Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/837 E. 2022/488 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/837
KARAR NO : 2022/488

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2021
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına borçlu şirketten olan alacağın tahsili amacıyla 27 Ekim 2021 tarihinde İzmir 8 İcra Müdürlüğünün …/…E sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, ödeme emrinin davalı borçlu şirkete 01.11.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı borçlunun icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, Öncelikle davalı borçlunun borca yönelik imkanın son derece haksız ve yersiz olduğunu, davacı alacaklı müvekkili ile davalı borçlu arasında mal alışverişinden kaynaklı ticari ilişkileri bulunduğundan aralarında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu ekte sundukları elektronik sistem üzerinden düzenlenen aynı zamanda Davacı şirket tarafından teslim alındığına yönelik imzalanmış faturalar ile … cari kod numarası ile kaydedilen ve 02 01 2020 tarihinden 18 07 2020 tarihine kadar olan cari hesap kayıtları tetkik edildiğinde Davacı müvekkilinin borçlu şirketten 35.879,80 TL bakiye alacağının olduğunun görüleceğini, davalı borçlu şirketin 35.879,80 TL tutarındaki borcunu müvekkiline ödememiş olması sebebiyle taraflarınca davalı borçlu şirket aleyhine İzmir 8 İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını icra dosyasından gönderilen 7 örnek Ödeme emrinin borçlu şirkete 01.11 2021 tarihinde tebliğ edildiğini ve borçlu şirketin 04.11.2021 tarihli İtiraz dilekçesi ile müvekkilinden hiçbir şekilde borçlu olmadığına dair haksız ve dayanaksız şekilde itiraz edildiğini, açıklanan nedenlerle İcra ve İflas kanununun 67 maddesi uyarınca davalı borçlu şirket tarafından taraflar arasındaki cari hesap kayıtları uyarınca ödenmeyen bakiye borca ilişkin haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptaline ve davalının müvekkiline borcun %20’’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın İzmir 8.İcra Müdürlüğü nezdinde bulunan … … esas sayılı dosya üzerinden müvekkili Şirket ile aralarında mal alışverişinden kaynaklanan ticari ilişki nedeniyle cari hesap alacağı bulunduğundan bahisle 7 örnek ilamsız takip başlatıltığını, taraflarınca hukuki dayanağı bulunmayan bu icra takibine itiraz edildiğini ve karşı tarafça bunu itirazın üzerine iş bu davanın ikame edildiğini, davacı tarafın iş bu dava ile itirazlarının iptalini talep ederek delil olarak faturaların bulunduğu 02.01.2020 ile 18 07 2020 tarihleri arasında olan cari hesap kayıtları tetkik edildiğinde müvekkilinin borçlu olduğunu ortaya çıkacağının iddia edildiğini, ancak başlatılan icra takibinin ticari ilişkileri nedeniyle cari hesap alacağının bulunduğuna yönelik olduğunu, takiple bağlılık gereği tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek cari hesap alacağını olup olmadığının tespit edilebileceğini, müvekkilinin davacı tarafta olan ticaretlerinde tüm alışverişlerin faturaların sisteme işlendiğini ve karşılığı olan bedellerinde ödediğini belirtildiğini, sistemde kayıtlı olanlar dışında faturalar varsa bu faturalarında Davacı tarafça iddia edildiği gibi bir imza bulunmakta ise faturaları ve imzaları kabul etmediklerini, açıkça izaha çalıştıkları bu çerçevede davacı tarafça müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibine konu edildiği gibi bir borcun bulunmaması nedeniyle açılan eldeki itirazın iptali davasının reddine, haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan icra takibi ve ikame edilen eldeki dava nedeniyle davacı taraf aleyhine dava esas değerinin yüzde 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/…Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-Davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları,
4-Davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları,
5-Davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler,
6-Davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler,
7-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişinin 28/04/2022 havale tarihli raporu,
