Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/803 E. 2022/702 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/803 Esas
KARAR NO : 2022/702

DAVA : Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/11/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile haksız ve hukuka aykırı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket vekilince Tebligat Kanunu madde 35 uyarınca ödeme emrinin müvekkili şirkete tebliğini talep ettiğini, bu yönde tebligat yapıldığını, müvekkili şirketin adresinin kapısına yapıştırılan herhangi bir belge bulunmadığını, müvekkili şirketin çok katlı bir binada ve birçok çalışanı ile faaliyet gösterdiğini, buna istinaden adreste bulunamamasının imkân dâhilinde bile olmadığını, müvekkili şirketin davalı … ile bir iş ilişkisi veyahut iş sözleşmesinin bulunmadığını, taraflar arasında iş koşullarını ve kurallarını düzenlemek adına “Talimatname” imzalandığını, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca müvekkili şirket …..isimli şirkete, yalnızca tedarikçi ve ürün bulma, ürünlerin yükleme kontrollerinin yapılması noktalarında …’e ait şirketlere ücreti karşılığında destek olduğunu, müvekkili şirket yetkilisi …ile ….arasında hukuken geçerli bir “ortaklık” ilişkisi söz konusu olmadığını, yalnızca …’in Amerika’da olmasına istinaden taraflar arasında bu yönde bir geçici iş ilişkisinin gündeme geldiğini, davalı şirketin… ile bir navlun sözleşmesi imzalayarak ürün tedarik etmeyi üstlendiğini, Ancak …… kararlaştırılan ücretinin taraflarınca bilindiği üzere davalı şirkete ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla icra takibinin davanın kesinleşmesine kadar durdurulmasını, bu mümkün görülmediği takdirde, teminat mektubu mukabilinde icra veznesindeki paranın dava sonuçlanıncaya kadar davalıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın tüm ferileri ile birlikte kabulü ile birlikte takip dosyasındaki alacağın tamamına ilişkin borçlu olmadıklarının tespitine, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine girişen davalı aleyhine takibe konu alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile birlikte vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketten 16 Kasım 2020 tarihinde yaklaşık 16 Ton Kağıt Ürününün Aliağa’dan New York’a taşınması için fiyat teklifi talep ettiğini, taraflar arasındaki yazışmalar sonucunda icap-kabul aşamasının tamamlandığını, davacının talebi üzere gemi hattına rezervasyon talebi geçilerek davacı adına booking oluşturulduğunu, müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen booking üzerine davacı tarafından yükleme tarihlerinin netleştirildiğini, müvekkili şirket tarafından yükleme ve taşıma işlemleri gerçekleştirildikten sonra yapılan bu hizmet karşılığı fatura kesilmek üzere davacıdan cari hesap bilgilerinin istendiğini, davacı tarafından da bu bilgilerin müvekkili ile paylaşıldığını, müvekkili ile davacı arasında yapılan sözleşmenin tarafının davacı oluşu gereği müvekkilinin alacağını yönelteceği tarafın davacı olduğunu, davacının dilekçesinde belirttiği dava dışı şirket ile olan ilişkinin davacının iç ilişkisi niteliğinde olduğunu belirterek dava şartı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadığından davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, kötü niyetle açılan bu davada davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacı vekili, dava dilekçesiyle, davalı şirketçe navlun sözleşmesine dayalı ürün tedariki, ürünlerin yükleme kontrollerinin yapılması işinde davacının sözleşmeye taraf olup olmadığı, davacı tarafından taşıma komisyonunun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, bu yönde fatura ve cari hesaptan sorumlu olup olmadığı, fatura ile kararlaştırılan ücreti tahsil etmek yönünde davacıya yöneltilen İzmir 13. İcra Müdürlüğünün…….. takip sayılı dosyasında menfi tespit borçlu olunmadığı hususlarında toplandığı görülmüştür.
Uyuşmazlığın; davacının tedarik, ürün bulma, ürünlerin yükleme kontrollerinin yapılması noktalarında davalının navlun sözleşmesi yaptığı kişilere geçici iş ilişkisi ile destek olduğu iddiası ile davalı şirketten 16 Kasım 2020 tarihinde yaklaşık 16 Ton Kağıt Ürününün Aliağa’dan New York’a taşınması için fiyat teklifi talep ettiği, taraflar arasındaki yazışmalar sonucunda icap-kabul aşamasının tamamlandığı, davacının talebi üzere gemi hattına rezervasyon talebi geçilerek davacı adına booking oluşturulduğu, yükleme limanı ALIAGA ( NEMPORT) varış limanı NEWYORK, gemi adı……., olan taşımada davalı şirket tarafından gerçekleştirilen booking üzerine davacı şirket tarafından yükleme tarihlerinin netleştirildiği, davalı şirket tarafından yükleme ve taşıma işlemleri gerçekleştirildikten sonra yapılan bu hizmet karşılığı fatura kesilmek üzere davacıdan cari hesap bilgilerinin istendiği, davacı tarafından da bu bilgilerin davalı ile paylaşıldığı, gelinen bu aşamada tüm yazışmalara rağmen davacı şirketin davalı şirket ile hiçbir ilişkisi olmadığı iddia edilerek borçtan kurtulmaya çalıştığı savunmalarından ibaret olduğu görülmüştür.
Davanın, deniz taşımacılığı kapsamında taşıma komisyonculuğu hususlarından doğan Deniz ticaret hukukuna dayalı dava olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 5/2 maddesi gereğince; Türk Ticaret Kanunu ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalara TTK’ nın Beşinci Kitabında düzenlenen Deniz Ticareti’ne ilişkin hükümlerin uygulanmasının gerektiği ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesi’nce İzmir ili, il mülki sınırları yargı çevresi yetkili olmak üzere İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi görevlendirilmiştir.
HMK’nın 114/c. maddesinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiş, yargılamanın her aşamasında gözetilmesi öngörülmüş, HMK’nın 115/2.maddesinde dava şartı noksanlığı tespit edildiği takdirde davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Neticede Mahkememizin uyuşmazlığın çözümünde görevli olmadığı, Mahkememiz ile İhtisas Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup görevin dava şartlarından olması nedeniyle HMK’nun 115 (1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, dosyanın görevli 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir..(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14640 Karar No: 2016/4226, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/855 2021/970)
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle;
1-HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR 5.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ (Deniz Ticareti İhtisas Mahkemesi)ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır