Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/753 E. 2022/132 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/753
KARAR NO : 2022/132

DAVA : İtirazın İptali (Cari Hesaptan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2021
KARAR TARİHİ : 10/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar aleyhine Ankara 20. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, bu dosyanın yenilenerek …/… Esas numarasını aldığını, bu dosya ile borçlu aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine ve borca süresinde yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğunu, taraflarınca dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinin talep edildiğini, icra takip dosyasının İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esasına kaydı yapıldığını, bu icra takip dosyasından borçlulara gönderilen ödeme emrine yasal süresi içerisinde itiraz edilerek takibin tekrar durdurulduğunu belirterek davalının itirazının 5.677,75-TL için iptaline, takibin devamına ve alacağın tahsiline, bu alacağa takip tarihi olan 13.01.2018 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, alacağın likit(belirli-belirlenebilir) olması ve itirazın haksız ve mesnetsiz olması sebebi ile lehlerine % 20’ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itiraza konu takip dosyasında … İktisadi İşletmesi ve … olarak iki adet borçlu bulunduğunu, her iki borçlunun ayrı ayrı tüzel kişiliğe sahip olduğunu, müvekkilinin kamu yararına çalışan dernek statüsünde olduğunu, ticari bir faaliyetinin olmadığını, dosyaya sunulu irsaliyelerin incelenmesinde söz konusu teknik servis ve yedek parçaların kime teslim edildiğine dair bir kayıt olmadığını, defterlerinin incelenmesinde de bu tip bir kaydın bulunamadığını, davacı firma ile müvekkili arasında herhangi bir ticari faaliyet bulunmadığını belirterek davanın reddi ile söz konusu takibin iptaline, haksız dava nedeniyle %40 dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, tüm masrafların davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davanın, cari hesaptan kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptaline yönelik olduğu anlaşılmıştır.
İzmir 2.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celbedilmiş, incelenmesinde; alacaklısının … Teknik ve Tıbbi Ürünleri Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, borçlusunun … İktisadi İşletmesi ile … olduğu, 5.677,75-TL asıl alacak, 1.542,79 TL faiz olmak üzere toplam 7.220,54-TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, borçlu … yetkilisi tarafından 06/05/2021 tarihli dilekçesi ile icra takibine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (kesin hüküm gibi). Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan da denir.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür.
Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesinde; ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.”.. hükmü yer almaktadır.
Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneği olup taraf ehliyetine sahip olanlar Türk Medeni Kanunu tarafından belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre hak ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi davada taraf olma ehliyetine de sahiptir.
Özel hukuk tüzel kişileri özel hukuk hükümlerine göre kurulan ve kamu otoritesini temsil etmeyen, kamu tüzel kişileri ile görevleri bakımından kamu otoritesini temsil eden tüzel kişilerdir. Dava, tüzel kişiliğin hak ehliyetinin bulunması nedeniyle tüzel kişi adına veya tüzel kişiye karşı açılır. Bakanlıklara ve belediyelere bağlı bazı genel müdürlüklerin ayrı bir tüzel kişiliği vardır. Ayrı tüzel kişiliği bulunan genel müdürlükler ile ilgili davalar, bu genel müdürlükler tarafından veya onlara karşı açılır, bağlı bulundukları bakanlıklara veya belediyelere karşı açılamaz.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişki olarak tanımlanmaktadır. Sıfat ise bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamını taşır. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü ifade eder. Uygulamada, davacı sıfatı aktif husumet, davalı sıfatı ise pasif husumet niteliği ile tanımlanmaktadır. Dava konusu edilen mal veya hak üzerinde hak sahibi olanın davayı açması yanında hukuki koruma talep edilene karşı davanın yöneltilmesi gerekir. Davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmama maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı; usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olarak maddi hukuka göre belirlendiğinden ve taraf sıfatının yokluğu itiraza tabi olup taraflarca yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece her aşamada resen nazara alınır.
Davalı … ticaret sicil kaydının mahkememize gönderilmesi için İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, müzekkereye verilen cevapta … İktisadi İşletmesi’ne ilişkin kaydın yer aldığı görüldü.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, taraflara ait ticaret sicil kayıtları ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı derneğin kamu yararına çalışan dernek statüsünde olduğu, ticari bir faaliyetinin olmadığı, iktisadi işletmenin bağlı bir hizmet birimi olmayıp, dernekten bağımsız olarak tüzel kişiliğe haiz olduğu, davaya konu faturaların bu işletme adına düzenlendiği, arabuluculuk son tutanağında davalı dernek ile birlikte iktisadi işletmenin de taraf olarak gösterildiği, ancak takip talebinde ve iş bu davada iktisadi işletmenin taraf olarak gösterilmediği, oysa davalı derneğin pasif dava ehliyetinin bulunmadığı, dava şartlarının bulunup bulunmadığının mahkemece re’sen gözetileceği, dava şartı noksanlığını belirleyen hakimin davayı usulden reddetmekle yükümlü olduğu anlaşılmakla, yapılan yargılama neticesinde davanın pasif husumet ehliyeti dava şartı yokluğu sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-e maddesi atfıyla açılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1- Davanın pasif husumet ehliyeti dava şartı yokluğu sebebiyle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-e maddesi atfıyla 115/2. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin yatırılan 60,87-TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 19,83-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından artacak yargılama giderinin HMK’nın 333 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
5-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı dernek temsilcisinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)