Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/97 E. 2022/250 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/289
KARAR NO : 2022/259

DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 05/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı … Yönetim Kurulunun 06.03.1998 tarihli ve 98/10 sayılı karı ile 97. Sıradan üye olarak kooperatif ortağı sıfatını kazandığını, davacıya ortaklık sıfatına dayanılarak … bulunan İzmir İli … ilçesi … Mahallesi … ada … parselde yer alan taşınmazın tahsis edildiğini, davacının arsa tahsis bedeli ödediğini, ayrıca kooperatif üyesi olması hasabiyle yıllık aidatlar ödediğini, … Yönetim Kurulu tarafından Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin 108. Maddesinde yer aldığı üzere, tahsis edilen arsa üzerinde İnşaatın bitirlmemesi gerekçe gösterilerek 27.01.2016 tarihinde 499 sayılı kararı ile arsa tahsisinin iptal edildiğini, söz konusu iptal kararına karşı İzmir 3. İdare Mahkemesinin …/… Esas sayılı davanın açıldığını, kesinleşmiş tahsis iptali kararının onaylandığını, süreç içerisinde davalı …’un, davacıya … … Noterliği 09.05.2017 tarih ve … sayılı ihtarnamesini göndermek suretiyle, “(..) tahsis tarihinden çıkarılma tarihine kadar ödenmiş olan ve iadesine karar verilen tutarın damga vergisi düştükten sonra iadesine” karar verildiğinin bildirildiğini, ancak gönderilen ihtarda miktarın bilgisinin yer almadığını, ödeme de yapılmadığını, davacı tarafından İzmir … Noterliğinin … yevmiye numaralı ile 17.05.2017 tarihinde cevabı ihtarname düzenlendiğini, ihtara itiraz edildiği ve temerrüt koşulları oluşmadığının ihtar edildiğini, davalının gönderdiği ihtarnamenin; alacağın miktarı ve unsurları yönünden belirsizlikler içerdiğini, davalı … Yönetim Kurulunun arsa tahsis kararının iptalinin, kooperatif ortaklığı açısından ortaklıktan çıkarılma niteliği taşıdığını, …’un idari yetkilerini kullanarak bu yönde karar aldığını, kararın kesinleşmesiyle birlikte, davacının kooperatifteki ortaklık sıfatının sona erdiğini, davacının iptal kararıyla birlikte kooperatiften çıkarılması üzerine, kararın kesinleşme tarihinden itibaren 97 nolu kooperatif ortaklığının rayiç değeri üzerinden ödeme yapılmasının gerektiğini, iptal kararının gerekçesini oluşturan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 108’inci maddesinde; iptalin mali sonuçlarının ayrıca düzenlenmediğini, bu sebeple iptalin davacının kooperatif ortaklığından çıkarılması anlamına geldiği gözetilerek, normal şartlarda bir ortaklıktan çıkma veya çıkarılma durumunda yapılan ortaklık payı üzerinden ödemenin somut olayda da gündeme geleceği hususunda tereddüt bulunmadığını, davacıya gönderilen ihtarnamede; sadece ödenen bedellerden bahsedildiğini, davacının yıllar içerisinde kooperatif ortaklık payının değerindeki artış dikkate alınarak ödeme yapılmasının zorunlu olduğunu, bir limited ortaklıktan ihraç durumunda, ortağın şirketin kuruluşunda koyduğu sermaye değil, çıkma anındaki ortaklık payının rayiç değeri dikkate alınıyor ise, aynı şekilde müvekkile ortaklık payının iptal kararının kesinleşmesi tarihindeki değeri dikkate alınarak ödeme yapılmasının gerektiğini, Yönetim Kurulunun iptal kararının idari yargılama süreci sonunda kesinleştiği tarih dikkate alınmak suretiyle, bilirkişi incelemesi yoluyla müvekkilin ortaklık payının İlgili piyasa üzerinden tespit edilerek rayiç değerinin tespit edilmesinin talep edildiğini, bilirkişi tarafından tespit edilecek değer üzerinden, HMK m. 107’ye uygun olarak kullanılacak artırma hakkının saklı kalmak üzere, şu an için 10.000-TL’nin tahsilinin