Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/805 E. 2022/938 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/805 Esas
KARAR NO : 2022/938
DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
YAZILDIĞI TARİH : …

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı kooperatif adına tapuda kayıtlı taşınmazın ilk maliki tarafından belirli alanlara bölünerek satıldığını, satın alanların fiili bir paylaşım yapıp herkesin kendi bölümüne evlerini inşa ettiğini, ortakların kooperatif toplantılarını resmi olmayan şekilde yaptıklarını, kooperatifin kurulmasından sonra yakın süreye kadar ortaklara evlerini yapmalarının, herkesin kendi mülkünün korunacağının söylendiğini, gelinen noktada resmi işlemler yönünden pek çok pay sahibinin akıbetinin sıkıntılı olduğunu, davaya konu toplantıya katılanları gösteren hazirun cetvelinin saklandığını, müvekkillerinin toplantıda aslen ve vekaleten hazır bulunduklarını, imzalamaları sırasında diğer katılanların görülmesini engelleyecek şekilde sayman tarafından cetvelin kapatıldığını, katılan diğer ortakların aslen veya vekaleten katılıp katılıp katılmadıklarını veya ortaklar dışındaki kişilerin katılıp katılmadığının bilinmediğini, davacıların tanımadıkları ve yetkili olmayan kişilerin toplantıya iştirak ettiklerini ileri sürdüklerini, buna göre1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinin 1.fıkrasının davalı kooperatif tarafından çiğnendiğini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından aldıkları cetvelde 22. sırada kayıtlı … … isimli bir ortağın toplantıda olmamasına rağmen varmış gibi asaleten imzasının bulunduğunu fark ettiklerini, bu nedenle imzası olan şahısların ortaklığının ve imzalarının tetkikini talep ettiklerini, davalı kooperatifin e-kooperatif sistemine gerekli bilgileri kaydetmediğini ve ortaklara vermediğini, Kooperatifler Kanununun 66. ve 69. maddeleri gereği tanzim edecekleri raporların ortakların tetkikine sunulmadığını, bu nedenle aynı Kanunun 24.maddesinin davalı kooperatif tarafından çiğnendiğini, unlarla birlikte vefat eden ortakların paylarının kayıp olması, pay devirlerinin büyük bir gizlilik içinde yürütülmesi, ortakların bu bilgilere ulaşımının kasten engellenmesinin yasaya ve ana sözleşmeye aykırı olmakla birlikte iyi niyet ve dürüstlük kurallarına da aykırılık oluşturduğunu, ortakların iptal davası açabilmesi için ortakların kimler olduğunu bilmeye haklarının bulunduğunu, toplantı sırasında alınan kararların el yazısıyla tutulan tutanaklara geçirildiğini, karara muhalif olanlar ve itiraz edenlerin elde alınan notlara yazıldığını, nedenini sorduklarında daha sonra bilgisayarda yazılacağının, pratik olduğu için bu şekilde yazıldığının söylendiğini, ancak alınan kararlara muhalif oy kullanan, itiraz eden ve bunun şerh edilmesini talep eden müvekkili …’un muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmediğini toplantıdan sonra toplantı ve karar tutanağını aldıklarında fark ettiklerini, toplantı tutanağında toplantı tarihinin … olduğu halde … olarak geçirilmiş olması nedeniyle tutanağın ne kadar büyük bir özensizlikle tutulduğunun anlaşılır olduğunu, davaya konu 9. ve 10. maddelere ilişkin hususlarla ilgili detayların sorulara rağmen tam olarak anlatılıp bilgilendirme yapılmadan oylamanın yapıldığını, davalı kooperatife ait taşınmazın gelişim alanı ilan edilip konumu itibariyle