Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/742 E. 2023/11 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/742 Esas
KARAR NO : 2023/11

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2021
KARAR TARİHİ : 10/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkillerin murisi …’nun davalı bankanın Ödemiş Şubesinden 50.000,00-TL tutarında kredi kullandığı, murise kredi kullandırılırken muris …’nun … Hayat Ve Emeklilik A.Ş bünyesinde … numaralı hayat sigorta poliçesi ile sigortalandığı, murisin sağlığında bu kredi borcuna mahsuben ek-2 deki 3 adet dekontla toplam 33.995,00 TL ödeme yaptığı, murisin bilahare … tarihinde vefat ettiği, davalı bankanın murisden olan bakiye alacağını murisin hayat sigortalarından alacağı yerde, bu yola gitmeyip murisin bakiye borcu için İzmir 14.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçtiği, bu takibin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davalı alacaklı bankanın bu takip nedeni ile taşınmazların satışını istediği ve bunun için Kiraz İcra Hukuk Hakimliği’nin …… E. sayılı dosyası ile kıymet takdirine itiraz davası açtığı, müvekkillerinin murisi …’nun davalıya borcu olmadığı, hayat sigortası yapılması durumunda bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerektiğinin zorunlu olduğu, davacı müvekkiller aleyhine yapılan İzmir 14. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibi ile ilgili olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek işbu dava sonuna kadar icra takibinin durdurulmasına, müvekkiller aleyhine açılan İzmir 14.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, yapılan icra takibinin haksız olması nedeniyle lehlerine %20 oranında icra inkar tazminatı takdirine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, vefat eden kredi borçlusu …’nun müvekkil banka ile imzaladığı genel kredi sözleşmesine istinaden Ödemiş şubesinden kredi kullandığı, kredinin geri ödemesinin yapılmaması üzerine kredi hesabının kat edildiği ve borçlulara Üsküdar 16.Noterliğinin 19.09.2017 tarih-… yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiği ve herhangi bir itiraza uğramaksızın İ.İ.K. 68/b maddesi kapsamında kesinleştiği, ihtarnameye rağmen kredi borcunun ödenmemesi üzerine kaydında müvekkil banka lehine ipotek bulunan taşınmazlarla ilgili olarak İzmir 25.İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığı, borçlu …’nun vefat ettiğinin tespit edilmesi üzerine ilgili mirasçılık belgesi gereğince icra takibinin mirasçılarına yöneltildiği, davacı tarafın dava dilekçesinde mevcut beyan ve iddialarının yasal dayanaktan yoksun olduğu, öncelikle vefat eden …’ya kullandırılan kredinin tüketici kredisi olmadığı, ticari nitelik taşıyan tarım kredisi olduğu, bunun dışında ilgili sigorta şirketince mirasçı davacılardan …’ya verilen cevapta ödeme taleplerinin red gerekçelerinin yer aldığı, haksız ve yasal dayanaktan yoksun işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Uyuşmazlığın, … tarihinde vefat eden davacılar murisi … ile davalı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında ödenmeyen kredi alacağının tahsili yönünde İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında davacıların borçlu olmadığının tespiti ile %20 oranında tazminat talebinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
İzmir 14.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, Kiraz İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, Ödemiş 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki Adli Tıp Kurumu raporu, duruşma zaptı UYAP üzerinden getirtilerek incelenmiş, Kiraz Vergi Dairesi, İzmir Vergi Dairesi, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü, İzmir Esnaf Sanatkarlar Odası’na yazılan müzekkere cevapları dosya arasına konulmuştur. Genel Kredi Sözleşmesi, ihtarname ve ekleri getirtilerek incelenmiştir.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde; ”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki yararın bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında icra mahkemesinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 tarihli ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 tarihli ve 2011/13-576 E., 2011/747 K. sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Dava dışı murise kullandırılan kredi sözleşmesinin niteliği, dava konusu borcun kaynağının ne olduğu, davalı bankanın davacılara rücu hakkı bulunup bulunmadığı, davaya konu İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takipte asıl alacak ve ferilerinin usul ve yasaya uygun olarak talep edilip edilmediği hususlarında tarafların iddia ve savunmaları tüm dosya kapsamında bankacı bilirkişiden rapor aldırıldığı, bilirkişinin mahkememize verdiği 27/05/2022 havale tarihli raporunda; 18.08.2016 sigorta başlangıcı tarihi itibariyle mevcut olan ve muris tarafından beyan edilmeyen sağlık sorunu nedeniyle, 28.06.2017 tarihinde vefat etmiş olduğunun tespit edilmesi halinde davacılar tarafından vefat tazminatı talebinde bulunulamayacağı, aksi durumda ise sigorta firmasından vefat teminatının tazmin edilmesinin talep edilebileceği, davalı … Bank A.