Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1036 E. 2023/195 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1036 Esas
KARAR NO : 2023/195
DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 28/12/2022
KARAR TARİHİ : 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından, davacı müvekkilin annesi …’ın aleyhine 15.09.2015 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibi başlatıldığını, takip kesinleştikten sonra dosya borçlusu … 27.04.2017 tarihinde vefat ettiğini, tek yasal mirasçısı olarak kızı müvekkili …’ın kaldığını, davalı kurum, müteveffanın mirasçılarını gösteren mirasçılık belgesini aldığını, müteveffa borçlunun yasal tek mirasçısı davacı olduğundan davalı/alacaklı tarafından davalı müvekkiline muhtıra gönderildiğini, muhtıra 21.11.2017 tarihinde müvekkili tebligat adresinde değilken Tebligat Kanunu 21. mad. gereğince muhtara teslim edildiğini, muhtırayla gönderilen ödeme emrine müvekkili, kendisinden kaynaklanmayan sebepten dolayı haberdar olmadığından dolayı takibe itiraz edilemediğini ve takibin kesinleştiğini, müvekkilinin müteveffadan tek yasal mirasçısı olarak kendisine kalan mirasın reddettiğini, Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesinin … E. … K. sayılı karar ile mahkemece reddin tesciline karar verildiğini, 07.06.2017 tarihinde kararın kesinleştiğini, müvekkilinin, annesinin borçlu olduğu icra dosyasından gönderilen tebligat eline geçmemiş olduğundan, böyle bir borcun varlığından, yıllar sonra maaş hesabına konmuş bulunan maaş haczi sonucunda haberdar olduğunu bildirmiş, icra dosyasına yatacak paranın yargılama sonuna kadar davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacının İzmir … İcra Müd. … E. Sayılı icra dosyasına borçlu olmadığının tespitini, davalı aleyhine icra dosya alacağının %20 si oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın mahkeme görevi alanı dışında olduğunu, takibe konu borcun tüketici ilişkisinden kaynaklandığını, uyuşmazlıktan kaynaklı menfi tespit davasına bakmakta Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğunun açık olduğunu, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesinin “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmünü içermesi yanında 3(1) maddesinin “k” bendinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”, “ı” bendinde kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “sağlayıcı”, “l” bendinde ise mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır.
Adı geçen kanunun 73(1) maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83(2) maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükmü amirdir.
Davacının mevduat hesabından davalı mobil bankacılığı aracılığıyla farklı işlemler ile farklı miktarlarda rızası olmaksızın yapılan eft para aktarımlarının davalı sorumluluğunda olduğu iddiasıyla uğranılan zararların tazmini talepli somut olayda, dosyadaki bilgi ve belge örneklerinin incelenmesinde; davacının davalı bankadaki davaya konu mevduat hesabının bireysel bankacılığa ait şahsi hesap olarak kullanıldığı, davacı gerçek kişinin banka karşısında tüketici olarak yer aldığı, bankacılık işlemleri sırasında meydana gelen haksız fiil söz konusu olmakla genel hükümlere göre yargılama yapılması gerektiği, ortada ticari bir iş ya da ticari bir davadan bahsedilemeyeceği, belirtilen sebeplerle davacının tüketici vasfı ve ticari bir dava bulunmaması nedeniyle davaya bakma görevi mahkememize ait olmayıp, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 73/1 ve 83/2’nci maddeleri gereğince tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, görevin dava şartlarından HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği gözönünde tutularak davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR TÜKETİCİ MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı