Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/701 E. 2021/890 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/701 Esas
KARAR NO : 2021/890

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 06/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine, … nolu mecburi mali mesuliyet sigorta poliçesi (trafik) ile sigorta edilmiş bulunan “…” plakalı araç 03.04.2018 tarihinde olay yerini terk eden sürücüsünün sebep olduğu kaza neticesinde … plakalı araç hasara uğradığını, hasar sebebiyle … plakalı araçta yaptırılan ekspertiz incelemesi neticesinde 8.571,77-TL hasarın tespit edildiğini, araç malikine 13/06/2018 tarihinde 8.555,00-TL hasar ödemesi ve 1.606,00-TL ek zararlar ödemesi olarak ödeme yapıldığını, davalı sigortalının aracı, olay yerini terk eden sürücü tarafından kullanıldığını, bu hususu delil listelerinde sunulan tutanak ile sigortalının kabul ettiğini, müvekkilinin sigorta şirketinin üçüncü kişiye ödediği sigorta tazminatını mecburi mali mesuliyet sigorta poliçesi genel şartları gereğince sigortalısına rücu etme hakkının doğduğunu, hasar gören araç için davalı borçluya rücu mektubunun gönderildiğini, gönderilen rücu mektuplarına rağmen ödeme yapılmadığını, iş bu sebeple 8.555,00-TL’sinin avans faizi ile toplam tutarı olan 8.930,35- TL’sinin tediyesini teminen Kınık İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ve 1.606,00-TL’sinin avans faizi ile toplam tutarı olan 1.820,-TL’sinin tediyesini teminen Kınık İcra Müdürlüğünün …/… Esas nolu dosyası ile davalı aleyhine açılan takibin davalı tarafından yapılan itiraz nedeniyle durdurulduğunu, açıklanan nedenler ile Kınık İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı Kınık İcra Müdürlüğünün …/… Esas nolu dosyalarda davalının itirazlarının iptali ile takibin devamına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin müvekkiline rücu etme hakkının doğmadığını, Mecburi Mali Mesuliyet sigortasında sigortanın sigortalısına rücu hakkını düzenleyen maddelerinden bir tanesi de davacı tarafın bu maddeye dayanmaya çalıştığını, kazaya karışan sigortalının geçerli bir mazereti olmaksızın kaza mahallini terk etmesi olduğunu, “madde bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı alkol raporu kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde ” madde metni iyice incelendiğinde sigortalının kaza yerini terk etme olgusunun bilinçli bir şekilde ve isteyerek yapılmış olduğunu ortaya çıkarmaya çalıştığını, müvekkil sigortalının kaza mahallini bilinçli bir şekilde terk etmediğini, kazanın oluşmasında müvekkilinin kusurunun olmadığını, müvekkilinin olay yerini bilinçli olarak terk etmesini gerektirecek hiçbir nedenin bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde en ufak bir kusurunun bulunmadığını, kazanın sivil araçlara yasak olan “park etmek yasaktır” levhaları ile donatıldığını, bir sahada diğer aracın bu ikazları hiçe sayarak aracını yasak yere park etmesi neticesinde meydana geldiğini, kusurun tamamen karşı tarafta olduğunu, davacı yanca kusur durumu araştırması yapılmadığını, gerekli incelemelerin yapılmadığını, bunların sorumluluğunun müvekkiline yüklenemeyeceğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak fotokobisi,
2-Kınık İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası,
3-Kınık İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası,
4-… no.lu KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi,
5-Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı,
6-… numaralı hasar dosyası,
7-Faturalar ve hasar fotoğrafları,
8-Ödemelere ilişkin dekont ve ibranameler,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 03/04/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde hasar gören … plakalı araçta oluşan hasar ödemesinin … plakalı araca ait olarak tanzim edilen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi kapsamında davacı şirket tarafından ödenmesi neticesinde, ödenen hasar bedelinin, trafik kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunan ve olay yerini terk eden sürücünün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın maliki sigortalı …’dan rücuen tazmini amacıyla davalı aleyhinde başlatılan icra takiplerine davalı tarafıdan süresinde yapılan itirazların iptali ve asıl alacakların %20’si oranında icra inkar tazminatlarının davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın açıldığı ve görüldüğü Kınık Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla), Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli ve 608 numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine ilişkin kararını dayanak göstererek Kınık Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsiz hale geldiği gerekçesiyle ve 04/10/2021 tarihli gönderme kararı ile dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verdiği, dosyanın mahkememize tevzi edildiği görülmektedir.
Davanın ticari dava olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur.
Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun, 08/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararında, İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin, İzmir İli mülki idare sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmesine ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04/04/2019 tarih, 2017/11-10 Esas ve 2019/401 Karar sayılı ilamında; Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu tarafından Fikri Sınai Haklar Mahkemelerinin yargı alanının belirlenmesinden sonra Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde görülmekte olan davalarla ilgili olarak yargılamaya devam edilip edilmeyeceği, dosyaların Fikri Sınai Haklar Mahkemelerine devredilip devredilmeyeceği ile ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlık konusunda yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığına, davaların açıldığı ve görülmekte olan Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğine hükmedilmiştir.
04/04/2019 tarihli ilam, somut olaya da ışık tutacak ve uygulanır niteliktedir. Zira, ilama konu yargı alanlarının belirlenmesine ilişkin karardaki düzenlemenin ayrı bir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olan yerlerde bu nitelikteki davalara anılan mahkemelerin, olmayan yerlerde ise hangi Asliye Hukuk Mahkemesinin göreceğine ilişkin bir yargı yeri belirlemesi kararı söz konusu olup, somut olaya konu 07/07/2021 tarihli yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararda da mevcut Asliye Ticaret Mahkemeleri dışında 8 ilde daha Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmasına karar verilmiş olup, mevcut Asliye Ticaret Mahkemeleri ile birlikte yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı yerleri bulundukları il, ilçe Asliye Ticaret Mahkemeleri yönünden ise kararda gösterilen Ağır Ceza Mahkemelerinin yargı çevresi olarak belirlenmiştir. Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesi ancak kanunla mümkün olup, her iki karar yalnız yargı alanlarının belirlenmesine ilişkin aynı içerikte kararlardır. İlamda, yargı yerleri belirlenmesine ilişkin kararın göreve ilişkin olmadığı, yalnız yargı yeri belirlenmesi kararı niteliğinde olduğu, karardan önceki davaların, açıldığı mahkemede devam etmesine ilişkin direnme kararı veren ilk derece mahkemesinin gerekçesi doğru bulunmuş, kararda açıklanan yasal düzenlemeler ve hukuk ilkelerine atıf yapılarak oluşturulan gerekçe ile direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
İlamın gerekçesinde; mahkemelerin görevinin kıyas ya da yorum ile genişletilemeyeceği ya da değiştirilemeyeceği, kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görevin genel mahkemelere ait olduğu konusunda 05/12/1977 tarihli, 1977/4 Esas ve 1977/4 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararının bulunduğu, gönderme kararının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni Hakim Güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesine aykırılık teşkil ettiği, uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olayın, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabi olup yasal düzenleme ile yeni kurulan veya bir başka mahkeme görevlendirilmediği sürece olayın meydana geldiği zamandaki mevcut mahkemeler tarafından çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ”Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesi; ”Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Somut olayda davanın, 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilen ve karara dayanak yapılan 07/07/2021 tarihli yargı alanının belirlenmesine ilişkin karardan önce 23/12/2020 tarihinde açıldığı dikkate alındığında gönderme kararının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni Hakim Güvencesi” başlığını taşıyan 37. maddesinde düzenlenen kanuni hakim ilkesine, kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görevin genel mahkemelere ait olduğuna ilişkin 05/12/1977 tarihli, 1977/4 Esas ve 1977/4 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararına, mahkemelerin görevinin kıyas ya da yorum ile genişletilemeyeceği ya da değiştirilemeyeceği ilkesine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun somut olaya uygulanır nitelikteki 04/04/2019 tarih, 2017/11-10 Esas ve 2019/401 Karar sayılı ilamına, ilamın somut olaya uygulanır niteliği olmadığı düşünülse bile ilamda belirtilen yasal düzenlemeler, hukuk ilkeleri ile yargı yeri alanlarının belirlenmesi ile görevli kurumun bu alandaki düzenlemeleri sonucu görülmekte olan davalara ilişkin açık bir yargı yeri belirlenmesi kararı olmaması halinde davaların açıldığı mahkemelerce görülmesine devam edilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun sair kararlarındaki gerekçelerine, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun, 08/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararına uygun olmadığı gibi; 07/07/2021 tarihli kararda, yukarıda açıklanan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere görülmekte olan davaların, 01/09/2021 tarihinden itibaren görev verilen Asliye Ticaret Mahkemelerine devredileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bunun yanında kararın 07/07/2021 tarihli olduğu ve 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiş olmasına göre; farklı uygulama tarihi belirlenmiş olması ve yalnız yeni mahkemeler kurulmuş olmasının farklı karar ve uygulama tarihini gerektirir bir neden olmadığı dikkate alınarak, kararı vermeye yetkili makamın görülmekte olan davaların Asliye Ticaret Mahkemelerine devredileceğine ilişkin bir kararının bulunmaması yanında, iradesinin de bu yönde olmadığı anlaşılmakla, gönderme kararı usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Kınık Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından karar kesin olmak üzere verilmiş olup, kararın niteliği, gönderme kararıdır. Mahkememizce verilecek kararın niteliği itibariyle görevsizlik kararı olması mümkün olmayıp gönderme kararının, usul ve yasaya aykırı olarak verilmiş olması nedeniyle mahkemesine iadesini amaçlayan kesin nitelikli gönderme kararı olması zorunludur. Bu durumda her iki mahkeme tarafından verilmiş görevsizlik kararları olmamakla birlikte karşılıklı gönderme kararları ortaya çıkmıştır. Davaya hangi mahkemenin devam edeceğine ilişkin uyuşmazlığın çözümü gerekli olup, karşılıklı gönderme kararları nedeniyle bu çözümün ilgili mahkemeler tarafından yerine getirilmesi mümkün değildir. Somut olaydaki gönderme kararlarının mahkemelerin görevi ile ilgili olduğu, göreve ilişkin yargısal kararlarla ilgili uyuşmazlığın ancak bir yargı makamı tarafından çözülebileceği, görevle ilgili uyuşmazlıkların Bölge Adliye Mahkemelerinin görevli Hukuk Daireleri tarafından çözümlendiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Gönderme kararına konu, dava dosyasına ilişlin uyuşmazlığı çözme görevinin davanın açıldığı Kınık Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ait olması sebebiyle, dosyanın Kınık Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının, gönderme kararı sebebiyle kapatılmasına,
3-Kararın niteliği itibariyle harç alınmasına yer olmadığına,
4-Mahkememizce verilen kesin mahiyetteki iş bu karşı gönderme kararı kapsamında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21/1-c. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 22. maddesinin kıyasen gözetilmesi suretiyle, dosyanın görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmesine,
5-Yapılacak yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
6-Gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluklarında, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere karar verildi. 22/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.