talep edildiğini, davalının organize sanayi bölgesinin işletmeciliğini üstlenmesinde tercih ettiği tüzel kişilik modelinin kooperatif olduğunu, teknik anlamda davacının kooperatif payının, kendi lehine tesis edilen arsa tahsisini de kapsamakta olduğunu, söz konusu kooperatif payının değeri üzerinden talepte bulunulduğunu, bu yöndeki hukuki nitelendirmeye; Mahkeme’nin katılmaması durumunda, … Yönetim Kurulu’nun iptal ettiği arsa tahsis üzerindeki malvarlığı hakkının iptal kararının kesinleştiği andaki rayiç değeri üzerinden belirsiz alacak terditli talebinin ileri sürmekte olduğunu, asıl ve terditli talebin parasal değeri değişiklik göstermemekle birlikte, hukuki nitelendirmenin farklılığı sebebiyle davacının haklarını sağlıklı bir şekilde kullanabilmek adına söz konusu terdit kurulduğunu, açıklanan nedenlerle, HMK m. 107’den kaynaklanan artırma hakkı saklı kalmak üzere, davacıya ait kooperatif payının … Yönetim Kurulu’nun iptal kararının kesinleştiği andaki değeri üzerinden 10.000-TL’lik bedelsiz alacağın davalıdan tahsiline, İptal edilen arsa tahsis üzerindeki davacının malvarlığı hakkının … Yönetim Kurulu’nun iptal kararının kesinleştiği andaki değeri üzerinden 10.000-TL’lik bedelsiz alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesindeki aleyhe hususların kabul edilmediğini, davacının ortaklık sıfatına dayanarak, … Organize Sanayi Bölgesinde bulunan, İzmir İli … ilçesi … Mahallesi … ada … parselde yer alan taşınmazın tahsis edildiğini, OSB Uygulama Yönetmeliğinin 108/1-b mad. aykırılık nedeniyle … Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulunun 27.01.2016 tarih ve … sayılı kararı ile söz konusu arasa tahsisinin iptaline, davacının üyelik sıfatının sonlandırılmasına karar verildiğini, durumun … 2. Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacıya bildirildiğini, davacının 0SB Uygulama Yönetmeliğinin 108/1-b mad. aykırı davranmak suretiyle inşaatı bitirmediğini, tahsis şartı olan inşaatı tamamlama yükümlülüğünü yerine getirmediğini, söz konusu iptal kararına karşı davacı tarafından İzmir 3. İdare Mahkemesinin …/… E .sayılı dosyasıyla dava açtığını, davanın kesinleştiğini, arsa tahsisinin iptali kararının mahkemece onandığını, davacıya tahsis edilen OSB Yönetmeliği kapsamında 27.01.2016 tarih … sayılı … OSB Yönetim Kurulunca iptal edilen, İzmir İli … ilçesi … Mahallesi … ada … parsel üzerinde davacı lehine … Bankası tarafından 400.000,00-TL tutarında 1. Dereceden 11.06.2010 tarihinde
… yevmiye nolu ipoteğin tesis edildiğini, davacıya ait olmayan bir arsa üzerinden davacı lehine kullandırılan krediye istinaden davalı … OSB ye ait arazi üzerinde ipotek mevcut olması, ipotek kapsamında davacıya ait mevcut kredi riskinden sorumlu olmasının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, … OSB’nin 21.06.2019 tarihli Genel Kurulda ve … OSB’nin 27.1.2019 tarih … sayılı Yönetim Kurulu toplantısında alınan kararlar gereği … OSB mülkiyetinde olan 3. Kişiler lehine mevcut olan ipoteklerin kaldırılmasına ilişkin işlemler yapılması yönünde kararlar alındığını, OSB Kanunu ve Yönetmeliği kapsamında; üyenin OSB ye ait mülk üzerinden kredi kullanması mümkün olmadığı, davacının OSB kanunu Vve yönetmeliği kapsamında sorumluluklarını yerine getirmediği için mevcut belirli arsa üzerindeki tahsisin 27.01.2016 tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile iptal edildiğini, davacının; Yönetim Kurulu kararının iptali yönünde açtığı davanın … OSB lehine sonuçlandığını, kararın kesinleştiğini, davacının tahsisi iptal edilen arsa üzerinde tasarruf yetkisi yokken daha önce lehine tahsis edilen ipoteğin arsa üzerinde devam etmesinin hukuka aykırı olduğunu, OSB kanunu ve yönetmeliği gereği üyenin kendisine tahsis edilen arsa üzerinde ilgili ruhsatlarını tamamlanması halinde tasarruf yetkisine sahip olacağını, tahsis edilen ipotek nedeniyle davacıya ödeme yapılmadığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı,
