Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/799 E. 2022/800 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/799
KARAR NO : 2022/800

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31.08.2021 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkiline ait … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini ve olay yerinde görevli memurlar tarafından trafik kazası tespit tutanağı tutulduğunu, müvekkilinin aracına zarar veren … plaka sayılı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, aracın … poliçe numarası ile ZMMS trafik poliçesiyle davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, sebebiyet verdiği kaza neticesinde oluşan maddi zararlardan sorumlu olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası Almanya’ya döndüğünü ve Almanya’da ki … bürosu tarafından 30.09.2021 tarihli bilirkişi raporu ile araçta toplam hasar bedeli olarak KDV dahil 4.472,08 Euro bedelli hasar tespit edildiğini, arabulucuk müesesinden de sonuç alınamadığını, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, müvekkilinin aracında oluşan 4.472,08 Euro için şimdilik 100,00 Euro’nun faiziyle birlikte ve temerrüt tarihinden itibaren T.C.M.B.Efektif satış kuru karşılığı TL olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: kazaya karıştığı iddia edilen … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın ödemeyi beklemeden davacı açtığını, meydana gelen kazada sürücü kusurlarının belirlenmesi gerektiği ve yasal faiz talep edilebileceğini, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 31/08/2021 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası ve başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar,
3-Türkiye Noterler Birliği nezdinde dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği 31/08/2021 tarihi ve mevcut durum itibariyle … plakalı araca ait trafik tescil ve ruhsat belgeleri,
4-Trafik alanında uzman bilirkişi ile otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 09/03/2022 havale tarihli raporları,
5-İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanlığı bünyesinde görevli üç kişilik öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyetinin 13/06/2022 havale tarihli raporları,
6-Davacı vekilinin 14/06/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi,
7-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 31/08/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen hasar bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Noterler Birliğine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketine müzekkere yazılarak … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, 31/08/2021 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … TC Kimlik numaralı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakının, başvuru sonucunda açılan hasar dosyasının ve varsa başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtların eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir trafik alanında uzman ve bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 31/08/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, hasar dosyası, dava konusu araca ait yurt dışı tamirat evrakları ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, 31/08/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar miktarı ve hasar nedeniyle zarar bedelinin, yurt dışı tamirat evraklarının dava konusu trafik kazası ve hasar ile uyumlu olup olmadığı, tamirat bedellerinin yabancı ülke piyasa koşullarına göre makul olup olmadığının da değerlendirilmesi suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 09/03/2022 havale tarihli raporlarında sonuç olarak; davalı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından ZMMS trafik sigortalı olan, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile dikkatsiz ve tedbirsiz olarak araç kullandığını, ayrıca 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 54/1-a maddesini ihlal ettiği görüş ve kanaatinin oluştuğunu, davacı araç sürücüsü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile kazanın oluşumunda atfedilecek herhangi bir hatası ve kural ihlali bulunmadığı kanaatinin oluştuğunu, … plaka sayılı araçtaki toplam hasar beldelinin KDV hariç 2.094,74-EURO olabileceğini mütalaa etmişlerdir.
Taraf vekillerinin bilirkişi heyetinin 09/03/2022 havale tarihli raporlarına karşı itirazları üzerine İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanlığı bünyesinde görevli üç kişilik öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 31/08/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, hasar dosyası, dava konusu araca ait yurt dışı tamirat evrakları, bilirkişi heyetinin 09/03/2022 havale tarihli raporları ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, 31/08/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar miktarı ve hasar nedeniyle zarar bedelinin, yurt dışı tamirat evraklarının dava konusu trafik kazası ve hasar ile uyumlu olup olmadığı, tamirat bedellerinin yabancı ülke piyasa koşullarına göre makul olup olmadığının da değerlendirilmesi suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanlığı bünyesinde görevli üç kişilik öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyeti 13/06/2022 havale tarihli raporlarında sonuç olarak; … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 Sayılı KTK’nun madde 84-f., madde 54-a-2. kurallarını ihlal etmesi sonucu %100 oranında asli Kusurlu olduğunu, … plaka sayılı aracın sürücüsü …’in dava konusu trafik kazasının oluşmaması için alabileceği herhangi bir önlem olmadığı için kusursuz olduğunu, dava konusu … plaka sayılı aracın hasarlanan parçalarının tamir görüp boyanmasını istemediği 31.08.2021 tarihli trafik kazasından önceki gibi orijinal hasar görmeyen parçalar ile değiştirilmesini talep ettiği, trafik kazası sonucu hasar oluşan parçaların yurt dışı iş emri ile uyum sağlayıp yurt dışı fiyatlarının euro bazında tarih itibarıyla yapılan araştırmaya göre uygun ve kadri maruf olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekilinin 14/06/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 2.376,36-EUR olarak ıslah ettiklerini beyan ettiği ve ıslah edilen dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmüştür.
Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 05/10/2021 tarihi itibariyle sigorta şirketine tebliğ edildiği, sigorta şirketi açısından temerrütün rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 18/10/2021 tarihinde vuku bulduğu anlaşılmaktadır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesinde; ”Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez. Hükümlerin tavzihine ilişkin istemlerin ret veya kabulü halinde de avukatlık ücretine hükmedilemez.
Buna karşılık, icra takipleriyle, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştayda temyizen ve bölge idare ve bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusu üzerine görülen işlerin duruşmaları ayrı ücreti gerektirir.” hükmüne yer verilmiş olup, avukatlık ücretinin kapsadığı işlere yer verilmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 16. maddesinde ise ‘Arabuluculuk, Uzlaşma Ve Her Türlü Sulh Anlaşmasında Ücret’ hususunda; ”1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 7.200,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.080,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek bu Tarifeye göre belirlenir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yine her ne kadar davacı vekilince dava dilekçesinde, arabuluculuk vekalet ücretinin hüküm altına alınması talep edilmiş ise de, yukarıda yer verilen kanun ve tarife hükümleri kapsamında, avukatlık ücretinin kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığı olduğunun, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukatın ücrete hak kazanacağının, ancak bu ücretin asıl alacağı geçemeyeceğinin, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücretin (c) bendine göre ödediği maktu ücretin mahsup edilmesi ile bu tarifeye göre belirleneceğinin düzenlendiği, avukatın müvekkili olan tarafın yargılama sonucunda vekili olan avukata ödeyeceği vekalet ücretinin, anlaşmazlık ile sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti kapsamında ödemesi gereken vekalet ücreti miktarının mahsup edilmesi neticesinde hesaplanacak bakiye bedelden ibaret olduğu dikkate alındığında, yapılan yargılama neticesinde ödenecek vekalet ücreti açısından avukatın müvekkili olan tarafa anlaşmazlık ile sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin ek bir külfet olarak yüklenmediği, müvekkili tarafından ödenecek sonuç vekalet ücreti içerisinde arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin de yer aldığı, belirtilen sebepler dahilinde arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin, yargılama sonucunda hüküm altına alınan vekalet ücretinden hariç tutulduğuna dair herhangi bir düzenlemenin yer almadığı, aksine arabuluculuk vekalet ücretinin, avukatın yargılama sonucunda hak edeceği vekalet ücreti içerisinde yer alacağının düzenlendiği, ilgili kanun ve mevzuat hükümleri kapsamında avukatın müvekkiline yüklenmeyen arabuluculuk vekalet ücretinin karşı taraftan tahsilinin talep edilmesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceği gibi iyi niyet kurallarına da aykırılık teşkil edeceği ve hukuk düzeni tarafından korunmasının mümkün olmadığı göz önünde bulundurularak, davacı vekilinin arabuluculuk taraf vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 31/08/2021 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası ve başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar, Türkiye Noterler Birliği nezdinde dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği 31/08/2021 tarihi ve mevcut durum itibariyle … plakalı araca ait trafik tescil ve ruhsat belgeleri, trafik alanında uzman bilirkişi ile otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 09/03/2022 havale tarihli raporları, İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanlığı bünyesinde görevli üç kişilik öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyetinin 13/06/2022 havale tarihli raporları, davacı vekilinin 14/06/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 31/08/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen hasar bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, dava konusu trafik kazasının sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … ilçesi istikametinden … ilçesi istikametine seyir halinde ilerlerken … Ticaret önüne geldiğinde sola dönmek istediği esnada, aynı yönde arkasından gelen sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın ile sollama yaptığı esnada çarpması neticesinde meydana geldiği, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kaza neticesinde davacıya ait aracın hasar gördüğü, oluşan hasarın onarım bedelinin 4.472,08-EUR olduğu, davacı vekilinin 14/06/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini davalı sigorta şirketinin teminat bedelini gözeterek 2.376,36-EUR olarak ıslah ettiklerini beyan ettiği ve ıslah edilen dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 05/10/2021 tarihi itibariyle sigorta şirketine tebliğ edildiği, sigorta şirketi açısından temerrütün rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 18/10/2021 tarihinde vuku bulduğu, davacı tarafın iddiasını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Hasar bedeline yönelik maddi tazminat talebinin KABULÜNE, 2.376,36-EUR maddi tazminatın, poliçe limiti 43.000,00-TL ile sınırlı olmak kaydıyla ve rizikonun sigorta şirketine ihbarından itibaren 8 iş gününün sona erdiği tarih olan 18/10/2021 tarihinden itibaren, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının davalı … Sigorta Anonim Sigorta Şirketinden alınarak davacı …’e verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 2.937,33-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 59,30-TL harç ile 734,33-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.143,70-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 59,30-TL peşin harç, 734,33-TL ıslah harcı, 66,50-TL elektronik tebligat, 1,20-TL kep posta masrafı, 3.450,00-TL bilirkişi ücreti ve 52,00-TL dosya gönderme posta ücreti olmak üzere toplamda 4.422,63-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.