haklı olduğunu, takibin haksız olarak açılmış olması nedeniyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin, davacıya ihale ettiği dava konusu işin dava dışı …. Büyükşehir Belediyesi’nin müvekkili şirkete ihale ettiği işin bir bölümü olup davacının da bu ilişkide alt yüklenici konumunda olması nedeniyle davacının sözleşmeye aykırı şekilde yapmış olduğu işler nedeniyle ortaya çıkan kamu zararı nedeniyle davacıların sorumluluğuna gidilmesinin hukuka uygun olduğu, ihaleyi açan ve kamu zararı nedeniyle müvekkili şirketten kesinti yapan ….. Büyükşehir Belediye Başkanlığına davanın ihbarını talep ettiklerini bildirmiş, davanın ….. Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ihbarı ile reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacı yanın kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen varlığı ve içeriği uyuşmazlık konusu olmayan 14.02.2018 tarihli sözleşmede davacı tarafın yüklendiği edimlerin yerine getirilmesine rağmen hak ediş bedelinden 533.540,10-TL’lik bölümünün ödenmediği iddiası ile davalı hakkında alacağının tahsili amacıyla davacı tarafın, davalı taraf hakkında yaptığı icra takibinde davalının, borca ve ferilerine itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu icra dosyasında davacı, davalı hakkında davaya konu alacağın tahsili için ilamsız icra yoluyla takip yapmış, ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal süre içinde davalı adına vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz edilmesi nedeniyle davalı hakkındaki takip durmuştur.
Dava, İİK’nun 67(1) maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Davalı taraf, cevap dilekçesinde davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasında bulunmuştur. Davanın, işveren …… Büyükşehir Belediyesi adına yapılan İzmir ….. ….., ……, ……, …… cadde ve sokaklarında küçük ve orta ölçekli bakım yapılması işi nedeniyle, yüklenici davalı ile alt yüklenici davacı arasında düzenlenen sözleşmeden kaynaklandığı, sözleşmede kararlaştırılan işin eser niteliğinde olup, sözleşmenin de eser sözleşmesi niteliğinde bulunduğu, buna göre ayıplı eser sözleşmelerinde TBK’nun 126(4) maddesi uyarınca zamanaşımının on yıl, ayıpsız eser sözleşmelerinde ise beş yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu, somut olayda taraflar arasındaki sözleşme tarihinin dahi 14/02/2018 olup, icra takibi ile kesilen zamanaşımı bir yana, sözleşme tarihinden dava tarihine kadar olan sürede dahi zamanaşımının oluşmadığı dikkate alınarak davalı tarafın zamanaşımı definin haklı olmaması nedeniyle ön inceleme duruşmasında reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf, 14.02.2018 tarihli sözleşmedeki yükümlülüklerini eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirmesi nedeniyle sözleşme ile kararlaştırılan hak edişin tamamına hak kazandığı ancak icra takibine konu edilen alacak bölümünün haksız olarak ödenmediği iddiasında bulunmasına karşın davalı taraf gerek borca itiraz dilekçesinde gerekse cevap dilekçesinde davacı tarafça yapılan imalatların sözleşmeye uygun şekilde yapılmadığı, bu nedenle yeni birim fiyat analizi yapılarak bu durumun davacıya bildirildiği, davacının harfiyatı döktüğü yerin belirlenememesi nedeniyle harfiyat döküm bedelinin davacının alacağından mahsup edildiği, dolgu malzemesi olarak kullanılan malzemenin sözleşmede belirlenen nitelikte kullanılmaması nedeniyle davacının alacağından kesinti yapıldığı, yapılan imalatların incelemelerinin halen devam ettiği, bu nedenle icra takibine konu edilen faturalara konu alacağın muaccel hale gelmediği savunmalarında bulunmuştur.
Davanın niteliği, tarafların dava ve cevap dilekçelerinde dile getirdikleri iddia ve savunmalar, dayandıkları deliller, ön inceleme duruşmasında ayrıntılı olarak tespit edilen uyuşmazlık noktaları göz önünde tutularak, taraflarca sunulan ve bildirilen delillerin toplanmasından sonra taraflara ait defterlerin ve toplanan tüm delillerin uzman bilirkişiler aracılığıyla değerlendirilmesi suretiyle bilirkişi raporu alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Bilirkişiler kök raporlarında; 14.02.2018 tarihli sözleşmenin 67 kalem imalattan oluşup, sözleşme bedelinin 9.830.020,00-TL olduğunu, sözleşmede imzayı müteakiben beş gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacağının ve yer teslimi sonrası 360 günde işin
geçici kabule hazır hale getirileceğinin, sözleşmenin 30.2. maddesinde ara hakedişlerde tamamlanmış ancak kesin hesabı idareye
verilmemiş imalatlara ait tutarların %5’inin içeride tutulacağının ve kesin hesaplar idare tarafından
onaylanmadıkça bu tutarın yükleniciye ödenmeyeceğinin kararlaştırıldığını,30.09.2019 tarihinde davalı şirket yetkilisince onaylanan
geçici kabul tutanağının 11.09.2019 tarihinden itibar edilmek üzere taraflarca imzalandığını,14 nolu hakedişin eksik ve kusurlu işlere ait imalat
bedelleri düşüldükten sonra KDV dahil (-) 401.425,70-TL olarak bağlandığını, davacı ve davalı
