Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/772 E. 2021/1030 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/772
KARAR NO : 2021/1030

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/09/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin 20.10.2017 tarihinde Tire İlçesi Duatepe Mahallesi Ekin Hisarı Caddesi’nde yoldan çıkarak yol kenarında bulunan evin duvarına çarpması suretiyle gerçekleşen trafik kazasında araç üzerinde yolculuk etmekte olan müvekkili ağır yaralandığı, motosiklet sürücüsü ve maliki olan davalı … kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, aracın zorunlu mali sorumluluk poliçesi diğer davalı “…’nde … poliçe numarasıyla kayıtlı olduğu, kaza sonrası müvekkilinde sağ kulak tamamen işitme kaybına maraz kaldığı, kafatasında çok sayıda kırıkların meydana geldiği, yüzünün sağ tarafı yaralandığı felç geçirdiği, sağ göz kapağını kapatamaz hale geldiği, görme kaybı olduğu, ömür boyu kullanacak göz damlasına mahkum olduğu, maluliyete nedeniyle doğan iş gücü kaybı tazminatı, ilaç, tedavi ve protez giderleri, geleceğe yönelik tedavi giderleri de dahil olmak üzere hesaplanacak maddi tazminat ile müvekkilinin hayat boyu yaşamak zorunda kalacağı elem ve ıstırapların karşılığı olan manevi tazminatta bulunduklarını bu nedenlerle davanın kabulünü talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arkadaş olduğunu, kaza günü birlikte oturup geç saate kadar içki içtiklerini, müvekkile ait motosikleti davacı kullanmış ve kazayı kendisi yaptığını, kaza sonucu herikiside yaralandığını, kabul etmemekle beraber müvekkil kullanmış olsa dahi birlikte içki içmeleri ve hatır taşıması nedenleriyle ayrı ayrı indirim yapılması gerektiğini, davacı kazada yaralanmış tamamen iyileştiği, geçici ve sürekli işgörmezliği sözkonusu olmadığını, trafik kazasında tedavi giderleri SGK ca karşılanmakta yaralanandan hastanelerce ücret talep edilmediğini, Bu nedenle davacının tedavi gideri talebini kabul etmedikleri, davacı tedavi gideri olarak harcama yapmışsa SGK nun davaya dahil edilmesi gerektiğini, bu koşullarda manevi tazminat talebi yerinde olmadığını, ayrıca 60.000,00 TL manevi tazminat talebinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını fahiş olduğunu bu nedenle açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza tespit tutanağına göre … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile seyir halindeyken alkolün etkisiyle ev duvarına çarpması sonucu tek taraflı yaralanmalı kaza meydana geldiği, motosiklek sürücüsü … alkollü olduğunu bilerek araca bindiği ve bu durum zarar görenin müterafik kusuru olduğu, kaza esnasında kask kullanmadığı, davacı tarafça zmms genel şartlarında belirtilen ve ibrazı zorunlu olan belgelerle yapılmış bir başvuru bulunmuyor ise dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, zamanaşımı itirazında bulundukları, davanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde gönderilmesini talep ettikleri, davanın husumet yönünden reddi gerektiği, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için trafik ihtisas dairesine sevk edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının tespiti için dosyanın istanbul atk 3. İhtisas dairesine sevk edilmesi gerektiğini, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren ve karayolları trafik kanunu’nda yapılan değişiklik ile hesaplamanın zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında öngörülen usul ve esaslara göre yapılacağı açıkça belirtildiği, zorunlu mali sorumluluk genel şartları hükmü uyarınca da tazminat hesaplamasında kullanılması gereken yaşam tablosu trh 2010 ve hesaplamada esas alınması gereken teknik faiz %1,8 olarak düzenlendiği, işbu nedenle tazminat hesaplanmasında bu tablonun kullanılmasını ve teknik faizin % 1,8 olarak esas alınmasını talep ettiklerini, manevi tazminat talepleri zmms teminatı dışında olduğu, haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen 20/10/2017 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı,
2-Davacı … ile davalı …’e ait olarak düzenlenen sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanakları,
3-Tire Devlet Hastanesi nezdinde davacıya ait olarak düzenlenen tedavi evrakları ile Engellilik Sağlık Kurulu Raporu,
4-Davalı … nezdinde … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, davacı tarafından yapılan başvuru evrakları,
5-Tire … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası ile içeriğinde yer alan Tire Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı soruşturma dosyası,
