Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/679 E. 2021/952 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/679 Esas
KARAR NO : 2021/952

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 15/10/2021
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkilisi olduğu … Limited Şirketi’nin ticari faaliyetlerini yürütmek amacıyla İstanbul’a gittiğini, müvekkilinin yetkilisi olduğu Şirket’e ait … plakalı aracın camının kırılması nedeniyle aracın içerisinde bulunan eşyaların 30.09.2021 tarihinde çalındığını, müvekkilinin yaşadığı bu hırsızlık olayı hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma numarası ile şikayette bulunulduğunu, müvekkilinin çalınan eşyaları arasında yetkilisi olduğu şirket tarafından şirketin ticari faaliyetlerinin yürütülmesi için kendisine cirolanan 23 adet çekin de bulunduğunu, söz konusu 23 adet çeklere ilişkin bilgilerin, Türkiye Halk Bankası … Şubesi’nin “…, …,…,…,…,…,…,…,…,…, …,…, …,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…” çek numaralı, keşidecisi … Limited Şirketi olan çeklerin yetkili hamilinin şirket yetkilisi olan müvekkil …’in olduğunu, müvekkilinin şirket yetkilisi olarak kendisine ciroladığı 23 adet çekte kendi imzası ve şirket kaşesinin bulunduğunu, söz konusu çeklerin tedavüle hazır bir şekilde kötü niyetli üçüncü kişiler tarafından ele geçirildiğini, çeklerin müvekkilinin uhdesinde bulunduğu esnada çalındığını, kötü niyetli üçüncü kişiler tarafından piyasada tedavüle çıkartılabilecek, bankaya ibraz edilerek tahsilatı yapılabileceğini bu hususların müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, söz konusu çeklerin tedavüle çıkmaması ve kötü niyetli kişilerce bankaya ibraz edilmemesi, için çek bedellerinin talep edilebilmesi bakımından çeklerin iptaline karar verilmesini ve müvekkilinin zarara uğramaması için çekler hakkında tedbiren ödeme yasağına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Türkiye Halk Bankası … Şubesine ait, keşidecisi … Limited Şirketi olan, …,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,… numaralı çeklere ait kayıtlar,
2-Banka kayıtları,
3-Çek bilgilerine ait ekran görüntüsü,
4-İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma numaralı soruşturma dosyası,
5-Davacı vekilinin 03/11/2021 tarihli dilekçesi,
6-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan davanın, Türkiye Halk Bankası … Şubesine ait, keşidecisi … Limited Şirketi olan, …,…,…,…,…,…,…,…,…, …, …,…,…,…,…,…, …,…, …,…,…,, … numaralı çeklerin zayi nedeniyle iptali talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 651. maddesi “Kıymetli evrak zayi olduğu taktirde mahkeme tarafından karar verilebilir. Kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyanı ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.” hükmünü içermektedir.
Zayi nedeniyle çek iptali davası açılabilmesi için öncelikle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 780. ve 781. maddeleri uyarınca yasal unsurlara haiz bir çekin bulunması esastır. Bu unsurlara haiz olmayan bir belgenin kambiyo senedi vasfı taşımaması nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca zayi nedeniyle iptali istenilemez.
Türk Ticaret Kanunu’nun 818. maddesinde poliçeye ilişkin hangi hükümlerin çek hakkında da uygulanacağına dair düzenlemeye ver verilmiştir. Bu düzenlemede yapılan atıf uyarınca Türk Ticaret Kanunu’nun poliçenin iptaline dair 757 ilâ 763. maddeleriyle 764. maddesinin birinci fıkrası hükümlerinin çekin iptalinde de uygulanması zorunludur.
Zayi nedeniyle kıymetli evrak iptali, kıymetli evrakta hak ile çek arasındaki sıkı bağlılığın, çekin zayi edilmesi halinde ortaya çıkaracağı haksızlıkları önleme ihtiyacından doğmuştur, yetkili hamil veya lehtar tarafından zayi edilen çekin hak sahipliğini teşhis fonksiyonunu ortadan kaldırarak ve dilekçe sahibinin söz konusu hakka sahip olduğu konusunda bir karine yaratarak bu hakkı çekişmesiz olarak talep etmesini sağlamaya yönelik nizasız kaza yani hasımsız dava konusu bir işlemdir. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilecek iptal kararı ile birlikte borçlu, bono, poliçe veya çeki ibraz edilmeden ödeme imkanına kavuşmaktadır (Özkan Gültekin, Öğretide ve Uygulamada Kıymetli Evrakın Ziya ve İptali, Ankara-2006, s.51).
Kıymetli evrak iptali veya çek iptali davalarında amaç, kıymetli evrakı ibraz mecburiyetinde olan ve çekin zilyetliğini kaybetmesi nedeniyle bu zorunluluğu yerine getiremeyen lehtar veya hamile hakkının mevcudiyetini kanıtlamak bakımından bir imkan sunmak, aynı zamanda lehtar veya hamilin çeki ibraz edememekten dolayı alacak hakkını kullanmaktan mahrum kalmasını önlemektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 757. maddesinde kıymetli evrakın iptali ve önleyici önlemler konusunda düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenleme uyarınca kıymetli evrakı iradesi dışında elinden çıkan kişi muhatabın poliçeyi ödemekten men edilmesi amacıyla ödeme yeri veya hamilin yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurabilir. Mahkeme, ödemeyi men eden kararında ayrıca muhataba vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdii etmeye izin verir ve tevdii yerini gösterir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 758. maddesinde yapılan düzenleme uyarınca poliçeyi eline geçiren kişinin bilinmesi durumunda mahkeme dilekçe sahibine iade davası için uygun bir süre vereceği düzenlenmiş, verilen süre içinde dava açılmazsa mahkemenin muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldıracağı belirlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 759. maddesi hükmüne göre de poliçeyi eline geçiren kişinin bilinmemesi halinde poliçenin iptaline karar verilmesi istenebilir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/04/2012 tarih ve 2012/4860 Esas 2012/6267 Karar sayılı ilamı ile de kıymetli evrakın zayi nedeniyle iptaline ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu belirlenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/11-1884 Esas 2015/1059 Karar sayılı ilamında aynen; ”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun iptali düzenleyen “Önleyici önlemler” başlıklı 757. maddesinde;
(1) İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir
(2) Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir.” hükmü düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “İade davası” başlıklı 763. maddesinde ise;
” (1) Elden çıkan poliçe mahkemeye sunulursa, mahkeme, iade davası açması için dilekçe sahibine uygun bir süre verir. Dilekçe sahibi bu süre içinde dava açmazsa, mahkeme, poliçeyi, sunmuş olana geri verir ve muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “İptal kararı” başlıklı 764. maddesi uyarınca;
”Elden çıkan poliçe, verilen süre içinde mahkemeye sunulmazsa, iptaline karar verilir.
Poliçenin iptaline karar verilmiş olmasına rağmen, dilekçe sahibi kabul edene karşı poliçeden doğan istem hakkını ileri sürebilir.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 651/2 maddesi uyarınca, kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyanın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi senedin iptalini karar verilmesini isteyebilir.” denilmiştir.
Anılan maddeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca, çekin iptaline ilişkin dava açma hakkı, çeki kaybeden yetkili hamile aittir. Çekin hamili çekin iptal davasını olumlu şekilde sonuçlandırdıktan sonra çek bedelini çekin keşidecisinden talep edebilir.
Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dava dilekçesine ekli çek suretleri göz önünde bulundurulduğunda, davacı şirketin dava konusu çeki yetkili hamil sıfatıyla elinde bulundurduğu ve dava konusu çeke ilişkin çek iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğu ortadadır.
Mahkememizce tanzim olunan 18/10/2021 tarihli tensip tutanağının 3 numaralı ara kararında dava dilekçesinde dava konusu çeklerin ciro edildiklerinini beyan edildiği dikkate alınarak; davacı vekiline, dava konusu edilen Türkiye Halk Bankası … Şubesine ait, keşidecisi … Limited Şirketi olan, …,…,…,…,…,…,…, …,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,… seri numaralı çeklerin bedellerini mahkememize bildirmek üzere iki haftalık süre verilmesine karar verilmiş olup, davacı vekili 03/11/2021 tarihli dilekçesinde, dava konusu çek bedelleri üzerinde çek bedelleri yazmadığından söz konusu çeklere ilişkin bedelleri bildiremediklerini, çekler üzerinde keşideci şirketin kaşe ve imzasının bulunduğunu, davacının çeklerin yetkili hamili olduğunu, çeklerin hırsızlık sonucunda üçüncü kişiler tarafından ele geçirildiğini beyan etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09/10/2017 tarih ve 2016/3016 Esas 2017/5123 Karar sayılı ilamında aynen; ”…dava konusu çeklerin boş çek yaprağı olduğunun davacı tarafından dava dilekçesinde ve müşteki ifade tutanağında beyan edildiği, dolayısıyla iptali istenen çeklerin kıymetli evrak vasfında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre…” ibarelerine yer verilmiştir.
Dava konusu çek yapraklarının bedel kısımlarının boş olduğu hususunun davacı vekili tarafından 03/11/2021 tarihli dilekçesi ile mahkememize bildirildiği, boş çek yaprağının kıymetli evrak vasfının bulunmadığı, bu kapsamda kıymetli evrak vasfı bulunmayan kıymetli evrak açısından iptal talebinin kabulünün mümkün bulunmadığı izahtan varestedir.
Tüm dosya kapsamı, davacı tarafın iddiaları, Türkiye Halk Bankası … Şubesine ait, keşidecisi … Limited Şirketi olan,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…, …,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,…,… numaralı çeklere ait kayıtlar, banka kayıtları, çek bilgilerine ait ekran görüntüsü, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma numaralı soruşturma dosyası, davacı vekilinin 03/11/2021 tarihli dilekçesi ile sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekilinin dava konusu çeklerin zayi olmaları sebebiyle iptali talebi ile iş bu davayı ikame ettiği, dava konusu çek yapraklarının bedel kısımlarının boş olduğu hususunun davacı vekili tarafından 03/11/2021 tarihli dilekçesi ile mahkememize bildirildiği, boş çek yaprağının kıymetli evrak vasfının bulunmadığı, bu kapsamda kıymetli evrak vasfı bulunmayan kıymetli evrak açısından iptal talebinin kabulünün mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluklarında dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.