2-Kooperatif ana sözleşmesi ve … Organize Sanayi Bölgesine ait arsa tahsis dosyası,
3-Türkiye … Bankası Anonim Şirketi nezdinde S.S. … Yapı Kooperatifine ait hesaba ilişkin olarak hesap özeti ve ekstreleri,
4-S.S. … Yapı Kooperatifine ait ticaret sicil kayıtları,
5-İzmir 3. İdare Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası,
6-İzmir … Noterliğinin 17/05/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba tebliğine ilişkin tebligat evrakları,
7-… 2. Noterliğinin 09/05/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba tebliğine ilişkin tebligat evrakları,
8-İzmir İli, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ait tapu kayıtları,
9-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 21/06/2021 havale tarihli raporu,
10-Kooperatif hukuku alanında uzman bilirkişinin 26/01/2022 havale tarihli raporu,
11-Davacı vekilinin 16/02/2022 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi,
12-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, kooperatif ortağı olan davacının Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 180. maddesinde yer alan şekilde kendisine tahsis edilen arsa üzerinde inşaatı bitirememesi gerekçesiyle S.S. … Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 27/01/2016 tarihli … sayılı kararı ile arsa tahsisinin iptali üzerine İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile arsa tahsisinin iptali kararına karşı yapılan başvurunun reddedilmesi sonucunda ortaklıktan çıkarılan davacının kooperatif ortaklık payının arsa tahsisinin iptaline ilişkin kararının kesinleştiği tarihteki değeri üzerinden davalı S.S. … Yapı Kooperatifi’nden tahsili, bu talebin kabul görmemesi halinde davacının tahsis kararı iptal edilen arsa üzerindeki malvarlığı hakkının arsa tahsisinin iptaline ilişkin kararının kesinleştiği tarihteki değeri üzerinden davalı S.S. … Organize Ticaret ve İmalat Bölgesi Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi’nden tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 10. maddesinde; ”Her ortağın kooperatiften çıkma hakkı vardır. Çıkma keyfiyetinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmesi halinde ayrılmak isteyen ortağın, muhik bir tazminat ödenmesine dahi hüküm anasözleşmeye konulabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Kooperatiften çıkma hakkını kullanan veya çıkartılan ortak, “ayrılma payı” alır. Ayrılma payının “asgari” miktarı, pay sahibinin sermayeye katılma borcu için ödemiş olduğu bedeldir. Fakat ana sözleşmelerle, buna ek olarak, ortakların veya mirasçıların kooperatif varlığı üzerinde hakları olup olmadığı ve bu hakların nelerden oluştuğu düzenlenebilir. Bu haklar, yedek akçeler hariç olmak üzere, ortağın ayrıldığı yılın bilançosuna göre hesaplanır. Kanundaki “yedek akçe” kelimesi sadece kanuni yedek akçelere inhisar ettirilmelidir (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, İstanbul 2010, s.887).
Ayrılma payının nasıl belirleneceği, Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesi ve örnek (tip) ana sözleşmenin 15. maddesinde düzenlenmiştir. Kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep edebilir. Bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay süre geçtikten sonra bu hak talep edilebilir.
Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesi hükmü aynen ”Kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların kendilerinin yahut mirasçılarının kooperatif varlığı üzerinde hakları olup olmadığı ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğu anasözleşmede gösterilir. Bu haklar, yedek akçeler hariç olmak üzere, ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanır.
Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Bu durumda kooperatifin muhik bir tazminat isteme hakkı saklıdır. Çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçılarının alacak ve hakları bunları isteyebilecekleri günden başlayarak beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Çıkan veya çıkarılan ortağın sermaye veya mevduatından kısmen veya tamamen yoksun kalacağı hakkındaki şartlar hükümsüzdür.” düzenlemesini içermektedir.
Bu yasa hükmü uyarınca ayrılan ortağın hakları, ortaklıktan çıktığı (istifa) veya çıkartıldığı (ihraç) yılın bilançosu çerçevesinde iade edilir. Hakların geri ödenmesi ise bu bilançonun kesinleşmesinden, başka bir anlatımla bilançonun genel kurulca kabulünden itibaren bir ay içinde yapılabilir. Dolayısıyla alacak, bilançonun genel kurulca kabulünden itibaren bir ay sonra muaccel hale gelir.
Aynı yasa hükmünün ikinci fıkrası gereğince, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile, genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir.
Erteleme kararı, kooperatife sadece yapacağı geri ödemeleri üç yıla kadar erteleme hakkı verir. Bu sürenin sonunda ortak, yine aynı yasa maddesi ile tip anasözleşmenin 15/1.maddesi uyarınca, yaptığı ödemelerin iadesini, ayrıldığı yılın bilanço tarihinden itibaren bir ay geçtikten sonraki tarihten itibaren faiziyle birlikte geri isteyebilir.
Bu aşamada hemen belirtilmelidir ki, böyle bir erteleme kararı alınsa dahi, dava edilmesi durumunda, mahkemelerce öncelikle, ortağın istediği iade alacağının, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğinin kooperatif kayıtları incelenerek tespit ettirilmesi gereklidir.
Ayrıca, tip anasözleşmenin 15/2. maddesi aynen; ”Ancak ortaklığı sona erenlerin yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın 21. madde uyarınca ödediği gider taksitleri derhal geri verilir.” şeklinde düzenleme öngörmektedir.
Bu hüküm uyarınca, ‘daha önceden de boş olan ortaklık payları dışında’, ortaklıktan çıkan ortaklar ‘yerine’ yeni üye alınması halinde, çıkma payının derhal ödenmesi gerekecektir. Hukuk Genel Kurulunun 07.05.2014 gün ve 2013/23-1051 Esas, 2014/627 Karar sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
İzmir İli, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ait tapu kayıtlarının incelenmesinde, taşınmazın 2.500,00 m² yüzölçümünde olduğu, … Organize Sanayi Bölgesi adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır.