8-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Ambalaj Gıda Temizlik Plastik Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, borçlunun davalı … Otopark Oto Kiralama Halı Yıkama Büfe-Kafe Temizlik Hizmetleri İnşaat Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, davacı alacaklı vekilinin borçlu aleyhine 35.879,80-TL asıl alacak ve 7.935,17-TL işlemsiz faiz olmak üzere toplam 43.814,97-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
03/02/2022 tarihli duruşma tutanağının 6 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı şirkete ticari defter kayıt ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, davacı vekili davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
03/02/2022 tarihli duruşma tutanağının 7 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davalı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davalı şirkete ticari defter kayıt ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, davalı vekili davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar, cari hesap kayıtları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflara ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, taraflara ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflara ait ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve cari hesap kayıtlarından kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 28/04/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı tarafın 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tastiklerinin süresinde yapıldığı, yasal defterlerini muhasebe usul ve esaslarına uygun kayıt ettiği tespit edilmiş olup takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere lebine delil teşkil edebileceğini, davalı tarafın muhasebe bürosunda yapılan tespitte ticari defterlerinin tastikli yasal defterlere henüz yazdırılmadığının ve kapanış noter tastikinin yapılmadığının beuyan edildiği,yasal süresinde yazdırılıp noter kapanış onayı yapılamayan defterlerin HMK hükümleri gereğince sahibi lehine delil teşkil edemeyeceğini, taraflar arasında 2019 ve 2020 yıllarında gerçekleşen cari hesaba ilişkin çalışmada davacı tarafından düzenlenen e-arşiv faturaların üzerinde “irsaliye yerine geçer” ibaresi yazdığı, faturaların açık fatura şeklinde düzenlendiği, gelirler idaresine usulüne göre beyan edildiği,e-arşiv faturaların bazılarının üzerinde faturayı ve malı teslim alanların isimleri veya imzalarının bulunduğu, davalı tarafça sunulan SGK hizmet dökümü kayıtlarında, fatura ve malı teslim alan kişilerin isimlerinin ve imzalarının bulunduğu, davacı tarafın düzenlediği faturalara ilişkin davalı tarafça 8 gün içinde itirazda bulunulmadığını, davacı taraf defterlerinde davalı tarafın kredi kartı ile yaptığı ödemelerin yer aldığı, davalı tarafça davacının düzenlediği faturaların hiç birinin gelirler idaresine bildirilen BA formlarında kayıtlı olmadığı, bu durumda taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğundan söz etmenin mümkün olduğu, davacı şirketin ticari defter ve belgelerine göre davalı şirketten 34.440,29-TL asıl alacak ve 271,75-TL temerrüt faizi alacağı bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinin netice-i talep kısmında davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilinin talep edildiği, İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı aleyhinde 35.879,80-TL asıl alacak ve 7.935,17-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 43.814,97-TL’nin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde ödeme emrinde yer alan asıl alacak ve ferilerin tamamına itiraz ettiğini belirttiği, ancak davacı vekilince açılan iş bu dava açısından dava değerinin 35.879,80-TL olarak gösterildiği, ancak netice-i talep açısından davalının itirazının tamamının reddinin talep edildiği dikkate alındığında itirazın iptali talebinin 43.814,97-TL’ye yönelik olduğu, dava değerinin ise 35.879,80-TL olarak gösterildiği, bu kapsamda dava değeri ile netice-i talep açısından çelişki durumunun söz konusu olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinden davalı borçlu vekilinin İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın hangi alacak kalemleri ve bedeller yönünden iptaline karar verilmesinin talep edildiği hususunda sorulmakla, davacı vekilinin davayı asıl alacak üzerinden ikame ettiklerini, faize yönelik bir talepleri olmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/…Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişinin 28/04/2022 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi talebine ilişkin