Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/711 E. 2022/519 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/711
KARAR NO : 2022/519

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 22/10/2021
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıının, 3. Kişi … Petrol Nak San ve Tic. Ltd. Şti ve … aleyhine İzmir 15. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlattığını, İcra dosyasından UETS sistemi üzerinden Müvekkil Şirkete İİK’nın 89/1. 2. Ve 3. Maddesi uyarınca haciz ihbarnameleri gönderildiğini ancak müvekkili şirkete SMS ve mail yoluyla bilgi mesajı gitmediğinden müvekkil söz konusu ihbarnamelerden haberdar olamadığını, haliyle müvekkil şirket tarafından haberdar olmadığı ihbarnamelere karşı da itiraz yoluna başvurulamadığını, diğer yandan UETS üzerinden yapılan tebligata şirketin eski yetkilisinin e devleti ile ulaşılmakta olduğunu, müvekkil şirketin eski yetkilisinin haber vermesi üzerine gönderilen ihbarnamelerden haberdar olduğunu, gerek müvekkil şirkete ait defter ve belgelerle gerekse üçüncü kişi konumunda bulunan … Petrol Nak San ve Tic. Ltd. Şti’nin defter ve belgeleri ile müvekkilin … Petrol Nak San ve Tic. Ltd. Şti’ne 499.917,20 TL’lik bir borcu olmadığının sabit olduğunu, yine müvekkilin …’a karşı da herhangi bir borcu bulunmadığını, aralarında borç doğuracak herhangi bir alış veriş söz konusu olmadığını, bu nedenlerle öncelikle tedbir taleplerinin kabulü ile müvekkili şirket bakımından İzmir 15. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı icra takip dosyasının teminatlı/teminatsız durdurulmasına, neticesinde davalarının kabulü ile müvekkil şirketin davalılara 499.917,20-TL’lik borcu olmadığının tespitine, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, tebligatın UETS sistemine kayıtlı bulunan adreslerine yapıldığını, davacı şirketin sahibinin … olduğunu, …’ın aynı zamanda takip konusu çeki keşide eden kişi olduğunu ve diğer borçlu …’ın da oğlu olduğunu, ayrıca diğer davalı şirkete yapılan haciz işlemlerinde davalı şirket adresine hacze gidildiğini ve yapılan haciz esnasında iş yerinin davalı borçlu şirkete ait olmasına rağmen tahsilatların davacı şirkete ait pos cihazı ile yapıldığının anlaşıldığını, davalı şirket ile davacı şirketin birlikte hareket ettiklerini, …’ın her iki şirketin de yetkilisi olduğunu, davacı şirket ile diğer davalı şirket arasında bağ bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ın cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketten herhangi bir alacağı olmadığını beyan etmiştir.
Davalı … Petrol Nakliye Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
DELİLLER :
1-İzmir 15. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
2-İzmir 15. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasına dayanak çek sureti,
3-İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası,
4-Taraflara ait ticaret sicil kayıtları,
5-Taraflara ait vergi sicil kayıtları,
6-Davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler,
7-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 31/05/2022 havale tarihli raporu,
8-Davacı vekilinin 16/06/2022 havale tarihli feragat dilekçesi,
9-Davalı … vekilinin vekalet ücreti talebi bulunmadığına ilişkin 17/06/2022 havale tarihli dilekçesi,
10-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, davacı şirketin, davalı … tarafından diğer davalılar … ve … Petrol Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhinde İzmir 15. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında başlatmış olduğu icra takibi kapsamında kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinde yer alan 499.917,20-TL tutarında davalı … ve davalı … Petrol Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde; ”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki yararın bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında icra mahkemesinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 tarihli ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 tarihli ve 2011/13-576 E., 2011/747 K. sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
İzmir 15. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının … olduğu, borçluların … ile … Petrol Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, alacaklı vekilinin borçlular aleyhine 446.033,16-TL toplam alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı görülmektedir.
Manisa Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir 15. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, icra dosyasına dayanak çek sureti, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı, davacı … Akaryakıt Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile davalı … Petrol Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, davalı … Petrol Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin davacı … Akaryakıt Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile davalı … Petrol Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden 499.917,20-TL tutarında alacağı bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebepten kaynaklı olarak alacaklı olduğu hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi 31/05/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davalı şirket ile davacı şirket arasında 20/09/2021 tarih ve 3050 madde numarası ile 2.160,00-TL değerinde yazar kasa satışı yapıldığını, bu bedelin nakit olarak ödendiğini, başkaca bir alışverişin bulunmadığını mütalaa etmiştir.
Vekaletnamesinde özel olarak davadan ve kanun yollarından feragat etmeye yetkisi bulunan davacı vekili, 16/06/2022 havale tarihli dilekçesinde, davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını bildirmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi vekili 20/01/2021 tarihli dilekçesi ile feragat edilen dosyadan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadıklarını bildirdiği görülmüştür.
Feragat, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesinde; ”Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.
Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesinde, davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır, hükmü yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı vekilinin 16/06/2022 havale tarihli feragat dilekçesi, İzmir 15. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin düzenlemiş olduğu 31/05/2022 tarihli bilirkişi raporu, İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası, davalı … vekilinin vekalet ücreti talebi bulunmadığına ilişkin 17/06/2022 havale tarihli dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, vekaletnamesinde davadan ve kanun yollarından feragat etmeye ilişkin özel yetkisi bulunan davacı vekilinin 16/06/2022 havale tarihli feragat dilekçesindeki beyanı ile davadan feragat ettikleri anlaşılmakla, açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca alınması gereken 53,80-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5,50-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından gerçekleştirilen yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … vekilinin vekalet ücreti talebi olmadığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.16/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.