Ş. nin davacılardan İzmir 14. İcra Dairesi … Esas takip dosyasında 04.03.2019 takip tarihi itibariyle, 21.630,07 TL asıl alacak + 8.758,35 TL temerrüt faizi + 217,83 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 30.606,25 TL alacaklı olduğu, asıl alacağa 04.03.2019 takip tarihinden itibaren %60 temerrüt faizi talep edilebileceği, İzmir 14. İcra Müdürlüğü … Esas takip dosyası yönünden davacıların sorumluluğunun ipotekli taşınmazlar ve ipotek limiti ile sınırlı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Tarafların, kök rapora karşı beyan ve itirazları doğrultusunda mevcut dosya kapsamına göre bilirkişiden ek rapor alındığı, bilirkişinin mahkememize verdiği 25/11/2022 havale tarihli ek raporunda; bilirkişiliğince hazırlanan 27.05.2022 tarihli kök rapora ilişkin olarak davalı vekili tarafından Mahkemeye sunulan 04.07.2022 tarihli dilekçede itiraz edilen hususlar hakkında davacı vekilinin dilekçesindeki madde sıralarına bağlı kalınarak değerlendirildiğini, eklenecek bir husus bulunmadığını, gerek banka tarafından Üsküdar 16. Noterliğinden 19.09.2017 tarih ve … yevmiye ile düzenlenen kat ihtarnamesinde gerekse takip talebinde banka alacağının üç ayrı krediden kaynaklanmakta olduğuna dair hiç bir açıklama olmadığı gibi, davalı vekili tarafından 23.11.2021 tarihli cevap dilekçesi ekinde sadece 15.000,00 TL anapara tutarlı tarım kredisine ilişkin belge sunulduğundan, 6.105,05 TL lik ihtiyaç kredisi ve tarım kart kredisine ilişkin hiç bir belge ve bilgi sunulmadığından, taraflarca dava dosyasına sunulan belgeler dikkate alınmak suretiyle kök rapor düzenlendiği, olmayan belgelere göre rapor düzenlenemeyeceğinden bilirkişiliğince eksik bir hesaplama yapılmadığını, davacı vekili tarafından 6.105,05 TL lik ihtiyaç kredisi ve tarım kart kredisine ilişkin, ilk kullandırım tarihinden itibaren tüm belge ve hesap ekstrelerinin eksiksiz olarak dava dosyasına sunulması ve Mahkeme tarafından talimat verilmesi halinde, davalı bankanın alacak tutarının yeniden hesaplanabileceğini belirtmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, İzmir 14.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, Kiraz İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, Ödemiş 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, Kiraz Vergi Dairesi, İzmir Vergi Dairesi, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü, İzmir Esnaf Sanatkarlar Odası’na yazılan müzekkere cevapları, Genel Kredi Sözleşmesi, ihtarname ve ekleri, aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Genel Kredi Sözleşmesinin 31.05.2012 tarihinde muris … tarafından, 50.000,00 TL kefalet tutarıyla … ve … müteselsil kefilliğiyle imzalandığı, el yazısı ile yazılmış olduğu, tarımsal kredinin 2 eşit taksitte geri ödemesinin kararlaştırıldığı, … sigorta tarafında Kredili Hayat Sigortası ile … lehine vefat teminatı verildiği, Anadolubank A.Ş.’nin dain-i mürtehin olduğu, merhum …’nun 28.06.2017 tarihinde vefat ettiği ve poliçe öncesinde KOAH tanısı olduğu ve poliçe öncesine dayanan mevcut rahatsızlıkları bulunduğundan mevcut rahatsızlığını önceden beyan etmesi gerektiğinden tazmin talebinin yerine getirilmeyeceğinin beyan edildiği, Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce; aldırılan Adli Tıp İhtisas Kurulu 27.07.2022 tarihli mütalaasında kişinin kendisinde KOAH bulunduğunu bilmesinin beklendiğinin belirtildiği, poliçe kapsamında bu şartlara göre tazmin yükümlülüğünün yerine getirilmeyeceği kanaatiyle, merhum …’ya kullandırılan kredinin 19.09.2017 tarihinde kat edildiği, hüküm kurmaya elverişli denetime açık bilirkişi tespitlerine dayalı olarak, davalı bankanın davacılardan İzmir 14.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 04.03.2019 tarihi itibariyle 21.630,07 TL asıl alacak+8.758,35 TL temerrüt faizi + 217,83 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 30.606,25 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden itibaren %60 temerrüt faizi talep edilebileceği, davacıların sorumluluğunun ipotekli taşınmazlar ve ipotek limiti ile sınırlı olduğu anlaşılmakla, takipte vaki itirazda kalan kısmın 21.742,89-TL asıl alacak ile 29.626,72-TL temerrüt faizi yönünden davacıların borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların ipotekli taşınmazlar ve ipotek limiti ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen miktar yönünden davacılar lehine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
İzmir 14.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında vaki itirazın kısmen iptali ile 21.742,89-TL asıl alacak ile 29.626,72-TL temerrüt faizi yönünden davacıların borçlu olmadıklarının tespitine, (Davacıların ipotekli taşınmazlar ve ipotek limiti ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına,)
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Kabul edilen miktar yönünden davacılar lehine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,
2-Harçlar Yasası gereğince hesaplanan alınması gerekli 3.509,05-TL harçtan peşin olarak alınan 1.012,31-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.496,74-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3- Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dava tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince hesap ve takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dava tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince hesap ve takdir edilen 7.907,73-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 1.071,61-TL peşin ve başvurma harcı, 2 KEP gideri 1,20-TL, 6 tebligat gideri 42,00-TL, 2 müzekkere/posta gideri 54,00-TL, bilirkişi ücreti 600,00-TL olmak üzere toplam 1.768,81-TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü nazara alınarak 1.532,84-TL’lik kısmının davalıdan tahsili ile davacılara tarafa verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının artan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.10/01/2023

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)