olduğu, İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin borçlu aleyhine 35.879,80-TL asıl alacak ve 7.935,17-TL işlemsiz faiz olmak üzere toplam 43.814,97-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin taraflara ait ticari defter ve belgeler üzerinde yapmış olduğu incelemeler neticesinde tanzim ederek mahkememize sunmuş olduğu 28/04/2022 havale tarihli raporunda davacı şirketin ticari defter ve belgelerine göre davalı şirketten 34.440,29-TL asıl alacak ve 271,75-TL temerrüt faizi alacağı bulunduğunu mütalaa ettiği, her ne kadar Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi tarafından tanzim olunan 28/04/2022 havale tarihli raporda davacı şirketin ticari defter ve belgelerine göre davalı şirketten 34.440,29-TL asıl alacak ve 271,75-TL temerrüt faizi alacağı bulunduğu belirtilmiş ise de, davaya konu itirazın yöneltildiği ödeme emrine dayanak faturaların irsaliyeli fatura olmadıkları, faturalarda yer alan ürünlerin davalı şirkete teslimine dair düzenlenmiş bulunan herhangi bir irsaliye belgesinin de dosya muhteviyatında yer almadığı, faturalardan 05/05/2020 tarihli ve … numaralı 1.349,44-TL bedelli fatura, 08/05/2020 tarihli ve … numaralı 2.916,64-TL bedelli fatura, 27/05/2020 tarihli ve … numaralı 716,26-TL bedelli fatura, 01/06/2020 tarihli ve … numaralı 909,40-TL bedelli fatura, 15/06/2020 tarihli ve … numaralı 972,32-TL bedelli fatura ve 19/06/2020 tarihli ve … numaralı 1.080,00-TL bedelli faturanın davalı şirket yetkilileri veya temsilcileri tarafından imzalanmış olduğu, bu hususun davalı tarafın da kabulünde olduğu, 16/07/2020 tarihli ve … numaralı 1.859,80-TL bedelli fatura ile 18/07/2020 tarihli ve … numaralı 27.031,44-TL bedelli fatura üzerinde ise davalı şirket yetkilileri veya temsilcileri tarafından atılmış bulunan herhangi bir imzanın bulunmadığı, bahsi geçen bu iki faturaya yönelik olarak düzenlemiş bulunan bir irsaliye belgesinin de bulunmadığı dikkate alındığında 16/07/2020 tarihli ve … numaralı 1.859,80-TL bedelli fatura ile 18/07/2020 tarihli ve … numaralı 27.031,44-TL bedelli faturada yer alan ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı, davalı vekilinin de bu faturalarda yer alan ürünlere ve faturalara itiraz etmiş olduğu, dava konusu icra takibine konu alacak bedelinin faturaya dayalı olduğu, mahkememizce kabul gören alacak bedeli yönünden düzenlenen faturaların davalı tarafın da kabulünde olduğu gibi davalı şirket yetkilileri tarafından imza altına alınmış oldukları bu kapsamda kabul gören alacak bedelinin faturalardan kaynaklanması sebebiyle likit mahiyette bulunduğu, bu nedenle kabul edilen bedel yönünden icra inkar tazminatı talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalı … Otopark Oto Kiralama Halı Yıkama Büfe Kafe Temizlik Hizmetleri İnşaat Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketinin İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ 7.944,06-TL asıl alacak bedeli yönünden İPTALİNE, İzmir 8. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 7.944,06-TL asıl alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %18,25 oranında ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, 27.935,74-TL asıl alacağa yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 7.944,06-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı … Otopark Oto Kiralama Halı Yıkama Büfe Kafe Temizlik Hizmetleri İnşaat Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketinden alınarak davacı … Ambalaj Gıda Temizlik Plastik Ürünleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 542,66-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 393,67-TL harcın mahsubu ile bakiye 148,99-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 24,00-TL elektronik tebligat, 26,00-TL normal tebligat, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 0,60-TL müzekkere (KEP) posta ücreti, 393,67-TL peşin harç ve 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.203,57-TL yargılama gideri üzerinden kabul miktarına göre hesap ve takdir olunan 342,26-TL nispi yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca kabul miktarı üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca red miktarı üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/06/2022

Katip …
E-İMZALIDIR

Hakim …
E-İMZALIDIR

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.