tarafça itirazsız imzalandığını, bu kesin hakedişten önce son hakediş olan 13 nolu ara hakedişe kadar davacının hakediş
alacaklarından sözleşmenin 30.2 maddesi doğrultusunda toplam 533.540,10-TL kesilerek eksik ve
kusurlu işlerin giderim bedeli olarak içeride tutulduğunu, davacı tarafın açtığı bu davada bu kesintiyi takip ve dava konusu yaptığını, davacının itirazsız olarak kesin hakedişi imzalaması nedeniyle davalı tarafın, davacı taraftan imalat tarihlerine aykırılık nedeniyle kesilen 401.425,70-TL alacaklı olduğunu, buna göre sözleşmenin 30.2. maddesi hükmü ile içeride tutulan 533.540,10-TL bedel kullanılarak davalı şirket alacağının tahsili yoluna gidilmesi gerektiğini, ancak davacı tarafın bu bedelin kendisine herhangi bir kesinti yapılmadan iadesini talep ettiğini, ayrıca davalı şirket nezdinde tutulan cari hesabın 31.12.2020 tarihi itibariyle 4.999.425-TL ve 30.09.2021 tarihi itibariyle 2.733.630,19-TL alacak bakiyesi vermekte olduğuna dair mutabakat belgelerinin davacı adına kaşenin imzalanmış olduğunu, davalı tarafça, davacıya 28.10.2021-31.12.2021 tarih aralığında toplam 2.732.127,45-TL banka dekontları ile ödeme yapıldığını, davalı tarafça düzenlenen 21.10.2021 tarihli, 1.502,74-TL bedelli fatura dikkate alındığında 31.12.2021 tarihi itibariyle davacı tarafın, davalı taraftan alacağının kalmadığını bildirmişler, taraf vekillerinin beyan ve itirazlarının karşılanması amacıyla bilirkişilerden ek rapor alınmış, ek raporda davalı tarafın tüm itirazları değerlendirilmiş itiraz edilen konularda bir haklılık bulunmadığı, kök rapordaki tespit hesap ve değerlendirmelerde değişiklik yapılmasına gerek bulunmadığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen ayrıntılı, gerekçeli, hükme ve denetime elverişli bilirkişi rapor ve ek raporu ile; taraflar arasında varlığı ve içeriği uyuşmazlık konusu olmayan 14.02.2018 tarihli sözleşme ile davanın ihbar edildiği, ……
Büyükşehir Belediyesine ait İzmir …… ….., ……, ….., ……. Cadde Ve Sokaklarında Küçük Ve Orta Ölçekli Bakım Onarım Yapılması İşinin davacı tarafça alt yüklenici sıfatıyla üstlenildiği, bu amaçla 14.02.2018 tarihli sözleşmenin taraflar arasında düzenlendiği, sözleşmede belirlenen işlerin davacı tarafça yerine getirilip, geçici ve kesin hakedişlerin yapıldığı, ancak davacı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmesi sırasında bazı sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı ve eksik ve ayıplı imalatlar yaptığı gerekçesiyle 14 nolu hakediş ile ilgili olarak eksik ve kusurlu işlerin bedelinin 401.425,70-TL olarak belirlendiği, buna ilişkin düzenlenen hakedişi davacı tarafın ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığı, sözleşmenin 30.2 maddesi gereği davalı tarafın eksik ve kusurlu işlerin bedeli olarak 533.540,10-TL kesinti yaptığı, davalı tarafça tutulan cari hesabın 31.12.2020 tarihi itibariyle 4.999.425-TL ve 30.09.2021 tarihi itibariyle 2.733.630,19-TL alacak bakiyesi verip, cari hesap mutabakat belgesinin davacı tarafından imzalandığı, 28.10.2021-31.12.2021 tarih aralığında davalı tarafça, davacı tarafa toplam 2.732.127,45-TL banka dekontları ile ödeme yapıldığı, davalı tarafça 21.10.2021 tarihli, 1.502,74-TL bedelli fatura düzenlendiği, gerek 14 nolu hakediş belgesindeki kesintinin bulunduğu hakediş belgesinin gerekse davalı tarafça tutulan cari hesabın davacı tarafça ihtirazi kayıt koymaksızın imzalanması karşısında davacı tarafın, davalı tarafça yapılan kesintileri kabul ettiği gibi cari hesaba konu alacağın icra takip tarihi itibariyle tamamının ödenmiş olup, taraflarca bu konuda mutabakatın yapılması karşısında takip tarihi itibariyle davacı tarafın, davalı taraftan alacağının bulunmaması sebebiyle davaya konu takip tarihi itibariyle davacının davalı taraftan talep edebileceği bir alacağının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davanın reddine karar verilmesi nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün bulunmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddine, davalı tarafça kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de, davacı tarafın icra takibini kötü niyetli olarak yaptığına ilişkin bir delil toplanmaması ve davalı tarafın bu konudaki iddiasını kanıtlayamaması nedeniyle davalı tarafın kötü niyet tazminatı istemenin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafın icra inkar ve davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL harcın peşin yatırılan 6.497,85-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 6.317,95‬-TL harcın isteği halinde davacıya iadesine,
4-Davalı yararına A.A.Ü.T’nin 13(1).maddesi uyarınca takdir edilen 77.181,44-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcama yapılmadığı, davalı tarafça başkaca bir yargılama gideri de yapılmadığı dikkate alınarak bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekili, davalı vekilinin ve ihbar olunan İBB vekilinin yüzüne karşı, HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2023

Başkan …..
e-imza
Üye …..
e-imza
Üye ….
e-imza
Katip …..
e-imza