Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/119 E. 2022/125 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/119
KARAR NO : 2022/125

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2022
KARAR TARİHİ : 10/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında yapılmış olan ve 06/03/2020 tarih ve
…/… sayılı yemek hizmeti alım ihalesi ile … kafeteryasında öğrenci ve personele verilecek 4 kaptan oluşan 278.000 adet öğle yemeğinin yapımı, pişirilmesi, servis ve servis sonrası temizlik işleri hizmet alımı sözleşmesinin 31/12/2020 tarihinde süresinin bittiğini, pandemi sebebiyle mevcut kısıtlamalardan dolayı sözleşmedeki 278.000 adet yemeğe dair fatura kesilemediğini, sadece cüzi bir miktar için fatura kesildiğini, ihalenin toplan bedelinin 2.482.540,00-TL olduğunu, ihalede 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 24. maddesi çerçevesinde iş eksilişi yapılabileceğini, ihaleye konu işin sözleşme bedelinin %80’den daha düşük bedelle tamamlanacağının anlaşılması halinde ise yükleniciye yapmış olduğu gerçek giderler ve yüklenici kârına karşılık olarak, sözleşine bedelinin %80’i ile sözleşme fiyatları ile yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının %5’i ödenir hükmü dahilinde, davalı idare ile müvekkili firma arasında yapılmış olan sözleşme bedelinin 2.482.540,00-TL olup müvekkili firmanın kuruma fatura ettiği bedel 35.227,45-TL olduğu için sözleşme bedelinin %80’ine kadar olan tutar 1.986.032,00-TL ile firma tarafından fatura edilen tutar arasındaki bedel düştükten sonraki kalan tutarın %5’lik tutarının ise 97.540,23-TL olması nedeniyle bu bedelin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, müvekkili tarafından bu hususta davalı kuruma başvurulduğu halde davalı kurum tarafından 29/04/2021 tarihli … sayılı ret yazısı ile müvekkiline ödeme yapılamayacağının bildirildiğini, Covid-19 salgını ve ret yazısında belli olacağı üzere Türkiye’deki tüm eğitim kurumlarında eğitime ara verilmesi nedeniyle müvekkilinin talebinin haklı olduğunun ortaya çıkacağını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 97.540,23-TL’nin 06/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-Malatya Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davacı şirket ile Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Yükseköğretim Kurumları … arasında düzenlenen …/… ihale kayıt numaralı Yemek Hazırlama ve Servis Hizmeti Alımı Sözleşmesi,
3-Davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalar,
4-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasında imzalanan 06/03/2020 tarihli ve …/… İhale Kayıt Numaralı Yemek Hazırlama ve Servis Hizmeti Alımı Sözleşmesi ile 16/03/2020 tarihli Sözleşmeye Ait Ek Protokol hükümleri kapsamında davacı şirket tarafından davalı … Rektörülüğüne verilen rektörülüğe ait kafeteryada öğrenci ve personele verilecek 4 kaptan oluşan toplamda 278.000 adet öğle yemeği yapımı, pişirilmesi, servis ve servis sonrası temizlik işleri çerçevesinde Covid-19 salgını sebebiyle ihale konusu işte yapılan eksiliş sebebiyle 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 24. maddesi gereğince sözleşme bedeli olan 2.482.540,00-TL’nin %80’i karşılığı 1.986.032,00-TL ile davacı şirket tarafından fatura edilen 35.227,45-TL arasındaki fark bedelinin %5’ine tekabül eden 97.540,23-TL’nin 06/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Rektörülüğünden tahsili ile davacı şirkete verilmesi talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanun’un 5. maddesinde de ticari davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları yer almaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanun’da düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar. (ERİŞ Gönen, Gerekçeli- Açıklamalı-İçtihatlı 6335 Sayılı Kanunla Güncellenmiş Yeni TTK Hükümlerine Göre Ticari İşletme ve Şirketler Ticaret Sicili Yönetmeliği ve İlgili Tebliğler, Seçkin Yayınevi, 1. Baskı, Mart 2013, 1. Cilt, Sh, 323).
Ticari davalar ise aynı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu İle Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/1. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir.
Davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan 06/03/2020 tarihli ve …/… İhale Kayıt Numaralı Yemek Hazırlama ve Servis Hizmeti Alımı Sözleşmesi ile 16/03/2020 tarihli Sözleşmeye Ait Ek Protokol hükümleri kapsamında davacı şirket tarafından davalı … Rektörülüğüne verilen rektörülüğe ait kafeteryada öğrenci ve personele verilecek 4 kaptan oluşan toplamda 278.000 adet öğle yemeği yapımı, pişirilmesi, servis ve servis sonrası temizlik işleri çerçevesinde Covid-19 salgını sebebiyle ihale konusu işte yapılan eksiliş sebebiyle 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 24. maddesi gereğince sözleşme bedeli olan 2.482.540,00-TL’nin %80’i karşılığı 1.986.032,00-TL ile davacı şirket tarafından fatura edilen 35.227,45-TL arasındaki fark bedelinin %5’ine tekabül eden 97.540,23-TL’nin 06/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Rektörülüğünden tahsili ile davacı şirkete verilmesi talebine ilişkin olduğu, iş bu uyuşmazlık açısından devlet yüksek okulu mahiyetindeki davalı … Rektörülüğünün tacir sıfatının bulunmadığı, dava konusu uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde sayıldığı şekilde her iki tarafın ticari işletmesi ile de ilgili olmadığı, keza davalı … Rektörülüğünün ticari işletmesi bulunduğundan da bahsedilemeyeceği, belirtilen sebepler dahilinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü noktasında görevli mahkemenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesinde; ”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükmü düzenlenmiştir.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (kesin hüküm gibi). Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan da denir.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
Esasa ilişkin nihai karar ile taraflar arasındaki uyuşmazlık (esastan) sona erer ve hüküm kesinleşince (kesin hüküm ortaya çıkınca), artık o uyuşmazlık (dava konusu) hakkında, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava açılamaz; açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir (HMK m.303) (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s.3005).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesinde mahkemenin görevli olması da dava şartları arasında sayılmıştır.
Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesinde ise; ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, Malatya Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davacı şirket ile Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Yükseköğretim Kurumları … arasında düzenlenen …/… ihale kayıt numaralı Yemek Hazırlama ve Servis Hizmeti Alımı Sözleşmesi, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalar,ile sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan 06/03/2020 tarihli ve …/… İhale Kayıt Numaralı Yemek Hazırlama ve Servis Hizmeti Alımı Sözleşmesi ile 16/03/2020 tarihli Sözleşmeye Ait Ek Protokol hükümleri kapsamında davacı şirket tarafından davalı … Rektörülüğüne verilen rektörülüğe ait kafeteryada öğrenci ve personele verilecek 4 kaptan oluşan toplamda 278.000 adet öğle yemeği yapımı, pişirilmesi, servis ve servis sonrası temizlik işleri çerçevesinde Covid-19 salgını sebebiyle ihale konusu işte yapılan eksiliş sebebiyle 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 24. maddesi gereğince sözleşme bedeli olan 2.482.540,00-TL’nin %80’i karşılığı 1.986.032,00-TL ile davacı şirket tarafından fatura edilen 35.227,45-TL arasındaki fark bedelinin %5’ine tekabül eden 97.540,23-TL’nin 06/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Rektörülüğünden tahsili ile davacı şirkete verilmesi talebine ilişkin olduğu, iş bu uyuşmazlık açısından devlet yüksek okulu mahiyetindeki davalı … Rektörülüğünün tacir sıfatının bulunmadığı, dava konusu uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde sayıldığı şekilde her iki tarafın ticari işletmesi ile de ilgili olmadığı, keza davalı … Rektörülüğünün ticari işletmesi bulunduğundan da bahsedilemeyeceği, dava konusu uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde sayıldığı şekilde her iki tarafın ticari işletmesi ile de ilgili olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü noktasında görevli mahkemenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu, dava şartlarının bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetileceği, dava şartı noksanlığını belirleyen hakimin davayı usulden reddetmekle yükümlü olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlendiği üzere dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunması durumunda asliye hukuk mahkemesi olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu anlaşılmakla, usul ekonomisi ve yargılamanın süratle bitirilmesi ilkeleri nazara alınarak ve takdiren dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesi yollamasıyla 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle açılan davanın usulden reddine vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın USULDEN REDDİ İLE, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi kapsamında İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 115/2. maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince, tarafların görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceklerinin, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-Tarafların görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri durumunda dosyanın görevli İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.10/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.