tam yapılaşmanın ortasında kalması nedeniyle oldukça değerlendiğini, üzerindeki yapıların korunacağının vaat edilmesine rağmen davaya konu son karar ile bu konudaki vaadin çiğnendiğini, Kooperatifler Kanununun 42.maddesi uyarınca dava konusu 9. ve 10. maddelere ilişkin kararlar ile genel kurulun devredilemez nitelikteki yetkilerinin yönetim kuruluna devredildiğini, kararlarda sözleşme yapılacak yüklenici ile pazarlık veya ihale usulü anlaşma yapılacağının, kaç teklif alınacağının, koşulları neler olacağının belirtilmediğini, alınan kararların kooperatifin zararına sonuç doğuracak olup, yüklenici ile yapılacak pazarlık veya ihale usulleri sonucu yüzdelik kısmın ortaklar lehine yükselebilecekken daha henüz hiçbir sınırı belli olmayan yapılacak bir anlaşma ile en baştan ortakları kısıtlayan ve zarara uğratan bir durumun ortaya çıkmasına sebep olduğunu, kararın iyi niyetten uzak olduğunu, ayrıca 34 ortağa brüt 80 metrekare konut vaat edilen kararda kişilerin alacağı dairelerin yüz ölçümünün net olarak 60-65 metrekare olacağını, ortak başına daha az alan verilip üyelerin çoğunun iki katlı evlerinin mevcut olduğunu, her bir paydaşın fazlası ile zarar edeceğini, henüz tam manası ile imarın gelmediği, arsaların kullanım oranları ve yapıların boyutlarının belirlenmediği erken bir dönemde apar topar karar alınmasının bilinmezliğe sıçramak olduğunu bildirmiş, davalı kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısında alınan kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacılardan …, … ve …’ın kooperatif ortağı olmayıp, müteveffa …’un mirasçıları olduğunu, babalarının vefat ettiğini kooperatife bildirmediklerini, bu paya ilişkin temsilci tayin edilmemesi halinde kooperatifin ihraç hakkı varken ve temsilci tayin edilmemesine rağmen toplantıya alındıklarını ve diğer davacılar ile birlikte olumsuz oy kullandıklarını, buna göre olumsuz oy sayısının 6 değil esasen 5 olduğunu, mirasçıların halen temsilci tayin etmemeleri nedeniyle kanun hükümleri gereği dava açma haklarının da bulunmadığını, davalı …’un alınan kararlara muhalefet şerhi koymaması nedeniyle Kooperatifler Kanununun 53. maddesi gereği dava açma hakkı bulunmadığını, kooperatif genel kurullarının Kooperatifler Kanununun 87.maddesi gereğince bakanlık temsilcisi nezaretinde yapılması nedeniyle tutunaklarda yer almayan hususların dinlenebilirliğinin bulunmadığını, toplantının bakanlık temsilcisi nezaretinde yapıldığını, 22.01.2022 tarih ve 31719 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve yayımlanması ile birlikte yürürlüğe giren Kooperatif Ve Üst Kuruluşlarının Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulundurulacak Bakanlık Temsilcisinin Nitelik Ve Görevleri Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesinin 2. bendi ile 16. maddesinin 9. bendinde bakanlık temsilcisinin görev ve yetkilerine ilişkin hükümlerin yer aldığını, yasal düzenlemeler doğrultusunda bakanlık temsilcisinin genel kurulu idare ettiğinin yönetim kurulunun da yasal hükümlere göre genel kurulu yaptığının tartışmasız olduğunu, genel kurulun ilk 8 maddesindeki tüm kararların oybirliği ile alınmış olup bu kararlar lehine olumlu oy kullanan davacıların bu kararlar aleyhine iptal davası açmalarının mümkün olmaması nedeniyle bu kararlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kooperatifin kuruluşu ve imar izninin olmaması