Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/101 E. 2022/252 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/101
KARAR NO : 2022/252

DAVA : Şirketin İhyası (TTK’nun Geçici 7.Maddesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2022
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan şirketin ihyası (TTK’nun geçici 7.maddesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … … sicil numarasında kayıtlı … İnşaat Nakliyat Harfiyat Ve Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketinin tasfiyeye girdiğini, tasfiye işlemlerinin tamamlanmasından sonra 18/08/2014 tarihinde sicilden terkin edildiğini, ancak daha sonra şirket adına kayıtlı … plaka sayılı bir aracın bulunduğunu öğrendiklerini, aracın satış ve devir işlemlerini yapmak için şirketin TTK’nın 224 ve 445. maddeleri uyarınca ihyasının gerektiğini bildirmiş, …. Şirketinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı, cevap dilekçesinde; …-… sicil numarasında kayıtlı … … Şirketi’nin 15/01/1997 tarihinde tescil edildiğini, sermayesinin 5,000 TL olup 6103 sayılı kanunun 20. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sermayesini zorunlu miktara yükseltmemesi sebebiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7. maddesi uyarınca çıkarılan Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5. maddesinin a bendi uyarınca 04/04/2014 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresine ihtarda bulunulduğunu, tebligatın iade edildiğini, 15/04/2014 tarih 8550 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ihtarın yayımlandığını, yasal süre içerisinde ihtara yanıt verilmemesi nedeniyle şirketin 12/08/2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiğini, 6102 Sayılı TTK geçici 7/(15) maddesi uyarınca davanın beş yıllık hak süre içinde açılmamış olması nedeniyle reddinin gerektiğini, terkin işleminin tebliğde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde uygulandığını, terkin edilen şirketin müdürlüğe herhangi bir bildirimde bulunmadığını, basiretli bir tacir olarak adres değişikliğini bildirmeyen şirketlere çıkarılan tebligatların TTK’nun geçici 7. maddesinin 4. kısmının a bendi gereği tebliğ edilmiş sayılması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından şirketi temsile ve ilzama yetkili kişilere ihtar gönderilmediği gerekçesi ile Müdürlüğün yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına ilişkin kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından bozulmasına karar verildiğini, Müdürlüğün yasal hasım olup terkin işleminde bir kusuru bulunmaması ve dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini bildirmiş, davanın öncelikle hak düşürücü süre içinde açılmaması nedeniyle reddine, müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, … …-… sicil numarasında kayıtlı iken … tarafından TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında ticaret sicilinden terkin edilen …. Şirketi adına kayıtlı aracın satış ve tasfiyesi işlemlerinin yapılması amacıyla sınırlı olarak ihyası istemine ilişkindir.
Davaya konu … merkez …-… sicil no’sunda kayıtlı …. Şirketinin, 6103 sayılı kanunun 20. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sermayesini zorunlu miktara yükseltmemesi sebebiyle, TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında, …, sicil kaydı 12/08/2014 tarihinde resen terkin edilmiştir.
Dosyaya gelen tescil kayıt örneğinden … plaka sayılı aracın terkin edilen şirket adına tescilli olup kaydının halen devam ettiği görülmüştür.
Davalı tarafça, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle reddinin gerektiği iddia edilmiş ise de; TTK’nun geçici 7.maddesinin 15.fıkrasında tasfiye edilmeksizin ünvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığının, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren 10 yıl sonra Hazineye intikal edeceğinin düzenlendiği, ilgili fıkranın son cümlesinde ise ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceklerinin belirtildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14/10/2021 tarih 2021/2387 esas ve 2021/6034 karar sayılı ilamı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 13/06/2019 tarih 2020/1657 esas ve 2021/832 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere TTK’nun geçici 7(15)maddesinde 5 yıllık hak düşürücü süre yanında terkin edilen şirketlerin ortaya çıkacak mal varlıklarının 10 yıl sonra hazineye intikal edeceğinin düzenlenmesi karşısında terkin tarihinden itibaren 10 yıllık süre içinde şirket ortaklarının şirkete ait mal varlığı üzerindeki mülkiyet hakkının devam ettiğinin, bu süre içinde talepte bulunmaları halinde mal varlıklarının tasfiyesi için ihya davası açmaya hakları bulunmasına göre bu sebebe bağlı hak düşürücü sürenin 10 yıl olarak uygulanması gerektiği dikkate alınarak; somut olayda şirketin 12/08/2014 tarihinde terkin edilip dava tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin sona ermediği anlaşılmakla, davalı tarafın aksi yöndeki iddiası haklı görülmemiş ve davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ile … plaka sayılı aracın terkin edilen şirket adına kayıtlı olup bu mal varlığının tasfiyesi amacına yönelik aracın satış ve tasfiyesi ile diğer işlemlerinin yapılabilmesi için terkin edilen şirketin ihyasının zorunlu olduğu ve davanın TTK’nun geçici 7(15) maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı birlikte değerlendirildiğinde; davanın kabulü ile şirketin ihyasına, ihyanın aracın yalnız kurum ve kuruluşlar nezdindeki ile satış ve devir işlemlerinin yapılıp sonuçlandırılmasına ilişkin işlemler ile sınırlı tutulmasına, aracın satış ve tasfiyesiyle ilgili tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için şirketin terkinden önceki yetkilisi davacının tasfiye memuru olarak atanmasına, atanan tasfiye memuruna şirketin önceki yetkilisi olması nedeniyle ücret verilmesine yer olmadığına ve kararın ticaret siciline tescil ve ilanına karar vermek gerekmiştir.
Davalı …’nün yasal hasım olduğu, davacı tarafça yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediği dikkate alınarak; davalı, yargılama gideri ile sorumlu tutulmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ İLE;
…’nün …-… sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca resen sicil kaydı kapatılan … İnşaat Nakliyat Hafriyat ve Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin trafik tescilinde adına kayıtlı … plaka sayılı aracın satışı, tescil kaydı üzerindeki takyidatların kaldırılması v.b tasfiyesiyle ilgili tüm işlemlerin yapılması amacıyla ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla … Sicili’ne tescili ile ihyasına,
2-Tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için ihyasına karar verilen şirketin terkinden önceki yetkilisi …’nın tasfiye memuru olarak atanmasına,
Tasfiye memurunun terkinden önceki şirket yetkilisi olması nedeniyle tasfiye memuruna takdiren ücret verilmesine yer olmadığına,
3-Kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken karar ve ilam harcı peşin alınmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye…
e-imza

Katip …
e-imza