Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/780 E. 2022/788 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/780 Esas
KARAR NO : 2022/788

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 16/11/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10.09.2021 tarihinde meydana gelen maddı hasarlı trafik kazasında müvekkilinin maliki olduğu … plakalı araçta yüksek maddi hasar meydana geldiğini, trafik polisleri tarafından tutulan kaza tespit tutanağında, kazanın oluş biçiminin sürücü beyanları doğrultusunda açıklandığını, trafik kazası tespit tutanağında her ne kadar “kazanın oluşumunda sürücü beyanlarının uyumlu olmaması” nedeni ile kusur dağılımı yapılmadığı ifade edilmişse de trafik ekipleri tarafından yapılan alkol ölçümünde … plakalı araç sürücüsünün 0,90 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle meydana gelen trafik kazasında her iki tarafta yeşil ışıkta geçtiğini iddia etse de alkollü olan … plakalı araç sürücüsünün alkolün etkisi ile ışığa dikkat etmeden kırmızı ışıkta geçerek, yeşil ışıkta geçtiğini iddia etmesi nedeni ile asli ve tam kusurlu olduğunu, … plakalı aracın ZMMS nın kaza tarihinde davalı … Sigorta A.Ş. nin … nolu poliçesi ile yapıldığını, kaza nedeni ile davalı sigorta şirketine başvurulduğunu ve kaza ile ilgili hasar dosyası açtırıldığını ancak davalı sigorta şirketi tarafından müvekkiline ait … plakalı araca hasar ve değer kaybı ödemesi yapılmadığını, dava öncesinde başlatılan arabuluculuk sürecinin anlaşmazlık ile sonuçlandığını, ve davanın zorunlu hale geldiğini, müvekkilinin aracının onarım süresi boyunca aracından yararlanamadığından araç mahrumiyet zararının doğduğunu ancak davalının teminat kapsamında araç mahrumiyet zararı olmadığından mahrumiyet zararı ile haklarını kusurlu araç sürücüsü ve araç malikine karşı saklı tuttuklarını ifade ederek; fazlaya ilişkin müvekkil hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihi itibarı ile, hasar bedeli olarak 50,00 TL ve değer kaybı bedeli olarak 50,00 TL olmak üzere 100,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini, arabuluculuk sürecindeki görüşmelere katılması nedeni ile vekalet ücreti hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tahsilini talep etmiştir.
Davalı Vekili Davaya Cevap Dilekçesinde Özetle; Davaya konu başvurunun ZMMS kaynaklı olduğunu ve müvekkili olduğu şirketin kazada oluşan hasardan azami teminat ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacağını, kaza tespit tutanağında kusur tespiti yapılmadığını öncelikle kaza ile ilgili kusur tespitinin yapılmasını gerektiğini, kaza tutanağındaki ifadelerde her iki sürücünün de yeşil ışıkta geçtiklerini iddia ettiklerini, davacı tarafın sigortalıları olan sürücünün alkollü olduğu iddiası ile her ne kadar kusurlu olduğu izlenimi yaratmak istese de alkollü oluşun kazaya etken olup olmadığının önem arz edeceğini, alkolün tek başına kusur nedeni olmadığını, davacının müvekkili olduğu şirkete ihbar yapmadan aldığı ekspertiz raporunun delil olarak kullanılamayacağını, aracın hasar tazminatının fahiş olduğunu, araç onarım bedelinin hesaplanmasında ıskonto uygulanması gerektiğini, kazada hasarlanan aracın onarım işlemlerinin müvekkil şirket ile anlaşmalı servislerde onarılması durumunda onarım maliyetlerinin düşeceğini, müvekkil şirketin onarım bedelinin KDV sinden sorumlu olmadığını, dava konusu aracın onarımının yapılıp yapılmadığının belli olmadığını, ancak onarım işlemleri tamamlanarak faturası kesilen onarım işlemleri için KDV ödenebileceğini, aracın değer kaybı hesabının ZMMS Genel Şartlar ekinde verilen formüle göre ve ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından yapılması gerektiğini, değer kaybı hesabında aracın daha önce herhangi bir kazaya karışıp karışmadığı, değer kaybı tazminatı alıp almadığı, aracın kilometresi, aracın kullanım amacı, aracın hasar gören parçaları ve bu parçaların değer kaybına neden olup olmayacağı hususlarının değerlendirilmesi gerektiğini ve avans faiz talebinin haksız olduğunu ancak yasal faiz talep edilebileceğini ifade ederek davanın reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkiline ait … plakalı aracın 10/09/2021 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigortası ile sigortalı olduğu bilinen … plaka sayılı araç ile trafik kazası nedeniyle hasar gördüğünü iddia ederek 50,00 TL hasar bedeli , 100,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş olup