yönetim boşluğu gibi nedenlerle dava açan bir kısım ortakların yapılaşma yasağı olan araziyi işgal ettiklerini, kaçak yapı yaptıklarını, davanın gerçek amacının işgallerine devam etmek istemeleri olduğunu, kooperatifin her bir ortağa bağımsız bölüm verme amacına hizmet için kurulmuş iken davacıların bu dava ile isteklerinin, kooperatifin amacının gerçekleştirilmesine engel olduğunu, kooperatif kurulmadan önce arsa sahibi …’dan bir kısım kişilerin arsa satın aldıklarını, daha sonra parselasyon yapılarak dağıtımın yapılamadığını görmeleri üzerine satın alanların, kooperatif tüzel kişiliğini oluşturarak arsanın mülkiyetini kooperatif üzerine geçirdiklerini, kooperatif tarafından kuruluşundan itibaren arazinin imara açılması için çalışmalar yapılmış ise de … ili … ilçesi …Mevkiinde bulunan tapunun.. pafta … sayılı parselinin … toplama havzası uzun mesafeli koruma alanı sınırları içinde kalması nedeni ile inşaat izni alınamadığını, idare mahkemesinde dava ikame edilmesi dahil olmak üzere kooperatif yönetimi imara açmak için uğraştığını, açılan davada arazinin 3000 metrekaresinin spor tesisi, %40’ının düzenleme ortaklık payı olarak alınmasına engel olmaya çalışılmış ise de idari yargı tarafından açılan davanın reddine karar verildiğini, davaya konu genel kurul ile yeni bir imar planı yapılması konusunda şehir plancısı ile anlaşılıp, spor tesisi olarak ayrılan 3000 metrekarenin kesinti yapılmasının engellendiğini, böylece her bir ortağın bağımsız bölüm almasının hedeflendiğini, kaçak yapıların hiçbirinin yasallaşmadığını, genel kurul kararında arazinin paylaşılması ve inşaat yapılması yönünde bir izin verilmediğini, bir an için var olduğu düşünülse dahi bu kararın yok hükmünde olacağını, davacılar kanunu bilmediğini ileriye süremeyecekleri gibi kanuna aykırı eylemleri nedeniyle hak sahipliği iddiasında bulunamayacaklarını, bir kısım ortakların arsa üzerine kaçak yapı yaparak kullanmak suretiyle 1163 Sayılı Yasanın 23. maddesinde yer alan eşitlik kuralına aykırı hak elde etmeye çalıştıklarını, yapı sahibi ortakların kooperatife ecrimisil bedeli ödemekle sorumlu olduklarını, kaçak yapılar konusunda kooperatifin bir kararının ve kabulünün olmadığının davacılar tarafından ikrar edildiğini, davacıların kooperatifin imara açılarak tüm ortaklara konut yapma imkanını sağlayacak genel kurul kararlarının mağduru olacaklarını savunduklarını, mağdur olanların kooperatif arsasını işgal etmeyenler olduğunu, kooperatifin hazirun listesinin ekooperatif sistemine girildiğini, 1163 Sayılı Yasanın 24. maddesinin son bendinde bu verilerin sadece yönetime aday olacakların ortaklara ulaşması için kullanabilecekleri belirtilirken, yönetim kurulu yönünden de sadece iş ve işlemlerden haberdar olmaları için kullanılabileceğinin belirtildiğini, davacıların yönetim ve denetim kuruluna aday olmadıklarını, bu nedenle yönetim kurulunun e-kooperatif sistemine ortakların TC kimlik numalarını girmemiş olmalarının genel kurulun iptali nedeni olmadığı gibi kanunun yürürlük tarihi, genel kurul kararının alınma tarihleri ve müracaat tarihleri dikkate alındığında, kanunun yürürlüğe girme tarihlerinin genel kurul ile iç içe geçmiş olup uygulamada eksiklik olmasının olağan olması nedeniyle bu konudaki eksikliklerin genel kurul iptal sebebi olmadığını, e-kooperatifte hazirun listesinin bulunup bakanlık temsilcisinin bu