Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/740 E. 2022/472 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/740
KARAR NO : 2022/472

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2021
KARAR TARİHİ : 07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti müvekkiline ait … plakalı aracı ile 27.01.2020 tarihinde seyir halindeyken Altınyol yol ayrımında … plakalı araç sürücüsü …’nın arkadan çarptığını, çarpma neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada müvekkiline ait olan … plakalı araç hasar aldığını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü … asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğini, davalı sigorta şirketinin, kazada kusurlu olan … plakalı aracın ZMMS poliçesini tanzim eden şirket olup müvekkiline ait olan araçta meydana gelen değer kaybından poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, müvekkilin aracından oluşan hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybının ödenmesi için …’nın maliki olduğu … plakalı aracın ZMMS yapan … Sigorta Anonim Şirketine 05.03.2020 tarihinde başvurulduğunu, sigorta şirketinin 18.03.2020 tarihinde müvekkil adına değer kaybı bedeli olarak 5.662,91-TL yatırıldığını, müvekkili aracının yeni model olup kaza tarihinde km’sinin düşük olduğunu, oluşan değer kaybının daha fazla olup karşılanmadığını, aracın hasarlanması nedeniyle aracının tamir süresinde araç mahrumiyeti doğduğunu, sigorta dışındaki diğer davalılardan tahsili gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalma kaydıyla kusur durumuna göre, bakiye değer kaybına zararı için şimdilik 50,00-TL tazminatın davalı sigortadan temerrüt tarihinden, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, ayrıca şimdilik 50,00-TL ikame araç bedelini kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ikame araç kullandığını ispatlaması gerektiğini, belirsiz dava açılmasının hukuken mümkün olmadığını, dava şartı yokluğunun reddinin gerektiğini, söz konusu kaza neticesinde meydana gelen maddi hasar nedeniyle davacı tarafa müvekkili …’ya ait aracın sigorta şirketi olan diğer davalı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından bilirkişi ekspertiz raporları kapsamında meydana gelen hasarı karşılayacak şekilde 5.662,91-TL olmak üzere gerekli ve yeterli miktarda ödeme yapıldığını, ödenmiş olan miktarların yeniden dava konusu yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, aksine söz konusu kaza sonrasında değiştirilen yedek parçalar ile aracın değerinde artış meydana geldiğini, aracın daha önce kazaya karışması halinde değer kaybı talep edilmesi hukuka uygun olmayacağından aracın daha önce kazaya karışıp karışmadığı eğer karışmışsa ödenmiş değer kaybı bedeli olup olmadığının sigorta kayıtlarından öğrenilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin aracına ait araç sigortasının da davacı tarafın aracına ait araç sigortasının da bedelsiz ikame araç hizmetleri bulunduğunu, söz konusu kaza sonrasında bedelsiz ikame araç hizmetlerinin kullanılması mümkünken, davacı tarafından ayrıca özel olarak ikame araç kiralandığı ve ikame araç bedeli ödendiği iddiası hukuka ve maddi gerçeğe aykırı olduğunu, kazada müvekkili tarafına yüklenen kusur oranına ve kaza sonrası düzenlenen trafik tespit tutanağının müvekkili aleyhine olan hususlarına itiraz ettiklerini, kaza tespit tutanağının müvekkilinin yokluğunda düzenlenerek heyecan ve korku içinde olan müvekkili Yeliz’e imzalatıldığını, aleyhe olan tüm evrak ve raporlara itiraz ettiklerini, kazada davacı tarafın da kusuru bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; sorumluluklarının kusur oranı ve bakiye poliçe limiti dahilinde olduğunu, poliçe limitinin 41.000,00-TL olduğunu, değer kaybı talebi yönünden davacıya 18.03.2020 tarihinde 5.662,91-TL ödendiğini, sorumluluklarını yerine getirdiklerini ayrıca eksper raporu kapsamında onarım bedelinin de ödendiğini, değer kaybının genel şartlar ekine göre hesaplanması gerektiğini, aracın daha önceki kazalarının araştırılması gerektiğini, aracın 165.000 km üzerine olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi,
3-Hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-23/03/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
6-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
7-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
8-Bilirkişi heyetinin 05/04/2022 havale tarihli raporları,
9-Davacı vekilinin 29/04/2022 havale tarihli dava değer artırım dilekçesi,
10-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 27/01/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybının ve aracın tamirat işlemleri süresince kullanılamaması sebebiyle ikame araç bedelinin ne kadar olduğu, hasar sebebiyle oluşan değer kaybı bedeli ile tamirat işlemleri sürecince ikame araç bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek değer kaybı bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, ikame araç bedelinin ise davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Noterler Birliğine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … … … plakalı araca ait olarak düzenlenen …-…-…-… numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin incelenmesinde, poliçenin 12/01/2020 ile 12/01/2021 tarihleri arasında geçerli olduğu, sigorta teminatının maddi hasar yönünden araç başına 41.000,00-TL olduğu görülmektedir.