İzmir 3. İdare Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı … tarafından, … Organize Sanayi Bölgesinde adına yapılan arsa tahsisinin iptali ile katılımcılık sıfatının sonlandırılmasına ilişkin 27.01.2016 tarih ve … sayılı … Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu işleminin; arsa tahsisi için gerekli koşulları taşıdığı, tahsisin iptalini gerektiren bir sebebin bulunmadığı, dava konusu işlemin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin tesis edildiği iddialarıyla iptali istemi ile ikame edilen davanın yapılan yargılaması sonucunda davacıya tahsis edilen taşınmaz üzerinde planlanan yatırımla ilgili olarak 09.01.2014 tarihinde yapı ruhsatı düzenlendiği ve davacı tarafından bu tarihten itibaren iki yıl içinde yatırım tamamlanarak tahsis aşamasında verilen taahhütlere uygun olarak üretime geçilmediği açık olup, yapılan arsa tahsisinin iptali ile katılımcılık sıfatının sonlandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunun İzmir Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesinin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile reddine karar verildiği ve kesinleştiği görülmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın kooperatif hukuku alanında uzman Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, S.S. … Yapı Kooperatifi’ne ait kooperatif ana sözleşmesi, ticari defter ve belgeler, … Organize Sanayi Bölgesi’ne ait arsa tahsis dosyası, S.S. … Yapı Kooperatifi’ne ait hesaba ilişkin olarak hesap özeti ve ekstreler ile sair deliller birlikte değerlendirilerek, S.S. … Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 06/03/1998 tarihli 98/10 sayılı kararı ile kooperatif ortağı sıfatı kazanan davacının Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 180. maddesinde yer alan şekilde kendisine tahsis edilen arsa üzerinde inşaatı bitirememesi gerekçesiyle S.S. … Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 27/01/2016 tarihli …sayılı kararı ile arsa tahsisinin iptali üzerine İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile arsa tahsisinin iptali kararına karşı yapılan başvurunun reddedilmesi sonucunda ortaklıktan çıkarılması sonucunda ortaklık payı alacağı bulunup bulunmadığının, var ise ortaklık payı alacak miktarının hesaplanarak düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 21/06/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, davacıya verilen Kooperatif Pay senedinin 100.000,00-TL olduğunu, davacı pay senedinin bedelinin nakit ödeme suretiyle alınması halinde pay senedinin davacıya verildiği 1998 yılından itibaren, 05.07.2020 dava tarihine kadar, günümüz koşullarına revize edilmesi, aktüerya (nitelikli hesaplama) hesaplaması gerektiğini, tahsis edilen arsa bedelinin belirlenmesi; … tarafından 2020 yılı için belirlenen m² birim fiyatlarının, davacıya tahsis edilen 2.500 m² arsaya uyarlanması ile arsanın rayiç değerinin tespit edileceğini, davacının, kooperatif üyesi olduğu dönemde davalı kooperatife ödediği aidatların (27.03.1998-05.07.2020 tarihleri arası) tespit edilmesi istenmiş ise de, kooperatif kayıtlarında inceleme yapılamadığından ödenen aidat miktarı belirlenemediğini, davacı ortaklık payının belirlenemediğini, davalı kooperatif kayıtlarının incelenmek istendiğini ancak davalı S.S. … Yapı Kooperatifinin … Beldesi-… /İzmir adresine gidildiğini, mahkemenin ara kararı gereği inceleme yapılamak istendiğini ancak davalı kooperatifin defter kayıtları incelemeye ibraz edilmediğini, incelenmeye ibrazı istenen defter kayıt belgelerin listesi davalı kooperatif yönetimine bırakıldığını, daha sonra defter ve belgelerin ibrazı hususunda davalı kooperatif ile vekili telefonla aranmış ise de, rapor hazırlandığı süre içinde her hangi bir belge incelemeye ibraz edilmediğini, davacıya tahsis edilen arsanın fotoğraflarının çekildiğini ve geri dönüldüğünü, davacı tarafça ibraz edilen 01.01.2017-31.12.2017 tarihleri arasını içeren MİZAN’a göre 236.01 Diğer Çeşitli Alacaklar Hesabında, … Nolu Hesapta, …/234.684,02-TL davacı lehine borç kaydedildiğini, … Nolu Hesapta, 216.289,77-TL
… lehine borç kaydedildiğini, … Nolu Hesapta, 47.962,61-TL … lehine borç kaydedildiğini, … Nolu Hesapta … Arsa ve Araziler, 504.229,00-TL … lehine borç kaydedildiğini ve … Diğer Çeşitli Alacaklar Hesabında toplam 1.003.165,40-TL alacağın muhasebeleştirildiğini mütalaa etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümü açısından davalı kooperatife ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi gerektiği kanaatine varılarak, 26/10/2021 tarihli duruşmanın 3 numaralı ara kararında duruşmada hazır bulunmayan davalı S.S. … Yapı Kooperatifi adına ticari defter ve belgelerini ibraz etmek ya da ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere; “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter ve belgeleri iki haftalık kesin süre içerisinde sunmanız veya bulundukları yeri bildirmeniz, verilen kesin süre içinde ticari defterlerin sunulmaması veya bulunduğu yerin bildirilmemesi durumunda söz konusu ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınız ihtaren bildirilir.” şerhini içeren tebligat çıkartılmasına karar verilmiş olup, davalı S.S. … Yapı Kooperatifi adına ticari defter ve belgeler ile sair evraklar verilen kesin süre içerisinde S.S. … Yapı Kooperatifi vekili Av. … tarafından mahkememize sunulmuştur.