veriyi esas aldığını, sistemde önce işlenmeyen TC kimlik numaralarının sonradan işlenerek eksikliğin giderildiğini, kanun değişikliğinin toplantı kararından sonra yapıldığını, davacıların dava açma aşamasında e-kooperatiften tüm kayıtları aldıklarını, genel kurul toplantısında ortak olmayan kişilerin katılımının olmadığını, davacıların divan heyetinin seçilmesi anında bu yönde iddialarının bulunmadığını, davacıların iddia ettiği … …’nın yerine vekaleten babası İbrahim …’nın kendisinin kooperatif ortağı olması nedeniyle toplantıya katıldığını, kanun gereği düzenlenen raporlarda ortaklıktan ihraç ve/veya ortaklık ile ilgili davasının olmadığının görüleceğini, genel kurulun 9. ve 10. maddelerinde yer alan kararların, ana sözleşme ve 1163 Sayılı Yasa hükümlerine uygun nisap ile alınıp kooperatif çıkarlarına uygun olduğunu, davacılar tarafından imara açılan arazide düzenleme ortaklık payının pazarlığının yapılması gerektiği iddia edilmişse de kanundan kaynaklanan ve kamuya ihdas edilen bu payın pazarlığının yapılmasının mümkün olmadığını, imara açılması için terk edilecek alanın en fazla %46 olmasına karar verilmiş olup imara açılma yönündeki tüm masraflar dahil bir oran olduğunu, kooperatif ortaklarına brüt 80 metrekare anahtar teslim 34 adet daire yapılmasının ise kat karşılığı inşaat sözleşmesinin konusu olup imara açılmasından sonra sözleşme oranı olduğunu, bu oranda hesaplanması halinde kooperatif ortaklarına verilen imkanın %61 oranına ulaşıp …ve … gibi yerlerde dahi kat karşılığında arsa sahiplerine %61 oranında pay verilmediğini, tüm ortakların yıllardır süren imar sorununun çözümü neticesinde 80 metrekare de olsa imar planı ve izinler dahil ödeme yapmadan konut sahibi olmayı hiç inşaat yapamama ve arsanın heba olması seçeneğine tercih ettiklerini, gündemin 9. maddesinin yönetim kuruluna verilecek yetkileri belirlemek için düzenlenmiş tip nitelikte hükümleri içerdiğini, mevcut durumun ve yasal mevzuatın ortaklara bağımsız parsel dağıtılmasına engel olduğunu, bu durumda yapılacak tek şeyin kooperatifin arsasının imara açılması olup senelerdir imara açılması için uğraşıldığını, ilk imar planı yapıldığında kooperatifin imarsız 10.261 metrekare arazisinin düzenleme ortaklık payı olan %40 oranındaki kesinti ile birlikte 3000 metrekaresinin spor alanı olarak kesilmesinden sonra kooperatife kalan arazi miktarının 3156 metrekare olduğunu, ilgili plan ve düzenlemenin devam etmiş olması halinde imar hakkının 0,40 olup, her bir ortağa düşecek brüt inşaat alanının 37,12 metrekare olması nedeniyle inşaat yapılmasının mümkün bulunmadığını, imar düzenlemesi nedeniyle hakça bir sonuç elde etmek için kooperatif ortaklarından … senesinden bu yana aidat alınmadığını, bir kısım ortakların, yönetimin arsayı imara açamayacağını düşünmeleri ve işgalcilerin ise işgale devam etmeleri ile elde ettikleri menfaatin daha yüksek olması nedeni ile ortakların aidat ödemek istemediklerini, bu noktada yeniden bir imar planı yapılarak tüm masraflarının şehir plancısı tarafından karşılanması koşul ve şartı ile yeni bir imar uygulamasının yapılması imkanı doğduğunu, sonuçta ortakların aidat toplayarak öz kaynakla inşaat yapmak ve şehir plancısına ödeme yapmadan sonuca ulaşmak istediklerini, yönetimin ise ortakların genel teamülüne ve çıkarlarına uygun şekilde her türlü masraf, düzenleme, ortaklık payı kesintisi