6-İzmir SGK İl Müdürlüğü nezdinde davacı …’ye ait olarak bulunan iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli,
7-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ye ait olarak düzenlenen 29/01/2021 tarihli maluliyet raporu,
8-Sair deliller,
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 20/10/2017 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanan davacı …’nin vücut bütünlüğünde sürekli iş göremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise sürekli iş göremezlik tazminatı ile davacının yaralanması sebebiyle katlanmak durumunda kaldığı tedavi, bakım, protez ve ilaç giderlerinin belirlenmesi ile belirlenecek sürekli iş göremezlik tazminatı ve tedavi, bakım, protez ve ilaç giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 60.000,00-TL manevi tazminat bedelinin ise davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın açıldığı ve görüldüğü Tire … Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla), Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli ve 608 numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine ilişkin kararını dayanak göstererek Tire … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsiz hale geldiği gerekçesiyle ve 13/09/2021 tarihli gönderme kararı ile dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verdiği, dosyanın mahkememize tevzi edildiği görülmektedir.
Davanın ticari dava olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur.
Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun, 08/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararında, İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin, İzmir İli mülki idare sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmesine ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04/04/2019 tarih, 2017/11-10 Esas ve 2019/401 Karar sayılı ilamında; Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu tarafından Fikri Sınai Haklar Mahkemelerinin yargı alanının belirlenmesinden sonra Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde görülmekte olan davalarla ilgili olarak yargılamaya devam edilip edilmeyeceği, dosyaların Fikri Sınai Haklar Mahkemelerine devredilip devredilmeyeceği ile ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlık konusunda yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığına, davaların açıldığı ve görülmekte olan Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğine hükmedilmiştir.
04/04/2019 tarihli ilam, somut olaya da ışık tutacak ve uygulanır niteliktedir. Zira, ilama konu yargı alanlarının belirlenmesine ilişkin karardaki düzenlemenin ayrı bir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olan yerlerde bu nitelikteki davalara anılan mahkemelerin, olmayan yerlerde ise hangi Asliye Hukuk Mahkemesinin göreceğine ilişkin bir yargı yeri belirlemesi kararı söz konusu olup, somut olaya konu 07/07/2021 tarihli yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararda da mevcut Asliye Ticaret Mahkemeleri dışında 8 ilde daha Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmasına karar verilmiş olup, mevcut Asliye Ticaret Mahkemeleri ile birlikte yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı yerleri bulundukları il, ilçe Asliye Ticaret Mahkemeleri yönünden ise kararda gösterilen Ağır Ceza Mahkemelerinin yargı çevresi olarak belirlenmiştir. Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesi ancak kanunla mümkün olup, her iki karar yalnız yargı alanlarının belirlenmesine ilişkin aynı içerikte kararlardır. İlamda, yargı yerleri belirlenmesine ilişkin kararın göreve ilişkin olmadığı, yalnız yargı yeri belirlenmesi kararı niteliğinde olduğu, karardan önceki davaların, açıldığı mahkemede devam etmesine ilişkin direnme kararı veren ilk derece mahkemesinin gerekçesi doğru bulunmuş, kararda açıklanan yasal düzenlemeler ve hukuk ilkelerine atıf yapılarak oluşturulan gerekçe ile direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
