Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/682 E. 2022/175 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/682
KARAR NO : 2022/175

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/10/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bünyesinde hizmet olarak müşterilerine sanal pos, ödeme hizmetlerine aracılık vb. hizmetler verdiğini, bu hizmet kapsamında müvekkil firma ile davalı arasında sözleşme akdedildiğini, iş bu sözleşme uyarınca müvekkil firmanın davalının satışlarına mevzuat kapsamında altyapı hizmeti sunduğunu, davalının online platformda üçüncü kişilere karşı mal satışı gerçekleştirmiş iş bu satışlara ise mevzuat uyarınca kurulan müvekkil firmamız onnline ödeme hizmeti yönünden altyapı sağladığını, işbu yapılan satışlara ilişkin üçüncü kişiler tarafından yapılan ödemeler davalının hesabına aktarılmasına rağmen davalı üçüncü kişilere karşı edimini yerine getirmediğinden dolayı üçüncü kişilerin chargeback işlemi yapması nedneiyle müvekkilinin doğrudan zarara uğradığını, davalının sözleşme şartlarına kasıtlı olarak uymayarak müvekkilini doğrudan ve kötüniyetli olarak zarara soktuğu aşikar olduğunu, müvekkili firmanın titiz araştırması sonucunda ulaşılan verilere göre, mevcut chargeback işlemlerinin yapıldığı satışlara ilişkin kredi kartı bilgilerinin girildiği IP adreslerinin tümünün borçlu … ile aynı ilçeden ve yine …’ın tanıdığı kişilere ait olduğunu, şüpheli alıcılardan bir tanesi ile kurulan iletişim sonucunda …’ı tanıdığını beyan ettiğini, kendisi bu hileli davranış sonucunda müvekkil firmanın ve üçüncü şahısların hataya düşürülmesine neden olduğunu ve haksız yarar sağladığını, davalı … ile müvekkili arasında bu husus bilahare görüşüldüğünü, davalı taraf bu hareketi bilinçli olarak yaptığını, haksız ve kötü niyetli olduğunun kabulü mahiyetiyle müvekkili ile 10/12/2019 tarihinde kendisine ait elektronik imzanın da bulunduğu borç ikrarı içeren haklı davanın da temel delillerinden olan sözleşme karşılıklı olarak akdettiğini, sözleşmenin 3. maddesinde söz konusu “33.132,00-TL asıl alacak, 2.670,00-TL faiz ve 3.975,00-TL vekalet ücreti” alacaklarının ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak …/… Soruşturma sayılı dosyası,
4-Davalıya ait ticaret sicil kayıtları,
5-Davalıya ait vergi sicil kayıtları,
6-Davalıya ait esnaf sicil kayıtları,
7-Taraflar arasında e-imza ile imzalanan 10/12/2019 tarihli Protokol başlıklı belge,
8-İzmir 13. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası,
9-İzmir 13. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası,
10-İzmir 16. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası,
11-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasında e-imza ile imzalandığı iddia olunan 10/12/2019 tarihli Protokol başlıklı belgede yer alan bedellerin davalıdan tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşu Anonim Şirketi olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 6.000,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak ve 1.802,00-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 35.802,00-TL alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak …/… Soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı şirketin müşteki sıfatı ile davalının da aralarında bulunduğu şüpheliler hakkında Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçu kapsamında şikayette bulunduğu, yapılan soruşturma neticesinde şüpheliler hakkında unsurları itibariyle oluşmayan atılı suç ile ilgili olarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında e-imza ile imzalanan 10/12/2019 tarihli Protokol başlıklı belgenin incelenmesi neticesinde, alacaklının davacı … Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşu Anonim Şirketi, borçlunun ise … olduğu, alacaklı ve borçlu tarafın İzmir 13. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası, İzmir 13. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası ve İzmir 16. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası açısından toplamda 33.132,00-TL asıl alacak, 2.670,00-TL faiz ve 3.975,00-TL vekalet ücreti üzerinden anlaştıklarını, borçlu tarafın 15/12/2019 tarihinde 6.000,00-TL, 15/02/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/03/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/04/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/05/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/06/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/07/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/08/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/09/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/10/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/11/2020 tarihinde 2.277,00-TL ödeme yapılması neticesinde alacaklının bahsi geçen icra dosyaları kapsamında hiçbir alacağının kalmayacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.
