Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/903 E. 2022/1028 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/903
KARAR NO : 2022/1028
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/12/2021
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 07/06/2021 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kazada ağır yaralandığını, müvekkilinin kazada kusursuz olduğunu, … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi olduğunu, müvekkilinin belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti gerektiğini, açmış oldukları davanın belirsiz alacak davası olduğunu, fazlaya ilişkin tüm dava ve tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili lehine 100,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatına, 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatına, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, esasa girilmesi halinde davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle meydana geldiği iddia olunan zararın kaza ile illiyeti bulunmaması nedeniyle reddine, her halde haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin daacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Manisa Şehir Hastanesi nezdinde 07/06/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacı …’a ilişkin olarak düzenlenen tedavi evrakları,
3-Davalı … Sigorta Şirketi nezdinde dava dışı …’a ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, davacı … tarafından 07/06/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle şirkete yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığını gösterir tebligat evrakları, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak açılan hasar dosyası,
4-Türkiye Noterler Birliği Başkanlığı nezdinde dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği 07/06/2021 tarihi ve mevcut durum itibarıyla … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil ve ruhsat belgeleri,
5-İzmir SGK İl Müdürlüğü nezdinde davacı …’a ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli ile davaya konu 07/06/2021 tarihli yaralamalı trafik kazası nedeniyle …’a maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemenin rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise peşin sermaye değerine ilişkin kayıt ve belgeler,
6-Davacı …’ın sosyal ve ekonomik durum tespit tutanağı,
7-Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının… Soruşturma sayılı soruşturma dosyası,
8-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 13/04/2022 tarihli sağlık kurulu raporu,
9-Trafik alanında uzman bilirkişinin tanzim etmiş olduğu 10/05/2022 havale tarihli bilirkişi raporu,
10-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 07/06/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası neticesinde … plakalı aracın sürücüsü konumunda iken yaralanan …’ın vücut bütünlüğünde kalıcı işgöremezlik oluşup oluşmadığı ve yaralanması nedeniyle geçici iş göremezlik (iyileşme) süresinin ne kadar olduğunun belirlenmesi ile oluşmuş ise kalıcı işgöremezlik oranı ve geçici iş göremezlik (iyileşme) sürecinde çalışamaması sebebiyle davacı …’ın mahrum kaldığı ve kalacağı gelirlerinin hesaplanması neticesinde, belirlenecek sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı bedellerinin başvuru tarihinden itibaren davalı … Sigorta Şirketinden tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde; ”Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin bu ihlâl nedeniyle ekonomik geleceği sarsılmış olabilir. Bu tür zararlar çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında ekonomik geleceğin sarsılmasının meydana getirdiği zararlardır. Ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar müstakbel zararlardır ve bu zararlar çalışma gücünde bir azalma olmasa dahi meydana gelmektedir. Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişi çalışma gücünde bir azalma meydana gelmese dahi iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekmekte veya aynı işte çalışsa dahi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalmaktadır.
Trafik kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini için dava açmak için yasada öngörülen süre mağdurun uğradığı zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren 2 yıldır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde de bu süre 2 yıl olarak öngörülmüştür. Kaza sonucu dava açarak zararlarının giderilmesini isteyecek kişiler bu iki yıllık süre içinde dava açmak zorundadır. Her halükarda ise kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı zaman aşımına uğrar. Burada bir istisna vardır. O da eğer failin trafik kazası ile sonuçlanan eylemi aynı zamanda ceza kanunlarına göre suç teşkil ediyorsa ve bu suç için ceza kanunlarında daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise tazminat davası açma süresi de ceza kanunlarında düzenlenmiş olan daha uzun zaman aşımı süresine uzar. Bu husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinin birinci fıkrasının 2. cümlesinde ”Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” şeklinde ifade edilmiştir.
Sürekli kısmi işgöremezlik, organ eksilmesi veya organ zayıflaması nedeniyle beden gücünün belli bir oranda azalması durumudur. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de, yaşıtlarına ve aynı işi yapanlara göre (sakatlığı oranında daha fazla güç ve çaba harcayacağından), kazançlarında bir azalma olmasa bile (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunduğu kabul edilmekte; buna Yargıtay kararlarında “güç kaybı-efor kaybı” tazminatı denilmektedir.
Sürekli kısmi işgöremezlik durumundaki kişi, çalışan ve kazanç elde eden biri olmayıp da işsiz, yaşlı, emekli, ev kadını, çocuk olsa bile, bunlar günlük yaşamlarını sürdürürlerken “sakatlıkları oranında zorlanacak olmaları ” nedeniyle tümünün “güç kaybı tazminatı” isteme hakları bulunduğu kabul edilmektedir.
Sürekli tam işgöremezlik, beden gücünün bütünüyle yitirilmesi durumudur. Bu durumdaki kişi artık çalışamayacak ve kazanç elde edemeyecektir. Bu nedenle tazminatı yüzde yüz oranı üzerinden hesaplanacak, giderek başkasının yardımıyla yaşamını sürdürmesi zorunluluğu varsa, ayrıca tazminat bakıcı giderleri de eklenecektir ( Ç. Ahmet Çelik: Trafik Kazalarında Tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayınevi, Nisan 2017, s: 385vd.).
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, ”bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, ”işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar’ başlıklı 92. maddesinde:
”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/b. maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölümü veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. 14/04/2016 günü yapılan ve 26/04/2016 tarihinde 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklik ile;
6704 Sayılı Kanunun üçüncü maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi değiştirilmiş, değişik; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Yine aynı Kanun’un 4. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
”g)Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h)İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
ı)Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler”in de teminat dışı olduğu düzenlenmiştir.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Davacının tedavi gördüğünü belirttiği hastanelere müzekkere yazılarak, dava konusu trafik kazasında yaralanması çerçevesinde davacı açısından düzenlenen tedavi evrakları celp edilmiştir.
Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak … Soruşturma sayılı soruşturma dosyası celp edilmiş, dosya arasında bulunan trafik alanında uzman bilirkişinin 23/12/2021 tarihli kusur raporu incelendiğinde, kazanın … plakalı araç sürücüsü davacı …’ın %100 oranında asli ve tam kusuru neticesinde meydana geldiğinin, … plakalı araç sürücüsü …’ın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığının belirlendiği görülmektedir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın trafik alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 07/06/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, dava konusu trafik kazasının meydana geliş anını gösterir kayıtları içerir CD ve sair deliller göz önünde bulundurularak, dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu olan ve 07/06/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik alanında uzman bilirkişi 10/05/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak; kazanın oluşumu açısından … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 84/h, 57/d ve 47/1-d maddelerini ihlal ettiğini, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın ise 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52/a ve 47/1-d maddelerini ihlal ettiğini mütalaa etmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli Tıp Kurumu İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmeli, buna göre; 11/10/2008 tarihinden önceki kazalar için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, 11/10/2008-01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, 01/09/2013 sonrası ile 01/06/2015 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu (ATK tarafından bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenmesi olasılığının bulunmadığının bildirilmesi durumunda ise 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması), 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu ve 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar içinse Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir.
Tedavi evraklarının celbi akabinde ise Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine müzekkere yazılarak dosyanın Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına tevdi ile belirlenecek muayene gününde davacı vekilince hazır edilecek … TC Kimlik numaralı …’ın gerekli muayenelerinin yapılarak dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı …’a ait Manisa Şehir Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, 07/06/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı davacı …’ın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı ve yaralanması sebebiyle davacı …’ın geçici iş göremezlik süresinin (iyileşme süresinin) ne kadar olduğu hususlarının, dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan ”Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde tespit edilerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı ve yaralanması sebebiyle davacı …’ın geçici iş
göremezlik süresinin (iyileşme süresinin) ne kadar olduğu hususlarının tespitine ilişkin olarak düzenlenen 18/04/2022 havale tarihli maluliyet raporunda sonuç olarak; 07/06/2021 tarihli trafik kazasına bağlı olarak davacı açısından illiyet bağı kurulabilen engellilik oranının %2 olduğunu, tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceğini mütalaa edilmiştir.
Taraf vekillerinin trafik alanında uzman bilirkişi 10/05/2022 havale tarihli raporuna karşı itirazları ile Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı soruşturma dosyası arasında bulunan trafik alanında uzman bilirkişinin 23/12/2021 tarihli kusur raporu ile trafik alanında uzman bilirkişi 10/05/2022 havale tarihli raporu arasında çelişki dikkate alınarak, İstanbul Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılarak dosyanın Trafik İhtisas Dairesine tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 07/06/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, dava konusu trafik kazasının meydana geliş anını gösterir kayıtları içerir CD, trafik alanında uzman bilirkişinin 10/05/2022 havale tarihli raporu ve sair deliller göz önünde bulundurularak, dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu olan ve 07/06/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 10/11/2022 havale tarihli kusur raporunda sonuç olarak; davacı sürücü …’ın idaresindeki otomobil ile olay mahalli kavşağın girişinde istikamet yönüne her ne kadar da yeşil renkli ışık yanmış ise de önceki fazdan gelen ve trafik yoğunluğu nedeniyle kavşak içinde istikamet yönünü kapatan araçların