dahil %46 oranı ile şehir plancısı ile anlaşıp imarlı %54 oranındaki miktarın kooperatife kalmasının kabul gördüğünü, %1 oranında şehir plancısına verilecek ücret yanında bu oran dışında kalan tüm kesintilerin imar uygulamasının sonucunda kamuya terk edilen orandan oluştuğunu, imardan sonra belirlenen oranın kooperatifin ortaklarının lehine olduğunu, alınan kararla brüt 80 metrekareden her bir ortağa konut tesliminin yapılacağını, bu oranın tüm inşaat alanı içinde %61,7 oranına denk geldiğini, daha iyi bir oranın tesis edilmesinin mümkün olmadığını, bu durumdan bütün ortakların farkında olduğunu, genel kurulun yönetim kuruluna yapacağı anlaşmanın sınırlarını çizecek şekilde yasalara uygun nisapta yetki vermiş olup bu yetkinin yönetim kurulu tarafından ifa edilmesinde hukuksuzluk bulunmadığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davacıların üyesi oldukları davalı kooperatifin … tarihli olağan genel kurul toplantısında 9 ve 10 nolu gündem maddelerine ilişkin alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde, davaya konu toplantıya katılanları gösteren hazirun cetvelinin saklandığı, toplantı sırasında sayman tarafından cetvelin görünmesinin engellendiği, ortakların aslen veya vekaleten katılıp katılıp katılmadıkları veya ortaklar dışında kişilerin katılıp katılmadığının bilinmediği, davacıların tanımadıkları ve yetkili olmayan kişilerin toplantıya iştirak ettikleri, … … isimli bir ortağın toplantıda olmamasına rağmen varmış gibi asaleten imzasının bulunduğu belirtilerek toplantıya katılanların tespiti ve imzalarının incelenmesi talep edilmiş, bilirkişi raporunda bu konuda yapılan ayrıntılı ve gerekçeli değerlendirme ile vekaletname ile katılanlar ve vekalet veren ortaklar belirlenip ortaklardan yalnız … adlı kişiye ait vekaletnamenin bulunmadığı, bunun dışında toplantıya katılanların bizzat veya vekaletname ile usulüne uygun şekilde toplantıya katıldıkları, …’un vekaletnamesinin bulunmamasının gerek toplantı nisabını, gerekse karar nisabını etkilemediği, ortak … …’nın ise toplantıya katılan kooperatif ortağı İbrahim …’yı vekil tayin ettiği, … …’nın sehven vekaleten katılanlar bölümü yerine asaleten katılanlar bölümünde vekilinin hazirun cetvelini imzaladığı, bu durumun ….ı’nın genel kurul toplantısında vekaleten temsil edildiği gerçeğini değiştirmeyeceği, buna göre toplantının yoklukla malul olmasını gerektirecek şekilde toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmeleri, oy kullanmalarının söz konusu olmadığı, … adına düzenlenmiş vekaletnamenin bulunmamasının ve vekaletname olmaksızın temsil edilmesi nedeni ile bu durumunun toplantı ve karar nisabını etkilemediği göz önünde tutularak toplantının ve toplantıda alınan kararların yokluk hükmüne tabi olmadığı, davaya konu kararların ancak iptal hükmüne tabi olduğu belirlenmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53.maddesi çerçevesinde, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi ya da toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmeleri dışında, genel kurulda alınan kararların, yasa, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırılık ileri sürülerek iptalini talep eden üyenin, toplantıya katılarak ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak muhalefet şerhini toplantı tutanağına yazdırması ve davanın toplantıyı izleyen bir ay içinde açılması zorunludur.