İlamın gerekçesinde; mahkemelerin görevinin kıyas ya da yorum ile genişletilemeyeceği ya da değiştirilemeyeceği, kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görevin genel mahkemelere ait olduğu konusunda 05/12/1977 tarihli, 1977/4 Esas ve 1977/4 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararının bulunduğu, gönderme kararının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni Hakim Güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesine aykırılık teşkil ettiği, uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olayın, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabi olup yasal düzenleme ile yeni kurulan veya bir başka mahkeme görevlendirilmediği sürece olayın meydana geldiği zamandaki mevcut mahkemeler tarafından çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ”Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesi; ”Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Somut olayda davanın, 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilen ve karara dayanak yapılan 07/07/2021 tarihli yargı alanının belirlenmesine ilişkin karardan önce 20/09/2018 tarihinde açıldığı dikkate alındığında gönderme kararının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni Hakim Güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesinde düzenlenen kanuni hakim ilkesine, kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görevin genel mahkemelere ait olduğuna ilişkin 05/12/1977 tarihli, 1977/4 Esas ve 1977/4 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararına, mahkemelerin görevinin kıyas ya da yorum ile genişletilemeyeceği ya da değiştirilemeyeceği ilkesine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun somut olaya uygulanır nitelikteki 04/04/2019 tarih, 2017/11-10 Esas ve 2019/401 Karar sayılı ilamına, ilamın somut olaya uygulanır niteliği olmadığı düşünülse bile ilamda belirtilen yasal düzenlemeler, hukuk ilkeleri ile yargı yeri alanlarının belirlenmesi ile görevli kurumun bu alandaki düzenlemeleri sonucu görülmekte olan davalara ilişkin açık bir yargı yeri belirlenmesi kararı olmaması halinde davaların açıldığı mahkemelerce görülmesine devam edilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun sair kararlarındaki gerekçelerine, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun, 08/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararına uygun olmadığı gibi; 07/07/2021 tarihli kararda, yukarıda açıklanan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere görülmekte olan davaların, 01/09/2021 tarihinden itibaren görev verilen Asliye Ticaret Mahkemelerine devredileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bunun yanında kararın 07/07/2021 tarihli olduğu ve 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiş olmasına göre; farklı uygulama tarihi belirlenmiş olması ve yalnız yeni mahkemeler kurulmuş olmasının farklı karar ve uygulama tarihini gerektirir bir neden olmadığı dikkate alınarak, kararı vermeye yetkili makamın görülmekte olan davaların Asliye Ticaret Mahkemelerine devredileceğine ilişkin bir kararının bulunmaması yanında, iradesinin de bu yönde olmadığı anlaşılmakla, gönderme kararı usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Tire … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından karar kesin olmak üzere verilmiş olup, kararın niteliği, gönderme kararıdır. Mahkememizce verilecek kararın niteliği itibariyle görevsizlik kararı olması mümkün olmayıp gönderme kararının, usul ve yasaya aykırı olarak verilmiş olması nedeniyle mahkemesine iadesini amaçlayan kesin nitelikli gönderme kararı olması zorunludur. Bu durumda her iki mahkeme tarafından verilmiş görevsizlik kararları olmamakla birlikte karşılıklı gönderme kararları ortaya çıkmıştır. Davaya hangi mahkemenin devam edeceğine ilişkin uyuşmazlığın çözümü gerekli olup, karşılıklı gönderme kararları nedeniyle bu çözümün ilgili mahkemeler tarafından yerine getirilmesi mümkün değildir. Somut olaydaki gönderme kararlarının mahkemelerin görevi ile ilgili olduğu, göreve ilişkin yargısal kararlarla ilgili uyuşmazlığın ancak bir yargı makamı tarafından çözülebileceği, görevle ilgili uyuşmazlıkların Bölge Adliye Mahkemelerinin görevli Hukuk Daireleri tarafından çözümlendiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Gönderme kararına konu, dava dosyasına ilişlin uyuşmazlığı çözme görevinin davanın açıldığı Tire … Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ait olması sebebiyle, dosyanın Tire … Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının, gönderme kararı sebebiyle kapatılmasına,
3-Kararın niteliği itibariyle harç alınmasına yer olmadığına,
4-Mahkememizce verilen kesin mahiyetteki iş bu karşı gönderme kararı kapsamında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21/1-c. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 22. maddesinin kıyasen gözetilmesi suretiyle, dosyanın görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
5-Yapılacak yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
6-Gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluklarında, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere karar verildi.16/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.