Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/851 E. 2022/650 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/851
KARAR NO : 2022/650

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2021
KARAR TARİHİ : 06/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait …….. plakalı araca 25/08/2021 tarihinde … plakalı aracın çarptığını, … plakalı araç sürücüsünün gerçekleşen kazada yüzde yüz kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin zmms poliçesini tanzim eden sigorta şirketi olduğunu, eksper tarafından müvekkilinin aracında iskonto ve kdv dahil 26.422,91-TL hasar belirlendiğini, arabuluculuk müessesesinden de sonuç alınamadığını, ekspertiz ücretinin de sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00-TL hasar bedelinin temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafın yasal süre içerisinde dava dilekçesine karşı cevap dilekçesini ibraz etmediği anlaşılmıştır.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 25/08/2021 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan … numaralı hasar dosyası ve başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar,
3-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde … plakalı araca ait olarak bulunan tramer kayıtları,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-Türkiye Noterler Birliği nezdinde … plakalı araç ile … plakalı araca ait trafik tescil ve ruhsat belgeleri,
6-Bilirkişi heyetinin 31/05/2022 havale tarihli raporları,
7-Otomotiv alanında uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 07/07/2022 havale tarihli bilirkişi ek raporu,
8-Sigorta Tahkim Komisyonunun ….. Esas sayılı dosyası,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 25/08/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen hasar bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Noterler Birliğine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın mahkememizce resen belirlenecek bir trafik alanında uzman bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 25/08/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait tescil ve ruhsat kayıtları, davalı sigorta şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, ekspertiz raporu, fotoğraflar, dava konusu … plakalı araca ait tramer kayıtları ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, 25/08/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdikleri hususu ile tamirat evraklarının dava konusu trafik kazası ve hasar ile uyumlu olup olmadığı hususlarının belirlenmesi neticesinde trafik kazası sonucunda davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar miktarı ve hasar nedeniyle zarar bedelinin hesapnalarak düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 30/05/2022 tarihli raporlarında sonuç olarak, dava konusu trafik kazasının vuku bulması noktasında davalı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından sigortalı olan aracın sürücüsü …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 57/1-c. ve 52/1-a. maddelerini ihlal ettiğini, davacı …’ın ise idaresindeki … plakalı araç ile meydana gelen kazanın oluşumunda atfedilecek herhangi bir hatası ve kural ihlali görülmediğini, … plakalı araçtaki toplam hasar bedelinin KDV hariç 13.135,81-TL veya KDV dahil 15.500,26-TL olabileceğini mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekilinin itirazları üzerine dosyanın 31/05/2022 havale tarihli raporu tanzim eden bilirkişi heyetinde yer alan otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile davacı vekilinin itirazları değerlendirilmek suretiyle düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş olup, otomotiv alanında uzman bilirkişi 07/07/2022 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, davacıya ait dava konusu … plakalı araçtaki hasarın onarım bedelinin KDV hariç 21.992,30-TL veya KDV dahil 25.950,91-TL olabileceğini mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin 22/07/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava değerini 25.950,91-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve arttırılan dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmüştür.
Davalı vekilinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle mahkememizin görevsiz olduğunu belirterek görev itirazında bulunduğu, dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususların ticari dava olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/1.maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3.maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin işbölümü olmaktan çıkıp görev ilişkisi haline geldiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kuralların kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği, Sigorta Hukukunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401. ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortasının ise 1483. ve devamı maddelerinde düzenlendiği, dava konusu ilişkinin Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle davanın ticari dava olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin görev itirazının reddi yönünde ara karar oluşturulmuştur.
