Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/770 E. 2022/1058 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/770 Esas
KARAR NO : 2022/1058
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka şubesi ile dava dışı … İnşaat…Şirketi arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca borçlu şirkete kredi kullandırıldığını, davalı şirketin sözleşmeyi müşterek ve müteselsil borçlu kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcunun zamanında ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek dava dışı borçlu ve davalıya ihtarname keşide edildiğini, verilen süre içerisinde ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili için davaya konu icra takibi yapıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz etmesi nedeniyle hakkındaki takibin durduğunu, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını, dava dışı borçlu … İnşaat…Şirketine ait taşınmazlar hakkında İzmir … İcra Dairesi … sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını, ipotekli taşınmazların 4.749.000,00-TL bedel ile alacağa mahsuben müvekkili bankaya ihale olduğunu, ipotekli takip dosyasında ihale bedelinin dosya alacağını karşılamaması nedeniyle 1.483.274,34-TL bedelli rehin açığı belgesinin tanzim edildiğini, davalı tarafça davaya konu icra dosyasına yapılan itirazın haksiz olduğunu, alacağın hesaplamasının kanun ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yapıldığını, sözleşmenin 15.maddesinde bankaya ait defter ve kayıtların delil olacağının, bunlara itiraz edilemiyeceğinin, 12.maddesinde ise temerrüt faizinin, bankaca kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının % 50’sinin ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden uygulanacağının hüküm altına alındığını, uygulanmasa gereken temerrüt faiz oranının %39 olduğunu, sözleşmesinin19.maddesinde İzmir Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kılınması nedeniyle davalının yetki itirazının haksız olduğunu bildirmiş, davalının itirazının iptali ile ipotekli takip dosyasında tahsili sağlanan tutarın düşülmesinden sonra kalan 1.483.274,39-TL bakiye alacak için takip talebindeki şartlar dahilinde takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı tarafça yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunulmamış, davalı vekili tarafından yasal süre geçtikten sonra sunulan dilekçede; genel kredi sözleşmesinin …tarihinde imzalanması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğradığını, borcun sebebinin veya borca hangi sözleşmenin neden olduğunun tam olarak anlaşılamaması nedeniyle icra dosyasında yapılan itirazın yerinde olduğunu, faizin yanlış hesaplandığını, takibe konu alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin haklı olmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu bildirmiş, davanın zamanaşımı usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla taraf olduğu, davacı banka ile dava dışı ….Şirketi arasında düzenlenen 26/12/2012 tarihli genel kredi, sözleşmesi uyarınca sözleşmede kararlaştırılan ödeme takvimine uygun olarak ödemelerin yapılmaması gerekçesi ile davacı tarafça hesabın kat edilerek verilen süre içerisinde ödeme yapılmaması nedeniyle ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağı için davacı bankanın, davalı hakkında alacağın tahsili amacıyla yaptığı icra takibinde; davalının borca ve ferilerine itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu icra dosyasında; davacı banka, davalı hakkında, davaya konu kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için 03/09/2015 tarihinde ilamsız icra yoluyla takip yapmış, davalıya ödeme emri tebliğ edilememesine rağmen, davalı adına vekili tarafından sunulan 09/09/2015 tarihli itiraz dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine borca ve ferilerine itiraz edilmiş, bu nedenle davalı hakkındaki takip durmuştur.
Davalıya ödeme emri tebliğ edilememiş olsa da, davalı yönünden davacı tarafta takibe devam iradesi bulunduğu göz önünde tutularak itirazın yasal süre içinde yapıldığı ve geçerli olduğu kabul edilmiştir.
Dava, İİK’nun 67(1) maddesi uyarınca hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
İtirazın iptali davalarında; icra dairesinin yetkisine itiraz edildikten sonra mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi halinde İ.İ.K’nun 50. maddesi hükmü göz önünde tutularak, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığının belirlenmesi halinde icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın iptaline karar verildikten sonra mahkemenin kendi yetkisini incelemesi gerekmektedir.
Yetkili icra dairesinde takip yapılması, geçerli bir icra takibinin varlığı yönünden zorunlu olup bu durum itirazın iptali davalarında dava şartlarından biridir. İcra müdürlüğünün yetkili olduğunu resen inceleme yetkisinin bulunmaması nedeniyle, bu dava şartı mahkeme tarafından resen gözetilmek zorundadır.