Somut olay mahkememizce değerlendirilerek dosya, hasar – kusur ve sigorta hesap bilirkişilerine tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır. 31/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Dosya kapsamında 10/09/2021 tarihinde Kaza sırasında … plakalı araç sürücüsü …’ın alkolsüz (0,00 promil) … plakalı araç sürücüsü …’nun 0,90 promil alkollü olduğu, …’nun kaza mahallinde Trafik Ekibince yapılan Alkol Ölçümünde: 0.90 promil alkollü olduğu bu miktarın Adli Tıp Kurumu 5.Ihtisas Dairesinin kabul ettiği değerin altında olduğu, kaza sırasında kazaya karışan sürücülerin her ikisinin de yeşil ışıkta geçtiklerini beyan etmeleri nedeni ile olaya müdahale eden Trafik Polisleri tarafından kusur oranının tespit edilemediği, Kazanın oluşu ile ilgili herhangi bir görüntü kaydı, tanık ifadesi gibi bir delilin bulunmadığı, Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/17698 Esas ve 2014/8222 sayılı kararında ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/1350 Esas ve 2015/7998 sayılı kararlarında “kazaya karısan taraflar kendilerinin yeşil ışıkta geçtiğini iddia ediyor ve bu konuda kesin tespit yapılamıyorsa kusur dağıtımı taraflara eşit olarak dağıtılır.” hükmünün bulunduğu, kaza sırasında … plakalı araç sürücü ….” nun KTK nun madde 47/d, madde 52/a, madde 53/b-3 ve madde 57/a maddelerini ihlal ettiği, sürücü …’ın nun KTK nun madde 47/d, madde 52/a ve madde 57/a maddelerini ihlal ettiği her iki sürücünün yaptığı ihlallerinin birbirleri ile denk olduğu (…” nun … isimli sürücüden farklı olarak ihlal ettiği 53/b-3 maddesinin hız azaltmak olduğu her iki sürücünün de kaza sırasında yeterince azaltmadıkları), yukarıda yapılan açıklamalar ışığında sürücülerin meydana gelen kazadaki sorumluluklarının birbirlerine eşit olduğu, kaza sırasında … plakalı aracın ön kısımlarından hasarlandığı, aracın hasar onarım bedelinin otomotiv hasar bilirkişisi tarafından yedek parça (orijinal ve yetkili servis fiyatları dikkate alınarak ve ıskonto uygulanmamış hali ile) işçilik ve KDV dahil toplam 89.742,13 TL olarak tespit edildiği, Dava konusu araçta kaza sonrası oluşan hasarın onarımı nedeni ile meydana gelecek değer kaybının 24.000,00 TL tutarında olduğu, Eşit kusur oranlarına göre 89.742,13 / 2 – 44.871,07.-TL hasar bedeli ile 24.000,00 /2 12.000,00.-TL değer kaybı zararı zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamında bulunduğunu,
kaza tarihinde ZMSS maddi zarar teminatı 50.000,00.-TL.sı, toplam zarar 56.871,07.-TL.sı olmakla davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna karar verilmesi halinde sorumluluk tutarı 50.000,00.-TL.sı ile sınırlı olacağı, hesaplanan zarar tutarı 24.09.2021 tarihinde muaccel faizi ile birlikte tahsil edilebileceğini mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekili 13/07/2022 havale tarihli değer artırım dilekçesi ile bilirkişi tarafından kabul edilen kusur oranına göre müvekkilinin talep edebileceği zarar miktarının toplamda 56.871,07 TL olarak tespit edildiğini fakat kaza tarihi itibari ile teminat limitinin 43.000,00 TL olduğunu belirterek 50.00 TL hasar bedeline ilişkin talebini 31.000,00 TL’ye 50,00 TL değer kaybına ilişkin talebini 12.000,00 TL’ye artırarak toplam 43.000,00 TL tazminatın davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Kanun koyucu, 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde kazanın oluş şekli: trafik kazası tespit tutanağı, kaza krokisi ve dosya içerisindeki diğer belgeler incelendiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 10/09/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan hasar miktarının ve hasar nedeniyle oluşan değer kaybının ne kadar olduğu, hasar miktarının ve hasar sebebiyle oluşan değer kaybı bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek bedelin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, dava konusu trafik kazasının sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın … Caddesi üzerinde, … Caddesi (veya Otogar) istikametinde seyir halinde iken … Cad kavşağına geldiğinde … Caddesine girmek için sürücüsünün ifadesine göre önce kırmızı ışıkta beklediğini ve yeşil ışığın yanması ile sola dönüş yaparak, … Caddesi … yönünden geçip … Caddesine girmek üzereyken, araç … Cad … istikametinde iken sola dönen … plakalı aracın sağından gelen … yönetimindeki … plakalı aracın ön kısımları ile dönen … plakalı aracın sağ orta direk (B sütını) sol arka kapı ve sol marş biyeline çarpması sonucu meydana geldiği, bilirkişi raporuna göre … plakalı araç sürücü ….” nun KTK nun madde 47/d, madde 52/a, madde 53/b-3 ve madde 57/a maddelerini ihlal ettiği, sürücü …’ın nun KTK nun madde 47/d, madde 52/a ve madde 57/a maddelerini ihlal ettiği bu nedenle kazanın meydana gelmesinde sürücülerin kusurunun birbirlerine eşit olduğu oluşan hasar kapsamında meydana geldiği iddia olunan değer kaybı bedelinin ve hasar tazmini amacıyla iş bu