Dava, Kooperatifler Kanununun 53.maddesinde düzenlenen bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Davacılardan …, … ve … kooperatif üyesi olmamakla birlikte vefat eden kooperatif üyesi müteveffa …’un mirasçıları olup, adı geçen davacı mirasçılar dışında diğer davacılar kooperatif ortağıdır. Davacı …’un, davaya konu genel kurul toplantı tutanağında usulüne uygun şekilde oylama sonrasında ve toplantı sona erdirilmeden önce tutanağa işlenmiş bir muhalefet şerhi bulunmamaktadır. Davacı … ile davacı mirasçılar dışındaki diğer davacıların davaya konu kararlara ret oyu kullandıkları gibi oylamadan sonra muhalefet şerhlerinin tutanağa yazıldığı, bunun yanında müteveffa ortak …’u temsilen toplantıya katılan …’un da dava konusu kararlara ret oyu kullandığı ve muhalefet şerhinin tutanağa yazıldığı görülmüştür. Dava dilekçesinde toplantı sırasında alınan kararların el yazısıyla tutulan tutanaklara geçirildiği, karara muhalif olanların ve itiraz edenlerin elde alınan notlara yazıldığı, nedenini sorduklarında daha sonra bilgisayarda yazılacağının, pratik olduğu için bu şekilde yazıldığının söylendiği, ancak alınan kararlara muhalif oy kullanan, itiraz eden ve bunun şerh edilmesini talep eden davacı …’un muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmediğinin toplantıdan sonra toplantı ve karar tutanağının alındığında fark edildiği iddia edilmiş ise de; davacılar bu iddialarını kanıtlayacak hiçbir delil ve belge sunmadıkları gibi bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere davacıların davadan önce iddialarına ilişkin olarak hiçbir girişimde bulunmadıkları, … dışındaki diğer davacıların muhalefet şerhini tutanağa yazılmasına karşın yalnız davacı …’un muhalefet şerhinin yazılmamış olması karşısında davacıların iddialarına değer verilmesinin mümkün bulunmadığı, her bir davacının tutanağa muhalefet şerhinin yazılmasını talep etmesi yanında yazıldığının da kontrol etmesinin dava şartı yönünden gerekli olduğu birlikte değerlendirildiğinde davacıların bu konudaki iddiası kanıtlanamadığından davacı … yönünden dava konusu kararlara ilişkin muhalefet şerhinin toplantı tutanağına yazılmamış olması nedeni ile özel dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Müteveffa ortak …’un mirasçıları davacılar …, … ve … olup, Kooperatifler Kanunundaki hükme uygun olarak mirasçıların temsilcisi sıfatıyla toplantıya mirasçı …’un katıldığı, dava konusu kararlara ret oyu kullanarak muhalefet şerhini yazdırıp davaya ilişkin özel şartları yerine getirdiği, henüz mirasçılar adına murisin payının intikalinin yapılmamış olması ve mirasçılar temsilcisinin genel kurula kabul edilerek oy kullandırılıp tutanağa muhalefet şerhi yazdırmasının kabul edilmesi ile birlikte davanın tüm mirasçılar tarafından birlikte açıldığı dikkate alınarak; müteveffa ortak …’un mirasçıları davacıların aktif husumetlerinin varlığına bağlı olarak davacı sıfatı ile davada yer almalarının usul ve yasaya uygun olduğu kabul edilmiştir.
Özel dava şartını yerine getirmeyen davacı … dışında diğer davacılar yönünden davaya konu genel kurul kararlarının yokluk hükmüne tabi olmaması ve dava dilekçesinde hangi kararların iptalinin talep edildiğinin açık ve anlaşılır bir biçimde açıklanmamış olması nedeni ile bu konudaki açıklamanın yapılmasına ilişkin ara kararından sonra davacılar vekili tarafından sunulan … tarihli dilekçede davanın yalnız 9 ve 10 nolu kararların iptalinin talep edildiğinin açıklanması karşısında uyuşmazlık, toplantıda gündem maddelerinin 9 ve 10 nolu kararlarının Kanun, ana sözleşme ile dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davaya konu, toplantı gündeminin 9.maddesinde; kooperatif adına kayıtlı 1…ada, …parsel sayılı arsanın imar planına göre tevhit, ihdas, Belediye veya Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünce uygulama yapılıp yeni parsellerin tapuya tescil ettirilmesine, ipotek almaya, vermeye, plan ve proje hazırlatmaya, kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalamaya, verilecek ve alınacak oran şartlarını belirlemeye, kat ittifakı kurmaya, kat inşaat sözleşmesi gereği müteahhide verilecek dâire ve işyeri tapularını vermeye, …, … Elektrik A.Ş,. …, …, Belediyede inşaat ruhsatı almaya, kooperatif adına tüm resmi daire ve kuruluşlarda işlemlerin yaptırılması ve takip ettirilmesi için, toplantı gündeminin 10. maddesinde ise; aynı taşınmazın Çevre Şehircilik Bakanlığınca hazırlanan ve 25.07.2018 tarih, 1 Numaralı Cumhburbaşkanlığı kararnamesi ile onanan, İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında Kentsel Gelişme Alanı içinde kaldığını belirterek, Yüklenici’nin belirtilen iş ve işlemlerin yapılmasını sağlamak için sözleşme yapmaya ve bu parselle ilgili kooperatif uhdesinde % 54 oranındaki kısmı kalmak üzere diğer kısım için satış vaadi sözleşmelerini yapmak, imzalamak ve işlemleri takip etmek konularında yükleniciye vekaletname vermek için kooperatif yönetim kuruluna vetki verilmesine, her iki karar için 6 hayır oyuna karşılık 19 kabul oyu ve oy çokluğu ile karar verilmiştir.
Uyuşmazlık konularının, kooperatife ait taşınmazın parsellere bölünerek tapuya tescil ettirilmesi, bu konudaki plan projelerin hazırlanması, yüklenici belirlenerek kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmesi, sözleşmede %54’lük bölümünün kooperatife bırakılarak kalan bölümünün müteahhide bırakılması ve bu konuda tüm yasal işlemlerin yapılması, kooperatif ortaklarının her birine 80 metrekare brüt miktardan aşağı olmamak üzere işlemler yapılması konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesinin Kanun, ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı noktasında toplanmasına bağlı olarak kooperatif iş ve işlemleri ile inşaat mühendisi nitelikli bilirkişilerden rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiş, bilirkişiler sundukları raporda 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 42.maddesi hükmü karşısında % 54 oranı üzerinden yönetim kuruluna kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapması konusunda yetki verilmiş ise de imar planının yapılmamış, uygulama projelerinin hazırlanmamış, kadastral parselde genel kurul kararı ile imar planının yaptırılmasının ve yapım işinin aynı oran nisabında neye göre belirlendiğine ilişkin bir veri olmadan karara bağlanmasının ileride ortakların zararına yol açabilecek iş ve işlemlere neden olabileceğini, ayrıca bu oranın belirlenmesinde genel kurula sunulmuş bir maliyet hesabının da bulunmaması nedeni ile teknik olarak uygun olmadığını, bunun yanında yüklenici firmanın ne şekilde seçileceğinin de belirlenmesi gerekmesine rağmen her iki kararda bu durumun yer almadığını, bu koşullarda yeterli rekabetçi bir ortam yaratılmasının mümkün olmaması nedeni ile alınan kararların Kooperatifler Kanununun 42.maddesinin 6.bendine uygun olmadığını bildirmişlerdir.
Tapu Müdürlüğünden davalı Kooperatif adına tapuda kayıtlı ve dava konusu kararlara konu İzmir İli, … İlçesi, …Mahallesi, … Mevkinde bulunan … ada … parsel sayılı taşınmazın müfrez bağ niteliği ile tapuda kayıtlı olduğu görülmüş, … Belediye Başkanlığına yazılan müzekkere verilen cevapta taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içerisinde kısmen yolda, kısmen park alanında, kısmen spor tesisi alanında, kısmen de konut alanında kaldığı, konut alanının yapılaşma koşulunun serbet nizam 2 kat Taks:— Kaks:0,80 olduğunun tespit edildiği, taşınmazın bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereği uygulama yapılması gerektiği bildirilmiştir.
Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde alınan kararlarda kooperatif ortaklarının zararına sebebiyet verecek düzenlemelerin bulunmadığı, taşınmazın henüz imar durumu belirsiz olmakla birlikte ilgili hususların netlik kazandığında zaten kararda bahsi geçen konularda somut kararların alınacağının aşikar olduğu, alınan kararların kooperatif ve ortaklar lehine olduğu, imar mevzuatına hakim bir şehir plancısı bilirkişinin seçilip önceki bilirkişilerle birlikte yeni bir rapor alınması gerektiği iddia edilmiş ise de; Belediye Başkanlığından alınan yazı ve tapu kayıt örneği ile kooperatife ait taşınmazın imar durumunun açık ve anlaşılır olup, davaya konu kararların içeriğinin de açık ve anlaşılır olması karşısında imar mevzuatını bilen şehir plancısı nitelikli bilirkişinin atanarak yeni bir rapor alınmasının toplantı tarihi itibariyle alınan kararın niteliğini değiştirmesini mümkün bulunmadığı, gelecekte muhtemel gelişmelere bağlı olarak uyuşmazlığın çözülmesinin mümkün olmadığı, alınan kararların niteliğine ve alındığı andaki mevcut koşullara göre değerlendirme yapılmasının gerektiği birlikte değerlendirildiğinde davalı vekili tarafından dile getirilen itiraz ve istemleride haklılık bulunmadığı göz önünde tutularak yeni bir rapor veya ek rapor alınmasına ve başkaca delil toplanmasına gerek görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, taraflarca dile getirilen iddia ve savunmalar, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun gerekçeli, ayrıntılı, hükme ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu ile; davaya konu toplantı gündeminin 9 ve 10 nolu kararlarında davalı kooperatif adına kayıtlı taşınmazın imar işlemlerinin tüm kurumlar nezdinde yüklenici tarafından yapılması ve her bir ortağa 80 metrekareden aşağı konut ile taşınmazın % 54 oranının kooperatif uhdesinde kalma koşulu ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak, bu konuda yüklenici seçmek, yüklenici payına düşen taşınmaz bölümüne ilişkin tapu tescil işlemlerini yapmak üzere kooperatif yönetim kuruluna oy çokluğu ile yetki verilmiş ise de; taşınmazın karar tarihi itibariyle arsa niteliğinde olmayıp kadastral parsel olduğu, Belediye Başkanlığının yazısından da anlaşılacağı üzere taşınmazın bir bölümünün kısmen yolda, kısmen park alanında, kısmen spor tesisi alanında, kısmen de konut alanında kalıp, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereği uygulamanın henüz yapılmadığı, imar planı değişikliklerinin her zaman mümkün olup taşınmazın arsa niteliğine dönüşmeden ve somut olarak konut alanı belirlenmeksizin ve bu belirleme sırasında oluşacak duruma göre kooperatif ve ortakları lehine en uygun koşullarla ve oranlarla sözleşme yapabilme koşulları ortaya çıkmaksızın taşınmazın henüz kadastral parsel niteliğinde bulunduğu sırada gelecekteki bilinmeyen gelişmelere göre yüklenici oranı ve konut alanı belirlenmesinin Kooperatifler Kanunun 42.maddesine uygun olmadığı gibi bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere yüklenici firmanın hangi yöntemle seçileceğinin dahi belirlenmediği, hiçbir teklifin alınmaması karşısında rekabetçi bir ortam yaratılmadan yüklenicinin kooperatif ve ortaklarının lehine olacak şekilde seçilmesinin mümkün bulunmadığı, kararların somut, sıralı ve düzenli gelişmelerden sonra alınması gerekmesine rağmen zamansız olarak ve gelecekteki belirsiz koşullara göre alındığı, yönetim kuruluna verilen yetkinin somut bilgi, belge ve verilere dayanmaması nedenleri ile alınan kararların bu yönüyle de kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun bulunmadığı anlaşılmakla davaya konu kararların iptaline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davacı …’un davasının reddi ile; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davacılar …, …, …, …, …, …, …, …’un davasının KABULÜ ile,
Davalı SS. … … tarihinde yapılan … yılları olağan genel kurul toplantısının 9 ve 10.gündem maddeleri ile alınan genel kurul kararlarının iptaline,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın peşin alınan 59,30-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 21,40-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL maktu peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacılar …, …, …, …, …, …, … ve … yararına takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılar …, …, …, …, …, …, … ve …’a verilmesine,
6-Davalı yararına A.A.Ü.T ‘nin 7(2).maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı … için yapılan yargılama giderlerinin indirilmesinden sonra diğer davacılar tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 59,30-TL peşin harç, 24,5-TL üç adet elektronik posta masrafı, 1,95-TL üç adet kep ücreti, 245,00-TL sekiz adet tebligat masrafı ve 1.700,00-TL’den oluşan toplam 2.090,05‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılar …, …, …, …, …, …, … ve …’a verilmesine,
8-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı….

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …