Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/896 E. 2022/958 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/896
KARAR NO : 2022/958

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’a ait müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araca 20/08/2021 tarihinde … plakalı aracın çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı araç sürücüsünün kazada asli ve tam kusurlu olduğunun, müvekkiline ait ve Alman trafiğine kayıtlı aracın masrafının Almanya’da bulunan motorlu araç bilirkişisi … tarafından düzenlenen 280/8/2021 tarihli tahmini rapor ile KDV dahil 4.036,11-EUR olarak tespit edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili araçta oluşan hasar bedeli olan 4036,11-EUR’un 17/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının huzurdaki davada dava açma hak ve ehliyetine sahip olmadığını, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca davaya konu talebin trafik sigortası genel şart teminatı kapsamında olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu limitin 43.00,00-TL olduğunu, davaya konu aracın daha önce kazaya karışıp karışmadığının araştırılarak ona göre değer kaybı bedeli tespiti yapılması gerektiğini, yokluklarında tanzim ettirilen ekspertiz raporu için istenen tespit giderinin poliçe kapsamında karşılanabilecek bir meblağ niteliğinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, ödeme evrakları,
3-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
4-20/08/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
5-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
6-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
7-Bilirkişi heyetinin 01/06/2022 havale tarihli raporları,
8-İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanlığı bünyesinde görevli üç kişilik öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyetinin 07/09/2022 havale tarihli raporları,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 20/08/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli 4.036,11-EUR maddi tazminatın davalı … açısından haksız fiil tarihi olan 20/08/2021 tarihinden, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise temerrüt tarihi olan 22/11/2021 tarihinden itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi, ayrıca ekspertiz ücreti bedeli olan 776,71-EUR bedelin fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının yargılama giderleri arasında değerlendirilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Noterler Birliğine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Davalı … vekilinin yetki ilk itirazının, davaya konu uyuşmazlığın, maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen hasar bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebine ilişkin olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceğinin belirlendiği, yerleşik ve güncel Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında davalı sigorta şirketinin Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 7. maddesinde; ”(1)Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. (2) Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” hükmünün düzenlendiği, davalı sigorta şirketinin İzmir ilinde Bölge Müdürlüğünün bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda mahkememizin iş bu davaya bakmaya yetkili olduğu anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin zamanaşımı itirazında bulunduğu, dava konusu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72/1. maddesinde tazminat isteminin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağının, ancak, tazminatın ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımının uygulanacağının düzenlendiği, dava konusu haksız fiilin 20/08/2021 tarihinde vuku bulduğu, kaldı ki dava şartı mahiyetinde bulunan zorunlu arabuluculuk yolu çerçevesinde geçen süre boyunca zamanaşımı süresinin durduğu, bu kapsamda zamanaşımı süresinin davanın açıldığı tarihte ve henüz dolmadığı anlaşılmakla, davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Her ne kadar davalı … vekili ile davalı … Sİgorta Anonim Şirketi vekilince davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından bahisle davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, davacının dava konusu olan … plakalı aracın sürücüsü olduğu, tazminat davasında davacı olma ehliyetinin kural olarak malvarlığından doğrudan doğruya zarar gören kişiye ait olduğu ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs.) elinde bulunduran kişi, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmekle yükümlü olup, ödemek zorunda olduğu onarım giderlerini isteyebileceği, davacının aracı aldığı gibi eksiksiz ve hasarsız olarak malikine teslim etmekle yükümlü bulunması nedeniyle, aracın zilyedi sıfatıyla, hasar tazmini yönünden dava açmakta hukuki yararı ve aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmakla, husumet itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekilinin dava açılmadan önce başvurulan zorunlu arabuluculuk yolunda arabuluculuk görüşmeleri davet tutanağının müvekkiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi sebebiyle müvekkili yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğinden bahisle davanın usulden reddi talebinin, 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A. maddesi ve 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanunu’na eklenen 18/A-2. maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulması dava şartının ticari uyuşmazlıklarda söz konusu olduğu, davalı …’ın dava konusu uyuşmazlık açısından tacir sıfatının ve iş bu davanın davalı … yönünden ticari mahiyetinin bulunmadığı, davanın sigorta şirketine de yöneltilmesi hasebiyle iş bu davanın mahkememiz nezdinde görüldüğü ve davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi yönünden zorunlu arabuluculuk yoluna başvurularak dava şartının yerine getirildiği anlaşılmakla reddine karar vermek gerekmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir trafik alanında uzman ve bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 20/08/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat belgeleri, davacıya ait … plakalı araca ait yeşil kart poliçesi, hasar dosyası, dava konusu araca ait yurt dışı tamirat evrakları ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, 20/08/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar miktarı ve hasar nedeniyle zarar bedelinin, yurt dışı tamirat evraklarının dava konusu trafik kazası ve hasar ile uyumlu olup olmadığı, tamirat bedellerinin ve ekspertiz ücretinin yabancı ülke piyasa koşullarına göre makul olup olmadığının da değerlendirilmesi suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 01/06/2022 havale tarihli raporlarında sonuç olarak; dava konusu trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b maddesini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının kusur ihlali yapmadığını, aracın onarım masrafının Almanya koşullarında orijinal parça ve işçilik dahil olmak üzere KDV dahil toplam 4.036,11-EUR olduğunu, bu bedelin Almanya koşullarında makul olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Davalı … vekili ile davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin bilirkişi heyetinin 01/06/2022 havale tarihli raporlarına karşı itirazları doğrultusunda 19/07/2022 tarihli ara kararın oluşturulduğu, İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanlığı bünyesinde görevli üç kişilik öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 20/08/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat belgeleri, davacıya ait … plakalı araca ait yeşil kart poliçesi, hasar dosyası, dava konusu araca ait yurt dışı tamirat evrakları ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, 20/08/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar miktarı ve hasar nedeniyle zarar bedelinin, yurt dışı tamirat evraklarının dava konusu trafik kazası ve hasar ile uyumlu olup olmadığı, tamirat bedellerinin ve ekspertiz ücretinin yabancı ülke piyasa koşullarına göre makul olup olmadığının da değerlendirilmesi suretiyle belirlenerek, ayrıca davalı … vekili ile davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin bilirkişi heyetinin 01/06/2022 havale tarihli raporlarına karşı itirazları da değerlendirilerk düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 07/09/2022 havale tarihli raporlarında sonuç olarak; dava konusu trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının kusuru olmadığını, aracın onarım masrafının Almanya koşullarında orijinal parça ve işçilik dahil olmak üzere KDV dahil toplam 4.036,11-EUR olduğunu, KFZ Sachverstandigenbüro isimli ekspertiz firması tarafından hazırlanan ekspertiz rapor tutarının 776,71-EUR olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Davalı … vekili ile davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanlığı bünyesinde görevli üç kişilik öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 07/09/2022 havale tarihli rapora karşı itirazlarının, bilirkişi heyetinin 01/06/2022 havale tarihli raporları ile itiraza konu raporun kusur oranı ve hasar bedeli yönünden aynı tespitleri içerdiği ve birbirini doğruladığı anlaşılmakla reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuş, birbiri ile aynı doğrultuda düzenlenen raporlar kapsamında hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Davalı …’ın kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu araç sürücüsü ve aynı zamanda … plakalı aracın maliki olduğu dikkate alındığında, davalı … yönünden temerrüt olgusunun haksız fiil tarihi itibariyle oluştuğu izahtan varestedir.
Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 04/11/2021 tarihi itibariyle sigorta şirketine tebliğ edildiği, sigorta şirketi açısından temerrütün rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 22/11/2021 tarihinde vuku bulduğu anlaşılmaktadır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesinde; ”Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez. Hükümlerin tavzihine ilişkin istemlerin ret veya kabulü halinde de avukatlık ücretine hükmedilemez.
Buna karşılık, icra takipleriyle, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştayda temyizen ve bölge idare ve bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusu üzerine görülen işlerin duruşmaları ayrı ücreti gerektirir.” hükmüne yer verilmiş olup, avukatlık ücretinin kapsadığı işlere yer verilmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 16. maddesinde ise ‘Arabuluculuk, Uzlaşma Ve Her Türlü Sulh Anlaşmasında Ücret’ hususunda; ”1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 7.200,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.080,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek bu Tarifeye göre belirlenir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen kanun ve tarife hükümleri kapsamında, avukatlık ücretinin kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığı olduğunun, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukatın 1.080,00-TL maktu ücrete hak kazanacağının, ancak bu ücretin asıl alacağı geçemeyeceğinin, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücretin (c) bendine göre ödediği maktu ücretin mahsup edilmesi ile bu tarifeye göre belirleneceğinin düzenlendiği, avukatın müvekkili olan tarafın yargılama sonucunda vekili olan avukata ödeyeceği vekalet ücretinin, anlaşmazlık ile sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti kapsamında ödemesi gereken vekalet ücreti miktarının mahsup edilmesi neticesinde hesaplanacak bakiye bedelden ibaret olduğu dikkate alındığında, yapılan yargılama neticesinde ödenecek vekalet ücreti açısından avukatın müvekkili olan tarafa anlaşmazlık ile sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin ek bir külfet olarak yüklenmediği, müvekkili tarafından ödenecek sonuç vekalet ücreti içerisinde arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin de yer aldığı, belirtilen sebepler dahilinde arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin, yargılama sonucunda hüküm altına alınan vekalet ücretinden hariç tutulduğuna dair herhangi bir düzenlemenin yer almadığı, aksine arabuluculuk vekalet ücretinin, avukatın yargılama sonucunda hak edeceği vekalet ücreti içerisinde yer alacağının düzenlendiği, ilgili kanun ve mevzuat hükümleri kapsamında avukatın müvekkiline yüklenmeyen arabuluculuk vekalet ücretinin karşı taraftan tahsilinin talep edilmesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceği gibi iyi niyet kurallarına da aykırılık teşkil edeceği ve hukuk düzeni tarafından korunmasının mümkün olmadığı göz önünde bulundurularak, davacı vekilinin talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, ödeme evrakları, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 20/08/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, bilirkişi heyetinin 01/06/2022 havale tarihli raporları ve İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanlığı bünyesinde görevli üç kişilik öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyetinin 07/09/2022 havale tarihli raporları,ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 20/08/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli 4.036,11-EUR maddi tazminatın davalı … açısından haksız fiil tarihi olan 20/08/2021 tarihinden, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise temerrüt tarihi olan 22/11/2021 tarihinden itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi, ayrıca ekspertiz ücreti bedeli olan 776,71-EUR bedelin fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının yargılama giderleri arasında değerlendirilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, dava konusu trafik kazasının davacı sürücü …’in sevk ve idaresindeki I

… yabancı plaka sayılı aracı ile … Caddesini takriben seyir halinde … dönel kavşağına gelip ada etrafında istikametine yanan kırmızı ışıkta durakladığı esnada aracının sağ arka köşe kısmına, aracının arkasında gelen davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracının sol ön kısmı ile çarpması sonucunda meydana geldiği, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kaza neticesinde davacıya ait araçta oluşan hasarın onarım bedelinin Almanya ülkesi koşullarında KDV dahil toplam 4.036,11-EUR olduğu, davalı …’ın kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu araç sürücüsü ve aynı zamanda … plakalı aracın maliki olduğu dikkate alındığında, davalı … yönünden temerrüt olgusunun haksız fiil tarihi itibariyle oluştuğu, davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 04/11/2021 tarihi itibariyle sigorta şirketine tebliğ edildiği, sigorta şirketi açısından temerrütün rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 22/11/2021 tarihinde vuku bulduğu, usul ve yasa hükümleri ile yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına uygun şekilde düzenlenen bilirkişi raporu dikkate alındığında, davacı tarafın iddiasını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispat ettiği kanaatiyle, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Hasar bedeline yönelik maddi tazminat talebinin KABULÜNE, 4.036,11-EUR maddi tazminatın, davalı … yönünden haksız fiil tarihi olan 20/08/2021 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise poliçe limiti 43.000,00-TL ile sınırlı olmak kaydıyla ve 22/11/2021 tarihinden itibaren, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının, davalı … ve davalı … Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 5.368,01-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 177,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 780,19-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 126,50-TL elektronik tebligat, 218,00-TL tebligat, 1,80-TL (KEP) posta masrafı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 15.122,54-TL (776,21-EUR x 19.47,-TL (29/11/2022 M.B. Efektif Satış)) Almanya bilirkişi ücreti, 1.016,74-TL peşin harç ve 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 17.744,88-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 12.573,29-TL nispi vekalet ücretinin (Davalı … Sigorta Anonim Şirketi 9.200,00-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekilinin arabuluculuk faaliyetine ilişkin vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinin reddine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.