varlığını dikkate alarak kavşak girişinde beklemesi gerekirken anılan bu hususa riayet etmeksizin hatalı bir şekilde kavşak müşterek alanı içerisine ilerlediği ve yoğunluk nedeniyle duran araçların ilerlemesini müteakip kendi geliş yönüne kavşak girişinde yanan trafik ışıklarının da değişip sinyalizasyonun diğer faza geçtiği anda tekrar harekete geçip kavşağı hatalı bir şekilde geçmek istediği sırada sağ tarafından gelen ve yeşil ışıkta geçiş yapmak isteyen kamyonet ile çarpıştıkları anlaşılmış olup, meydana gelen olayda asli kusurlu bulunduğu, sürücü …’ın idaresindeki kamyonet ile olay mahalli kavşakta istikamet yönüne yanmakta olan yeşil ışıkla birlikte giriş yapıp geçiş yaptığı sırada meydana gelen olayda; atfı kabil kusuru bulunmadığı, neticeten davacı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ın kusursuz olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilinin İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 10/11/2022 havale tarihli kusur raporuna karşı itirazlarının, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 10/11/2022 havale tarihli kusur raporu ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası içeriğinde yer alan 23/12/2021 tarihli kusur raporunun aynı tespitleri içerdiği ve birbirini doğruladığı anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı ve davalı vekilinin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı ve yaralanması sebebiyle davacı …’ın geçici iş göremezlik süresinin (iyileşme süresinin) ne kadar olduğu hususlarının tespitine ilişkin olarak düzenlenen 18/04/2022 havale tarihli maluliyet raporuna karşı sunmuş olduğu itirazları doğrultusunda İstanbul Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılarak dosyanın 2. İhtisas Dairesine tevdi ile belirlenecek muayene gününde davacı vekilince hazır edilecek …. TC Kimlik numaralı …’ın gerekli muayenelerinin yapılarak dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı …’a ait Manisa Şehir Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı ve yaralanması sebebiyle davacı …’ın geçici iş göremezlik süresinin (iyileşme süresinin) ne kadar olduğu hususlarının tespitine ilişkin olarak düzenlenen 18/04/2022 havale tarihli maluliyet raporu ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, 07/06/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı davacı …’ın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı ve yaralanması sebebiyle davacı …’ın geçici iş göremezlik süresinin (iyileşme süresinin) ne kadar olduğu hususlarının, dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan ”Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde tespit edilerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş ise de, alınan kusur raporları neticesinde kazanın davacının %100 oranında asli ve tam kusuru neticesinde meydana geldiği dikkate alınarak, İstanbul Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılarak dosyanın işlemsiz olarak iadesi istenilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, Manisa Şehir Hastanesi nezdinde 07/06/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacı …’a ilişkin olarak düzenlenen tedavi evrakları, davalı … Sigorta Şirketi nezdinde dava dışı …’a ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, davacı … tarafından 07/06/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle şirkete yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığını gösterir tebligat evrakları, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak açılan hasar dosyası, Türkiye Noterler Birliği Başkanlığı nezdinde dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği 07/06/2021 tarihi ve mevcut durum itibarıyla … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil ve ruhsat belgeleri, İzmir SGK İl Müdürlüğü nezdinde davacı …’a ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli ile davaya konu 07/06/2021 tarihli yaralamalı trafik kazası nedeniyle …’a maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemenin rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise peşin sermaye değerine ilişkin kayıt ve belgeler, davacı …’ın sosyal ve ekonomik durum tespit tutanağı, Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı soruşturma dosyası, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 13/04/2022 tarihli sağlık kurulu raporu, trafik alanında uzman bilirkişinin tanzim etmiş olduğu 10/05/2022 havale tarihli bilirkişi raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu uyuşmazlığın 07/06/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası neticesinde … plakalı aracın sürücüsü konumunda iken yaralanan …’ın vücut bütünlüğünde kalıcı işgöremezlik oluşup oluşmadığı ve yaralanması nedeniyle geçici iş göremezlik (iyileşme) süresinin ne kadar olduğunun belirlenmesi ile oluşmuş ise kalıcı işgöremezlik oranı ve geçici iş göremezlik (iyileşme) sürecinde çalışamaması sebebiyle davacı …’ın mahrum kaldığı ve kalacağı gelirlerinin hesaplanması neticesinde, belirlenecek sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı bedellerinin başvuru tarihinden itibaren davalı … Sigorta Şirketinden tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, kazanın sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile… Caddesi üzerinden … Caddesi istikametine seyir halindeyken eski hastane kavşağında kendisine hitaben yeşil ışık yanması sebebi ile kavşak içinde ilerlediği, kavşak içinde yoğun trafik olması sebebi ile durduğu ve tekrar yoluna devam ettiği esnada aracının sağ ön yan kısımlarına, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … Caddesi üzerinden … Caddesi istikametine eski hastane kavşağında kendisine hitaben yeşil ışık yanması sebebi ile devam ettiği esnada aracının ön kısımları ile çarpması sonucunda meydana geldiği, alınan bilirkişi raporlarında tespit edildiği ve mahkememizin kabulünde olduğu üzere kazanın meydana gelmesinde davacının %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 80,70-TL nispi karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … Sigorta Şirketinin kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/12/2022

Katip
¸

Hakim
¸

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.