Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/83 E. 2021/927 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/83 Esas
KARAR NO : 2021/927

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2021
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olduğu şirketin … markalı kaynak suyu üretimi ve satışını yaptığını, borçlu-davalı ile müvekkili olan şirket arasında su alım-satımına dayalı ticari bir ilişkinin mevcut olduğunu, davalı tarafın su alımına dayalı ilişki çerçevesinde borçlarının giderek biriktiğini, kendisinden istenmesine rağmen cari hesap ekstrelerindeki bakiye borcunun ödenmediğini, borçlu hakkında 20/10/2020 tarihinde İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… numaralı dosyası ile 7 örnek ilamsız icra takibinin başlatıldığını, borçlu-davalı tarafın icra takibine 26/10/2020 tarihinde itiraz ettiğini, borçlu-davalı borcunu bildiği halde (likit alacak) alacağın elde edilmesi sürecini uzatmak için bu yola başvurduğunu, itirazın tamamen haksız ve kötüniyetli olduğundan itirazın iptalini açıklanan nedenler ile borçlunun haksız ve yersiz itirazının, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile 11.993,75-TL için iptali ile takibin devamına ve %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davacı şirket arasında ticari alım-satıma dayalı bir hukuki ilişkinin bulunduğunu, davacı tarafın müvekkil şirketin cari hesap bakiyesindeki borcunu ödemediğini, iddia ettiğini, bu iddiayla müvekkil şirket hakkında 20/10/2020 tarihinde İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile 11.993,75-TL icra takibini başlattığını, davacının bu iddiası haksız ve mesnetsiz olduğunu, başlatılan icra takibine taraflarınca 26/10/2020 tarihinde itirazı edildiğini, ve takibin durdurulduğunu, bu nedenle davacının iş bu haksız ve mesnetsiz davayı açtığını, müvekkilinin davacı şirket ile olan ticari alım-satım ilişkisi gereği bu zamana kadar tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkili olduğu şirketin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, gibi aksine davacıdan alacağının bulunduğunu, bu hususun müvekkiline ait şirketin ticari defter ve belgelerinde açıkça ortada olduğunu, bu nedenle davacının hangi fatura ve mal teslim belgesine göre alacaklı olduğunu iddia ettiği taraflarınca anlaşılamadığını, müvekkili olduğu davalı şirketin tüm sözleşme yükümlülüklerini yerine getirdiğini, açıklanan nedenler ile işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı tarafın icra takibinde kötü niyetli olması sebebiyle %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası,
3-Davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen ve dava dilekçesine ekli bulunan faturalar ve dekontlar,
4-Cari hesap ekstresi,
5-Davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar,
6-Taraflara ait ticaret sicil kayıtları,
7-Taraflara ait vergi sicil kayıtları,
8-Talimat Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 09/08/2021 havale tarihli raporu,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, taraflar arasındaki su alım satımına ilişkin olarak bulunduğu iddia olunan ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu tespit edildi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının … Limited Şirketi, borçlusunun … Limited Şirketi, davacı vekilinin davalı şirket aleyhine 11.993,75-TL bedelli asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
18/05/2021 tarihli duruşmanın 6 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı şirkete ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, davacı vekili davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
18/05/2021 tarihli duruşmanın 7 numaralı ara kararında ise davalı … Limited Şirketi adına ticari defter ve belgelerini ibraz etmek ya da ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere; “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter ve belgeleri iki haftalık kesin süre içerisinde sunmanız veya bulundukları yeri bildirmeniz, verilen kesin süre içinde ticari defterlerin sunulmaması veya bulunduğu yerin bildirilmemesi durumunda söz konusu ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınız ihtaren bildirilir.” şerhini içeren tebligat çıkartılmasına karar verilmiş olup, tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğine rağmen davalı şirket tarafından ticari defter ve belgeleri mahkememize sunulmamış, ticari defter ve belgelerin bulunduğu yer mahkememize bildirilmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasa hükümleri çerçevesinde davalı şirketin ticari defter ve belgelerine delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılmalarına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi amacıyla Nazilli Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın re’sen