Her ne kadar davalılar Cemile ve Yeliz vekilince ikame araç bedeli talebi yönünden iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı iddiası ile ikame araç bedeline yönelik davanın dava şartı yokluğunda usulden reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, yerleşik Yargıtay İçtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları göz önünde bulundurulduğunda davaya konu trafik kazasının gerçekleşmesinde kazaya karışan araçların kusur oranlarının ve davacıya ait araçta oluşan hasarın onarım süresi ile onarım süresince temin edilecek emsal araç ücretinden ibareet ikame araç bedelinin hesaplanmasının teknik bilirkişilerce yapılabileceği, tarafın teknik bilirkişiler vasıtasıyla belirlenebilecek hususları kendi başına belirleyerek dava açmasının kendisinden beklenemeyeceği, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği göz önünde bulundurularak, davalılar Cemile ve Yeliz vekilinin hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir trafik alanında uzman bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 27/01/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, kaza yeri fotoğrafları, davalı sigorta şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, … plakalı araca ait tramer kaydı, ekspertiz raporu, onarım faturaları, davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa yapılan ödeme dekontu sureti ve sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücülerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu olan ve 27/01/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar oluşumunun ve dava konusu araca ait tamirat evraklarının birbiri ile uyumlu olup olmadığı, aracın makul tamir süresinin ne kadar olduğu, tamir süresince edinilecek emsal mahiyette araca ilişkin ikame araç bedelinin ne kadar olduğu, ikame araç bedeli ve hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı bedelinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el piyasa değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 05/04/2022 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, …’nın maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü …’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-B ve 56/1-C maddelerini ihlal ettiğini, …’ın maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü Hasan Ali TAŞAR’ın atfi kabil kusurunun olmadığını, değer kaybı bakımından aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde onarım sonrası rayicinin 84.000,00-TL ile 86.000,00-TL olduğunu, ortalama değerinin 85.000,00-TL olduğunu, aracın kaza öncesi rayicinin 96.000,00-TL olduğunu, aracın piyasa koşullarında değer kaybının 11.000,00-TL olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından dava öncesinde 18/03/2020 tarihinde davacıya değer kaybı bedeli olarak 5.662,91-TL ödeme yaptığını, bakiye değer kaybı alacağının 5.337,09-TL olduğunu, ikame araç bedeli bakımından aracın arka kısmındaki onarım için makul onarım süresinin 10 gün olarak tespit edildiğini, aynı özellikteki muadil aracın günlük 200,00-TL bedele kiralanabileceğini, 10 günlük ikame araç bedelinin 2.000,00-TL olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Davalılar Cemile ve Yeliz vekilinin bilirkişi heyetinin 05/04/2022 havale tarihli raporlarına karşı itirazlarının, değer kaybı bedelinin mahkememize ara kararı doğrultusunda yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları dikkate alınarak dava konusu aracın kazadan önceki hasarsız halinin ikinci el değeri ile kazadan sonraki halinin ikinci el değeri esas alınmak ve serbest piyasa araştırması verilerine raporda somut olarak yer verilmek suretiyle belirlendiği, davalılar Cemile ve Yeliz vekilinin araçta sigorta şirketi tarafından ödenen değer kaybı bedeli haricinde değer kaybı bedeli oluşmadığı iddiasının soyut olduğu, trafik kazasında aracı hasar gören şahsın ikame araç bedeli talep edebilmesi için ikame araç bedeli kullandığını ispat etmesine gerek olmadığı, sigorta şirketleri tarafından ikame araç hizmeti sunulmuş ise bu hizmetin sunulduğu hususunda ispat yükünün davalı tarafta olduğu, dava konusu trafik kazasında aracının hasar görmesi sebebiyle davacıya ücretsiz ikame araç hizmeti sunulduğunun iddia edilmediği gibi böyle bir durumu ispata elverişli herhangi bir delilin de dosyada mevcut olmadığı anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 29/04/2022 havale tarihli dava değer artırım dilekçesi ile dava değerini değer kaybı bedeli yönünden 5.337,09-TL’ye ve ikame araç bedeli yönünden 2.000,00-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmüştür.