Somut olayda, borca itiraz dilekçesinde davalının yerleşim yeri adresinin … olduğu belirtilerek … icra dairelerinin yetkili olduğu iddia edilmiş ve icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesine rağmen cevap dilekçesinde mahkememizin yetkisine itirazda bulunulmamıştır. Bu nedenle borca ve ferilerine ilişkin itirazın incelenebilmesi için öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itiraz ön inceleme duruşmasında incelenmiş ve karara bağlanmıştır.
Davaya konu … tarihli genel kredi sözleşmesinin 19.maddesinde yazılı olan yetkili yerler yanında İzmir mahkemelerinin yetkili kılındığı, davalı şirket ile asıl borçlu şirketin tacir olmaları nedeniyle yetki sözleşmesinin geçerli olduğu göz önünde tutulduğunda İzmir icra daireleri ve mahkemelerinin icra takibi yapılmasında ve buna bağlı olarak itirazın iptali davası açılmasında İİK’nun 50., HMK’nun 17(1) maddeleri hükümleri uyarınca yetkili oldukları dikkate alınarak davalının icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazında haklılık bulunmadığı anlaşılmakla ön inceleme duruşmasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın iptaline karar verilmiş ve yargılama yapılmıştır.
Davalı vekili … tarihli dilekçesinde, takibe konu alacağı hangi sözleşmeden kaynaklandığını anlaşılır olmadığını ve dayanak belgelerin ödeme emrine ekli olmadığını iddia etmiş ise de; bu durumun icra mahkemesine şikayet konusu olup, davayı etkiler niteliğinin bulunmadığı açık olmakla bu iddia yönünden bir araştırma ve inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Davalı vekili, takibe konu alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasında bulunmuş ise de; takibe konu alacağın … tarihli sözleşmeden kaynaklandığı, sözleşmede kararlaştırılan ödeme günlerinde ödeme yapılmaması nedeniyle alacağın … tarihinde muaccel hale geldiği, davaya konu icra takibinin … tarihinde yapıldığı, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların muacceliyet tarihinden itibaren TBK’nun 146.maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu, buna göre davaya konu alacak yönünden zamanaşımının oluşmadığı açık ve belirgin olmakla davalı tarafın aksi yöndeki iddiasında bir haklılık görülmemekle birlikte, zamanaşımı definin cevap süresi içerisinde ileri sürülmesinin zorunlu bulunmasına rağmen yasal süre geçtikten sonra … tarihinde sunulan dilekçe ile süresinden sonra ileri sürülmesi nedeniyle öncelikle yasal süre içerisinde sunulmaması sebebine bağlı olarak ön inceleme duruşmasında zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
İcra dairesine sunulan itiraz dilekçesinde, aynı kredi sözleşmesinden kaynaklanan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmasına bağlı olarak mükerrer takip yapıldığı iddiasında bulunulmuş ise de, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip belirtilerek takip talebinde ve buna bağlı olarak düzenlenen ödeme emrinde tahsilde tekerrür olmaması kaydının bulunması karşısında ve alacağın niteliği gereği her iki takibin yapılmasında yasal bir engel bulunmadığı birlikte değerlendirildiğinde, mükerrer takip iddiasında haklılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davaya konu icra dosyasında davacı tarafça toplam 4.579.061,75-TL alacak takip konusu yapılmasına rağmen, dava dilekçesinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılmış takipte ihale sonucu alacağı mahsuben davacı tarafa ihalesine karar verilen ipotekli taşınmazlar bedelinin 4.749.000,00-TL olduğu belirtilerek kredi borcundan mahsubu sonrasında kalan 1.483.274,39-TL için rehin açığı belgesi düzenlenerek bu miktar üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi talep edilmiştir.