Davalı vekilinin davalı şirketin yerleşim yeri itibariyle İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceğinin belirlendiği, yerleşik ve güncel Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında davalı sigorta şirketinin Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, haksız fiilden zarar gören sıfatını haiz davacının yerleşim yerinin İzmir İli Konak ilçesinde bulunduğu, haksız fiil mahiyetindeki dava konusu trafik kazasının İzmir İli Konak ilçesinde vuku bulduğu, davalı sigorta şirketinin Ege Bölge Müdürlüğünün İzmir İlinde olduğu, kaldı ki yetki itirazının ileri sürülmesi usulünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 19. maddesinde; “Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” şeklinde düzenlendiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 317/2. maddesinde düzenlenen iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunulmadığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 116. maddesinde düzenlenen ilk itirazlardan olan yetki ilk itirazının aynı Kanun’un 117. maddesinde düzenlendiği üzere cevap dilekçesi sunma süresi içinde sunulması gerektiği, aksi halde dinlenilmesinin mümkün olmadığı, açıklanan gerekçeler dahilinde yetkili bulunduğu izahtan vareste olan mahkememizin yetkisine yönelik olarak sunulan yetki ilk itirazının süresinde de sunulmadığı, mahkememizin iş bu dava açısından yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin açık bir şekilde hukuki dayanaktan yoksun, usul ve yasa hükümlerine tamamıyla aykırılık teşkil eden yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonunun 2021…. Esas sayılı dosyasının iş bu dava dosyası ile aynı talepleri barındırdığından bahisle derdestlik itirazında bulunduğu dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde, derdestlik itirazının Sigorta Tahkim Komisyonunun 2021………..Esas sayılı dosyasındaki talebin dava konusu trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta oluşan hasar sebebiyle meydana gelen değer kaybı bedeli ile ekspertiz ücreti talebinin davalı sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkin olduğu, iş bu davanın ise dava konusu trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta oluşan hasarın onarım bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkin olduğu, bu kapsamda Sigorta Tahkim Komisyonunun 2021……….. Esas sayılı dosyasındaki talep ile dosyamızdaki taleplerin farklı alacak kalemlerine ilişkin olması sebebiyle Sigorta Tahkim Komisyonunun 2021………. Esas sayılı dosyasının dosyamız açısından derdestlik teşkil etmeyeceği anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Dava açılmadan önce davacı tarafça sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının davalı sigorta şirketine 30/11/2021 tarihi itibariyle usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, sigorta şirketinin başvuru kapsamında davacı tarafa herhangi bir ödemede bulunmadığı, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği olan 13/12/2021 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 25/08/2021 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan … numaralı hasar dosyası ve başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde … plakalı araca ait olarak bulunan tramer kayıtları, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, Türkiye Noterler Birliği nezdinde … plakalı araç ile … plakalı araca ait trafik tescil ve ruhsat belgeleri, bilirkişi heyetinin 31/05/2022 havale tarihli raporları, otomotiv alanında uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 07/07/2022 havale tarihli bilirkişi ek raporu, Sigorta Tahkim Komisyonunun 2021……….. Esas sayılı dosyası ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 25/08/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen hasar bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, davaya konu trafik kazasının davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı araç sürücüsü …’in kontrolsüz kavşakta geçiş önceliğinin sağ taraftan gelen araca ait olmasına rağmen ilk geçiş hakkını vermemesi neticesinde davacıya ait araca sol yan kısmına çarpması ile meydana geldiği, kaza neticesinde davacıya ait araçta hasar meydana geldiği hasarın onarım bedelinin KDV dahil 25.950,91-TL olduğu, yerleşik ve güncel Yargıtay içtihatları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında da kabul edildiği üzere, trafik kazasının gerçekleşmesinde kusuru bulunan araç sürücüsü ve maliki ile aracın sigorta poliçesini tanzim eden sigorta şirketinin, mağdur konumundaki tarafın gerçek zararını gidermekle mükellef olduğu, aracı hasar gören gerçek veya tüzel kişinin gerçek zararının giderilmesi hakkı bulunması sebebiyle hasarın emsal yedek parça ile giderilmesi yönünde zorlanamayacağı, aracı hasar gören gerçek veya tüzel kişinin hasarın orijinal parçalar kullanılmak suretiyle giderilmesini talep etme hakkı bulunduğu, gerçek zarar ibaresi içerisinde KDV bedelinin de dahil olduğu, davacı vekilinin 22/07/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava değerini 25.950,91-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve arttırılan dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, dava açılmadan önce davacı tarafça sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının davalı sigorta şirketine 30/11/2021 tarihi itibariyle usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, sigorta şirketinin başvuru kapsamında davacı tarafa herhangi bir ödemede bulunmadığı, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği olan 13/12/2021 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Hasar bedeli tazminatının KABULÜNE, 25.950,91-TL maddi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 13/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 1.772,71-TL nispi karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 59,30-TL harç ile 434,63-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.278,78-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 51,00-TL elektronik tebligat, 88,00-TL tebligat, 3,15-TL kep posta masrafı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 59,30-TL peşin harç, 59,30-TL başvurma harcı, 434,63-TL tamamlama harcı ve 54,50-TL vekalet harcı olmak üzere toplamda 1.949,88-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/09/2022

Katip …
e-imza

Hakim ….
e-imza
¸