Davalılar Cemile’nin dava konusu trafik kazasının gerçekleşmesinde %100 oranında asli ve tam kusurlu olan sürücü davalı Yeliz’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın maliki olduğu, bu kapsamda sürücü ve işleten sıfatını haiz davalılar Cemile ve Yeliz yönünden temerrütün haksız fiil tarihi itibariyle meydana geldiği izahtan varestedir.
Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 05/03/2020 tarihi itibariyle sigorta şirketine tebliğ edildiği, sigorta şirketi açısından temerrütün rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 18/03/2020 tarihinde vuku bulduğu anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 23/03/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, bilirkişi heyetinin 05/04/2022 havale tarihli raporları, davacı vekilinin 29/04/2022 havale tarihli dava değer artırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 27/01/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybının ve aracın tamirat işlemleri süresince kullanılamaması sebebiyle ikame araç bedelinin ne kadar olduğu, hasar sebebiyle oluşan değer kaybı bedeli ile tamirat işlemleri sürecince ikame araç bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek değer kaybı bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, ikame araç bedelinin ise davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, 27/01/2020 tarihinde … plakalı araç sürücüsü …’nın %100 oranında asli ve tam kusuru neticesinde … plakalı aracın … plakalı araca çarpması suretiyle gerçekleşen trafik kazasında davacıya ait aracın hasar gördüğü, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … … … plakalı araca ait olarak düzenlenen …-…-…-… numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin 12/01/2020 ile 12/01/2021 tarihleri arasında geçerli olduğu, sigorta teminatının maddi hasar yönünden araç başına 41.000,00-TL olduğu, oluşan hasar sebebiyle davacıya ait araçta 11.000,00-TL değer kaybı meydana geldiği, dava açılmadan önce davacı tarafça yapılan başvuru neticesinde davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa 18/03/2020 tarihinde 5.662,91-TL tutarında değer kaybı tazminatı ödemesi yapıldığı, ödenen bedelin mahsubu neticesinde bakiye değer kaybı tazminatı alacağının 5.337,09-TL olduğu, değer kaybı tazminatından tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunduğu, dava konusu aracın makul tamirat süresinin 10 gün olduğu, muadil mahiyetteki bir aracın temininin günlük 200,00-TL bedel ile mümkün olduğu, bu çerçevede ikame araç maliyetinin 2.000,00-TL olduğu, ikame araç bedelinin dolaylı zararlardan olması sebebiyle davalı sigorta şirketinin ikame araç bedeli yönünden sorumluluğunun bulunmadığı, keza ikame araç bedeli talebine yönelik davanın da davacı tarafça yalnızca gerçek kişi davalılara yöneltildiği, davacı vekilinin 29/04/2022 havale tarihli dava değer artırım dilekçesi ile dava değerini değer kaybı bedeli yönünden 5.337,09-TL’ye ve ikame araç bedeli yönünden 2.000,00-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, sürücü ve işleten sıfatını haiz davalılar Cemile ve Yeliz yönünden temerrütün haksız fiil tarihi itibariyle meydana geldiği, sigorta şirketi açısından temerrütün rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 18/03/2020 tarihinde vuku bulduğu, davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-a)Değer kaybı tazminatı talebinin KABULÜNE, 5.337,09-TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 27/01/2020 tarihinden, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 18/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
b)İkame araç bedeli tazminatı talebinin KABULÜNE, 2.000,00-TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 27/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 501,20-TL karar ve ilam harcından, 59,30-TL peşin harç ile 123,60-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 318,30-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta Anonim Şirketi 231,53-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 75,50-TL elektronik tebligat, 78,00-TL tebligat, 3,00-TL (KEP) posta masrafı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 59,30-TL peşin harç, 59,30-TL başvurma harcı ve 123,60-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.598,70-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta Anonim Şirketi 1.162,91-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta Anonim Şirketi 960,18-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar … ve … vekili ile davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.