belirlenecek Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, faturalar, cari hesap ekstresi ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki su alım satımına ilişkin olarak bulunduğu iddia olunan ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve cari hesap ekstresinden kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 09/08/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun şekilde tutulduğunu, ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırıldığını, bu sebepler ticari defter ve belgelerin delil vasfını haiz olduğunu, davacı … Limited Şirketi tarafından davalı … Limited Şirketine 88.850,16-TL ve 7.510,58-TL olmak üzere KDV bedeli dahil toplamda 96.360,75-TL’lik faturalı satış gerçekleştirildiğini, mal teslim faturalarının ‘e-arşiv fatura irsaliye yerine geçer’ ibaresi notu düşülerek kesildiğini, teslim alanlar tarafından atılan imzaların görüldüğünü, faturalara karşı herhangi bir itirazın dosyada görülmediğini, yapılan bu satışlar için 4.325,00-TL’lik iade faturası ile mahsuplaşma işleminin yapıldığını, 26.392,00-TL’lik banka havalesi ile … Anonim Şirketi … Şubesi hesabına 53.650,00-TL’lik kısmı içinde kredi kartı kullanılarak toplam 84.367,00-TL tahsilatın gerçekleştirildiğini, yapılan tahsilatların kayıtlara geçildiğini, davacı şirketin davalı şirketten 11.993,75-TL’lık alacağının kaldığını mütalaa etmiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve belgelerini sunmaması, ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmemesi sebebiyle ticari defter ve belgelerine dayanmaktan vazgeçmiş sayılması, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen ve dava dilekçesine ekli bulunan faturalar ve davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu ile faturaların irsaliyeli faturalar olduğu ve faturaların teslim alan kısımlarının imzalandığı hususları birlikte dikkate alındığında, davacı şirketin icra takibi tarihi itibariyle davalı şirketten 11.993,75-TL alacağının bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Alacağın faturaya dayandığı ve bu sebeple likit mahiyette bulunduğu kanaatiyle icra inkar tazminatı talebinin kabulü yönünden hüküm kurulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen ve dava dilekçesine ekli bulunan faturalar ve dekontlar, cari hesap ekstresi, davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, talimat Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 09/08/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafıdan süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir ….İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı vekilinin davalı şirket aleyhine 11.993.75-TL bedelli asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin davacı şirkete ait ticari defter ve belgeleri incelemek suretiyle tanzim ettiği 09/08/2021 havale tarihli raporunda davacı şirketin davalı şirketten 11.993,75-TL’lık alacağının bulunduğunu mütalaa ettiği, davalı tarafın ticari defter ve belgelerini sunmaması, ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmemesi sebebiyle ticari defter ve belgelerine dayanmaktan vazgeçmiş sayılması, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen ve dava dilekçesine ekli bulunan faturalar ve davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu ile faturaların irsaliyeli faturalar olduğu ve faturaların teslim alan kısımlarının imzalandığı hususları birlikte dikkate alındığında, davacı şirketin icra takibi tarihi itibariyle davalı şirketten 11.993,75-TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı … Limited Şirketinin İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ 11.993,75-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 11.993,75-TL asıl alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %13,75 oranında avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 11.993,75-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı … Limited Şirketinden alınarak davacı … Limited Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 819,29-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 143,56-TL harcın mahsubu ile bakiye 675,73-TL karar ve ilam harcının davalı … Limited Şirketinden tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 27,50-TL elektronik tebligat, 95,00-TL normal tebligat, 24,38-TL posta ücreti, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 143,56-TL peşin harç ve 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplamda 849,74-TL yargılama giderinin davalı … Limited Şirketinden alınarak davacı … Limited Şirketine verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı … Limited Şirketinden alınarak davacı … Limited Şirketine verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalı … Limited Şirketinden tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.