davanın ikame edildiği,davalı tarafın davacı tarafın gerçek zararından sorumlu oldukları dikkate alındığında orijinal parça kullanımı ve KDV bedelinin dahil edilmesi neticesinde araçta oluşan hasar bedelinin 89.742,00-TL olduğu, kusur oranı dikkate alındığında davacı tarafça talep edilebilecek bakiye hasar onarım bedelinin 44.871,07-TL olduğu, oluşan hasar sebebiyle dava konusu araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin ise 24.000,00-TL olduğu yine kusur oranı dikkate alındığında davacı tarafça talep edilebilecek değer kaybı bedelinin 12.000,00 TL olduğu davacı vekilinin 13/07/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava değerini 43.000,00-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve arttırılan dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, davacı tarafın iddiasını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin arabuluculuk taraf vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesinde; ”Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez. Hükümlerin tavzihine ilişkin istemlerin ret veya kabulü halinde de avukatlık ücretine hükmedilemez.
Buna karşılık, icra takipleriyle, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştayda temyizen ve bölge idare ve bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusu üzerine görülen işlerin duruşmaları ayrı ücreti gerektirir.” hükmüne yer verilmiş olup, avukatlık ücretinin kapsadığı işlere yer verilmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 16. maddesinde ise ‘Arabuluculuk, Uzlaşma Ve Her Türlü Sulh Anlaşmasında Ücret’ hususunda; ”1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 7.200,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.080,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek bu Tarifeye göre belirlenir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yine her ne kadar davacı vekilince dava dilekçesinde, arabuluculuk vekalet ücretinin hüküm altına alınması talep edilmiş ise de, yukarıda yer verilen kanun ve tarife hükümleri kapsamında, avukatlık ücretinin kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığı olduğunun, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukatın ücrete hak kazanacağının, ancak bu ücretin asıl alacağı geçemeyeceğinin, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücretin (c) bendine göre ödediği maktu ücretin mahsup edilmesi ile bu tarifeye göre belirleneceğinin düzenlendiği, avukatın müvekkili olan tarafın yargılama sonucunda vekili olan avukata ödeyeceği vekalet ücretinin, anlaşmazlık ile sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti kapsamında ödemesi gereken vekalet ücreti miktarının mahsup edilmesi neticesinde hesaplanacak bakiye bedelden ibaret olduğu dikkate alındığında, yapılan yargılama neticesinde ödenecek vekalet ücreti açısından avukatın müvekkili olan tarafa anlaşmazlık ile sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin ek bir külfet olarak yüklenmediği, müvekkili tarafından ödenecek sonuç vekalet ücreti içerisinde arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin de yer aldığı, belirtilen sebepler dahilinde arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin, yargılama sonucunda hüküm altına alınan vekalet ücretinden hariç tutulduğuna dair herhangi bir düzenlemenin yer almadığı, aksine arabuluculuk vekalet ücretinin, avukatın yargılama sonucunda hak edeceği vekalet ücreti içerisinde yer alacağının düzenlendiği, ilgili kanun ve mevzuat hükümleri kapsamında avukatın müvekkiline yüklenmeyen arabuluculuk vekalet ücretinin karşı taraftan tahsilinin talep edilmesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceği gibi iyi niyet kurallarına da aykırılık teşkil edeceği ve hukuk düzeni tarafından korunmasının mümkün olmadığı göz önünde bulundurularak talebin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜ ile,
31.000,00 TL hasar bedeli ile 12.000,00 TL değer kaybı maddi tazminatının 24/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe limiti dahilinde (50.000,00 TL ile sınırlı )davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 2938,62-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 59,30-TL harç ile 734,34-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 2144,98-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 25,60-TL elektronik tebligat, 54,00-TL posta masrafı, 1500- TL bilirkişi ücreti, 59,30-TL peşin harç ve 59,30-TL başvurma harcı, 734,34- TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.432,54-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı vekilinin arabuluculuk vekalet ücreti talebinin REDDİNE,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır