Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/796 E. 2022/854 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/796
KARAR NO : 2022/854

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/11/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Muğla bölgesinde süt ve süt ürünleri imal ve satışı üzerine faaliyet gösteren bir firma olduğunu, çoğu 2020 yılında olmak üzere yine süt ve süt ürünleri üzerine faaliyet gösteren davalı firmaya çiğ inek sütü ve diğer ürün satışı yaptığını, satışı yapılan ürünlerin bedeli ödenmeyince davalı firmaya karşı önce Marmaris 1. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı firmanın yetki ve esas yönünden itirazı üzerine davalı tarafın yetki itirazı kabul edilerek ilgili icra dosyası İzmir 22. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosya numarasını aldığını, zaman kazanmak gayesi ve borcu ötelemek düşüncesi ile icra dosyasına haksız itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek İzmir 22. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazının iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmayacak tutarda icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bahse konu alacak yönünden sorumluluğu bulunmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin devamı sırasında ticari teamül gereği yükümlülükler yerine getirilmediğini, taraflar arasında mevcut olan ticari ilişkide, davacı tarafın teamüllere uymadığı ve müvekkili tarafından ödenen senet tutarlarının yeniden giriş yapılarak hatalar yapıldığını ve ödenen senet asılları müvekkiline teslim edilmediğini, icra takiplerine konu hesap ekstresi incelendiğinde 04.07.2020 tarihinde senet giriş bordrosu olarak işlenen 43.000,00-TL meblağlı senet ödendiğini fakat senet aslı müvekkil şirkete teslim edilmediği gibi yeniden giriş yapıldığını, ticari ilişkide kayıtlı senet asıllarının teslim edilmediğinden bahisle, davanın reddine, takip konusu alacağın taraflar arasında ihtilaflı olması, açık ve belirlenebilir olmama edeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine, davanın reddi ile birlikte davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-Marmaris Arabuluculuk Bürosunun….. Dosya …. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir 21. İcra Dairesinin ….. Esas sayılı dosyası,
3-Taraflara ait ticaret sicil kayıtları,
4-Taraflara ait vergi sicil kayıtları ve cari hesap kayıtları,
5-Davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar,
6-Davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar,
7-Davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar,
8-Talimat mahkemesine sunulan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 03/06/2022 havale tarihli raporu,
9-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 29/09/2022 havale tarihli raporu,
10-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasındaki çiğ inek sütü ve diğer ürünlerin satışına konu ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir 21. İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı şirket olduğu, borçlunun davalı şirket olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 277.825,98-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı vekilinin 26/01/2022 havale tarihli dilekçesinde davalı vekilinin ise 22/12/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde taraf şirketlere ait ticari defter ve belgelerin bulundukları yerleri mahkememize bildirmiş oldukları görülmüştür.
Davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla Muğla Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın re’sen belirlenecek Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir 22. İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi talimat mahkemesine sunmuş olduğu 25/04/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı şirketin 16.11.2020-27.11.2020 tarihleri arasında davalı şirkete 40 adet fatura karşılığında 1.934.788,91-TL’lik mal sattığını, davalı şirketin 2020 yılında davacı şirkete 1.699.962,92-TL’lik ödeme yaptığını, davacı şirketin davalı şirketten (1.934.788,91 TL – 1.699.962,92 TL) 234.825,99-TL alacaklı olduğunu, davalı şirketten alınan 27.11.2020 tarihli 43.000,00-TL’lik senedin ödenmediğini, senet bedelinin davalı şirketin borcuna yazılarak davalı şirketten alacağın 277.825,99-TL’ye yükseldiğini, davacı şirketin takip tarihi olan 26.01.2021 tarihi itibariyle davalı şirketten 277.825,99-TL alacağı bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi akabinde davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdii ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir 22. İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar, talimat dosyası ve içeriğinde yer alan bilirkişi raporu ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek talimat mahkemesine sunulan bilirkişi raporu da göz önünde bulundurularak düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 06/06/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak, yevmiye defteri kapanış onayı bulunmayan 2020 yılı defterinin davalı lehine delil niteliği taşıyıp taşımadığının mahkemenin takdirinde olduğunu, talimata istinaden Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi ….Talimat dosyası için bilirkişi …. tarafından düzenlenen 01.06.2022 tarihli bilirkişi raporu ile incelenen davacı şirket defter kayıtlarına göre, davacı şirketin 26.01.2021 takip tarihi itibariyle davalı şirketten 277.825,99-TL alacağı bulunduğu, takip talebinde 277.825,98-TL alacak talebine yer verildiğini, incelenen davalı şirket defter kayıtlarına göre, davacı şirketin 26/01/2021 takip tarihi itibariyle davalı şirketten 347.015,74-TL alacaklı olduğunu mütalaa etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, Marmaris Arabuluculuk Bürosunun …… Dosya ……Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir 21. İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları ve cari hesap kayıtları, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar, davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, talimat mahkemesine sunulan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 03/06/2022 havale tarihli raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 29/09/2022 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki çiğ inek sütü ve diğer ürünlerin satışına konu ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, İzmir 21. İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyasına davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 277.825,98-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, davacı şirketin 16/11/2020 ile 27.11.2020 tarihleri arasında 40 adet fatura karşılığında davalı şirkete 1.934.788,91-TL’lik mal sattığı, davalı şirketin 2020 yılında davacı şirkete 1.699.962,92-TL’lik ödeme yaptığı, davacı şirketin davalı şirketten 234.825,99-TL alacağı bulunduğu, davalı şirket tarafından davacı şirkete verilen 27/11/2020 tarihli 43.000,00-TL’lik senedin ödenmediği, davacı şirketin takip tarihi olan 26/01/2021 tarihi itibariyle davalı şirketten 277.825,99-TL alacağı bulunduğu, davalı şirket defter kayıtlarına göre de davacı şirketin 26/01/2021 takip tarihi itibariyle davalı şirketten 347.015,74-TL alacaklı olduğu, bu kapsamda davacı şirket tarafından çiğ inek sütü ve diğer ürünlerin satışı kapsamında davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacak bedelinden davalı tarafından ödenen bedelin mahsubu neticesinde davacı şirketin takip tarihi itibariyle ödeme emrine konu ettiği bedel mukabilinde davalı şirketten alacaklı olduğu, davalı şirket tarafından ödeme emrine yöneltilen itirazın yerinde olmadığı, ödeme emrine konu edilen alacağın faturadan kaynaklandığı dikkate alındığında likit mahiyette bulunduğu anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı …nin İzmir 22. İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ İPTALİNE, İzmir 22. İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 277.825,98-TL asıl alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %9 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 277.825,98-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …nden alınarak davacı …ne verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 18.978,29-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 4.744,58-TL harcın mahsubu ile bakiye 14.233,71-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 58,50-TL elektronik tebligat, 26,00-TL tebligat, 49,80-TL posta masrafı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 4.744,58-TL peşin harç ve 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 6.138,18-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 41.895,64-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/10/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
e-imza