İzmir 13. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşu Anonim Şirketi olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 21.399,02-TL alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
İzmir 13. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşu Anonim Şirketi olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 11.171,26-TL alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Yukarıda yer verilen protokolün her iki tarafça e-imza kullanılmak suretiyle imzalandığı dikkate alındığında, protokolün her iki tarafı bağlar nitelikte olduğu, davalının belirtilen tarihlerde belirtilen miktarları ödemeyi taahhüt ettiği izahtan varestedir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamakla birlikte, davalının, adına tebliğe çıkartılan ve usulüne uygun şekilde tebliğ edilen tensip tutanağı ile ön inceleme tensip tutanağında kendisine verilen kesin süreler içerisinde delillerini mahkememize sunmadığı, bu kapsamda kendisini direkt olarak bağlar mahiyette olan protokol kapsamında davacı şirkete borçlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak …/… Soruşturma sayılı dosyası, davalıya ait ticaret sicil kayıtları, davalıya ait vergi sicil kayıtları, davalıya ait esnaf sicil kayıtları, taraflar arasında e-imza ile imzalanan 10/12/2019 tarihli Protokol başlıklı belge, İzmir 13. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası, İzmir 13. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası, İzmir 16. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasında e-imza ile imzalandığı iddia olunan 10/12/2019 tarihli Protokol başlıklı belgede yer alan bedellerin davalıdan tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 6.000,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak ve 1.802,00-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 35.802,00-TL alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, taraflar arasında e-imza ile imzalanan 10/12/2019 tarihli Protokol başlıklı belgenin incelenmesi neticesinde, alacaklının davacı … Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşu Anonim Şirketi, borçlunun ise … olduğu, alacaklı ve borçlu tarafın İzmir 13. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası, İzmir 13. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası ve İzmir 16. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası açısından toplamda 33.132,00-TL asıl alacak, 2.670,00-TL faiz ve 3.975,00-TL vekalet ücreti üzerinden anlaştıklarını, borçlu tarafın 15/12/2019 tarihinde 6.000,00-TL, 15/02/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/03/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/04/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/05/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/06/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/07/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/08/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/09/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/10/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 15/11/2020 tarihinde 2.277,00-TL ödeme yapılması neticesinde alacaklının bahsi geçen icra dosyaları kapsamında hiçbir alacağının kalmayacağının kararlaştırıldığı, protokolün her iki tarafça e-imza kullanılmak suretiyle imzalandığı dikkate alındığında, protokolün her iki tarafı bağlar nitelikte olduğu, davalının belirtilen tarihlerde belirtilen miktarları ödemeyi taahhüt ettiği, davalı cevap dilekçesi sunmamakla birlikte, davalının, adına tebliğe çıkartılan ve usulüne uygun şekilde tebliğ edilen tensip tutanağı ile ön inceleme tensip tutanağında kendisine verilen kesin süreler içerisinde delillerini mahkememize sunmadığı, bu kapsamda kendisini direkt olarak bağlar mahiyette olan protokol kapsamında davacı şirkete borçlu olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı …’ın İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ İPTALİNE, İzmir 5. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 6.000,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak, 3.500,00-TL asıl alacak ve 1.802,00-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 35.802,00-TL alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %9 oranında faiz uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 35.802,00-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’dan alınarak davacı … Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşu Anonim Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.445,63-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 432,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.013,23-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 5,50-TL elektronik tebligat, 71,00-TL tebligat, 1,20-TL (KEP) posta masrafı, 432,40-TL peşin harç ve 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 569,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.370,30-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.