Taraf vekillerinin itirazları üzerine mahkememizce resen belirlenecek kooperatif hukuku alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, S.S. … Yapı Kooperatifine ait kooperatif ana sözleşmesi, ticari defter ve belgeler, … Organize Sanayi Bölgesi’ne ait arsa tahsis dosyası, S.S. … Yapı Kooperatifi’ne ait hesaba ilişkin olarak hesap özeti ve ekstreler ile sair deliller birlikte değerlendirilerek, S.S. … Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 06/03/1998 tarihli 98/10 sayılı kararı ile kooperatif ortağı sıfatı kazanan davacının Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 180. maddesinde yer alan şekilde kendisine tahsis edilen arsa üzerinde inşaatı bitirememesi gerekçesiyle S.S. … Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 27/01/2016 tarihli 499 sayılı kararı ile arsa tahsisinin iptali üzerine İzmir 3. İdare Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile arsa tahsisinin iptali kararına karşı yapılan başvurunun reddedilmesi sonucunda ortaklıktan çıkarılması sonucunda ortaklık payı alacağı bulunup bulunmadığının, var ise ortaklık payı alacak miktarının yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları göz önünde bulundurularak hesaplanması suretiyle düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, kooperatif hukuku alanında uzman bilirkişi 26/01/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak, dosyaya sunulu davalı kooperatifin 01/01/2017-31/12/2017 tarihleri arası MİZAN’ındaki davacı …’a ait muhasebe kaydında davacının davalıya 130.046,64-TL ödediğini, gerek uygulama yönetmeliği 108. maddesi ve gerekse 213 sayılı Vergi Usul Kanunu gereği yayınlanan vergi tebliğleri dikkate alındığında yeniden değerlenmiş hali ile davalının davacıya ödemesi gereken tutarın 246.348,55-TL olduğunu, davacının 8.157,00-TL aidat borcu düşüldüğünde bakiye alacağının 238.191,55-TL olduğunu, 31/12/2020 tarihli dekontta davalı kooperatifin … Bankası Türk Anonim Ortaklığı … Şubesi nezdindeki hesabından davacının … Bankası Anonim Şirketi nezdindeki … iban numaralı hesabına EFT yolu ile 58.974,94-TL gönderildiği dikkate alındığında dava tarihi itibariyle davalının davacıya 179.216,61-TL ödemesi gerektiğini mütalaa etmiştir.
Davalı vekilinin kooperatif hukuku alanında uzman bilirkişinin 26/01/2022 havale tarihli raporuna karşı itirazlarını içerir 15/03/2022 havale tarihli dilekçesini ve 16/03/2022 havale tarihli dilekçesini mahkememize sunduğu görülmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281. maddesinde; ”Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.
Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir.
Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 15/03/2022 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin rapora karşı herhangi bir somut itiraz barındırmadığı, itiraz dilekçesinde belirtilen itirazların matbu hususlar içerdiği anlaşılmakla, davalı vekili tarafından sunulan 16/03/2022 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin, davalı kooperatif adına çıkartılan kooperatif hukuku alanında uzman bilirkişinin 26/01/2022 havale tarihli raporunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281. maddesi şerhini içerir tebligatın 01/03/2022 tarihi itibariyle usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği ancak bahse konu itiraz dilekçesinin 2 haftalık kesin süre sona erdikten sonra sunulduğu anlaşılmakla reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili 16/02/2022 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 10.000,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 179.216,61-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı, kooperatif ana sözleşmesi ve … Organize Sanayi Bölgesine ait arsa tahsis dosyası, Türkiye … Bankası Anonim Şirketi nezdinde S.S. … Yapı Kooperatifine ait hesaba ilişkin olarak hesap özeti ve ekstreleri, S.S. … Yapı Kooperatifine ait ticaret sicil kayıtları, İzmir 3. İdare Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası, İzmir … Noterliğinin 17/05/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba tebliğine ilişkin tebligat evrakları, … … Noterliğinin 09/05/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba tebliğine ilişkin tebligat evrakları, İzmir İli, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ait tapu kayıtları, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 21/06/2021 havale tarihli raporu, kooperatif hukuku alanında uzman bilirkişinin 26/01/2022 havale tarihli raporu, davacı vekilinin 16/02/2022 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın kooperatif ortağı olan davacının Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 180. maddesinde yer alan şekilde kendisine tahsis edilen arsa üzerinde inşaatı bitirememesi gerekçesiyle S.S. … Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 27/01/2016 tarihli 499 sayılı kararı ile arsa tahsisinin iptali üzerine İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile arsa tahsisinin iptali kararına karşı yapılan başvurunun reddedilmesi sonucunda ortaklıktan çıkarılan davacının kooperatif ortaklık payının arsa tahsisinin iptaline ilişkin kararının kesinleştiği tarihteki değeri üzerinden davalı S.S. … Yapı Kooperatifi’nden tahsili, bu talebin kabul görmemesi halinde davacının tahsis kararı iptal edilen arsa üzerindeki malvarlığı hakkının arsa tahsisinin iptaline ilişkin kararının kesinleştiği tarihteki değeri üzerinden davalı S.S. … Yapı Kooperatifi’nden tahsili taleplerine ilişkin olduğu, davacının Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 180. maddesinde yer alan şekilde kendisine tahsis edilen arsa üzerinde inşaatı bitirememesi gerekçesiyle S.S. … Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 27/01/2016 tarihli 499 sayılı kararı ile arsa tahsisinin iptali üzerine İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile arsa tahsisinin iptali kararına karşı yapılan başvurunun reddedilmesi sonucunda ortaklıktan çıkarıldığı, davacının kooperatif ortaklık payının tahsili amacıyla iş bu davayı ikame ettiği, davacının ortaklık payı açısından davalı kooperatife davalıya 130.046,64-TL ödediği, davacının ortaklık payının ortaklıktan çıkarılma tarihi gözetilerke yeniden değerlenmiş hali ile 246.348,55-TL olduğu, ancak davacının ortaklığı döneminden 8.157,00-TL aidat borcu bulunduğu, ayrıca ortaklıktan çıkarılma işlemi akabinde davalı kooperatif tarafından davacıya 58.974,94-TL ödeme yapıldığı, davacının ortaklık payı alacağından aidat borcu ile davalı kooperatif tarafından yapılan ödemenin mahsubu neticesinde davacının ortaklıktan çıkarılması neticesinde ortaklık payının yeniden değerlendirilmiş halinden bakiye alacağının (246.348,55-TL-8.157,00-TL-58.974,94-TL) 179.216,61-TL olduğu, davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı, bilirkişi raporlarının da taraflar, mahkememiz, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir şekilde mahkememiz ara kararı doğrultusunda düzenlendiği anlaşılmakla, yukarıda yer verilen yasa hükümleri ve bilirkişi raporları doğrultusunda açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-179.216,61-TL alacak bedelinin dava tarihi olan 05/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı S.S. … Yapı Kooperatifinden tahsili ile davacı …’a verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 12.242,29-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 170,78-TL harç ve 2.889,80-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 9.181,71-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 33,00-TL elektronik tebligat, 71,00-TL tebligat, 146,00-TL posta masrafı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 170,78-TL peşin harç, 54,40-TL başvurma harcı ve 2.889,80-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.564,98-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 20.975,58-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.