Ayni kredi sözleşmesinden kaynaklanan aynı alacak için davacı tarafça, davaya konu ilamsız icra takibi yanında İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılmış, ipotekli taşınmazlar alacağına mahsuben toplam 4.749.000,00-TL bedelle davacı bankaya ihale edilmiş icra müdürlüğünce bu bedelin mahsubundan sonra geriye kalan dosya borcu için 1.483.274,39-TL tutarında rehin açığı belgesi düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davaya konu icra dosyası, İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyası içeriği, davaya konu genel kredi sözleşme ve ekleri örnekleri, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi rapor ve ek raporu ile; taraflar ile dava dışı asıl borçlu …. Şirketi arasında varlığı ve içeriği uyuşmazlık konusu bulunmayan davaya konu … tarihli genel kredi sözleşmesinin düzenlendiği, davalının sözleşmeye müteselsil borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla taraf olduğu, TBK’nun 583.maddesinde aranan kefalete ilişkin şekil şartlarında bir eksiklik bulunmadığı, asıl borçlu şirketin sözleşme nedeniyle kullandığı kredileri ödeme takvimine uygun şekilde ödemediği, … ve … tarihli taksitleri ödememesi nedeniyle muacceliyetin oluştuğu, usul ve yasaya uygun düzenlenen … tarihli kat ihtarnamesi ile bir gün içinde ödeme talep edilmesine rağmen ve dava dışı şirkete kat ihtarnamesinin … tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalıya ihtarnamenin tevdi edilemediği, davalı şirket yönünden … tarihinde temerrüt oluşsa da davalıya kat ihtarnamesinin tebliğ edilememesi nedeniyle davalı yönünden icra takip tarihi itibariyle temerrütün oluştuğu, kredi sözleşmesinin 12.maddesinde temerrüt halinde davacı banka tarafından uygulanan en yüksek cari faiz oranının %50 fazlası oranında temerrüt faizi uygulanacağına ilişkin hükmün geçerli ve tarafları bağlayıcı olduğu, aynı alacakla ilgili davacı bankanın İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında yaptığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, yapılan satış işlemi sonunda 4.749.000,00-TL tahsilat yapıldığı, tahsilatın icra takibinden sonra ancak dava tarihinden önce yapılmış olması nedeniyle toplam alacak miktarından mahsup edilerek kalan miktar için itirazın iptalini talep etmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, her ne kadar taraflarca kredi sözleşmesinde akdi ve temerrüt faiz oranları belirlenmemiş ise de ödeme planın da belirlenmiş olması nedeniyle ve tarafların tacir olduğu dikkate alınarak taraflarca ödeme planında belirlenen akdi ve temerrüt faiz oranlarının uyuşmazlığın çözümünde geçerli olduğu, ayrıntıları rapor ve ek raporda gösterildiği üzere ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/10/2011 tarih 2011/19-532 esas ve 2011/640, 22/11/2018 tarih 2017/19-822 esas ve 2018/1754 karar sayılı ilamlarında belirlendiği üzere icra takibinden sonra ve davadan önce borcun bir bölümünün ödenmesi halinde hesaplamanın dava tarihi dikkate alınarak yapılması gerektiği, bu gereğe uygun olarak alınan ikinci ek raporda ayrıntıları ile belirlendiği üzere davacı tarafın dava tarihi itibariyle 574.344,71-TL asıl alacak ile 1.277.075,13-TL işlemiş faiz ve 63.853,76-TL BSMV olmak üzere toplam 1.915.273,60-TL alacak talebinde bulunabileceği, buna karşılık davacı tarafın 574.344,71-TL asıl alacak ile birlikte toplam 1.483.274,39-TL alacak üzerinden itirazın iptalini talep ettiği, taleple bağlılık ilkesi uyarınca buna göre davanın kabulü ile 574.344,71-TL asıl alacak yanında 908.929,68-TL işlemiş faiz ve BSMV ile işleyecek faiz için takibe konu asıl alacağın, dava tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %39 oranında ve TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişen oranlarda işletilecek temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına karar verilmesi gerektiği dikkate alınarak, davanın kabulüne, alacağın likit olup, davalının itirazının haksız olması nedeniyle hükmedilen 1.483.274,39-TL toplam alacağın %20’si oranında davalı tarafın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile; davalının, davaya konu İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/3277 sayılı dosyasında borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının iptali ile takibin 574.344,71-TL asıl alacak ile 908.929,68‬-TL işlemiş faiz ve BSMV’den oluşan toplam 1.483.274,39-TL alacak ile,
İşleyecek faiz yönünden; 574.344,71-TL takibe konu asıl alacağın, dava tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %39 oranında ve TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişen oranlarda işletilecek temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına,
2-1.483.274,39-TL toplam alacağın %20’si oranındaki 296.654,88-TL icra inkar tazminatının, davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 101.322.47-TL karar ve ilam harcı ile 80,70-TL başvurma harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı yararına AAÜT’nin 13 (1) maddesi uyarınca takdir edilen 166.661,95-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca taraflardan tahsili gereken yargılama gideri niteliğindeki 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan; 103,50-TL on beş adet elektronik tebligat gideri,1,80-TL iki adet KEP gideri 850,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 955,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça, peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .28/12/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …